Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Nazar, uğur, uğursuzluk, şans, vb. inançların ne kadar gerçekdışı, akıldışı ve bilimdışı olduğunu , üstelik de bu inancın dinde asla yerinin olmadığını ''Okuryazar'' ayrıntılarıyla açıklamış.
Ortada bu inancın yanlışlığı ile ilgili bu kadar delil varken - ''Allah adaletlidir'' ve ''Başınıza gelenler ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir'' ayetlerinde olduğu gibi -insanların bu konuda delilsizce tartışarak ısrar etmeleri belki de meselenin önemsenmemesinden yada böyle birşeye inanmanın kimseye bir zararı olmayacağı gibi bir düşünceden kaynaklanıyor olabilir.
Oysa bazı kişilere insanüstü, bazı nesnelere de doğaüstü özellikler yakıştırarak; aslında onları kutsallaştırmış ve onlara ulaşılmaz, dokunulmaz, sorgulanmaz, hata yapmaz, dilediğine zarar verir, vb. özellikler vermiş olmuyor muyuz?
Mesela bir kişinin nazar değdirme özelliği olsa , hangi kriterlere göre nazar değdirecek? Kim bu kötülükleri, zararları hakedecek? Buna nasıl karar verecek? Yada bu kişinin nazarının değdiğine inanılıyorsa, o kişinin toplumdaki yeri ve insanlarla ilişkisi nasıl olacak? Normal, sıradan bir insan gibi muamele göremeyeceğine göre (madem ki insanüstü güçleri var) diğer kişilerle arasındaki ilişkilerde pekçok sorun ortaya çıkmayacak mı? Bir de buna inanan kişiler ona nasıl davranacaklarına nasıl , neye göre karar verecekler? Öyle ya bu kişi onlarda olmayan bir güce sahipse, dilediğini yerle bir ederse!!! Böyle bir kişiyle evli olmak, o kişinin yakını olmak başınıza ne felaketler getirir bir düşündünüz mü? Böyle bir şeye inanıyorsanız eğer, onu her kızdırdığınızda başınıza gelecek felaketi beklemeniz gerek .
Günümüzde bazı kişilerin şeyhleri , bazı cemaat ve tarikat liderlerini yani dini otoriteleri böyle insanüstü bir konuma getirmeleri ile bunun arasında ne fark var? Onlar da şeyhlerinin isterse onlara yardım edeceğine, isterse de onlara zarar verebileceğine inanıyorlar , o kişilerin sözlerinin dışına çıkmıyorlar ve kendilerine din adına söylenenleri sorgulamıyorlar.
Bir kere insanları bu konuma- gerçekte sahip olmadıkları insanüstü bir konuma - getirdiniz mi artık bunun sonunun nereye varacağı belli olmaz. Şeyhinin ''Her yaptığında bir hikmet vardır, herşeyi (içinden, kalbinden geçenleri, geçmişini, geleceğini) bilir, görür, vb. özellikleri vardır bu nedenle ona inanırım ve din adına her dediğini yaparım '' diyenlerle ''Falan kişinin insana nazar değidirme gücü var, o kişi bakışıyla bile sana zarar verebilir'' deyip yine o kişiyi sahip olmadığı üst bir konuma, insanüstü bir konuma getirenler arasında ne fark var?Şeyhlerinin , dini liderlerinin peşinden gidenler de aslında onlarda bazı gizemli, gizilgüçlerin olduğuna az çok inanmıyorlar mı?
Zaten dini liderlerinde, şeyhlerinde bu , vb. özelliklerin olduğuna inanmasalardı, onların da kendileri gibi bir insan olduğuna, hata yapabileceklerine, her sözlerinin , her yaptıklarının doğru olmadığına inansalardı onları sorgular ve böylece din konusundaki yanlışlarından uzaklaşırlardı.
Ayrıca, buna inanan kişiler tarafından nazar değmesine çözüm olarak sunulan şey de nazar boncuğudur. Yani bir boncuk, bir cam yada taş parçası -aslında yere atsan kırılacak kadar zayıf ve güçsüz, bilinçsiz olan bu nesne- sahip olmadığı bir özelliğe bürünecek, doğaüstü bir konuma getirilecektir insanların gözünde. Nazara karşı üzerlerinde insanların bunu yada benzer nesneleri taşıması bunun en belirgin örneğidir. İnsanların gerçekte akıllarını kullanarak ve kendi çabalarıyla çözebilecekleri sorunlarına çözüm olacak diye böyle nesnelerden medet umarak onlara bağlanması içler acısı bir durum değil mi?
Kuran'da geçen ''aklı kullanmak'' ile ilgili ayetler boşuna mı indirilmiş? Sadece biraz düşünmek bile neyin hurafe, boş bir inanış neyin doğru olduğunu kavramamıza yetecektir. Aksi takdirde başkalarını kınarken kendimiz onların konumuna düşmüş oluruz.
|