HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: DİN TAHRİFÇİLERİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygambere ve sizden olan (!) emir sahiplerine de itaat edin. Eğer bir hususta ihtilafa düşerseniz -Allaha ve Ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah ve Rasulüne götürün. Bu hem hayırlı ve hem de netice bakımından daha hayırlıdır." (nisa-54)

Evet bizzat Rabbimiz bizi Rasulunun (s.a.v.) sünnetlerine irşad ediyor. Daha fazla ne söyleyebiliriz ki. Acaba bize Kur'an yeter diyenler hiç mi Kur'an okumuyorlar.
Allah namaz kılın diyor. Mahiyetini bildirmiyor , sünnetleri reddederseniz namazı nasıl kılacaksınız ?
Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

"Namazı kılın zekatı verin." (bakara-43) Burada namazın adedi, rekatları, vakitleri ve keyfiyeti belli değildir. Bunlar ancak Rasulü Ekremin pak ve nezih sünnetiyle beyan edilmiştir.

"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan başkalarına ibret olmak üzere ellerini kesin" (maide-38 ) Hırsızlıkla ilgili hükümler nedir ? Ellerden murat nedir ve nereden kesilir ? Bütün bunlar sünnetle ortaya konmuştur.

"Zina eden kadın ve erkeğe, her birine yüz sopa vurun" (nur-2) Bu hüküm kimin içindir? Kime uygulanır. Bekarlara yüz sopa evlilere yüz sopa ve recm sünnetle ortaya konmuştur.

"Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, o kadınlar ölünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde hapsedin" (nisa-15)

Allah'ın Rasulü bu ayeti tefsir ederken "Benden alınız, benden alınız, benden alınız. Bekar bekarla yaparsa yüz sopa ve sürgün, evli evliyle yaparsa yüz sopa ve recm" (ibni hanbel müsned, müslim, tirmizi, nesai, ebu davud, ibni mace) buyurmuştur. Bu haddin hududu da sünneti nebi ile beyan olunmuştur.

"Arafat'tan indiğiniz zaman, Meş'ari Haramda Allah'ı zikredin" (bakara-198 ) buyurmuştur. Burada Arafat'tan haccın bir esası olarak değil, sadece bir mekan olarak söz edilmiştir. Binaenaleyh Haccın en büyük rüknü olan Arafat'ta vakfe sünnetle belirlenmiştir. Efendimiz (s.a.v.) "Hac arafattır" (ebu davut, menasik,69) buyurmuştur.
Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
Xweser-Mirov
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Yer: Netherlands
Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Xweser-Mirov

Bir adam, namazın ilk tekbirine yetişerek Resulullah (sav) ile birlikte namaz kıldı. Aleyhissalatu vesselam önce sağına sonra soluna selam verdi. (Başını öylesine çevirdi ki, gerisinde olduğumuz halde) yanaklarının beyazlığını gördük. Sonra namazdan çıktı. Kendisiyle namazın ilk tekbirine yetişen zat hemen kalkıp ilave namaza başladı. Hz. Ömer (ra) ona doğru fırlayarak adamı omuzlarından yakalayıp sarstı ve "Otur! Ehl-i kitabı helak eden şey, namazları arasına bir fasıla bırakmamalarından başka bir şey değildir!" dedi. Resulullah (sav) nazarını çevirip: "Ey İbnu`l-Hattab, Allah seni (doğruya) isabet ettirdi" buyurdu.( Kutubi Sitte )

Bumudur helak eden Ehl- Kitabi, buzagiyi tanri edinmeleri, Allah'a cocuk isnad etmeleri, elcileri yalanmalari, elcinin getirdiklerini yerine getirmemeleri degil yani..

Namazlari arasinda bir fasila birakmamalarindan baska birsey degildir.!!

Oyle mi ?? Bu mudur Vahy ? Bu mudur Peygamber sozu ?

Boyle birseyi ben cahilligimden Kuran'a aykirini mantiga aykiri oldugunu anliyorumda, bunu kitabina alan sahislar !!!!! anlamamislar mi ???

Bu bagnazlik degilde nedir ?? Boyle binlerce hadis var, hangi birine vahy deyipte Allah'i Resul'u yalanci cikarip, alimlere itaat edeyim ..!!



__________________
Hayat sen ne güzelsin
Yukarı dön Göster Xweser-Mirov's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Xweser-Mirov
 
Eren Erdem
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Eren Erdem

Selamlar

Madde 1 : Kuran'da Peygamber ifadesi geçmez. O Farsça bir kelimedir. Namaz kelimeside dahil. Bizim günümüzde telaffuz ettiğimiz kavramların çoğu Farsçadır. Kavramları oturtalım öyle konuşalım.

Kuranda Geçen ''Resul''e itaat. Risal - Resul : ELÇİ.

Nübüvvet - Nebi ise Resulden farklı, kitap verilmiş olan.

Şimdi Resule itaat ile ilgili ayetlere bir bakalım. Tabii tam çeviri ile.

Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse ve Allah’tan korkup sakınırsa işte kurtuluşa ve mutluluğa erenler bunlardır.
24- Nur Suresi 52

Allah’a ve elçisine itaat edin ki merhamet olunasınız.
3- Ali İmran Suresi 132

Elçiye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.
4- Nisa Suresi 80

Muhammed yalnızca bir elçidir.
3- Ali İmran Suresi 144

Muhammed Allah’ın elçisi ve nebiler’in sonuncusudur.
33- Ahzab Suresi 40

Muhammed Allah’ın elçisidir.

