Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba
Degerli kardesim Ali, siz tam olarak soylemesenizde arkadaslarla olan yazismalarimizda kendileri inancin gereksizligini savundular. Inanmadan yasayarak Allah'in rizasina ulasilacagini mukafat elde edilecegini soylediler.
Yanlis anladiysam duzeltsinler bir zahmet.
Gerci benim yargisal kisimla pek ilgilendigim yok zaten, kimin cennete kimin cehenneme gidecegini belirlemeyi Allah'a birakiyorum,birakmak zorundayiz. Nitekim o gun ondan baska hic kimsenin sefaati fayda vermeyecektir, yargi tamamen ona aittir.
Kuran vahyi'ne inanan insanlarin, onun temel prensiplerini cok iyi tespit etmeleri gerekir. Bir yandan Kuran derken, diger yandan onun gereksizligi yonunde dusunceler ileri surmek buyuk bir celiski olur. Allah'a inanmadan ona yonelmeden yasamanin dogrulugunu savunmak ise birakin Islam'in hic bir inancin kabul edebilecegi bir anlayis degildir.
Inandiklarini soyledikleri halde, inanclariyla celiskili yasam surdurenlerin varligi, bu tarz iddialari dogru kilmaz. Kuran vahyinin temelinde olmazsa olmazi, halis bir Allah inancidir. Mekke musriklerinin Allah inanclari gunumuzdeki ateistlerinkine en yakin olanlarindandir. Vahyin indigi cagda en materyalist dusuncelerden birisi, Mekke de varligini surdurmekteydi. Ticari amaclardan oturu muzelestirilmis bir din yapisini ayakta tutmaktaydilar. Inanca fazla onem vermemekteydiler. Allah'a da diger tanrilarada, cikarlarindan oturu eyvallah diyorlardi. Kuran zikir ehlinden once bunlarla ugrasmistir. Hatta zikir ehlini bunlara karsi referans niteliginde kullanmistir. Vahyin ilerleyen yillarinda Ehli kitab ile olan olumsuz gelismelerin artis gostermesi ve mekkenin Islama sempatik davranmasi uzerine kitap ehlinin musriklerden daha olumsuz bir tarzda ele alindigini gormekteyiz. Soylemek istedigim herseyi konteksine gore anlamaliyiz. Bazi ifadeler mustakil degerlendirildiginde yanlis anlamlar cikabiliyor.
Kardesim oncelikle Kuran'a nasil bakildigi belirlenmelidir, ben ayni gorusu paylastiginiz arkadaslar da dahil sizde bu netligi goremiyorum. Lutfen beni yanlis anlamayin ama eger bu kuran ve Allah unutulup gidesi kadar dusuk seviyede tutuluyorsa bizim ortak bir yanimiz kalmamistir.
Ben Allah'a ve Kuran'in mesajinin surekliligine inaniyorum. Gelenekcilere karsi cikarken Allah'sizlara sempati duymuyorum. Gerci bir zamanlar bu surecten bizlerde gectik. Gelenekcilerin baskisindan ve inadindan oturu sol dusunceyi daha evla sanmistik. Sonunda onlarinda gizli bir dini ve inanci oldugunu yerine gore gelenekcilerden de fanatik davrandiklarini gorduk.
Sevgili kardesim Kuran'in butunlugunden cikan sonuc, muhatabin icinde bulundugu ortam ve imkanlar dahilinde yapmasi gereken ; inanarak iyi olmaktir veya iyi olarak inanmaktir. Mekkede ve cevresinde Kuran'a inanmadigi halde iyi olan kimseler oldugu muhakkaktir, fakat Kuran boyle olmayi hic bir zaman onaylamaz.
Degerli kardesim Hayrullah soylediklerimden dunya hayatini gaye edinmek gibi bir sonuc cikabilecegini sanmiyorum. Allah'in takdiri geregi bu dunyada yasiyoruz ve onda yasadigimiz sure boyunca hayati istikrarli kilmamiz gerekmektedir. Ekonomik ozgurlugunu kaybetmis kimselerin saglikli bir sekilde inanmalari dahi zorlasmaktadir. Muhammed'in kendi ortaminda imkan edinme cabalari pek anlasilmamistir. Tasavvuftaki dunyadan cekilmek Islamda yoktur. Allah'in helal cizgisini takip ederek imkanlarimizi maksimuma cikarmak en buyuk ibadettir. Dunya yasamina olumsuz tarzda yaklastigi sanilan ayetler yanlis anlasilmaktadir. Yazilarinin cogunda Recep Ihsan beyin de ayni yanlisi sergiledigini gormekteyiz.
