Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sünnet'e tabi olmayı terk etmekle, hem kendiniz hata yapiyorsunuz hem de ardınizdan gelenleri yanlisa surukluyorsunuz.
Sünnet'e açıktan cephe almiyorsunuz ancak, ancak Hadislerin içine uydurmalar karıştığını söyleyerek bütün bir Hadis alanını şüphe ve zan altına sokuyorsunuz.
Peygamber'in ölümünden sonra yazilmis mezhep kitaplari, ortaya cikmis mezhep alimlerinin görüslerini redederek, Kuran'i onlarin yanlis anladigini iddia ederek, yolu cikmaza sürüyorsunuz.
Peygamber'i bizzati görmüs veya görenlerin cocuklarinin zamaninda yazilan o kitaplar hadisler, uydurmadir demek nekadar dogrudur ?
Islam halifeleri de o mezheplere karsi cikmamislardir. Simdi siz hanifligi kullanarak, hadisler uydurmadir tek kaynak kuran'dir diyorsunuz. Sizce peygamberimiz kuran ayetleri hakkinda hic birsey söylememismidir ?
Siz okadar gelip gecen alimleri bir kenara iterek, iste diyorsunuz Islam budur. Peki ama 1400 yildir yasanan, anlasilan nedir ?
Namazi peygamberden gordugu kilan babasina bakarak cocugu da oyle kilacak, onun cocugu da oyle kilacaktir. Tarihi kaynaklari redederek Islam sanki 100 senedir yasaniyor havasi veriyorsunuz.
Peygamberden ne gordulerse onu yaptilar, yeni nesle de onu aktardilar, onlarda diger yeni nesle.. Dededen kalma meslek misali.
Seytan taslanma yok ise, bunu kim cikardi ? Insanlar neden karsi cikmadi, peygamber bunu yapmadi diyerek ???
Tesettur yoktur diyorsunuz, cocuk annesine bakiyor o tesetturlu soruyor niye, ninemde takardi, resul-u ekrem efendimiz boyle takin diye emretmis cunku.
Peygamber kendine indirilen kitabi anlamadi mi yoksa ?
1400 yildir anlasilanin aksine, her ayetten degisik anlamlar cikartiyorsunuz.
Namaz soyledir, abdest boyledir, tesettur yoktur, cok eslilik yasaktir, hirsizin eli kesilmez, salavat getirilmez, hac oyle degildir boyledir, bayramlar uydurmadir, kandil geceleri uydurmadir, su uydurmadir bu uydurmadir.
Eger siz hakliysaniz, peygamber ve sahabiler bu dini yanlis yasadilar ve etraflarina yanlis ogrettiler. Onlardan ogrenenler de bu yanlisi suruklediler. Ta ki sizler cikip bu hatalari gorene kadar. Cunku sizler secilmislersiniz.!!
Bu yanlistan dönmenizi dilerim.
Musluman, Sahabeye buyuk deger verir, cok sever. Cunku Sahabe, Rasulullah'ta (aleyhissalatu vesselam) gordugunu eksiksiz anlatma titizligine sahip essiz insandir. Islam'i onlar kadar anlayan baska kimse yoktur. Cunku onlar bizzat olaylara sahit olmus, fiilen yasamislardir. Sahabenin sahit oldugu bir olayi nasil bir titizlikle anlattigini asagidaki ornek ile gorecegiz. Bu misalde de gorecegiz ki, sahabe Rasulullah'ta gordugunu anlatmada essiz ve misilsizdir. Ne gormuslerse eksiksiz aktarma titizligine onlar en onde sahipler. Onlari devreden cikaranlar, Rasulullah'i (aleyhissalatu vesselam) anlatani devreden cikaranlar demek olur ki, buna hicbir inanmis insan razi olamaz. Iste mesaj yuklu bir anlatim olayi... Buyuk Sahabi Hazret-i Selman-i Farisi (radiyALLAHu anh) , Tabiinden Nehdi ile yol kenarindaki bir agacin altinda oturuyorlardi. Bu sirada Selman kalkarak agacin kurumus dallarindan birini alip sararmis yapraklari dokulunceye kadar sallamaya basladi. Arkadasi Nehdi de kendisine bakiyordu. Hazret-i Selman (radiyALLAHu anh) merakla bakan arkadasina; - Nicin boyle yapiyorum biliyor musun? dedi. - Hayir bilmiyorum, dedi arkadasi. Hazret-i Selman (radiyALLAHu anh) soyle acikladi yaptigini : - Bir zaman, dedi, Rasulullah ile boyle bir agacin altinda oturmustuk, O da boyle kurumus bir dali yapraklari dokulunceye kadar sallamisti da, sonra bana da ayni sekilde sormustu : - Biliyor musun Selman, nicin kurumus dali yapraklari dokulunceye kadar salliyorum? diye. Ben de bilmedigimi soyleyince su aciklamayi yapmisti. Demisti ki : - Bir Musluman abdestini alir, namazlarini kilar, gucu yettigi kadar iyilikler yapar, hayir islerse, gunahlari daldaki su sararmis yapraklarin dokulusu gibi uzerinden dokulup gider. Ibadet ve iyilikleri onda bir gunah lekesi birakmaz... Bundan sonra Rasulullah, Hud Suresi'ndeki 114. ayeti okumustu. Ayette de, kilinan bes vakit namazla yapilan iyilik ve hayirlarin pismanlik duyulan gunahlari silecegine isaretler yapiliyordu. Bunlari anlatan Hazret-i Selman (radiyALLAHu anh) sozlerini soyle bagladi : - Iste, dedi, ben de simdi kurumus dali ayni sekilde yapraklari dokulunceye kadar salliyorum ki, sahit oldugum o olayi aynen bir daha yasayarak eksIksiz anlatmis olayim da, kilinan namazlarla, yapilan iyilik ve hayirlarin, arada sirada dusulen gunahlarin silinmesine sebep oldugunu bir daha duyurmus olayim sayilayim!.. Iste size, Rasulullah'ta gordugunu aynen atlatma titizliginden bir ornek... Ibretlidir ki, kilinan bes vakit namazla, yapilan hayir hizmetlerinin, pismanlik duyulan gunahlarin affina sebep olacagini bildiren bu ayet de, dustugu bir gunah sebebiyle pismanlik duyup umitsizlige kapilan bir zatin sorusu uzerine gelmisti... Medineli bu zat, bir ara bir gunaha maruz kalmis, sonra da kapildigi buyuk pismanlik ile Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek bu gunahin caresini sormustu. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) boyle bir soruya hemen cevap vermeyip gelecek vahyi beklemeyi tercih etti. Nitekim cok gecmeden Hud Suresi'nde adi gecen ayet geldi. Ayetin isaret ve ikazi acikti : - Gunaha maruz kalan insan, busbutun umitsizlige kapilip da dinî hayattan uzaklasma duygusuna girmesin. Bes vakit namazlarini kilsin, gucunun yettigi kadar hayir, hasenat hizmetleri yapsin; cunku ibadetler ve yapilan yardim hizmetleri, pismanlik duyulan gunahlarin silinip yok olmasina sebep olur!.. Sorusunun cevabini gelen ayetten boyle alan adam, cok sevinmis de demisti ki : - Ya RasulALLAH, bu mujde sadece bana mi mahsus? Yoksa benim gibi tum pismanlik duyan gunahlilara da sâmil mi? Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)'in cevabi sevindiriciydi... Buyurdu ki : - Sadece sana degil, namazlarini kilan, hayir hasenat hizmetlerini ihmal etmeyen her pismanlik duyan gunahliya da sâmildir!
__________________ Ask ola..
|