49- Fetih Suresi 29

Ayetler gayet açık şekilde Resule/Elçiye itaat edin demektedirler. Bizler bu ayetler nazarınca Elçiye itaat etmek mecburiyetindeyiz.

Elçiye itaat etmek ne demektir ?

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler k: “Bundan başka Kuran getir veya bunu değiştir.” De ki: ‘Benim onu kendiliğimden değiştirmem asla mümkün değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem büyük günün azabından korkarım.”

10- Yunus Suresi 15

Elçi kelimesinin literatürel anlamı : Biryerden biryere nakil eden.

Kuranda Risalet bu şekilde tanımlanmıştır. Fakat bu postacılık demek değildir. Allah insanları yaratmış, tüm gereklilikleri adeta insana yüklemiş ve zaaflarıda beraberinde vermiştir(bkz. şems 8).

Elçi bu bağlamda toplumda yapması gereken manevi yükselişi tamam etmiş ve İlahi bir müdahalenin etkisi ile, yüksek bir konuma(yani daha öncü-ilerici-lider) getirilmiştir. Resuller de bu görevi gayet iyi yerine getirmişlerdir Rablerinin yardımı ile.

Elçi'ye itaat etmek için, Elçinin bir TEORİ sunması gerekmektedir! TEORİ ne ise ona uyulur. Elçi ne verdiyse alınır.

Bakalım Resul bize ne vermiş ?

Yunus Suresi 15. ayeti yukarıda vermiştim. Burda ELÇİNİN TEORİSİ mevcuttur. ELÇİ sadece Kurana uyduğunu belirtmektedir. Nitekim bu durum şu şekildeki ayetlerde de ifade edilmektedir:

Onlar neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi.

17- İsra Suresi 73

Ayette görülmektedir ki, Vahiy dışı eylem YASAKLANMIŞTIR!

Resul vahiy dışı eylem icra etmemektedir.!

Ayrıuca:

Ey elçi. Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak olursan elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.
5- Maide Suresi 67

De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi.”
6- Enam Suresi 19

De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum.
21- Enbiya Suresi 45

Onlara bir ayet getirmediğin zaman “Şuradan buradan derleseydin ya” derler. De ki “Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için doğruya iletilme ve rahmettir.”
7- Araf Suresi 203

Ayetler NET biçimde Allah Resulünün VAHİY dışı hiçbir eylem yapmamış olduğunu göstermektedir!

Şu ana kadar, Elçiye itaatin gerekliliğini, Elçinin neye itaat ettiğini(Teorisini) verdik. Şimdi Vahyi kimin anlayabileceğini görelim! Konu ile alakalı Dost1 Hocamın bir çalışmasından anektodlar sunayım. Çalışmanın tamamı : http://www.hanifler.com/forum/showthread.php?t=124

Kur’an’ı okurken her türlü düşünceden arınarak Allah’ sığınalım. Yalnız O’nun ne dediğine bakalım.

[016.098] [DI] Kuran okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.


[050.001] [DI] Kaf. Şanlı Kuran'a and olsun.
[085.021] [E0] Fakat o şanlı bir Kur'andır.

Rabbımız olan Allah, Kur’an’ı anlaşılması için kolaylaştırdığını yeminle söylüyor.

[054.017] [DI] And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
[054.022] [DI] And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
[054.032] [DI] And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
[054.040] [DI] And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

Rabbimiz olan Yüce Allah;Kur’an’ın sözlerini, en güzel olarak bildirmiş. Okuyanların tüyleri ürperir,kalpleri yumuşar…

Anlaşılmayan kitap okunduğunda ayette sözedilenler yaşanabilir mi?

[039.023] [DI] Allah, ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden Kitap'ı sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu Kitap'tan tüyleri ürperir, sonra hem derileri ve hem de kalbleri Allah'ın zikrine yumuşar ve yatışır. İşte bu Kitap, Allah'ın doğruluk rehberidir, onunla istediğini doğru yola eriştirir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.

En iyisi sizleri Rabbımızın ayetleri ile baş başa bırakıyorum.

[012.002] [DI] Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.

[027.001] [DV] Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'ın, apaçık bir Kitab'ın âyetleridir.

[036.069] [DI] Biz ona şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kuran'dır.
[039.027] [DI] Biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali, belki öğüt alırlar diye, and olsun ki verdik.

[039.028] [DV] Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik.

[041.003] [DV] (Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır.

[041.026] [DI] İnkar edenler: «Bu Kuran'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki bastırırsınız» dediler.

[041.044] [DI] Biz bu Kuran'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: «Ayetleri uzun açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı bir dille söylenir mi?» derlerdi. De ki: «Bu, inananlara doğruluk rehberi ve gönüllerine şifadır.» İnanmayanların kulaklarında ağırlık vardır ve onlara kapalıdır; sanki bunlara uzak bir mesafeden sesleniliyor da anlamıyorlar.

[043.003] [E0] Hakkâ biz onu Arabî olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl irdiresiniz

[047.024] [DI] Bunlar Kuran'ı düşünmezler mi? Yoksa kalbleri kilitli midir?

[050.045] [DI] Onların dediklerini Biz biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin; söz verdiğim günden korkanlara Kuran'la öğüt ver.

