Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Değerli Kardeşlerim,
E M N kökünden if'al babında bir masdar olan " İMAN " kelimesi: Yüce Allah'a şeksiz ve şüphesiz inanmak, O'nu tüm gönderdikleriyle tasdik etmek, O'na güvenmek, O'na itimat etmek, inzal buyurduğu vahye sonuna kadar kuvvetli bir inançla BAĞlı olma hâli...demektir.
iman, kalbin tasdiki ve beynin kabulü ile BAĞlılığın ifadesidir...
iman, kalbin ve benliğin bütünüyle kabul edip, tam bir teslimiyetle onaylaması ve BAĞlanması ; bu BAĞ'ın da güç, direnç ve olgunlaşma durumu/ vaziyeti/ biçimi demektir...
şahıs odaklı değil Yüce Allah odaklı olmak; yalnız ve ancak Yüce Allah'a karşı sorumluluk bilinci ve kaygısı içinde olmak, O'na hesap verme bilincini tüm hesapların üstünde tutmak, yalnız ve ancak Kur'an merkezli din'e bilinçli bir inançla BAĞlı olmak ve Ayetleri eğip bükmeye meyilli/ eğilimli olmadan hakikaten ve en yürekten / en içten yaşama azmi içinde bulunma niyeti demektir...
Salat'ı tüm yönleriyle, tüm şubeleriyle tasdik etmek ve hayatına SALAT mührünü vurmakta kesin kararlı olmak demektir...
iman, Ayetlerin anlamlarını , sebeb-ül hikmetlerini, bugünkü hayattaki güncel pratik karşılıklarını , statik olmayan hayatımıza nasıl uyarlayacağımızı bulmak isterken bir Ayeti diğer bütün Ayet'lerin ışığı altında değerlendirmek, değerlendirirken de Ayetlerin çerçevesini baz almak, Ayetlerin çerçevesini kırmamak eğilimi ve azmi demektir...
iman, Yüce Allah'dan bize lütfuyla bize inzal buyrulan Kur'an'ın, Rasul'ün masasının üzerinden bugüne kadar ve yarınların son yarınına kadar kesinkes mahfuz kalacağına kat'i inançla inanmış olmak demektir...
iman fıtri ve tabiî bir ihtiyaçtır...
iman, illaki birşeylere inanma, bir şeylere bağlanma, birşeyleri tasdik edip onaylama gereksinimidir...
iman, yaşamanın anlamıdır...iman olmadan yaşamanın hiçbir kıymeti olamaz, değeri de kalmaz...
iman, kendini yaradanından koparmayıp, kendisini O'ndan müstağni görmemenin adıdır...
iman, her iki dâr saadetinin olmazsa olmazıdır...
iman, kimin arzu, istek ve emirlerini yerine getirdiğimizin, veya istek,heves ve emirler çatıştığında kiminkini öncellediğimizin ve kiminkini reddedemeyeceğimiz , en çok kimi sevdiğimiz ve en çok kimden korktuğumuz, en çok kimi umursadığımız sorularının cevabıdır...
iman, küfrün zıddı demektir...
İMAN'IN BOYUTLARI :
Kur'an, İman edilmesi gereken hususları aşağıdaki Ayet'lerde açık açık emir buyurmaktadır...