Ekonomik ozgurlugunu kaybetmis kimselerin saglikli bir sekilde inanmalari dahi zorlasmaktadir.
Selamlar,
Merhaba Muhliskul,
alıntı yaptığım yazının tamamına katılıyorum,evet esas direk Allaha iman ve salih amel..bunu beliryende biz olmadık..
Allaha imasızlık salih amel..bunu destekleyen tek kelime görmedim Kuranda..hep imanla sabırla yardım beklemek..ancak şu alıntı yaptığım paragraf aslında tam manasıyla sağlaması yapılarak bilinen bir gerçek..bu gerçeği fark edip burada dile getirmişsin.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamlar,
Allah her insanın fıtratını temiz amaçlara uygun
donatmıştır. Yani temelde her insan iyilik yapabilme özelliğine sahiptir. İradeli
varlıklarla yaşadığı için ve kendiside iradeli bir varlık olduğu için, zamanla tarih
boyu bir birini izleyen gelenekler, yaşadığı toplum, aldığı kültür, geçirdiği
evreler vb. fıtratından sapmasına neden olabilmektedir.
İlahi vahiyler insanları yaratılış özelliğine çağırmışlardır,
resuller modern anlamda format atmak, fıtrata yöneltmek için uğraş
vermişlerdir.
Şimdi zaman zaman insanların bazılarının
fıtratlarına uygun davranış gösteriyor olmaları bizi farklı bir zemine (Allahsız
yaşam anlayışına) çekmeye yeterli oluyormu!?
Hayat sadece ahlakı yaşantıdan mı ibaret? Yaşam sadece
fizyolojik değil aynı zamanda psikolojiktir de, maddi-manevi iki yönü vardır.
İnsan kendinden üstün bir güce sığınma ihtiyacı
duyar, yakarışlarımız, dualarımız kime. Hele bir sıkışın hastalanın, yada ölün
göreyim kimden medet umar insan Allah’a duyulan ihtiyaç her şeyden daha
fazladır.
Bütün resuller Allah’a çağırmışlardır.
“…ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım
dileriz…”
"…Rabbimiz,
unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere
yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği şeyleri
yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlâmız(sâhibimiz,
efendimiz)sin! kâfirler toplumuna karşı bize yardım eyle!"
Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile
Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter
ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir…”
“…O
gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların
ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey
Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye
gücün yeter."
Bunlara
benzer ayetler Kur’an’da oldukça fazladır. Gecenin ıssız ve sessiz bir
sırasında Kur’an’ı elimize alıp okuyalım, nasıl bir duygu kaplayacaktır içimizi
bir bakalım.
Bilmeden
bir şeylere malzeme olmayalım Allah korusun ne demekmiş Allah’a iman etmemek…
Benim
kanaatim odur ki Allah’a inanmayan insan doğru bir iş tutamaz.
Allah
bütün samimi kalpleri korusun.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
muhliskul Yazdı:
Merhaba
Degerli kardesim Ali, siz tam olarak soylemesenizde arkadaslarla olan yazismalarimizda kendileri inancin gereksizligini savundular. Inanmadan yasayarak Allah'in rizasina ulasilacagini mukafat elde edilecegini soylediler.
Yanlis anladiysam duzeltsinler bir zahmet.
Gerci benim yargisal kisimla pek ilgilendigim yok zaten, kimin cennete kimin cehenneme gidecegini belirlemeyi Allah'a birakiyorum,birakmak zorundayiz. Nitekim o gun ondan baska hic kimsenin sefaati fayda vermeyecektir, yargi tamamen ona aittir.
Kuran vahyi'ne inanan insanlarin, onun temel prensiplerini cok iyi tespit etmeleri gerekir. Bir yandan Kuran derken, diger yandan onun gereksizligi yonunde dusunceler ileri surmek buyuk bir celiski olur. Allah'a inanmadan ona yonelmeden yasamanin dogrulugunu savunmak ise birakin Islam'in hic bir inancin kabul edebilecegi bir anlayis degildir.