[059.021] [DI] Eğer Biz Kuran'ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla başeğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misalleri, insanlar düşünsünler diye veriyoruz.

[017.009] [DV] Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.

[017.041] [DI] Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.

[017.045] [DI] Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasına görünmeyen bir perde çekeriz.

[015.001] [DI] Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olan Kuran'ın ayetleridir.

[017.089] [DI] And olsun ki, biz Kuran'da insanlara türlü türlü misal gösterip açıkladık. Öyleyken insanların çoğu nankör olmakta direndiler.

[018.054] [DI] And olsun ki, Biz bu Kuran'da insanlara türlü türlü misali gösterip açıkladık. İnsanın en çok yaptığı iş tartışmadır.

[002.185] [DI] Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.

[005.101] [DI] Ey İnananlar! Size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır (ama üzülürsünüz). Allah sorduğunuz şeyleri affetmiştir. Allah Bağışlayan'dır, Halim'dir.

[006.019] [DI] «Şahit olarak hangi şey daha büyüktür» de. «Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Bu Kuran bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu; Allah'la beraber başka tanrılar bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?» de. «Ben şehadet etmem» de. «O ancak tek Tanrıdır, doğrusu ben ortak koşmanızdan uzağım» de.

[007.204] [DI] Kuran okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasınız.

[010.015] [DI] Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, «Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak, bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.»

[010.037] [DI] Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur.

[010.061] [DI] Ne iş yaparsan yap ve sizler ona dair Kuran'dan ne okursanız okuyun; ne yaparsanız yapın; yaptıklarınıza daldığınız anda, mutlaka Biz sizi görürüz. Yerde ve gökte hiçbir zerre Rabbinden gizli değildir. Bundan daha küçüğü veya daha büyüğü şüphesiz apaçık bir Kitap'dadır.

[025.030] [DI] Peygamber: «Ey Rabbim! Doğrusu milletim bu Kuran'ı terketmişti» der.

[084.021] [DI] Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?

Kur’an anlaşılır mı? Anlaşılmaz mı?

Ayetler nazarınca Gördük ki :

1- Elçiye itaat edeceğiz

2- Elçi sadece Kuran'a uymuştur

3- Herkes Kuran'ı anlayabilir

4- Kuran tüm bilgileri kapsamaktadır.

Elçiye itaatin yolu, Kurana itaatten geçmektedir.

Elçi = Postacımıdır ? Elbette hayır! Resul toplumun önderidir. Bizlere yasaların beyanı için seçilmiştir. Dönem koşulları dahilinde yapmış olduklarına bakıldığında, O örnek alınması ŞART liderimiz, mümin babamız/abimiz/canımız dır.

Nitekim, o bir insandır. O Rabbinden kendisine indirilene uymuş ve bunu öğütlemiş. Allah kavram karmaşası olmasın diye VAHYİ tastamam sunmuş. İşte O bu şerefli mertebenin taşıyıcısı ve ÖNDERİMİZDİR.

Ancak şu da bir gerçektir ki :

O size melekleri ve Peygamberler’i Rabler/efendiler edinmenizi emretmez. Siz Müslüman olduktan sonra, size kafir olmayı mı emredecek?

3- Ali İmran suresi 80

De ki “Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da (algılanamayanı da) bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.”

6-Enam suresi 50

O’nun elçileri arasında hiçbirini ayırt etmeyiz.

2- Bakara suresi 285

Resul bizzat vahyin dışına çıkmadığını Enam 50 de beyan etmiş. Allah bizlere Elçileri ayırtm etmememiz gerektiğinide Bakara 285 de gördüğünüz gibi ifade etmiştir. Muhammed = İbrahim = Musa = İsa dır. Ancak bizler, bu yüce vahyin taşıcıyısı ve beyan edici olan son Nebiye kendimizi yakın hissetmekteyiz.

Allah bu ayetlerin tamamında :

RESULE İTAAT EDİN!!!! demiştir. Muhammed ismi geçmemektedir. Bakara 235 de Resulleri birbirinden ayırmayız ifadesi geçer. Yani bu ayetten eğer SÜNNET VE HADİS SONUCU ÇIKARTIRSANIZ :

İBRAHİM A.S, İSA A.S, MUSA A.S,LUT A.S ve Tüm Resullerin Sünnetine uymanız gerekir!

Aksi halde, Sizin mantığınızla : Bakara 235 ile çelişirsiniz! Ayırt etmiş olursunuz.

Evet Biz tüm Resullerin SÜNNETİNİ ihya ediyoruz!

Nasıl mı?

Onların metodolojisini kullanarak!

Yani, Rabbimizden onlara indirilene uydukları gibi, bize indirilmiş olana uyarak!!!

Bana Resulün Sakallı olduğunu ispatlayabilirmisiniz ?

Şöyle düşünelim. O dönem müşrikler Vahyi şiir olarak görmüşlerdir. Nitekim Allah inananlara ELÇİ ne verirse alın. Çünkü O Allahtan gelmeyen birşey vermez nazarında bir yaklaşım ile, Resulün SALT vahyi verdiği beyanında bulunur. Çünkü Bütüncül bakış ile biz bunu Kuranda net biçimde görebilmekteyiz. Sizin göremediğiniz ortadadır.

