Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
ölü defni sırasında okunan Kur'an tilavetinin asıl hedefi, o anda yakınını / komşusunu/ dostunu vb. kaybetmiş olan gönlü yumuşamış, dinginleşmiş, kalben biraz daha yakın bir pozisyonda bulunan insanlara ilahi mesajı bu konumda ulaştırmaktır. yani tamamen orada meyyitin başında bulunan "hazirun"lara seslenmektir. elbetteki :ölüye/ sınav saati bitmiş olana : " içki içme!" " " zina etme! " " yetimi kolla! " " salatında devamlı ol!" " haksızlık etme! " vb.vb. anlamında seslenmek mümkün olamayacağına göre, başka bir anlam taşımaması gerekirken maalesef toplumda " sanki ölünün bundan/ bu tilavetten bir faide / menfaat göreceği şeklindeki kanı, hâkim durumdadır. o kadar ki, bu işin akbabaları bu olayı bir sektör haline bile getirmişlerdir. ölüye bir hatim indirip, affını sağlamak(!), şefaatine sebbep(!) olmak için ölünün yakınları ile rahatlıkla yüzleri kızarmadan açık açık pazarlıklar yapılmaktadır. bu çirkin pazarlıklardan bazısına geçmişte bizzat şahid olmuşumdur.yazıklar olsun gerçekten.
Muhabbetle
efrayim58 Yazdı:
Efrayim
Sevgili hasan oktem
ölü defni sırasında okunan Kur'an tilavetinin asıl hedefi, o anda yakınını / komşusunu/ dostunu vb. kaybetmiş olan gönlü yumuşamış, dinginleşmiş, kalben biraz daha yakın bir pozisyonda bulunan insanlara ilahi mesajı bu konumda ulaştırmaktır. yani tamamen orada meyyitin başında bulunan "hazirun"lara seslenmektir. Demişsiniz.
Bu söylediğiniz teorikten öteye gitmez.
Hemen bu Kuran'dan sonra eller açılır AMİN diyerek başlanır duaya bu okuduğumuz Kuran'ı geçmişlerin ruhuna .... v.s diyerek Kuran ruhu bütünüyle kaybolur, bir de Fatiha suresi işin tuzu biberi...
Nerede ayetin dirilere okunacağı ve de AMİN 'in Kuran'da işi ne?
Sevgi ile,
Sevgili Efrayim,
örneğin şu Ayet :
YASİN SURESİ 70 :
Yaşar Nuri Öztürk
:
Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.
Muhammed Esed
:
ki (kalben) diri olanları uyarabilsin ve (Allah'ın) sözü hakikati inkara şartlanmış olanlara karşı tanıklık yapabilsin diye.
Süleyman Ateş
:
(Bu Kur'ân Muhammed'e vahyedilmiştir) ki, diri olanları uyarsın ve inkâr edenlere de (azâb) söz(ü) hak olsun
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
İyi de Yasin 70, ölünün bulunduğu ortamda veya mezarının başında bulunanlara Kuran okuyun demiyor ki! "Diriyi uyarmak için ve inkarcının azabı haketmesi için bu bir zikirdir, gerçek bir masajdır" diyor.
ölünün defni sırasında Yasin 70, bizi Kur'an okumaya mecbur ediyor diye birşey yok. fakat daha önceki iletimde söylediğim gibi, o ortamın hazirunlarına Kur'an mesajını ulaştırmaya ne kadar uygun ve elverişli olduğunu görmek gerekir bence. bu gaye ve bu hedef kapsamında niye okunmasın ki? Yasin 70 bize " ölülerin defni sırasında dirileri / hayy olanları ölülerin defni sırasında sakın ha Kur'an ile uyarmayasınız, Kur'an 'a çağırmayasınız bunu yapmak yasaktır da demiyor ki. bu konuda muhayyer olabildiğimiz gibi, kanaatimce böyle bir uygun toplumsal ortamı Yüce Allah'a karşı bilinç ve sorumluluklarımızı hatırlatma / uyarma konusunda kullanıp böyle güzel bir şekilde değerlendirmeninde bir kusur olmaması gerekir. ki böylesine bir Kur'an'a davet uygulaması veya toplumsal ortamın değerlendirilmesi, Ayet'in / Kur'an'ın ruhunada / mantığına da aykırı düşmeyeceği , bilakis çok uygun ve yerinde olacağı kanaatini taşıyorum kesinlikle.
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Hiç şüphem yok ki Kitabı mezarlıklara hapsetme girişimleride bu "masumane" sentezci mantık çerçevesinde adım adım başlatılmıştır.Bu tür "faydacı" düşünceleri akıldan bile geçirmemek lazım.Çok yakınımız bile olsa ölen kişi Kuran projesine ters yaşam sürmüşse onun cenazesine katılmamak Kuranda ki önerilen duruşa en güzel örnektir.Oradakilere verilecek en güzel Kurani mesajda bu duruşumuzdur.Selamlar..
Bir yerde kuran okunduktan sonra ' bu okunan kuranı,fatihayı geçmişlerin ruhuna gönderiyoruz'... v.s v.s deniyormu denmiyormu? Bütün mesele bu. Okunanlar ölünün hemen arkasından olursa,misli misli gönderilecek ruhlara.Adem peygamberden başlayıp o anda yatan ölüye kadar.Uygulama maalesef bu.
hasan öktem abinin söylediğinde en ufak bir yanlış anlayış, tehlike falan yok ve konuyu çok da güzel özetlemişken, neden hala tartışma modunda devam ediliyor anlamadım.
Hasan abinin dediğinin bir benzerini, babama bizimkiler kuran okurken yaptım. Ben özellikle karşı çıkmama ve ilgilenmeme rağmen, en kutsal görev olarak saydıkları için bu eylem GERÇEKLEŞTİ.
Seveni de çok olduğu için, kalabalık bir ortam olmuştu. Hocalar, yasin, tebareke hızlı bir şekilde okudular ve ben mikrofonu kaptım.
dedim , bir de anlamına bakalım ne diyormuş yasin...
başladım mealini okumaya, orada bulunan BÜTÜN kulaklar İSTER-İSTEMEZ dinliyorlardı ayetleri ve ANLIYORLARDI...
O ayetler üzerine onlara başka yorum yapmaya gerek var mıydı?
Yok efendim, rahmet gider mi, gitmez mi, arapçasının yanında, mealini de okusak falan, filan...
Al mikrofonu eline oku...
çık pazara, seslen insanlara, iki tane AYET oku....
bunu yapabiliyorsak, konuşalım...
yoksa ali abinin dediği gibi, eleştirmek iyi de, iyisini koymak lazım yerine...
Katılma Tarihi: 21 mart 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 10
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Değerli kardeşlerim.
Benim bu konuda görüşüm sizinle aynı, Fakat biraz daha sert olacak.
Bir ölüye Kur'an okumak, bir de arapça okumak(Türkçe'de olsa farketmez), bu kitabı öğüt olsun diye gönderen Rabbe karşı düpedüz saygısızlık ve edepsizliktir. Akıl ile bağdaşacak en ufak bir tarafı yoktur. okunmaktan ziyade yaşanmak için gönderilmiş bir kitaba bundan daha büyük hakaret olamaz kanaatimce..
Ölüye Kuran hadise dayandırıldığı için uyar diye burada devam ediyorum.
Bir konu niçin kilitlenir; keyfe mé yeşé' mi, başka önemli bir sebeb olduğundan mı, anlayamadım!
Bana göre cenaze, nişan, nikah, düğün, dernek, bir kuruluşun temel atma, faaliyete açma, açılış, kapanış vs her ne sebeple olursa olsun, yapılan merasimlerde, meal dahi olsa, Kuran okumak, Kuran'ı amacından saptırmaya; hayattan ilişiğini kesmeye katkı yapmaktır.
Bence bu yöntemin dönemi kapandı.Bundan sonra hayatın anlamını ciddi oranda sorgulayan insanlarla ilişki kurma zamanıdır.Bu yöntemi misyonerler yıllardır yapıyorda hangi rahmani adımı atabildiler?İfadelerimi üzerine alınma ama bu tür yöntemler kitabı ayağa düşüren işportacı yöntemler olmaktan öteye geçemez.Selam ve sevgiler..
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma