HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Karaman’ın koyunu yani şeriatı Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

Diğer grup ma meleket eyman ühünne ifadesinin hem köleleri hem de cariyeleri içine aldığı görüşündedir... Bunlar ifadenin yalnızca genel anlamına dayanmaz, sünnetten de delil getirirler:

Örneğin bir defasında Hz Peygamber (s.a) kölesi Abdullah b. Müs’ade el-Fezarî ile kızı Hz Fatıma’nın evine gider. O zaman Hz Fatıma’nın üzerinde ayaklarını açıkta bırakan bir entari vardı; başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başı açıkta kalıyordu. Hz Peygamber (s.a) kızının utandığını görünce "Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!" buyurdular.
(TEFHİMU’L KUR’AN, 24:31)

Hz Fatıma’nın halini gözünüzün önüne getirin. Ayaklarını örtünce başı açıkta kalıyor. Ama "tesettür dini"nde baş açmak günah. Üstelik Hz Fatıma erkek kölesinden utanıyor. Başını örtmek için entarisinin eteklerini kaldırıyor. Vücudunu beline kadar açarak; belki cinsel organlarını da açarak...

Ve Allah’ın Elçisi "Zararı yok!" diyor.

Evlatlık edindiğiniz garibanları aileden sayıp özevladınız gibi sevmeniz zararlı ama erkek kölenize apışaranızı açmanız zararsız.

 

Sayın hasan akçay bu hadise takıldım kaldım başka yere bakamıyorum (sünnet) o zamanın arap entarileri acaba şimdiki gibi mi  idi entariden kasıt çarşaf benzeri yekpare bir entari olmasın birde insan başını ortecekse eteği ilemi örter birde bu Hz fatıma olursa o kadar kafası çalışmıyormu yekpare entariyi acaba yukarı doğru kaldırsa ayakları açık kalıyor (başı kapamak için)

başını kapatmasa ayakları açık kalıyor böyle olamazmı neden ille apış arasından dem vuruyorsunuz orada olup herşey gözünüz ün önünde cereyan etmiş gibi anlatıyorsunuz olayı hadi

mevdu di bu hadisi vermek ile hata etti sizin söyleminiz niye o kadar sert güya peygamberimizi savunuyorsunuz ama gel görki
sanki mevdudi peygamberimizi bilerek veya bilmeyerek sizin deyiminizle pzvnk yerine koyuyor mevdudinin öyle bir kastının

olacağına nasıl karar verirsiniz ki mevdudinin tefsirinde 24/31 e
baktım bir sürü hadis rivayeti veriyor alimlerin lehte ve aleyhte
görüşlerine de yer verdikten sonra kendi fikrini belirtiyor birde

bu anlattığınız hadiste görüşte belirtmiyor verip geçiyor

saygılar.


Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

NİSA-1-2-3-4-5-6-7.

EY İNSANLAR! Sizi bir tek can(lı)dan yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Kendisi adına birbirinizden [haklarınızı] talep ettiğiniz Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyun ve bu akrabalık bağlarını gözetin. Şüphesiz Allah, üzerinizde daimî bir gözetleyicidir.


O halde yetimlere mallarını verin, [kendi] değersiz malları[nızı] [onlara ait] güzel şeyler ile değiştirmeyin ve onların mallarını kendi mallarınız ile birleştirerek tüketmeyin.  Bu, doğrusu büyük bir suçtur.

Eğer yetimlere karşı adil davranamamaktan korkuyorsanız, o zaman, size helal olan [diğer] kadınlardan  biri ile evlenin [hatta] ikisi, üçü veya dördü [ile]; ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman [sadece] bir tane ile yahut meşru şekilde sahip olduklarınız  ile (evlenin). Bu, doğru yoldan sapmamanız için daha uygundur.

Kadınlara mehirlerini hiçbir karşılık beklemeden verin;  ama eğer onlar, kendi rızalarıyla bir kısmını size bırakırlarsa ondan hoşnutluk ve gönül rahatlığıyla faydalanın.