Kitapta hiçbirşey eksik değildir! Enam38

Ayet nettir. Kitap tamamlanmıştır. Tüm bilgiler mevcuttur. Gerçeğin ta kendisidir. Sünnet = o eksiksiz olan kitaba uymaktır.

İşin tarihsel boyutu ?

Allah Resulünün vefatının ardından başlayan hilafet kavgası neredeyse Kerbela'da son bulmuştur. O harbe kadar hakim olan Resul'ün ailesi, O harp ardından katledilerek saltanatı yitirmiş, Ebu Süfyan'ın sülalesine, Ümeyyelere devretmiştir.

İşte bu tam bir çıkış noktasıdır. Bu olay, sadece saltanatı ele geçirmek adına yapılmış HAİN bir olaydır.

Ardından, 4 halife devrinde imha edilen Rivayetler, Emevi döneminde, kab-el Ahbar, vehb bin münebbih, ahmed bin selam gibi yahudi dönmeleri tarafından baştan ele alınmıştır. Yaklaşık 1 milyon kadar hadis uydurulan emevi döneminde, uydurulan hadislerin Resulün yaşamınına vurulduğunda ortaya çıkan tablo gülünç olur. Günde 300küsür Hadis.

Vahiy + Cihad + Özel yaşam gibi hiçbirşeye zaman tanımayan, Hatta ben saddece Kurana uyarım diyen Resul için aığr bir iftiradır bu.

Kuttubü sitte de : ''Benden Kuran dışında söz almayın, kim benden Kuran dışında söz alırsa derhal imha etsin''

şeklinde bir hadis mevcut iken, bu hadisin ardından 23 ciltlik bir takım sunmak komiktir :)

Keza bu hadis söylenmemiş/uydurma dahi olsa, serinin bütününü çeliştiricidir.

Şimdi Biz şuna bakacağız.

Resul = Kuran eri

Kuran eri = Allah dostu

Kuran = mübin/apaçık-anlaşılır kitap

Kuran = eksiksiz/tüm hükümleri içerici kaynak

SÜNNETİ İHYA EDEN = RESULÜN UYDUĞUNA UYAN.

YANİ RESULÜN, KURANA UYUN! SÖZÜNÜ DİNLEYEN, ONUN BU SÖZÜNÜ DİNLEYİP, BU ÇAĞRISINA KULAK VERİP VAHYE UYAN!

Şimdi, bu kadar kesin ve garanti bir yol var iken, neden yokuş tırmanayım ?

Nerden bileyim Resulün sakal bıraktığını ?

Ya Kab-el Ahbar'ın parmağı varsa ?

Ya Ahmed bin Selam'ın parmağı varsa ?

Ya Muaviyenin parmağı varsa ?

Hükümde ortaklık = şirket

Şirket = şirk

Tevhid = Tekleyicilik

Tek kaynak = Kuran

Kurana uyan = Resule uyan

Resul = Kurana uyan

Kuran = mübin

Kuran= fussilet

Kuran = beyyine

muhabbetle

Yukarı dön Göster Eren Erdem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Eren Erdem
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

 

        Efrayim

        Sevgili yunusemre...

        'Bayramlar israliyattır ' dediniz.

        Asr-ı saadet döneminde bayramlar kutlanmadı mı ?

        İslam alemi 1400 senedir boşu boşuna mı bayram kutluyor?

         Sevgi ile,

        Not:Aşağıdaki bilgiler yanlış mı?    

       

        Ramazan ve Kurban bayramları Hicretin 2. yılından İtibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ramazan orucu da ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren rnü'minler sonraki ayın (şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir.

"Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır"(1) mealindeki hadise dayanarak Ramazan ve Kurban bayramları bayram namazlarının kılınmasıyla başlar.

Hz. Peygamber, "Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir"(2) buyurmuştur.

Ramazan Bayramım da bu manada bir gün olarak kabul etmiş ve bu bayramı Ramazan orucunun iftar günü olarak nitelendirmiştir.(3) Bu sır içindir ki, Ramazan ve Kurban Bayramlarında oruç tutmak haram kılınmıştır. Bir gün önce oruç bozmak haramken, bir gün sonra oruç tutmanın haram olması, mü'minlerin düşünce ve duygu dünyasında nimetlerin gerçek Sahibini hatırlatan en etkili bir sebeptir.

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

Selam Efrayim..

Haram üretim tesislerini görüyorsun işte... Ama bu tesislerin bir de Fabrikaları var. Bunlar da Kitap'ta olmayan şeyleri üretmişler ve hala da üretmektedirler. 

Peygamber adına söylenen ve günümüzde de halen uygulanan şeylerin Kur'an'da olmadığını görüyoruz.  "Bayramlar, sünnet olmak, kandil geceleleri, diğer gönderilmiş Kitaplarda yazan ama Kur'an'da yazmayan Peygamberlerin, Peygamber çocuklarının, Peygamber eşlerinin , Peygamber yakınlarıın ve diğer şahısların isimleri, Miraç, İsa Peygamberin denizde yürümesi " gibi daha birçok şey Kur'an'da yok.

Öyleyse Kur'an eksik!!! Hadisler olmasaydı bunları nasıl öğrenecektik!

Hımm Gaybın bilgisi yalnız Allah'ın değil miydi? Peygamber gaybı bilmez değil miydi?  Meryem'in kimin himayesinde kalacağına dair kura atarlarken Resul Muhammed orada değildi ya!!