acaba nelere iman etmemiz gerekiyor:
AYET'LERDEN ÖRNEKLER :
BAKARA 3 :
Muhammed Esed |
: |
Onlar ki, insan idrakini aşa(n olguların varlığı)na inanırlar ve namazlarında dikkatli ve devamlıdırlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar, |
Bakara 41 :
Muhammed Esed |
: |
Bunun için de, size geçmişte bildirilmiş olan haberleri doğrulayıcı nitelikte indirdiğim bu vahye inanın; onun gerçekliğini inkar edenlerin öncüsü olmayın; mesajlarımı küçük bir kazanca değişmeyin; ve Bana, yalnızca Bana karşı sorumluluk bilinci taşıyın! |
3/179
Muhammed Esed |
: |
(Ey hakikati inkar edenler!) Müminlerin sizin hayat tarzınıza uymalarına göz yummak, Allah'ın istediği bir şey değildir: Sonunda Allah iyiyi kötüden ayıracaktır. Ve Allah, insan idrakini aşan şeyleri kavrama gücünü size verecek değildir: (Bunun için) Allah, elçileri arasından dilediğini seçer. Öyleyse Allah'a ve elçilerine inanın; zira eğer O'na inanır ve O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız o zaman bilin ki, sizi muhteşem bir karşılık beklemektedir. |
3/193 :
Muhammed Esed |
: |
"Ey Rabbimiz! (Bizi) imana çağıran bir ses duyduk; 'Rabbinize iman edin!' Ve böylece imana geldik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızdan ötürü bizi affet ve kötülüklerimizi sil; ve gerçek erdem sahipleri olarak canımızı al!" |
NİSA 136 :
Muhammed Esed |
: |
Siz ey imana ermiş olanlar! Sımsıkı sarılın Allaha ve Peygambere olan inancınıza ve Onun Peygamberine safha safha indirdiği vahye: Zira Allahı, meleklerini, vahiyleri, peygamberleri ve Ahiret Gününü inkar eden, gerçekten şiddetli bir sapıklığa düşmüştür. |
NİSA 170:
Muhammed Esed |
: |
Ey insanlar! Elçi size Rabbinizden hakikati getirdi: o halde kendi iyiliğiniz için inanın! Ve eğer hakikati inkar ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde olan her şey Allaha aittir ve Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir! |
NİSA 171 :
Muhammed Esed |
: |
Ey incilin izleyicileri! Dininiz(in temeli olan hakikat)in sınırlarını aşmayın ve Allah hakkında yalnız hakikati söyleyin! Meryem oğlu İsa Mesih sadece Allahın elçisi, Onun Meryeme ulaştırdığı vaadi(nin tahakkuku) ve Onun yarattığı bir can idi. O halde Allaha ve peygamberlerine inanın ve "(Tanrı bir) üçlüdür!" demeyin. Kendi iyiliğiniz için (bu iddiadan) vazgeçin. Allah, tek ilahtır; çocuk sahibi olmaktan münezzehtir, göklerde ve yerde olan her şey O'na aittir ve hiç kimse Allah kadar güvene layık değildir. |
7/158 :
Muhammed Esed |
: |
De ki (ey Muhammed): "Ey insanlar, şüphesiz, ben Allahın hepinize gönderdiği bir elçiyim; O (Allah) ki, göklerin ve yerin egemenliği Ona aittir! Ondan başka tanrı yoktur; hayatı ve ölümü bahşeden Odur!" Öyleyse artık inanın Allaha ve Onun Elçisine! Okuması-yazması olmayan, Allaha ve Onun sözlerine inanan Haberciye. Ona uyun ki doğru yolu bulasınız! |
TÖVBE 86 :
Muhammed Esed |
: |
(Gerçekten de hakkı inkar ediyor onlar:) çünkü vahiy yoluyla: "Allaha inanın ve Onun Elçisiyle beraber (Onun yolunda savaşın" diye çağrıldıklarında, onlardan (savaşa katılmaya) pekala güç yetirebilecek durumda olanlar (bile), "bizi bırak, evde kalanlarla birlikte kalalım" diyerek senden izin istediler. |
AHKAF 5 :
Muhammed Esed |
: |
Allah'ı bırakıp onlara ne şimdi, ne de Kıyamet Günü cevap veremeyecek olan ve kendilerine yalvarıldığının bile farkında olmayanlara yalvarıp yakarandan daha sapık kim olabilir? |
M. Esed Siz ey imana ermiş olanlar! (Kesin hukuki kurallar şeklinde) açıklandığı taktirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kuran vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size (hukuki kurallar şeklinde) açıklanabilirlerdi. Allah, bu konuda (sizi her türlü yükümlülükten) azat etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halimdir.
devam edecek inş.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
NEYE İMAN ETMEK, DOĞRUDUR?
NEYE İMAN ETMEK, YANLIŞTIR?