Inandiklarini soyledikleri halde, inanclariyla celiskili yasam surdurenlerin varligi, bu tarz iddialari dogru kilmaz. Kuran vahyinin temelinde olmazsa olmazi, halis bir Allah inancidir. Mekke musriklerinin Allah inanclari gunumuzdeki ateistlerinkine en yakin olanlarindandir. Vahyin indigi cagda en materyalist dusuncelerden birisi, Mekke de varligini surdurmekteydi. Ticari amaclardan oturu muzelestirilmis bir din yapisini ayakta tutmaktaydilar. Inanca fazla onem vermemekteydiler. Allah'a da diger tanrilarada, cikarlarindan oturu eyvallah diyorlardi. Kuran zikir ehlinden once bunlarla ugrasmistir. Hatta zikir ehlini bunlara karsi referans niteliginde kullanmistir. Vahyin ilerleyen yillarinda Ehli kitab ile olan olumsuz gelismelerin artis gostermesi ve mekkenin Islama sempatik davranmasi uzerine kitap ehlinin musriklerden daha olumsuz bir tarzda ele alindigini gormekteyiz. Soylemek istedigim herseyi konteksine gore anlamaliyiz. Bazi ifadeler mustakil degerlendirildiginde yanlis anlamlar cikabiliyor.
Kardesim oncelikle Kuran'a nasil bakildigi belirlenmelidir, ben ayni gorusu paylastiginiz arkadaslar da dahil sizde bu netligi goremiyorum. Lutfen beni yanlis anlamayin ama eger bu kuran ve Allah unutulup gidesi kadar dusuk seviyede tutuluyorsa bizim ortak bir yanimiz kalmamistir.
Ben Allah'a ve Kuran'in mesajinin surekliligine inaniyorum. Gelenekcilere karsi cikarken Allah'sizlara sempati duymuyorum. Gerci bir zamanlar bu surecten bizlerde gectik. Gelenekcilerin baskisindan ve inadindan oturu sol dusunceyi daha evla sanmistik. Sonunda onlarinda gizli bir dini ve inanci oldugunu yerine gore gelenekcilerden de fanatik davrandiklarini gorduk.
Sevgili kardesim Kuran'in butunlugunden cikan sonuc, muhatabin icinde bulundugu ortam ve imkanlar dahilinde yapmasi gereken ; inanarak iyi olmaktir veya iyi olarak inanmaktir. Mekkede ve cevresinde Kuran'a inanmadigi halde iyi olan kimseler oldugu muhakkaktir, fakat Kuran boyle olmayi hic bir zaman onaylamaz.
Degerli kardesim Hayrullah soylediklerimden dunya hayatini gaye edinmek gibi bir sonuc cikabilecegini sanmiyorum. Allah'in takdiri geregi bu dunyada yasiyoruz ve onda yasadigimiz sure boyunca hayati istikrarli kilmamiz gerekmektedir. Ekonomik ozgurlugunu kaybetmis kimselerin saglikli bir sekilde inanmalari dahi zorlasmaktadir. Muhammed'in kendi ortaminda imkan edinme cabalari pek anlasilmamistir. Tasavvuftaki dunyadan cekilmek Islamda yoktur. Allah'in helal cizgisini takip ederek imkanlarimizi maksimuma cikarmak en buyuk ibadettir. Dunya yasamina olumsuz tarzda yaklastigi sanilan ayetler yanlis anlasilmaktadir. Yazilarinin cogunda Recep Ihsan beyin de ayni yanlisi sergiledigini gormekteyiz.
Allah'a emanet
Selamlar,
Yüreğine sağlık, bütün kalbimle katılıyorum. kalp kalbe karşıymış derler, yazımı astıktan sonra sizin yazınızı gördüm.
Heran bir işte olan rabbe emanet olasın.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Bilmeden
bir şeylere malzeme olmayalım Allah korusun ne demekmiş Allah’a iman etmemek…
Benim
kanaatim odur ki Allah’a inanmayan insan doğru bir iş tutamaz.
Selam;
Hamd Allah'a, Allah'a imanla ilgili hiç bir problemim yok. Fakat, "Allah'a iman" isimli jargonla ciddi bir problemim var.