Bazı insanlara göre Allah'ın gönderdiği bütün kitaplar, bütün dinler eksik! Tevrat yetmemiş Talmudlar, Mişnalar yazmışlar, İncil yetmemiş kendi elleriyle seç beğen yüzlerce yazmışlar, sonra 4,5'a indiirmişler. Romalıların birbirlerine yazdıkları mektuplar bile Allah kitabında! Düşünün gerisini... Bizim müslüman geçinen ehli Sünnetçiler ve Şiacılar da bu öncekiler gibi değil mi?

Onlara da Kur'an yetmemiş!

Aslında yetmediğinden değil, işlerine gelmediğinden. Allah'ın ayetlerini beğenmediklerinden. Şeytanın dostu tükenir mi?

Al sana hadis, al sana kıyas, al sana icma, al sana ilmihal, al sana Buhari, al sana Tırmizi, yetmez, yok mu arttıran!!!

 



__________________
İsrâ 89
   Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

yunusemre Yazdı:

Selam Efrayim..

Haram üretim tesislerini görüyorsun işte... Ama bu tesislerin bir de Fabrikaları var. Bunlar da Kitap'ta olmayan şeyleri üretmişler ve hala da üretmektedirler. 

Peygamber adına söylenen ve günümüzde de halen uygulanan şeylerin Kur'an'da olmadığını görüyoruz.  "Bayramlar, sünnet olmak, kandil geceleleri, diğer gönderilmiş Kitaplarda yazan ama Kur'an'da yazmayan Peygamberlerin, Peygamber çocuklarının, Peygamber eşlerinin , Peygamber yakınlarıın ve diğer şahısların isimleri, Miraç, İsa Peygamberin denizde yürümesi " gibi daha birçok şey Kur'an'da yok.

Öyleyse Kur'an eksik!!! Hadisler olmasaydı bunları nasıl öğrenecektik!


haşa ! bu sizin vehminiz.. kimse böyle birşeyi iddia etmiyor, sizin sorununuz Kur'an ile sünneti ayırıyorsunuz, Hak'kı adaletle yerine koymuyorsunuz.. Kur'an ile Sünnet arasını ayırdığınız zaman sünneti sanki Kur'a'a ekleme gibi görmenizde normal gibi gelmektedir ki, Kur'an ile sünneti ayırmamanız gerektiğini yine Kur'an'dan öğreniyoruz;

"Biz her türlü peygamber i Allah'ın izniyle ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik" (nisa-64)

"De ki eğer Allah'ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin." (al-i imran -31)

"Namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Rasulüne (RASULÜNÜ AYRICA ZİKRETMİŞ, BUNU DÜŞÜNMEK LAZIM.. NEDEN ACABA?) itaat edin" (mucadele -13)

"Namazı kılın, zekatı verin, peygambere itaat ediniz ki merhamet göresiniz" . (nur- 56)

"De ki, işte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum. Ben ve bana tabi olanlar aydınlık bir yol (basiret) üzereyiz." (yusuf-108 )

"O kimseler ki, Nebiyyi Ümmi olan Rasüle tabi olurlar. O Nebi ki, Tevrat'ta ve incil'de yazılı bulduklarıdır. İşte o peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder. Onlara temiz ve güzel şeyleri helal, pis ve zararlı şeyleri haram kılar ve üzerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki bağları kaldırır(yani hata ile adam öldürmek kısas icrasını, günah işleyen azaların, pislik değen elbisenin kesilmesi gibi ağır teklifler i). O peygambere inanıp ona saygı gösteren, yardım eden ve onunla birlikte gönderilen Nur'a tabi olanlar var ya , işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (araf-157)

"De ki: Allah ve Rasulüne (RASULÜNE İTAATİ AYIRMIŞ) itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki, Allah kafirleri sevmez" (ali imran-30)

"Allah ve Rasulü (HMM YİNE AYRICA RESULÜN HÜKMÜNÜ AYIRMIŞ, NİYEKİ, HELE BİR DÜŞÜNÜN) bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Rasulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." (ahzap-36)

"Bazı insanlar "Allah'a ve peygambere (TEKRAR PEYGAMBERİ AYRI ZİKRETMİŞ, DÜŞÜNMÜYORMUSUNUZ YİNEDE) inandık ve itaat ettik" diyorlar; ondan sonrada içlerinden bir grup yüz çeviriyor.- "Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve peygambere çağrıldıklarında, bakarsın ki, içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler." (nur- 47/48 )

"De ki: Allah'a itaat edin, peygamberlere de itaat edin. (PEYGAMBERLERE'DE DERKEN NİÇİN ACABA AYIRMIŞ, DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?) Eğer yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki peygamberin sorumluluğu kendisine yüklenen tebliğdir. Sizin sorumluluğunuz da size yüklenen görevi yerine getirmenizdir. Eğer peygambere itaat ederseniz, hak yolu bulmuş olursunuz . Peygambere düşen sadece apaçık bir tebliğdir." (nur-54)