elbette hakkında delil indirilen şeylere iman doğru ve elzem,
ve elbette hakkında hiçbir delil indirilmeyen şeylere iman batıl ve yanlış olacaktır:
AYET'LERDEN ÖRNEKLER :
BAKARA 3 :
Muhammed Esed |
: |
Onlar ki, insan idrakini aşa(n olguların varlığı)na inanırlar ve namazlarında dikkatli ve devamlıdırlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar, |
BAKARA 62 :
Muhammed Esed |
: |
Kuşkusuz, (bu ilahi kelama) iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hıristiyanlardan ve Sabiilerden Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükafatları alacaklardır; ve onlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir. |
BAKARA 177 :
Muhammed Esed |
: |
Gerçekte erdemlilik, yüzünü doğuya veya batıya çevirmeniz ile ilgili değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a, Ahiret Günü'ne, melekler, vahye ve Peygamberlere inanan, servetini -kendisi için ne kadar kıymetli olsa da- akrabasına, yetimlere, ihtiyaç sahiplerine, yolculara, (yardım) isteyenlere ve insanları kölelikten kurtarmaya harcayan; namazında devamlı ve dikkatli olan ve arındırıcı (mali) yükümlülüğünü ifa eden kişidir; ve (gerçek erdem sahipleri) söz verdiklerinde sözünü tutan, felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadakatlerini gösterenler ve işte onlardır Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar. |
MAİDE 69 :
Muhammed Esed |
: |
çünkü, (bu ilahi kelama) iman edenler ve Yahudi itikadına uyanlar ile Sabiiler ve Hıristiyanlardan Allaha ve Ahiret Gününe inanıp, doğru ve yararlı fiillerde bulunanlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir. |
EN'ÂM 48 :
Muhammed Esed |
: |
Biz, elçileri(mizi) yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz: bu nedenle, iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar ne korkacak ne de üzüleceklerdir; |
ANKEBUT 52 :
Muhammed Esed |
: |
(İman etmeyecek olanlara) De ki: "Benim ile sizin aranızda şahit olarak Allah yeter! O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Geçersiz ve uydurma şeylere inananlara ve bu suretle Allah'ı inkara şartlanmış olanlara gelince; işte ziyanda olanlar onlardır!" |
İSRA 46 :
Muhammed Esed |
: |
ve kalplerine, onu kavramalarına engel olan bir örtü koyarız ve kulaklarına bir tıkaç. Ve bu yüzden, Kuran okurken ne zaman Rabbinden tek tanrı olarak söz etsen nefretle sırtlarını dönüp giderler. |
MÜ'MİN 12 :
Muhammed Esed |
: |
(Ve onlara şöyle denilecektir:) "Bu (başınıza geldi), çünkü Tek Allah'a her çağrıldığınızda bu hakikati inkar ettiniz; ama O'na ortak koşulunca (hemen) inandınız! Artık hüküm, Büyük ve Yüce Allah'ındır!" |
YUSUF 40 :
Muhammed Esed |
: |
Allah'ı bırakıp tapındığınız her şey gerçekte sizin ve atalarınızın kendi muhayyilenizden çıkardığınız (anlamsız) isimlerden öteye geçmemektedir; çünkü bunlar hakkında hiçbir kanıt indirmemiştir Allah. (Neyin doğru, neyin eğri olduğu konusunda) hüküm yalnızca Allah'a aittir. Ve O da kendisinden başkasına kulluk etmemenizi buyuruyor. İşte dosdoğru olan (tek) din budur; ama insanların çoğu bunu bilmez. |
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
inanmak niçin kurtarıcıdır...
peygamber niçin bana inanın diye çabalar durur...
bana inanın kurtulun allaha ahirete inanın kurtulun der durur...
nedir bu söylemin ardındaki amaç...
peygamber sıradan bir topluma hitab etmiyor...
kötülükleri adet edinmiş din edinmiş bir topluma sesleniyor...
amaç o toplumdaki kötülükleri haksızlıkları engellemeye çalışmak...
bu haksızlıkları bırakın yoksa ağır sonuçlara katlanmak zorunda kalırsınız ben sizi uyarıyorum bana inanın ...
eğer bana inanır sanız yani haksızlıklara son verirseniz kurtulursunuz...
ama bana inanmaz ve zalimliklere devam ederseniz sonuçlarına katlanırsınız...
burada peygamberin esas amacının kendine inandırmak değil zulmu engellemek olduğunu görmemiz lazım...
zulmu bırakan peygambere uymuş demektir...
zalimler peygambere karşı gelmiş ve ona inanmamış demektir...
tüm dünyadaki zalimler peygamberlerin allahın düşmanlarıdırlar...
kötülükleri bırakan allaha teslim olmuş peygambere uymuş onun yoluna girmiş demektir...
o peygamberden hiç haberi olmasa bile böyledir...
hatta diliyle o peygambere inanmadığını söylese bile eğer hayatı
kötülükten uzak ve iyiliklerle dolu doğru ve dürüst ise o da
peygamberin yolundadır...