Bu güne değin bu forumda, en zor konuları dahi olsa müzakere etmekten hiç çekinmedim. Bazı kardeşlerimizin beni ne sıfatla nitelendireceği hususunda da hiç bir kaygım olmadı. Umarım Allah'tan bundan sonra da olmaz.
Bir önceki iletimde somut sorular sordum. Somut yanıtlar bekliyorum.
Madem ki konu "Allah'a iman" meselesine odaklanmıştır, onu da tartışabiliriz.
"Allah'a iman" sözü ile ne anlıyoruz ? Yahut, hepimiz aynı şeyi mi anlıyoruz ?
Bundan daha önemlisi, "Allah'a iman"ın işlevi hususunda aynı şeyleri mi düşünüyoruz ?
Mesela ben sırf "Allah'a iman" etmenin insanın ahir yaşamına çok büyük bir katkısı olacağına inanmıyorum. "Allah'a iman" belirli bir işleve / eyleme sahip olmalıdır. Şu halde, "Allah'ın varlığına inanıyorum" sözü ve kabulü tek başına hiç bir anlam ifade etmiyor. Bir çoğumuz, Allah'a imanın "yanında" (!), buna uygun eylemin gerekliliğinden bahsediyoruz ama ben o eylemi Allah'a imanın yanında değil "içinde" görüyorum.
Hatta, "Allah'a iman" kısmını, o içinde olması gereken eylem bütünlüğünün yanında bir giriş kapısı, bir niyet göstergesi, bir hedef, bir orjin belirleme gibi daha önemsiz görüyorum. Çünkü, esasen o eylem bütünlüğünün "Allah'a imanın" ta kendisi olduğuna inanıyorum.
Gören, işiten, muhakeme eden insana alemler içerisinde Allah'ın "neyi" aşikardır ?
İsmi ?
-Haşa- Şekli ?
-Haşa- Yapısı ?
"Yarattıkları O'nun ilminden ancak O'nun dilediği kadarını kavrayabilir"
O'nun kavratmak istemediğini "kavratma" çabasını boş görüyorum.
İman, tümüyle subjektif bir kavram.
Yaratıcının kaç ismi var ? Bizden önce nice ümmetler geldi geçti... Ne isimlerle anıldı kim bilir ? Eğer onun için illaki falanca ismiyle anılmak mesele olsaydı, o elbette buna güç yetirirdi. Zatıyla ilgili bildirmek istediği / bilmemiz gereken şeyler ya her muhatap toplum için vahiyle ayrı ayrı bildirilmiş, yahut bütün insanlara açık kainat kitabında hücre hücre, molekül molekül işlenmiş...
Yaratanı 1400 sene öncesinin "din dili" ile tanıma zorunluluğum nereden kaynaklanıyor ?
Allah insana gelişmesi için her imkanı sunmuş, her şeyi de emrine ram etmişken, Allah'a imanı bu gelişim sürecinde "kavramlaştırmak, jargon haline getirmek" kimin haddine ?
Müslüman (!) efendi oturduğu yerden Edisonun akıbetini tartışır da cehennemlik ilan eder. Kula nankör olanın Yaratıcıya karşı zaten ve muhakkak nankör olduğunun bilincinde değildir.
Yerlerin ve göklerin yaratılışı hakkında derin derin düşünmeyi, Allah'a imanın bir gereği olarak okuyan ayet umrunda bile değildir. Ama yerlerin ve göklerin yaratılışı hakkında derin derin düşünen, düşünmeyi eyleme döken insanları kafir ilan eder.
Niye ?
"Allah'a iman ediyorum" demedi diye... Jargona aykırı düştü diye...
Geçen gün bir arkadaştan öğrendim. Avrupa Birliği Türkiye'deki sosyal projeler için geçen sene 2 Milyar Euro "hibe" fonu ayırmış. Konuştuğum kişi, her sene bir iki proje dosyası hazırlayan bir arkadaştı.
Ne projesi bunlar diye sordum. "Kız çocuklarının okutulması" , "Yaşlı kadınların sığınma problemlerinin aşılması" , "Özürlü vatandaşlara yönelik hayatı kolaylaştırıcı yöntemler" , "Orman köylüsünün orman yangınları hususunda bilinçlendirilmesi" , "Ev kadınlarının el emeklerinin gelir kapısı haline getirilmesi" vs. vs. vs....