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygambere (YİNE AYRICA ZİKRETMİŞ, HALAMI DÜŞÜNMEDİNİZ?) ve sizden olan (!) emir sahiplerine de itaat edin. Eğer bir hususta ihtilafa düşerseniz -Allaha ve Ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah ve Rasulüne götürün. Bu hem hayırlı ve hem de netice bakımından daha hayırlıdır." (nisa-54)


neden acaba Allah bir çok ayetinde Allah ve Resulüne itaat etmemizi salık vermektedir? Bunu hiç düşüneniniz oldumu? Sadece Allah'a itaat edin deyip bitirebilirmiydi? Hiç düşüneniniz oldumu? Birde eklemekte fayda var, gerçe daha önce defaatle ekledim ki;

metinle muhatap arasındaki mesafe açıldıkça, metin ile bağlam arasındaki sıkı ilişkiye binaen dil'i ve bağlam'ı bilmek bir zaruret oldu. İşte o zaman, dil'i ve bağlam'ı bilenler, dolaylı muhataplar nezdinde -haklı olarak- vazgeçilmez birer merci halini aldılar... Bu durumda, değil sadece Hz. Peygamber'in, onun bütün yakın arkadaşlarının söyledikleri her söz, yaptıkları her amel, -hiç kuşkusuz taşıdıkları asli kıymetin ötesinde- büyük bir önem kazanacak, Hz. Peygamber'in sözlerini bilenlere, amellerine şahit olanlara müracaat etmek, Kur'an'ı anlamak bakımından bir zorunluluk olacaktı.

Bedir Savaşıyla ilgili tafsilatı bilmeden Enfal Suresi'ni,
Uhud Savaşıyla ilgili tafsilatı bilmeden Nisa Suresi'ni,
Araplardaki "zihar" adetini bilmeden Mücadele Suresi'ni,
İfk hadisesini bilmeden Nur suresi'ni,
Mekke toplumunun tarihini bilmeden Fil Suresi'ni,
Ticari hayatını bilmeden Kureyş Suresi'ni,
Hz. Peygamberin özel hayatını bilmeden yahudilerle ve münafiklarla ilgili değerlendirmeleri, o dönem arabın tasavvuratını, kullandığı deyimleri, mecaz, istiare, kinaye, ta'riz, v.b. söz sanatlarını bilmeden Kur'an'ın idyomatik anlatımlarını, kısacası o dönemin diline ve metnin tabii bağlamına vakıf olmadan neredeyse Kur'an'ın tamamını anlamaya imkan varmıdır?..


Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

 

       Efrayim

       Sevgili yunusemre

         Yazınızda şu soruyu atlamışsınız.

          Asr-ı saadet döneminde bayramlar kutlanmadı mı ?

         Sevgi ile,

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

selimbay Yazdı:

...Bu durumda, değil sadece Hz. Peygamber'in, onun bütün yakın arkadaşlarının söyledikleri her söz, yaptıkları her amel, -hiç kuşkusuz taşıdıkları asli kıymetin ötesinde- büyük bir önem kazanacak, Hz. Peygamber'in sözlerini bilenlere, amellerine şahit olanlara müracaat etmek, Kur'an'ı anlamak bakımından bir zorunluluk olacaktı.

Selam Selimbay;

Hz. Peygamber'in yahut ashabının "her söz ve amelinin" yazılı olduğu yer neresi ? Nerede bunlar ? Önce kendinize karşı dürüst olun.

Sizin yolunuzun kimi müdavimleri dediler ki; "Efendim, gerekli olanlar bize erişmiştir"

Şu zırvalığa bir bakın. Kendilerine erişmemiş şeylerin neler olduğunu bilemiyor ama onların önemsiz olduğunu bilebiliyor. Sizin sorgunuz cidden çetin olacak !

Yoksa Hz. Resul bu hususta gerekli tedbirleri almadı mı?

Eyvah !!! Hz. Resul ve arkadaşlarının "tüm söz ve davranışları" bize erişmemiş ise dinimiz eksik kalmış olur.

Bize bu "kötülüğü" kim yaptı ?

selimbay Yazdı:

Bedir Savaşıyla ilgili tafsilatı bilmeden Enfal Suresi'ni,
Uhud Savaşıyla ilgili tafsilatı bilmeden Nisa Suresi'ni,
Araplardaki "zihar" adetini bilmeden Mücadele Suresi'ni,
İfk hadisesini bilmeden Nur suresi'ni,
Mekke toplumunun tarihini bilmeden Fil Suresi'ni,
Ticari hayatını bilmeden Kureyş Suresi'ni,
Hz. Peygamberin özel hayatını bilmeden yahudilerle ve münafiklarla ilgili değerlendirmeleri, o dönem arabın tasavvuratını, kullandığı deyimleri, mecaz, istiare, kinaye, ta'riz, v.b. söz sanatlarını bilmeden Kur'an'ın idyomatik anlatımlarını, kısacası o dönemin diline ve metnin tabii bağlamına vakıf olmadan neredeyse Kur'an'ın tamamını anlamaya imkan varmıdır?..



Sizin elinizde Kuran'daki tüm ayetlerin nüzul sebebini bildiren rivayetler var mı?

Mümkünse "tek versiyon" olanlarını gösterin bize.

Haydi ben size misal olarak sormuş olayım:

Tahrim Suresinin birinci ayetinin ne sebeple indirildiğini merak ediyorum. Bize referans gösterdiğiniz kaynakları kullanarak bir açıklama yapabilir misiniz ?

Görelim bakalım, sözünde doğruculardan mısın ?

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)

Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
selimbay
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 110
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı selimbay

selam aliaksoy,

aliaksoy Yazdı:
[QUOTE=selimbay]
Sizin elinizde Kuran'daki tüm ayetlerin nüzul sebebini bildiren rivayetler var mı?