allaha inanmıyorum deyip fakirler için fedakarlık yapan haksızlıklara karşı duran aslında allahın has kuludur haberi yok...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
BATILI, HURAFEYİ TASDİK / ŞİRK'E İMAN ÇEŞİTLERİNDEN :
BAKARA 78-79,165:
Muhammed Esed |
: |
Onlar arasında ilahi kelamın gerçek bilgisine sahip olmayan, kitap ile ilgisiz insanlar var; (ki bunlar) sadece bir takım kuruntular(a tabi olurlar) ve zanna dayanırlar. |
Muhammed Esed |
: |
O halde, yazıklar olsun onlara ki, kendi elleriyle, ilahi kelam(dan olduğunu iddia ettikleri hususlar)ı kaydettikten sonra, az bir kazanç elde etmek için, "Bu Allah'tandır!" derler. (Böyle diyerek) kendi elleriyle kaydettiklerinden ötürü yazıklar olsun onlara! Ve yine bütün o kazandıklarından ötürü yazıklar olsun böylelerine! |
Muhammed Esed |
: |
Ama hala Allah'a rakip gördükleri varlıklara inanmayı tercih eden ve onları (yalnızca) Allah'a özgü (olması gereken) bir sevgi ile seven insanlar var: Halbuki imana ermiş olanlar, Allah'ı başka her şeyden daha çok severler. Zulüm yapmaya şartlanmış olanlar, (Kıyamet Günü) azaba uğratıldıkları zaman görecekleri gibi, bütün kudretin yalnızca Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın cezalandırmada ne çetin olduğunu da keşke görselerdi! |
ZÜMER 3 :
Muhammed Esed |
: |
Halis inancın yalnız Allah'a yönelmesi gerekmez mi? O'ndan başkasını dost ve koruyucu edinenler, "Biz bunlara sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!" (derler). Şüphesiz Allah, (Kıyamet Günü) onlar arasında (hakikatten saptıkları) her konuda mutlaka hüküm verecektir, çünkü Allah, (kendi kendine) yalan söyleyen ve inatla nankörlük yapan hiç kimseyi rahmetiyle doğru yola ulaştırmaz! |
NECM23 :
M. Esed Bu (sözde ilahi varlık)lar sizin ve atalarınızın uydurduğu boş isimlerden başka şeyler değildir; (ve) Allah onlara hiçbir yetki vermemiştir. Onlar, (o putlara tapanlar,) sadece zannın ve kuruntuların peşine takılıyorlar; halbuki şimdi onlara Rablerinden bir yol gösterici gelmiştir.
ZÜMER 64 :
Muhammed Esed |
: |
De ki: "Siz ey (doğru ile eğriden) habersiz olanlar! Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi teklif ediyorsunuz?" |
EN'AM 19 :
Muhammed Esed |
: |
De ki: "Hakikatin en güvenilir şahidi kimdir?" De ki: "Allah benim ile sizin aranızda şahittir; ve bu Kuran bana vahyedildi ki ona dayanarak sizi ve onun ulaşabileceği herkesi uyarabileyim". Siz, Allahtan başka ilahların olduğuna gerçekten şahitlik yapabilir misiniz? De ki: "Ben (böyle) bir şahitlik yapmam!" De ki: "O, tek Allahtır; ve bakın, sizin yaptığınız gibi, Allahtan başka şeylere ilahlık yakıştırmak benden uzak olsun!" |
KASAS 87 :
Muhammed Esed |
: |
ve bir kere Allah'ın ayetleri sana indirilmiş olduğuna göre, bundan sonra artık sakın seni onlardan alıkoymalarına fırsat verme; tersine, (insanları) Rabbine çağır. Ve sakın, Allah'tan başka varlıklara tanrısal güçler ve nitelikler yakıştıran kimselerden olma: |
AHKAF 5:
Muhammed Esed |
: |
Allah'ı bırakıp onlara ne şimdi, ne de Kıyamet Günü cevap veremeyecek olan ve kendilerine yalvarıldığının bile farkında olmayanlara yalvarıp yakarandan daha sapık kim olabilir? |
A'RAF 3 :
Muhammed Esed |
: |
Rabbinizin katından size indirilene uyun; Ondan başka önderlerin ardından gitmeyin. Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda bunu. |
ZUHRUF 15 :
Muhammed Esed |
: |
Ama hala O'na bir çocuk yakıştırırlar, üstelik yarattıklarından birini! Belli ki, (böyle düşünen) insan şükretmeyi terk etmiş bir nankördür! |
CİN 26 :
Muhammed Esed |
: |
(Yalnız) O bilir yaratılmışların kavrayış sınırlarının ötesindekini ve hiç kimseye açmaz Kendi erişilmez derinlikteki sırlarını, |