Allah'ın koruyasınız diye sizin sorumluluğunuza bıraktığı malları muhakeme yeteneği zayıf kimselere emanet etmeyin;  ama bu mallarla onların geçimlerini karşılayın, onları giydirin ve onlarla nazik bir şekilde konuşun.

[Sorumluluğunuz altındaki] yetimleri evlenebilecekleri yaşa gelinceye kadar deneyin; sonra aklen olgunlaştıklarını tesbit ederseniz, mallarını onlara iade edin; (sakın,) onlar büyümeden önce, aceleyle ve müsrifçe harcayarak mallarını tüketmeyin. Zengin olan kimseyi [vesayeti altındakinin malından] tamamen uzak tutun. Fakiri ise ondan uygun bir şekilde istifade ettirin. Mallarını kendilerine teslim ettiğinizde, onlar adına şahitler bulundurun ve [unutmayın ki] nihai hesap sorucu olarak Allah kafidir.

EBEVEYNİN ve akrabanın geride bıraktıklarından erkekler bir pay alacaklardır. Ebeveynin ve akrabanın bıraktığında, ister az ister çok olsun, kadınların da bir payı olacaktır; [Allah tarafından] tayin edilen bir paydır bu!

AÇIKLAMA.

Lafzen, "sizin için iyi ve güzel olanlar"dan -Yani, bu surenin 22-23. ayetlerinde sıralanan yasaklanmış olanlar dışındaki kadınlardan (Zemahşerî, Râzî). Hz. Peygamber'in dul eşi Hz. Ayşe tarafından yapılan bir yoruma göre bu, yeterli mehir verme gücü bulunmayan veya mehir vermeye hazır olmayan velilerinin evlenmek istediği yetim kızların (farazî) durumuna işaret etmektedir. Bunun anlamı, sözkonusu velilerin böyle bir adaletsizlikten kendilerini korumaları ve onlar yerine başka kadınlarla evlenmeleri gerektiğidir (karş. Buhârî, Kitâbu't-Tefsîr; Müslim ile Neseî). Ancak bu ayetin açıklanması konusunda Hz. Ayşe'nin çağdaşlarının tümü kendisiyle aynı kanaatte değillerdi. Bu bakımdan Sa‘îd b. Cübeyr, Katâde ve diğer Tâbiîn'e göre yukarıdaki pasajın anlamı şudur: "Nasıl ki yetimlerin haklarına tecavüz etmekten haklı olarak çekiniyorsanız, aynı şekilde evlenmeye niyetlendiğiniz kadınların hak ve çıkarları için de aynı ihtimamı göstermelisiniz". Taberî, bu pasaj ile ilgili yorumunda, yukarıdaki açıklamanın değişik bazı şekillerini nakleder ve onu kesin olarak tasvip ettiğini belirtir.