Bakın şu kafir(!)e ki, kendi kafir vatandaşlarından topladığı vergilerden 2 Milyar Eurosunu Türkiye için ayırmış. Başvuru yeterli olmadığı için çoğu kullanılamamış.
Bizim "müslüman"lardan oluşan halkımız, devletimiz ne iş görüyor ?
"Allah'a iman" peşinde...
Elbette tek bu yardım konusu Avrupa Birliğini müslüman yapmaz. Ama bu tavır müslüman tavrıdır.
Müslümanlara önerilmiş davranış modellerini kim sergilerse sergilesin ve o kişi kendisini her ne olarak nitelerse nitelesin, o tavır, o davranış müslüman davranışıdır.
Ve...
Toplumların ve insanların akıbetini hayra döndürecek şey, "Allah'a iman" jargonu değil, müslüman tavır ve davranışlarıdır.
Esenlikle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Muhattabın anlamamasından önce kendimin anlatamaması olarak değerlendiririm genel de paylaşmaları, ki bu da şu demektir herkes üstüne düşeni yapmakla mükelleftir, ben bir şey anlatıyorsam anlatmak ile biri de bir şey diyorsa denilmek istenileni anlamak ile, bu minvalde bir önceki "yanlış anlamışsınız" iletimi eksik bir anlatım gördüm, anlatımdaki eksikliklerin ihtimalini anlatan sürekli göz önünde bulundurduğu kadar dinleyenin anlamadaki eksiklik ihtimalini sürekli göz önünde bulundurması gerekmektedir, bu iletişimin ahlakıdır,
""siz tam olarak soylemesenizde arkadaslarla olan yazismalarimizda kendileri inancin gereksizligini savundular. ""
Yanlış anlamışsınız benim için tek gereksizlik vardır o da kendini müstağni görerek düşünmenin ve sorgunun önünün kesilmesi, kişinin inancı bireyde bu hali yaratıyorsa evet o inanç gereksiz bir inançtır kötü bir inançtır, velevki inancı Allah olsun.
""Inanmadan yasayarak Allah'in rizasina ulasilacagini mukafat elde edilecegini soylediler. ""
Malesef bunu da yanlış anlamışsınız,
Benim için Allah'ın rızasına ulaşmak için de gene tek bir gereklilik var o da kendini sürekli terazide tutmak ve sorgunun ve hata payının olma ihtimalini göz önünde bulundurmak, hiç bir şeye nokta koymamak, velevki inkarı Allah olsun, zira bu alanda inkar edilen Allah bir önceki gereksiz Allahtır,
Yaşım küçük lakin bir kardeş nasihatı olarak şefkate binaen bir uyarı olarak değerlendirin aşağıdaki tırnak içi ifademi,
"Biz bu yollardan geçtik mealindeki ifadeniz, siz geçerken biz dönüyorduk ifadesi ile sürdürülebilecek seviyede bir ifadedir bunu ne size ne de bu forumda kimseye yakıştıramam"
Son olarak, kimse sizin inandığınız Allah'a inan mıyor diye cehennemlik, benim inandığım Allah'a inanıyor diye cennetlik değil, ben kimseyi sizin inandığınız Allah'a inanıyor diye cehennemli benim inandığım Allah'a inanıyor diye cennetlik ilan edemem,
İnanamayacağım yada inkar edemeyeceğim hiç bir şey yok, inandığım iman ettiğim emin olduğum tek şey var o da doğru bir adam olmanı yolu doğruyu arayan bir adam olmaktan geçtiğidir, Bundan 5 sene önce inandığım Allah'a şu anda inanmıyorum ama şu anda İnandığım Allah'a 5 sene sonra inanır mıyım emin değilim, eğer bundan 5 sene sonrada şu anda inandığım Allah'a inanacağımı söylersem şuanda inandığım Allah'ı PUTLAŞTIRIRIM, ve kimse kusura bakmasın benim 5 sene önce inandığım Allah'ı inkar ediyor diye bir başka insana azabı hak eden insan diyemem, bilim ne güzel demiş aksi isbat edilene kadar doğrudur, bu ilke ile hareket eden hiç kimse azabı hak edemez.