Muhammed Esed |
: |
seçmekten hoşnutluk duyduğu elçisi hariç. O zaman Allah hem onun gözü önüne serilmiş olan her konuda, hem de aklının ermeyeceği her alanda onu gözetlemek için (semavi güçler) gönderir; | |
|
|
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İMAN'DA ARTMA, EKSİLME, PEKİŞME :
TÖVBE 124 :
Muhammed Esed |
: |
Ne zaman bir sure indirilse, o hakkı inkar edenlerin arasından "Bu (haber) hanginizin imanını pekiştirdi?" diye (küçümseyerek) soran birileri çıkar. Ama imana erişmiş olanlara gelince, bu onların imanlarını pekiştirir ve onlar (Allah'ın kendilerine ulaştırdığı) müjdenin sevincini duyarlar. |
Süleyman Ateş |
: |
Ne zaman bir sûre indirilse onlardan kimi: "Bu, hanginizin imanını artırdı?" der. Bu, inananların imanını artırır, onlar sevinirler. |
AL-İ İMRAN 173 :
Muhammed Esed |
: |
O inananlar ki başka insanlar tarafından, "Bakın, size karşı bir ordu toplanmış, onlardan kendinizi koruyun!" şeklinde uyarılmışlardı, ama bu, onların sadece imanını arttırdı ve "Allah bize kafidir; O, ne mükemmel bir koruyucudur!" diye cevap verdiler; |
Süleyman Ateş |
: |
Onlar ki, halk kendilerine: "(Düşman) İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!" deyince, (bu söz,) onların imanını artırdı. Ve: "Allâh bize yeter, O, ne güzel vekildir." dediler. |
NİSA 46 :
Muhammed Esed |
: |
Yahudi itikadına mensup olanların bir kısmı, (vahyedilmiş) sözlerin anlamını çarpıtırlar; sözleri asıl bağlamından kopararak, (şimdi yaptıkları gibi) "İşittik ama karşı çıkıyoruz!" ve "Dinleyin ama kulak asmayın!" ve "Asıl sen biz(im sözümüz)e kulak ver (ey Muhammed)!" derler; böylece dilleriyle oyun oynarlar ve (sahih) itikadın yanlış olduğunu ima etmeye çalışırlar. (Halbuki) onlar, sadece "İşittik ve itaat ediyoruz!" ve "(Bizi) dinle, bize katlan!" deselerdi, bu onların gerçekten yararına ve daha dürüstçe bir davranış olurdu: ama hakikati reddettikleri için Allah onları lanetledi; zira onların inandıkları, basit birkaç şeyden ibarettir. |
Süleyman Ateş |
: |
Yahûdilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Dillerini eğip bükerek ve dini taşlayarak: "İşittik ve isyân ettik", "dinle, dinlemez olası" ve: "râ'inâ" diyorlar. Eğer onlar: "İşittik ve itâ'at ettik", "Dinle ve bize bak!" deselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Fakat Allâh, inkârlarından dolayı onları la'netlemiştir, pek az inanırlar. |
BAKARA 85 :
Muhammed Esed |
: |
Buna rağmen yine sizlersiniz birbirinizi katleden ve -kesinlikle yasaklanmış olduğu halde- kendi halkınızdan bir kısmını yurtlarından süren, onlara karşı günahkarlık ve nefrette yarışıp yardımlaşan ve esir olarak elinize düştüklerinde onları ancak fidye alarak bırakan! Böyle yaparak, ilahi kelamın bir kısmına inanıyor, diğer kısmını inkar mı ediyorsunuz? Öyleyse bilin ki, içinizden böyle yapanların karşılığı, bütün dünya hayatında zilletten ve Kıyamet Günü en acıklı azaba uğratılmaktan başka bir şey olmayacaktır. Zira Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. |
Süleyman Ateş |
: |
Ama siz yine birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz; onlara karşı günâh ve düşmanlık yapmakta birleşiyorsunuz, onları çıkarmak size yasaklanmış iken (çıkarıyorsunuz, sonra da) esir olarak geldiklerinde fidyelerini veriyor (kurtarıyor)sunuz. Yoksa siz Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanın cezâsı, dünyâ hayâtında rezil olmaktan başka nedir? Kıyâmet gününde de (onlar) azâbın en şiddetlisine itilirler. Allâh yaptıklarınızı bilmez değildir. |
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|