Lafzen, "sağ ellerinizin sahip oldukları" -Yani, Allah yolunda girişilen bir savaşta esir alınanlar (bu konuda bkz. sure 2, not 167 ve 168, sure 8, not 72). Açıktır ki "ikisi, üçü veya dördü (ile); ama ... korkarsanız" ibaresi, hem cümlenin ilk bölümünde değinilen hür kadınlar, hem de esirler -çünkü bu her iki isim de "evlenin" emir-fiili ile bağlantılı olarak kullanılmaktadır- ile ilgili bir yan cümleciktir. Böylece cümlenin tümü şu anlama gelir: "Size helal olan [diğer] kadınlar arasından veya meşru şekilde sahibi olduklarınız [arasın]dan biri ile evlenin; [hatta] ikisi, üçü ya da dördü [ile]. Ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, [sadece] bir tane [ile]". Bununla, kadınların hür mü yoksa menşe itibariyle esir mi olduğuna bakılmaksızın evlenilecek kadın sayısının dördü geçmemesi îma edilmektedir. Muhammed Abduh, yukarıdaki ayeti işte bu şekilde anlamıştır (bkz. Menâr IV, 350). Bu görüş, ayrıca hem bu surenin 25. ayeti, hem de kadın esirler ile evlilikten bahseden 24:32. ayet ile desteklenmiştir. Yaygın görüşün ve geçen yüzyıllardaki pek çok Müslümanın uygulamasının aksine, ne Kur'an ne de Hz. Peygamber'in örnek hayatı, evliliğe dayanmayan cinsel ilişkiye hiçbir şekilde izin vermemektedir. Birden fazla (azamî dörde kadar) evliliğe izin verilmesine gelince, bu, "Onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman [sadece] bir tane ile [evlenin]" hükmü ile öylesine sınırlandırılmıştır ki böylesi çok evlilikten yalnızca çok istisnaî durumlarda ve istisnaî şartlar altında söz edilebilir (bkz. 24:32'nin ilk cümleciği ve ilgili 42. not). Aynı iznin neden kadınlara verilmediği de sorulabilir. Ama cevabı basittir: Kadın-erkek ilişkilerini etkileyen ruhsal sevgi faktörüne rağmen cinsel isteği belirleyici biyolojik faktör, her iki cinste de üremedir; ve kadın bir defada sadece bir erkekten hamile kalıp diğerine hamile kalmadan önce dokuz ay beklemek zorunda olduğu halde bir erkek her kadınla birlikteliğinden çocuk babası olabilir. Böylece eğer kadına fıtraten çok-evlilik içgüdüsü verilmiş olsaydı sadece israfta bulunulmuş olurdu; ama erkeğin çok-evlilik eğilimi, biyolojik bir temele sahip bulunmaktadır. Açıktır ki biyolojik faktör, evlilikteki sevginin unsurlarından yalnızca bir tanesidir ve elbette her zaman en önemlisi değildir; ama yine de temel bir faktördür ve bu nedenle de evlilik kurumunun belirleyicisidir. İnsan tabiatını daima hesaba katan bir geniş-görüşlülükle İslam Şeriatı, erkeğin birden fazla kadın sahibi olmasına izin verip kadının bir defada birden fazla erkek ile evlenmesine müsaade etmeyerek sadece evliliğin sosyo-biyolojik işlevini (neslin korunması da dahil) korumayı amaçlar; oysa ölçülemez olan ve bu nedenle hukukun kapsamı dışında kalan evliliğin ruhsal yönü, tarafların tercihine bırakılmıştır. İslam'da evlilik tamamen serbest bir sözleşmeye dayandığından, boşanma başvurusu, her iki tarafa da daima açıktır. (Evliliğin kadın tarafından sona erdirilmesi konusunda bkz. sure 2, not 218.)
ALINTI. Muhammed Esed.

ACABA BU AYETLERİN TEFSİRİNDE MUHAMMED ESED İN YANLIŞ

BİR YORUMU VARMI VARSA AÇIKLARMISINIZ SAYGILAR.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

hadi kölelik öyle tesettürü de aynı kefede ağır bir ithamla zikretmek ne (muta)

Tesettür uğruna Allah'ın dinine fuhuş boca edilmiştir; o yüzden tesettür de İslama sıvaştırılan bir pisliktir.

Siz her halde benim bu forumdaki yazılarımı okumadınız; konuya ta sondan ters yönde  daldınız; ortaya koyduğum kanıtları onun için bilmiyorsunuz.

Hz Fatıma hakkındaki iftirayı hoşgörüp Mevdudi müfterisini aklamanız ise aklın alacağı iş değil. Her halde basiretiniz bağlanmış sizini.

Kardeşim, adam diyor ki, "Hz Fatıma ayaklarını açıkta bırakan bir tek entari giymişti; ayaklarını örtse başı, başını örtse ayakları açıkta kalıyordu."  

Üzerinde bir tek entari olan kadın başını örtmek için eteğini kaldırmak zorundadır, ki rivayette açık açık söylenen de o:

ayaklarını örtse başı, başını örtse ayakları açıkta kalıyordu.

Fe sübhanallah, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

Hasan Akcay Yazdı:

hadi kölelik öyle tesettürü de aynı kefede ağır bir ithamla zikretmek ne (muta)

Tesettür uğruna Allah'ın dinine fuhuş boca edilmiştir; o yüzden tesettür de İslama sıvaştırılan bir pisliktir.

Siz her halde benim bu forumdaki yazılarımı okumadınız; konuya ta sondan ters yönde  daldınız; ortaya koyduğum kanıtları onun için bilmiyorsunuz.