Yeter ki sahip olduklarımızı gerçeğin ta kendisi sanmayalım, 5 sene önce İbrahimim abi metafizik meleklere iman etmemek de ne demek derdi bu tavır yanlış olurdu ama şimdi metafizik meleklere iman etmek de ne demek derse bu tavır da yanlış olur kanatimce,
20 sene önce muhliskul abi namaza iman etmemek de ne demek diye tanımlıyorduysa namazı gene yanlış tavır olurdu ama şimdi aksini söylese gene yanlış olur,
Kısacası kimse birden bire şuanlarını elde etmezler ve hiç bir düşünce arşive kaldırılamaz, eğer şuanınızı kutsarsanız geçmişinizi lanetlersiniz ve unutmayın bundan on sene sonra şuanınız geçmişiniz olacak ve eminim on sene sonra şuanda savunduklarınızın aynılarını savuncağınızın garantisi siz de yok kimse de yok geçmişimiz bunun teminatıdır üzerinden geçtiğiniz yollar gibi bu yollardan da geçilecek nasıl o zamanları anlatırken bir zamanlar bu süreçten geçtik diyorsanız on sene sonra da bu cümleyi şu zamanlar için kullanmanız muhtemeldir,
Kısacası kimse düşüncelerini kimsenin geçtiği yollara göre ayarlamak zorunda değildir ve bir düşünce geçilen yol ile delillendiriliyorsa o düşünceden de çok rahat geçilir demektir, bundan 10 sene sonra şu anda savunduklarınızı savunanlara da gerçi biz bu süreçten geçtik diye karşı çıkmayacağınızın garantisini bana verebilir misiniz ?
Hayır veremezsiniz,
Bu şu demektir; Aslolan insanların istikametleridir ve bir bireyin kıblesi bilgi noktasında aksi isbat edilene dek doğru, hayır noktasında salah ise ve temelinde daha ilerisi ve derini var ise o kişi neye inanır veya neyi inkar ederse mükafatlandırılacaktır, zira o birey inkar ettiğini noktalamadığı gibi inandığını da noktalamaz.
Esen kalasınız
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
allah kötülüğün karşında onu engellemek için tüm kainattaki melekelerini gönderiyor...
paygamberleri gönderiyor...
kitabları gönderiyor...
durdurun bu zulmu zalimleri...
kötülüğü durdurmak için çalışan herkes allahın yardımcısıdır...
allah katında en üstün olan kişi kötülükten en çok sakınandır...
en temiz kişi kötülükten zulumden arınandır...
salat kötülüğün önlenmesi için çalışmaktır...
allaha inanan kötülüğün karşısında duran iyililiği doğruluğu hakim kılmaya çalışandır...
doğru ve dürüst olanlar da allaha inanan kimselerdir...
gerçek müslüman hayatıyla zulme haksızlığa karşı durduğunu isbat eden kimsedir...
mazluma dini sorulmaz...
evet zalime de sorulmaz...
zalim kafirdir...
kafirde cehennemdedir...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Aleyküm selam Ali kardeş,
Sizi hiçbir sıfatla nitelemediğimi hatırlıyorum,
Allah’a çok şükür.
Allah tasavvuru konusunda münazara etmenin bir
sakıncası yok hatta olması gerekir, zaten daha öncede söylemiştim tartışmalar temel
konulardaki (Allah, din, kitap, resul ve islam tarihi) farklı tasavvurdan
kaynaklanıyor. Tek tek meseleleri el almak yerine temel konularda fikirlerimizi
beyan edersek aynıyız-gayrıyız ortaya çıkar.