Mümkünse "tek versiyon" olanlarını gösterin bize.

Haydi ben size misal olarak sormuş olayım:

Tahrim Suresinin birinci ayetinin ne sebeple indirildiğini merak ediyorum. Bize referans gösterdiğiniz kaynakları kullanarak bir açıklama yapabilir misiniz ?

Görelim bakalım, sözünde doğruculardan mısın ?

Muhabbetlerimle...

Tahrim 1- Ey Peygamber! Allah'ın helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? (Şunun için ki) sen hanımlarının rızasını kazanmak istiyorsun. Allah gafûr ve rahimdir.

(Ey Peygamber! Allah'ın helal kıldığı..) Bu ifade, aslında bir soru olarak değil, yapılan davranışın beğenilmediğini ortaya koymak için kullanılmıştır. Yani maksat, Hz. Peygamber'in (s.a.) davranışının Allah tarafından hoş karşılanmadığının vurgulanmasıdır. Bu noktada Allah'ın helal kıldığı bir şeyi, Peygamber dahi olsa hiç kimsenin haram kılma yetkisinin olmadığı kuralı ortaya çıkmaktadır. Oysa Hz. Peygamber (s.a) o şeyi akidevi olarak ve şer'an değil, sadece kendi nefsine haram kılmıştı. Ancak O, sıradan bir insan konumunda değildi ve O bir Peygamberdi. O'nun herhangi bir şeyi kendi nefsine haram kıldığında, ümmetin de o şeyi haram ya da en azından mekruh olarak kabul etme tehlikesi sözkonusuydu. Veya ümmet içerisinde bazı kimseler, kendi kendilerine birtakım haramlar ihdas ettiklerinde, hiçkimse bunda bir beis görmeyebilirdi. Bu bakımdan Allah Teâlâ, Hz. Peygamber'i (s.a) bu davranışı dolayısıyla şiddetle ikaz ederek, bundan vazgeçmesini emretmiştir.