Hz Fatıma hakkındaki iftirayı hoşgörüp Mevdudi müfterisini aklamanız ise aklın alacağı iş değil. Her halde basiretiniz bağlanmış sizini.

Kardeşim, adam diyor ki, "Hz Fatıma ayaklarını açıkta bırakan bir tek entari giymişti; ayaklarını örtse başı, başını örtse ayakları açıkta kalıyordu."  

Üzerinde bir tek entari olan kadın başını örtmek için eteğini kaldırmak zorundadır, ki rivayette açık açık söylenen de o:

ayaklarını örtse başı, başını örtse ayakları açıkta kalıyordu.

Fe sübhanallah, Hasan Akçay

Sayın hasan akçay üzerinde bir tek entari olan kadın başını örtmek için eteğini kaldırmak zorundadır kadın kim(hz fatıma)

diyorsunuz mevdudi eteğini kaldırdı demiyor dikkatinizi çekerim

siz diyorsunuz entariyi kazak fanila çıkarır gibi yukarı çekip başını örtemezmi o zaman da ayaklar meydana çıkar ki hz fatıma nın giydiği entari de mini etek gibi değildir herhalde ayak-

larının belirli bir bölümü görünür diye herhalde utanıyordur konu

ettiğimiz insanlar alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. nebi (a.s.v.) MUHAMMED kızı Hz. Ali Ra. hanımı fatıma anamız iffet timsali  burada fuhuş nerede var ve kötü kelimeleri kullanıyorsun sanki eteğini kaldırmış ve namahrem yeri gözüktü

diyen sensin olmayan şeyi söyleyip insanların zihninde olmuş gibi algılanmasını mı istiyorsun mevdudinin anlattığı hadisin neresinde sizin söylediğiniz gibi eteğini kaldırdı şurası burası göründü diye bir söz var takip ediyorum yazılarını hangi forumda

yazmış isen forum forum geziyorsun kafana göre ayetlere yorum yapıyorsun hareke ekleyip hareke çıkarıyorsun kendi uydurma yorumuna kılıf uydurmak için bakalım kimin basireti bağlanmış sayın hasan akçay.

MUTA.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

Sevgili Abdullah,

Cariyeler diye çarpıtılan "ma meleket eyman"ın evlatlık konusuyla yakından ilgisi var. Önce "cariyeler"e bir göz atalım.

 

Mevcut meallere göre Nur 33’teki MA MELEKET EYMAN, "köle"dir; "cariye"dir. Ayetteki KİTAB ve KÜTİBE kelimeleri onların para karşılığı özgür bırakılmasıyla ilgilidir.

 

Bu meallendirme bana yanlış geliyor.  Bence çeviri şöyle olmalı:

Ant içip aldıklarınız izin isteyince onlara İZİN verin.
Vellezîne yebtegûne’l KİTÂBE mimma meleket eymanüküm fe KÂTİBÛHÜM

Buradaki KİTÂB ve KÜTİBE ant içip bakımı üstlenilen kimselere verilecek evlenme iznini dile getiriyor; köle özgür bırakmayı değil.

"Köleyi özgür BIRAKMAK" anlamına gelen fiil ise "tahrîr"dir. "Hür"den gelir ve "boyun" anlamındaki "rakabe"yle kullanılınca taşıdığı anlam, "boyunduruğu çözmek" olur.
Sayın hasan akçay dan alıntı.

............................................................ .................................

NUR-33.

 

Evlenmeye imkan bulamayanlar,  Allah kendilerine lütfuyla bu imkanı verinceye kadar iffetli davransınlar.Yasal olarak sahip bulunduğunuz kimselerden  azatlık sözleşmesi yap-mak isteyen olursa, kendilerinde iyi niyet görüyorsanız bu sözleşmeyi onlar için yazın;  ve Allah'ın size bahşettiği kendi zenginliğinden onlara [paylarını] verin. Ve eğer evlenerek iffetlerini korumak istiyorlarsa,  sakın, dünya hayatının geçici hazları peşine düşerek , [hürriyeti sizin elinizde bulunan] cariyelerinizi fuhşa zorlamayın; kim onları buna zorlarsa, bilsin ki, maruz kaldıkları bu zorlanmadan ötürü, Allah (onları) acıyıp esirgeyecek ve bağışlayacaktır!