Benim Allah’a imandan anladığım;
Allah’ın varlığına, bir oluşuna,
aşkın/eksikliklerden münezzeh oluşuna, hiçbir şekilde ve hiçbir yerde haksızlık
ve adaletsizlik yapmayacağına…
Her şeyi belli bir düzen ve belli bir nizam
içerisinde var ettiğini ve yine bir kurala göre yönettiğini…
Allah’ın kullarına teklif ettiği gibi kendisinin de
bir ahlak üzere olduğunu…
Evrende işleyen yasaları kendisinin koyduğunu ve
iradeli varlıklara amelleri karşısında sonsuz sayıda sürekli bir alternatif
yasalarının (bir anlamda başımıza gelenler yaptıklarımızın bir sonucu olarak
karşımıza çıkıyor) olduğu…
Kullarını koyduğu yasalara, sünnetullaha, kadere
uygun yaşamaya davet eden ve yaratılış süresi boyunca, insana geçirdiği evrim/tekâmül
süreci içerisinde ilerleme kaydetmesini geleceğin geçmişten daha iyi olacağını
söyleyen…
Rahman ve Rahim olan, sığınılan, tapınılan, ibadet
edilen, istediğimde yalnız ondan istediğim, sahibimiz, Mevlamız, sonsuz
güvendiğim yegane varlıktır…
Sevdiklerimi sadece Allah rızası için seven,
sevmediklerimi yine onun rızası için sevmeyeceğim ve benden bir şey
istediğinden emin olayım o şey bana mantıksız da gelse yaparım, o an aklımın
ermediğini düşünür ileride anlayacağımı düşünürüm…
İnsanı doğruya götüren şey, doğru olduğuna inanarak
uyguladığı şeydir.
Ben Allah’a tam bir güven duyan biriyim…
En üstün değer Allah rızasıdır…
En iyi amel Allah rızasını kazanmak için
çalışmaktır…
En büyük şuur (insanın gücü oranınca) Allah’ı
gereği gibi takdir etmektir…
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Benim yazdigim; "Ben Allah'a ve Kuran'in mesajinin surekliligine inaniyorum. Gelenekcilere karsi cikarken Allah'sizlara sempati duymuyorum. Gerci bir zamanlar bu surecten bizlerde gectik. Gelenekcilerin baskisindan ve inadindan oturu sol dusunceyi daha evla sanmistik. Sonunda onlarinda gizli bir dini ve inanci oldugunu yerine gore gelenekcilerden de fanatik davrandiklarini gorduk."
Benim bu ifadelerime karsi Malik bin Nebi'nin bana verdigi sefakatli nasihati;
Yaşım küçük lakin bir kardeş nasihatı olarak şefkate binaen bir uyarı olarak değerlendirin aşağıdaki tırnak içi ifademi,
"Biz bu yollardan geçtik mealindeki ifadeniz, siz geçerken biz dönüyorduk ifadesi ile sürdürülebilecek seviyede bir ifadedir bunu ne size ne de bu forumda kimseye yakıştıramam"
Malik bin Nebi kardesim, hem "anlatan kadar muhatabi da anlamak yonunde caba sarfetmelidir" diyorsun hem de soylenilenleri anlamak icin fazla bir gayret sarfetmiyorsun. Bana veya baskalarina yakistiramayacagin kadar cirkin bir ifadem olmadi. Fakat senin benim ifademdeki akisi ve icerigi kaale almadan soz dizimini iddiani ispat eder tarza donusturdugun versiyon, ukelalik taslamaktan oteye gitmiyor.
Her yazdigima "yanlis anlamissin, yanlis anlamissin" diyerek soylediklerini inkar ediyorsun, ardindan ayni sozleri yeniden sarfediyorsun.
Ben soylediklerinizin ne anlama geldigini bilerek soylememis oldugunuzu ve insallah aklinizi basiniza toplayacaginizi umit ediyorum.
Ayrica ben kimse hakkinda benim Allah'ima inaniyor veya inanmiyor diye yargida bulunmadim.
"İnanamayacağım yada inkar edemeyeceğim hiç bir şey yok, inandığım iman ettiğim emin olduğum tek şey var o da doğru bir adam olmanı yolu doğruyu arayan bir adam olmaktan geçtiğidir, Bundan 5 sene önce inandığım Allah'a şu anda inanmıyorum ama şu anda İnandığım Allah'a 5 sene sonra inanır mıyım emin değilim, eğer bundan 5 sene sonrada şu anda inandığım Allah'a inanacağımı söylersem şuanda inandığım Allah'ı PUTLAŞTIRIRIM, ve kimse kusura bakmasın benim 5 sene önce inandığım Allah'ı inkar ediyor diye bir başka insana azabı hak eden insan diyemem, bilim ne güzel demiş aksi isbat edilene kadar doğrudur, bu ilke ile hareket eden hiç kimse azabı hak edemez."
Yukaridaki ifadeleriz daha once yaptiginiz itirafi yansitmaya bir ornek. Evet kafaniz karmakarisik ve bu yontemle duzeltemezsiniz.
Allah'in kitabi Muttakileri suphe duymayan ve ikna olmus kimseler olarak tanitiyor. Ana hakikat surekli degismez. Namaz konusu, cinler hakkinda yiginla aciklamalar yapildi. Tekrar donmek istemiyorum. Bu konular hakkindaki goruslerim temel itibariyla cok fazla degismis degildir. Ben bu surece degisim degil, gelisim diyorum. Allah inancinizi oyuncaga cevirmeniz halinde kendinize zulmetmis olursunuz. Allah inancinda netlesme, Allah hakkinda uydurulmus olan zanlardan arinmak guzel iken, bir inanip bir inkar cok yanlis bir davranistir. Cocuklugumdan beri hicbir zaman Allah inancimda sarsilma yasamadim. Cocuklugumdaki gibi saf ve temiz bir Allah inancini surekli tasidim. Dine ilgim azaldigi ergenlik donemimde dahi Allah'a olan inancimi simsicak bir sekilde kalbimde tasidim. Otuz sene kadar once, dindeki carpikliklar beni Kuran'i arastirmaya sevkettiginde yeni bir Allah'a degil, ayni Allah'a olan inancim kuvvetlenerek devam etti. Benim Allah'im senin de Allah'indir, senin Allah'in benim de Allah'imdir. Cunku Allah tektir. Eger onun hakkinda yanlis dusunceler varsa bunlar duzeltilir, bu yeni bir Allah degildir. Tanidigimiz,bildigimiz bir seyin hakkinda daha da bilinclenmemiz, onu inkar edip baska bir seyi kabul ettigimiz anlamina gelmez. Kuran'da musrikler ve ehli kitab hicbir zaman baska bir Allah'a inanmakla kinanmamislardir. Allah'i hakkiyla takdir edemedikleri icin elestiriye tabi tutulmuslardir. Allah'a yakismayan nitelikleri izafe ettikleri icin kinanmislardir. Eski Allah yeni Allah tarzinda ifadeler yoktur. Kuran'da Allah, insanlarin kendisine ortaklar kildigi halde, dar anlarinda ic dunyalarinda sirf ona yoneldiklerini soylemistir. Cunku insanlarin ozunde yerlestirilmis olan degismez Allah surekli olarak vardir. Insanlar onu duymazliktan gelerek davrandiklarindan, boslugu sahteleri doldurmustur. Zamanin ciddilestiginde butun sahteler yok olur ve o insan pur dikkat onu duymaga ve yalniz ona yalvarmaga baslar. Yalniz ona. Disardaki sesler sahte tanrinin adlari dahi olsa kasit tek ve kahhar olanadir.
Ali Aksoy kardesim soylediklerinin muhatabi bizler degiliz, cunku biz Allah'i hakkiyla tanimakta gayret sarfediyoruz. Allah'a inanclarinda samimi olmayanlarin kotu ornekligi bizim tartismamizin konusu degil. Degerli kardesim keske "Kuran baskalarina indi biz ondan mesul degiliz" dusuncenizdeki yanlisligi gorebilseniz. Kuran sadece bir nesil icin indi ve ardindan islevini yitirdiyse, nicin bircok ayette kitap ehline kitaplarina uygun davranmadiklari icin elestiriler yoneltiliyor? Hem de onlarin elinde ki, bizim elimizdeki kuran'la kiyaslanabilir bile degilken. Bir de kardesim madem ki bu kuran size hitap etmiyor, nicin onun icerigiyle ilgileniyorsunuz. Konulari onun icerigiyle aciklamaya calisiyorsunuz?
Herneyse kimsenin uzerinde gozetleyicilik gibi bir gorevimiz yok. Biz bize gelen mirastan aldigimiz ogut geregince isik tutmaya calistik. Sizler zeki insanlarsiniz ve isterseniz dogruya Allahin izniyle kendiliginizden ulasirsiniz.
Allah'i hatirlamayanlarin seytanlarin kardesleri oldugunu, yalnizca baskalarina zulmedenlerin degil, zayif kalmislarin da kotu bir sona dogru ilerledigini Kuran haber vermektedir. Kuran'da zalim, en cok kendi kendine zulmedenlere denilmektedir. Kendine zulmedenlerin de en buyuk yanlisi kendilerine ulasan dogruyu gordukleri halde, onu tasdik etmeyisleridir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma