Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Slm kuşlar ve birkaç şeyi dile getirmek istiyorum:
Bazen ve bazı Kuran talabelerinde ,Kuran Prog.ları detaylı arama/arama fonksiyonlarının tabiri caizse bazı yannetkileri alışılagelmiş şekilde devam ediyor.Yapılan temel hatalarda konu/sure bütünlüğünden (kasıtlı veya kasıtsız) alınması ve saptırılması. bi başka hata da komşudan alma komşuya satma kelimeleri/lafları/cümlerleri asılı ranâ da olsa ardından " ciddi biçimde" değersiz/negatif polimik ve kelime zincirlemesi oluyor. Alıntısı yapılan kişide ve yorumda yanılma manılma yok.Sorugulamak kelimesinden sadece isyan etmek anlamı çıkmadığı gibi asıl amacı olan öğrenmek gayet doğaldır. var diyeninde şurada var demesi şahsım adına daha sağlıklı olur. Hz.İbrahim Kuşları Kestimi? ; Aslında Soru da yok sadece tespit var. Ama şu var beşeri yorumlar sırf search ile olunca yanlış algılamalar ve ardından algılamalara bağlı aldanmalar zannlar muhakkak olabilir.Hiçbirimiz dört dört lük değiliğiz sütten çıkmış akkaşıkta değiliz. Ayrıca beşer, yorumu yapması için dürüst çeviri gerekir.Ama beşerinin bunu söyleme hakkı ancak dürüst yorumdan sonra doğar.Yoksa beşerİ yorum ilahİ buyruğun yerine konursa,beşer de kendisini Allah'ın yerine koymuş olur.Ve bunu yapanlar ilahİ söylemi farklı yorumlara kapatıp İslamı tekellerine alırlar. Oysa ki İslam onların dini olamaz; Allah'ın dinidir.
Mesela bakara 260 hz. ibrahim kuşlarımı kesti sorusuna ; fazla değil !bakara260. ayetinden önceki birkaç ayet okunsa bu rahatlıkla görülebilir.
Okunuş: Allahü veliyyüllezine amenu yuhricühüm minez zulümati ilen nur, vellezine keferu evliyaühümüt tağutü yuhricunehüm minen nuri ilez zulümat, ülaike ashabün nar, hüm fiha halidun
Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar.
Okunuş: E lem tera ilellezi hacce ibrahime fi rabbihi en atahüllahül mülk, iz kale ibrahimü rabbiyellezi yuhyi ve yümitü kel ene uhyi ve ümit, kale ibrahimü fe innellahe ye'ti biş şemsi minel meşriki fe'ti biha minel mağribi fe bühitellezi kefer, vallahü la yehdil kavmez zalimin
Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
Okunuş: Ev kellezi merra ala karyetiv ve hiye haviyetün ala uruşiha, kale enna yuhyi hazihillahü ba'de mevtiha, fe ematehüllahü miete amin sümme beaseh, kale kem lebist, kale lebistü yevmen ev ba7oda yevm, kale bel lebiste miete amin fenzur ila taamike ve şerabike lem yetesenneh, venzur ila himarike ve li nec'aleke ayetel lin nasi venzur ilel izami keyfe nünşizüha sümme neksuha lahma, fe lemma tebeyyene lehu kale a'lemü ennellahe ala külli şey'in kadir
Ya şu kişi gibisini görmedin mı? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: "Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar bekledin?" demişti, "Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara." İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o. "Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum."
Okunuş: Ve iz kale ibrahimü rabbi erini keyfe tuhyil mevta, kale e ve lem tü'min, kale bela ve lakil li yatmeinne kalbi, kale fe huz erbeatem minet tayri fe surhünne ileyke sümmec'al ala külli cebelim minhünne cüz'en sümmed'uhünne ye'tineke sa'ya, va'lem ennellahe azizün hakim
Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabb'im, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
__________________
|