 

AÇIKLAMA.

 

Yani, yoksulluk yüzünden, yahut uygun eş bulamamak ya da başka kişisel sebeplerden ötürü.Lafzen, "sağ ellerinizin malik olduğu kimselerden", yani erkek ya da kadın kölelerden.

Kitâb ismi, bu anlam örgüsü içinde kitâbet ya da mükâtebe (lafzen, "yazışmak, karşılıklı sözleşme kaleme almak") terimleriyle eş anlamlı hukukî bir terim olup, köle ile efendisi arasında yapılan, kölenin hürriyetine karşılık olarak adil ölçülere göre belirlenmiş, taksitle de ödenebilen belli bir miktar paranın ödenmesini ya da belli bir hizmetin yahut hizmetlerin yerine getirilmesini öngören yazılı anlaşma anlamındadır. Böyle bir sözleşmenin gereğini yerine getirebilmesi için kölenin ya yasal ve kazançlı bir işte çalışması ya da gerekli parayı başka yasal yollarla (örn. üçüncü şahıslardan borç ya da hibe/ihsan yoluyla) elde etmesi sağlanır yahut en azından buna izin verilir. Kâtibûhum (lafzen, "onlar için yazın") fiilinin emir kipinde olduğu gözönünde bulundurulursa, tek şart olarak -gerekirse tarafsız hakim ya da hakimlerce karara bağlanmak üzere- kölenin iyi niyetli, iyi karakterli ve sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeye ehliyetli olduğu sabit olduğu takdirde, köle sahibinin böyle bir sözleşme talebini geri çevirmeye salahiyeti yoktur. Sözleşme talebinin köle sahibi tarafından hukuken reddedilemez oluşu ve açık hukukî direktiflerin bu talebi destekleyecek yönde vaz‘edilmiş olması açıkça göstermektedir ki, İslam Hukuku başlangıcından beri, toplumsal kurum olarak köleliğin ilgasını amaçlamıştır; ve modern zamanlarda köleliğin yasaklanmış olması bu amaca erişmek için yapılması gerekenlerin son halkasından başka bir şey değildir.Otoritelere göre, bu ifade (a) köle sahibinin, köleyi gerekli miktarda parayı elde edebilmesi yönünde göstereceği çabalarda desteklemek, yani onun emeğine daha cömertçe değer biçmek ya da tazminat kabilinden toplu bir ödemede bulunmak şeklindeki yükümlülüğünü; (b) cemaat yahut devlet hazinesinin (beytü'l-mâl), 9:60'da vazedilen ve zekatın kullanılma alanlarından birinin de insanları kölelik zincirinden (fi'r-rikâb, 2. sure, 146. notta açıklanan bir ifade) kurtarma işi olduğunu belirten Kur'ânî ilke uyarınca, kölelerin azad edilmesi işini finanse etme yükümlülüğünü dile getirmektedir. Bunun içindir ki, Zemahşerî yukarıdaki ifadenin sadece köle sahibi kişilere değil, bütün bir cemaate hitab ettiği görüşündedir. "Allah'ın malı/zenginliği" ifadesi, "Allah'ın, karşılığında cenneti vaad ederek müminlerden canlarını, mallarını satın aldığı" yolundaki (9:111) Kur'ânî ifadeyle ilgili bir îma taşımaktadır ki bunun anlamı, insanın sahip olduğu her şeyin gerçekte Allah'a ait olduğu ama insana bunlar üzerinde sadece kullanma ya da yararlanma hakkının verildiğidir.

 

Lafzen, "iffetsizliğe karşı korunmak istiyorlarsa", yani evlenme yoluyla (karş. 4:24'de kullanıldığı anlamıyla muhsanât ifadesi). Klasik müfessirlerin çoğu feteyât ("genç kızlar/ergen kızlar") teriminin burada "köle kızlar" anlamında kullanıldığını söylemişlerdir ki, yukarıdaki anlam örgüsü bu görüşü tamamen desteklemektedir. Buna göre, yukarıdaki ayet kölelerle evlilik dışı cinsel birleşmeyi "fuhuş" (biğâ') olarak nitelendirerek, yasak olduğunu tekrarlamaktadır.