(...şeyi niçin kendine haram ediyorsun? (Şunun için ki) sen hanımlarının rızasını kazanmak istiyorsun...) Bu ifadeden, Hz. Peygamber'in (s.a.) helal olan bu şeyi kendi isteği ile değil, hanımlarını memnun etmek için kendine haram kıldığı anlaşılmaktadır.
Burada Hz. Peygamber'e (s.a.) bu uyarı yapılırken, bu haram kılma sebebinin niçin açıklanmadığı sorusu akla gelebilir. Ancak burada helal bir şeyi kendisine haram kıldığı için sadece Hz. Peygamber (s.a) değil, O'nun hanımları da eleştiriye muhatap olmuşlardır. Çünkü O'nlar bir Peygamber hanımı olmanın önemini idrak edememiş ve Hz. Peygamber'i (s.a) helal bir şeyi haram kılma tehlikesi içine sokmuşlardır.
Kur'an'da, Hz. Peygamber'in (s.a) kendisine haram kıldığı nesnenin niteliği açıklanmamıştır. Fakat buna rağmen müfessir ve muhaddisler bu ayetin nüzulüne sebep olan iki vak'a zikretmişlerdir. Birincisi, Hz. Mariye hakkındadır. İkincisi ise, Hz. Peygamber'in (s.a) bal yemeyi kendisine haram etmesi ile ilgilidir.
Hz. Mariye hadisesi şu şekildedir: Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra Hz. Peygamber (s.a) çeşitli hükümdarlara mektuplar göndermiştir. Bu hükümdarlardan biri de İskenderiye'nin Rum Patrik'i Mukavkıs'tır. Sözkonusu mektubu Mukavkıs'a Hz. Hatib bin Ebi Belta götürmüş, ama O, İslâm'ı kabul etmeyerek -elçiye güzel muamele ederek- Hz. Peygamber'e (s.a.) (s.a) şu cevabı göndermiştir. "Ben bir Nebinin geleceğini biliyorum ama O'nun Şam'dan çıkacağına inanıyorum. Ancak yine de Senin elçini hürmet ile karşılayıp, Sana Kıptî'ler nezdinde saygı değer iki kız gönderiyorum." 'İbn Sa'd) Kızlardan birinin adı, Sîrin, diğerininki Mariye'dir. (Hıristiyanlar Hz. Meryem'e Mariya 'Meri' derler.) Mısır dönüşü, Hz. Hatip her ikisini de İslâm'a davet etmiş, onlar da kabul etmişlerdir. Hz. Peygamber (s.a) kızlar kendisine getirildiğinde, Sîrin adlı kızı Hasan bin Sabit'e cariye olarak vermiş ve Mariye'yi de kendi haremine almıştır. Hicrî 8. yılın Zilhicce ayında, Hz. Peygamber'in (s.a) Hz. Mariye'den İbrahim adlı bir oğlu dünyaya gelmiştir. (El-İstiab, El-İsabe) Hz. Mariye çok güzel bir kadındı. Nitekim Hafız İbn Hacer, El-İsabe'de Hz. Aişe'den bu sözü nakleder. "Ben hiçbir kadını Mariye kadar kıskanmadım. Çünkü O çok güzeldi ve Rasulullah'ın hoşuna gitmişti." Bu konuda birçok kanalla rivayet edilen hadisleri şöyle özetleyebiliriz. Birgün Hz. Peygamber, Hz.Hafsa'nın odasına gelir ve O'nu bulamaz. Bunun üzerine Hz. Mariye Rasulüllah'ın (s.a) yanına gelir ve birlikte Hz. Hafsa'nın odasında bir süre kalırlar. Hz. Hafsa bundan çok gücenir ve öfkeyle Hz. Peygamber'e (s.a.) çatar. Bunun üzerine Hz. Peygamber de (s.a) O'nu memnun etmek için, bir daha Hz. Mariye ile mübaşerette bulunmayacağına söz verir. Başka bir rivayette yemin ederek bunu yaptığı söylenmektedir. Bu rivayetlerin çoğu, Tabiinden mürsel olarak nakledilmiştir. Bazı rivayetler ise, Hz. Ömer, İbni Abbas ve Ebu Hureyre'den mervidir.
İbni Hacer bu kadar rivayet karşısında Fethu'l-Bari adlı eserinde, "Bu hadisenin gerçek bir yanı olmalıdır" demektedir. Ancak Kütüb-ü Sitte'nin hiçbirinde bu olayın zikri geçmemektedir. Sadece Nesei'de Hz. Enes'ten nakledilen bir hadiste, Rasulüllah'ın (s.a) bir cariye ile temettu ettiği, Hz. Hafsa ile Hz. Aişe'nin baskı yapmaları sonucunda Hz. Peygamber'in (s.a.) o cariyeyi kendine haram kıldığı ve bunun üzerine, "Ey Peygamber, eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın sana helal kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun?" ayetinin nazil olduğu zikredilmektedir.
İkinci hadise, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesei ve birçok hadis kitabında Hz. Aişe'den nakledilmiştir ve şu şekildedir. Her ikindi namazı sonrasında eşlerinin odalarına uğramak Hz. Peygamber'in (s.a) adetiydi. Hz. Peygamber (s.a) bir süredir Zeynep binti Cahş'ın odasında daha fazla kalmaya başlamıştı, zira O'na bir yerden bal gelmişti ve Rasulüllah balı çok severdi. Dolayısıyla O'nun odasında bal şerbeti içiyordu. Hz. Aişe (r.a) şöyle anlatıyor. "Bunu çok kıskandım ve Hafsa, Sevde, Safiye ile birleşip, Rasulüllah (s.a) yanımıza geldiğinde, herbirimiz O'na ağzından meğafir kokusu geldiğini söylemeyi kararlaştırdık. Meğafir, özel kokusu olan bir çiçektir. Şayet arı, balını bu çiçekten alırsa, balında meğafir kokusu olur. Hepimiz de Rasulullah'ın (s.a) çok titiz olduğu ve kendisinden kötü bir koku yayıldığında, bundan çok rahatsız olacağını biliyorduk. Bu yüzden Hz. Peygamber'in (s.a) Hz. Zeynep'in yanında çok kalmaması için bu hileye baş vurduk. Ve gerçekten de hile tesirini gösterdi. Hanımlarının "ağzından meğafir kokusu geliyor" demeleri üzerine, Hz. Peygamber (s.a) bal yememeye söz verdi." Bir rivayette Rasulullah'ın (s.a) sözü şu şekildedir: "Yemin ederim ki ona (bala) bir daha dönmeyeceğim." Başka bir rivayette ise, "Ona bir daha dönmeyeceğim" denilmektedir. "Yemin" kelimesi yoktur. İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre lafız, "Allah'a yemin ederim ki içmeyeceğim" şeklindedir. (İbn Münzir, İbn Ebu Hatim, Tabarani ve İbn Merduye)
İleri gelen birçok alim ikinci hadisenin daha doğru olduğu sonucuna varmış ve birinci hadiseye pek güvenmemişlerdir. İmam Nesei, Hz. Aişe'nin bal hakkındaki rivayetinin sahih olduğunu, Rasulüllah'ın Hz. Mariye'yi kendine haram kılması olayına ise itibar edilemeyeceğini söylemektedir. Kadı İyaz ise, "Bu ayet Hz. Mariye hakkında değil, bal hakkında nazil olmuştur" demektedir. Kadı Ebu Bekir İbn El-Arabî bal rivayetinin daha sahih olduğunu söylerken, İmam Nevevi, Hafız Bedrettin el-Aynî'de aynı görüşü savunmaktadırlar. İbn Hümam, Fethu'l-Kadir adlı eserinde şunları yazmaktadır: "Bal hakkındaki rivayetler Sahîhayn'de, Hz. Aişe'den mervidir. Bu bakımdan bu görüş daha güvenilirdir." İbn Kesir ise, "Bu ayetin Hz. Peygamber'in (s.a.) kendisine balı haram kılması üzerine nazil olduğu görüşü daha doğrudur" demektedir.

(...Allah gafûr ve rahimdir.) Yani, hanımlarını memnun etmek amacıyla helal birşeyi kendisine haram kılmak Rasulüllah'a (s.a) bulunduğu konum dolayısıyla yakışmazdı. Yoksa bu kendisinin hesaba çekilmesini gerektiren bir cürüm değildir. İşte bu yüzden Allah Teâlâ sadece O'nu ikaz edip, bu davranışını tashih etmekle yetinerek, O'nun bu zaafını bağışlamıştır.

Yukarı dön Göster selimbay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: selimbay
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats