Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

	MENAKIB’ÜL ARİFİN (Arifler’in Menkı) Ahmed Eflaki
	menakib’ül arİfİn (arifler’in menkıbeleri) yine sultan veled buyurdu ki: bir gün babam medresede bilgiler saçıyordu. (bu arada) “halis mürid kendi şeyhinin herkesten üstün olduğuna inanan kimsedir. mesela: bir adam beyazid (bistami)’nin müridlerinden birine “senin şeyhin mi büyük, yoksa ebu hanife mi?” diye sordu. mürid “benim şeyhim” diye cevap verdi. (nihayet) o birer birer bütün sahabeyi saydı, fakat mürid yine şeyhinin hepsinden büyük olduğunu söyledi. sonra “muhammed mi büyük, senin şeyhin mi?” dedi. en sonunda “allah mı büyük, yoksa senin şeyhin mi diye sordu? mürid “ben allah’ı şeyhimle gördüm, şeyhimden başka bir şey tanımam, hep onu tanırım.” dedi. başka bir müritten de “allah mı büyük yoksa senin şeyhin mi?” diye sordu. bu mürid de “bu iki büyük arasında hiçbir fark yoktur” dedi. ariflerden biri de “bu iki büyükten daha büyük biri lazımdır ki o farkı ortaya koysun” demiştir. nitekim buyurmuştur. şiir: “ allah görünmediği için peygamberler onun naibi olmuşlardır. hayır böyle de değil. bu naible, naibin, naibliğinde bulunduğu kimseyi ayırmak çirkin şeydir. burada ikilik yoktur.” (cilt 1, sf. 324-325) ********************* yine dostların olgunlarından nakledilmiştir ki: bir gün kıskanç fakihler inkar ve inatları sebebiyle mevlana’dan: “ şarap helal mıdır veya haram mı?” diye sordular. onların maksadı şemseddin’in şerefine dokunmaktı. mevlana kinaye yolu ile “İçse ne çıkar: çünkü bir tulum şarabı denize dökseler deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. fakat küçücük havuzu şüphesiz bir damla şarap pisletir. böylece tuzlu denize düşen herşey tuz hükmüne girer. açık cevap şudur ki, eğer mevlana şemseddin şarap içiyorsa, herşey ona mübahtır. çünkü o deniz gibidir. eğer bunu senin gibi bir kızkardeşi fahişe yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır.” buyurdu. (cilt 2, sf. 72) ********************** yine buyurdular ki: mevlana şems-i tebrizi’nin kimya adında bir karısı vardı. bir gün şems hz.lerine kızıp meram bağları tarafına gitti. mevlana hz.leri medresenin kadınlarına işaretle: “haydi gidin, kimya hatun’u buraya getirin. mevlana şemseddin’in gönlü ona çok bağlıdır” buyurdu. bunu üzerine kadınlardan bir grup, onu aramaya hazırlandıkları sırada mevlana, şems’in yanına girdi. şems, şahane bir çadırda oturmuş, kimya hatunla konuşup oynaşıyor ve kimya hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu. mevlana bunu görünce hayrette kaldı. onu aramaya hazırlanan kadınları da henüz gitmemişlerdi. mevlana dışarı çıktı. bu karı- kocanın oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. sonra şems: “İçeri gel!” diye bağırdı. mevlana içeri girdiği vakit, şems’den başkasını göremedi. bunun sırrını sordu ve “kimya nereye gitti?” dedi. mevlana şems: tüce allah bizi o kadar sever ki, istediğimiz şekilde yanımıza gelir. şu anda da kimya şeklinde geldi.” buyurdu. İşte beyazid-i bistami’nin de hali böyle idi. allah ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü. (cilt 2 sf. 69-70) kaynak: “menakib’ül arİfİn” ariflerin menkıbeleri ahmed eflaki terc: tahsin yazıcı, meb yay. 1953

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

asd dost

Bu ayetleride dah oncede yazdim ama tekrar hatirlatayim. Mevalanayin bu kadar savunma isteginiz anlamakda zorlaniyorum. Allah diyorki Kurana uyun oyle degil mi ?

"Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu birakip da baska dostlarin peslerinden gitmeyin. Ne kadar da az ögüt aliyorsunuz!" (7/3)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

   selam nuri kardeş

anlaşıldığı kadar kuran bilginiz ve anlayışınız gelişmiş ve bizlerde sizin bu güzeliğinizden faydalanmaya çalışıyoruz onun için sag olun

 konuları daha uygun bir ulsub ile ifade edilebilirse ki sizde o güzeliği kuran bilginizden var olduğu kanısındayım

şimdiden teşekkürler

                                                                   selam ve dua ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selâm Dostlar ve radyoman

Alıntı yaptığın bu türlü ifadeler, tasavvufçuların kitaplarında bol olup, hikmetli~batınî ilimlerden olarak geçmekte! biz kim? onu anlamak kim? diye savuşturulmaktadır! sevgili, vuslat, gerdek, kadın, gençoğlan vb. surette görünen de; hizb-i şeytanın şeytanlarından biridir hiç şüpheniz olmasın! bu ahmaklar da, cinlerin yetiştirmesi olan çömez sapıklardır! uyduruk(yûftera) hadislerle besleyip büyütürler, sonra da bulutların üstünden: "ben senin rabbinim" derler! tek cenahtan gelen ses kendini güya ele verir :))) sonra da çömez der ki: "defol bre lâin" :))

Gördünüz mü? adamımız nasıl uyanık değil mi? işte bu zat-ı cindarlar lehine! gerideki teba da böylesi verilerle yetiştirilirler. Ne oldu? bu şeyh efendiden şeytan dahi kurtulamadı :)) onlar şeytana bile pabucunu ters giydirecek uyanıklar mı ki? başçoban iblis-i lâin, sürüsünü öylesi farklı şekillerde güder ki!? numaralarını ancak mahşer yerinde fark edebileceğiz! sürü, farklı farklıdır.. Kimi din adına savaşır, kimi de dinsizlik adına..

İşte tüm bu oyunları bozanlar da; gerçek elçilerden başkası değildir! O halde qur'an~furkan'dan başkası bizlere haram olmalıdır değil mi?

Tüm gerçek elçilerimize; bizlerden salat&selam olsun inşaaAllah!

Hakk sahibimiz olan Allah C.C hazretlerine de; sonsuz ve sayısız "hamd ile şükürler" olsun inşaaAllah!

RZi,,, Amin

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

     Radyoman'ın yazdığı yazıda herhangi bir yorum-sataşma-hakir görme yok..Sadece kitap adı-sayfa numarası verip; ortaya koymuş yazılanları..

   Hala inatla bunları savunmaya çalışacaklar olursa da buyursun savunsunlar..Acaba hesap günü de böyle savunmacı olabilecekler mi?