 

ALINTI.

 

SAYIN HASAN AKÇAY YUKARIDAKİ ALINTIDA SİZİN YORUMUNUZ İLE UYUŞMAYAN GÖRÜŞLER VAR ACABA NEDEN DOĞRU OLDUĞU İÇİNMİ YOKSA SİZİN YAPTIĞINIZ NUR 33 AYET MEALİ (YORUMU)

MU DOĞRU AYDINLATIRSANIZ MENNUN OLURUM.

 

MUTA.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

...entariyi kazak fanila çıkarır gibi yukarı çekip başını örtemez mi?(muta)

Hz Fatıma paniklediğine göre kölesi ve babası aniden belirmiş. Ama siz onun vakit bulup entarisini, kazak ve fanila çıkarır gibi, sakin sakin çıkardığını öne sürüyorsunuz. Paniklemek ve sakin sakin hareket etmek... Mizah olsa anlarım da... Önümüze konan, son derece ciddi bir olay.

Ayrıca, Hz Fatıma'nın sizin çizdiğiniz resimdeki hali... Yani entariyi boru gibi omuzlarından ta başının tepesine, tere yağından kıl çeker gibi rahatça çekip kaldırması için önce kollarından kurtarması gerekir... 

Kusura bakma ama ben hayal gücümle bu kadar oynayamam. Aka ak karaya kara diyen basit bir insanım.  

Allah aşkına, neden yapıyorsunuz bunu? Mızrak çuvala sığmıyor işte. Neden "Bu bir iftiradır; hulukun azîm sahibi Peygamberimiz ve onun iffetli kızı bu çirkin iftiradan berîdir," demiyorsunuz da o güzel insanları Mevdudi müfterisine kurban ediyorsunuz?

burada fuhuş nerede

Anılan kelimenin burada Ahzab 30'daki fahişe gibi uygunsuz hal anlamına geldiği apaçık ortada. 

forum forum geziyorsun

Hz Peygamber ve Hz Fatıma'ya attığınız iftiralar yetmedi şimdi de sıra bana mı geldi? Beni forumlarda bulup teşhis ettiğinize göre siz de forum forum geziyorsunuz. Neden kendinize hak gördüğünüz özgürlüğü bana çok görüyorsunuz?

Eğer böyle kişisel düzeysizliğe inmeye devam edecekseniz beni bağışlayın. Ben sizinle oyalanamam.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

Hasan Akcay Yazdı:

...entariyi kazak fanila çıkarır gibi yukarı çekip başını örtemez mi?(muta)

Hz Fatıma paniklediğine göre kölesi ve babası aniden belirmiş. Ama siz onun vakit bulup entarisini, kazak ve fanila çıkarır gibi, sakin sakin çıkardığını öne sürüyorsunuz. Paniklemek ve sakin sakin hareket etmek... Mizah olsa anlarım da... Önümüze konan, son derece ciddi bir olay.

Ayrıca, Hz Fatıma'nın sizin çizdiğiniz resimdeki hali... Yani entariyi boru gibi omuzlarından ta başının tepesine, tere yağından kıl çeker gibi rahatça çekip kaldırması için önce kollarından kurtarması gerekir... 

Kusura bakma ama ben hayal gücümle bu kadar oynayamam. Aka ak karaya kara diyen basit bir insanım.  

Allah aşkına, neden yapıyorsunuz bunu? Mızrak çuvala sığmıyor işte. Neden "Bu bir iftiradır; hulukun azîm sahibi Peygamberimiz ve onun iffetli kızı bu çirkin iftiradan berîdir," demiyorsunuz da o güzel insanları Mevdudi müfterisine kurban ediyorsunuz?

burada fuhuş nerede

Anılan kelimenin burada Ahzab 30'daki fahişe gibi uygunsuz hal anlamına geldiği apaçık ortada. 

forum forum geziyorsun

Hz Peygamber ve Hz Fatıma'ya attığınız iftiralar yetmedi şimdi de sıra bana mı geldi? Beni forumlarda bulup teşhis ettiğinize göre siz de forum forum geziyorsunuz. Neden kendinize hak gördüğünüz özgürlüğü bana çok görüyorsunuz?

Eğer böyle kişisel düzeysizliğe inmeye devam edecekseniz beni bağışlayın. Ben sizinle oyalanamam.

Sevgi ile, Hasan Akçay

hasan aksay kıyak polemik yapıyorsun şimdi de panik hali demek ile işi geçiştirmeye bakıyorsun Ahzab-30 ile mevdudi den

alıntı hadisin neresine bağlantı kuruyorsun burada çirkin bir işmi var hadise namehrem yerleri soktun pznvk soktun şimdi de Ahzab-30 ile bağlantı kuruyorsun hadiste olmayan kendinin çarpıtarak uydurduğun yorumlarını ekliyorsun şimdi Ahzab-30 un mealini verelimde bakalım nasıl bir bağlantı var.

(Ey peygamberin hanımları! sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanır. Bu Allah'a göre çok kolaydır. )

Hz. fatıma anamızın yaptığı kötü bir fiil mi var haşa mızrak çuvala sığmıyor değilmi uygunsuz hali siz uydurdunuz hadiste

öyle bir şey yok birde akıl var mantık var her kim olursa olsun

başını örtmek için eteğinimi kaldırır onuda siz çarpıttınız yoksa

kazak fanila anlatımı daha gerçekçi değilmi ben kazak veya fanilayı başıma hemen çekerim kollarım da mani olmaz istersen

bir dene bir daha çarpıtma yaparken tatbikatınıda yap. Forum

forum gezme olayıda böyle orjinal fikirli çarpıtma ustasını merak

ettim de baktımki oooo ne diyeyim neyse saygılar.

muta.

 

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

Eğer böyle kişisel düzeysizliğe inmeye devam edecekseniz beni bağışlayın. Ben sizinle oyalanamam.

BU ALINTI HASAN AKÇAY INDIR.

............................................................ .....................................

SAYIN HASAN AKÇAY DÜZEY VAR TÜMSEK VAR ÇUKUR VAR BENİM

DÜZEYİM BELLİ EN AZINDAN ÇARPITMA YAPMIYOR ÇARPITMA NIN ÜZERİNE DE ZORLAMA YORUM YAPMIYORUM SAYGILAR.

MUTA.

 

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

İtiraz: Pekiiii... Diyanetin Kuran mealinde de bahsi geçen "köleler" ve "cariyeler" noluyor?

Cevap: Onlar savaşta esir alındıktan sonra parayla alınıp satılan gerçek köleler ve cariyelelerdir; "ant içilip ediniler"den tamamen farklılar.

ALINTI HASAN AKÇAY DAN.

............................................................ ....................................

Peki diyanetin kuran mealinde bahsi geçen "köleler" ve "cariyeler" ne oluyor ŞİMDİ DİKKAT ONLAR ŞAVAŞTA ESİR ALINMIŞ ÜSTÜNE ÜSTLÜK PARAYLA SATIN ALINAN GERÇEK KÖLE

VE CARİYELERDİR???? şimdi ant içirdiklerimiz kimler parayla alınıp satılan kimler savaş esirleri kimler ben bir şey anlamadım

şimdi gerçek olan köle ve cariyelerin hükmü ant içilenlere dahilmi değilmi .

muta.

 

 

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

ŞİMDİ PROF, HAYRETTİN KARAMAN DAN KÖLE VE CARİYE HAKKINDA

BİR ALINTI KARAR OKUYUCULARIN.

 

İslam'ın Köleliğe ve Cariyeliğe bakışı nasıldır?


Cevap:

Köle ve cariye hür bir insanın malı olan, kendilerine ait hakları yok denecek kadar kısıtlı bulunan kadın (cariye) ve erkek (abd) insanlardır. . Kölelik ve cariyelik İslam'dan çok önceki devirlerden beri vardır. İnsanların köle ve cariyelere bakışı, onlara tanıdıkları haklar ve muamele biçimleri de değişik olmuştur. İslam geldiğinde dünyada ve Arabistan'da kölelik çok yaygın bulunuyordu. Köleliğin birden kaldırılması sosyal ve ekonomik birçok probleme yol açacaktı; köle sahiplerinin ekonomik ve sosyal hayatları kölelerin varlığı üzerine kurulmuştu. Hayatlarında hürriyeti tanımamış ve tatmamış olan köleler de birden serbest bırakıldıklarında ne yapacaklarını şaşıracak, belki eski efendilerine başvurarak yeniden köle olmayı isteyeceklerdi. Bu yüzden İslam, köleliği birden kaldırmak yerine önce kölelerin durumunu ıslah etmeyi, onlara -kendi iradeleriyle çalışıp bedellerini ödeyerek hür olmak dahil- bir takım haklar tanımayı tercih etti. Zaman içinde köleliğin tamamen ortadan kalkması için de tedbirler aldı, kurallar koydu.
Kölelerin durumlarını ıslah için alınan tedbirlere bazı örnekler vermek gerekirse: Kölelere hakaret ve işkence etmek yasaklanmış, sahipleri ne yiyor ve giyiyorlarsa onlara da aynısının yedirilip giydirilmesi istenmiş, güçlerinin yetmediği veya zorlanacak işlere koşulmamaları, koşulurlarsa sahiplerinin onlara yardım etmeleri emredilmiştir. Bu haklar o kadar geniş tutulmuştur ki Cevdet Paşa bu yüzden şu vecize cümleyi ifade etmek durumunda kalmıştır: "İslam'da köle almak, köle olmak demektir."
Zaman içinde köleliğin tamamen ortadan kalkmasına yönelik tedbirler içinden şu kadarını hatırlatalım:
a) Bir köle bedelini ödeyerek hür olmak isterse -kölenin durumu müsait olduğu takdirde- sahibi bu teklifi kabul edecek ve ona bazı günler bu maksatla çalışması için izin verecektir.
b) Kölelerin bedelleri ödenerek azat edilmeleri için zekat bütçesine ödenek konmuştur.
c) Sahibi, kadın köle ile karı koca hayatı yaşar da cariye çocuk doğurursa bu çocuk hür olduğu gibi anasının da statüsü değişmekte, "ümmü'l-veled" adını alan cariye artık alınıp satılır olmaktan çıkmaktadır.
d) Devamlı köleleştirmenin kaynakları ortadan kaldırılmış, geçici olarak ve daha ziyade misilleme zorunluluğu yüzünden savaş esirlerinin köle olarak gazilere dağıtılması uygun görülmüştür. Bunun dışında hür bir insanı köleleştirmek şiddetle yasaklanmış, Hz. Peygamber (s.a.) "Bunu yapanlar kıyamette karşılarında dâvacı olarak beni bulacaklar" buyurmuştur. Harp esirlerine yapılacak muamele hakkında karar vermek devletin yöneticilerine bırakıldığı için yöneticilerin "karşılıksız salma, bedel ile serbest bırakma, müslüman esirler ile değişme" gibi bir karar vermeleri halinde köleliğin hiçbir meşru kaynağı kalmamış olacaktır.
e) Yemin edip vazgeçme, Ramazan orucu tutarken cinsel temas yaparak oruç bozma, kaza yoluyla adam öldürme gibi birçok durumda kölesi olana köle azat etme mecburiyeti getirilmiştir. Böyle bir mecburiyet olmadığı halde köle azat edenlere büyük mükâfatlar vadedilmiştir....
Bütün bunlara rağmen İslam tarihinde köleliğin devam etmesi ve bu insanlık ayıbını başka milletlerin, oldukça geç de olsa müslümanlardan önce kaldırmaya teşebbüs etmeleri müslümanların kusurudur; dinlerini iyi anlamamaları, Allah ve Resulü'nün maksadını gerçekleştirme konusunda titiz davranmamaları, dünya menfaatini ahiretinkine tercih etmeleri yüzünden bu böyle olmuştur.

MUTA.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 

<< Önceki Sayfa 18 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats