Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ensar böyle bir sonuç alınabileciğine inanıyor musun ? Ortalık daha da karışacak konumda. O yüzden ben sana ayet ayet gidelim dedim. Ama sen madem ki bundan ısrar ediyorsun peki BUna da eyvallah diyelim bakalım.
Secde 9 :
Elmalı : Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz
Diyanet : Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.
Ömer Nasuhi : Sonra onu düzeltti ve içerisine ruhundan üfürdü ve sizin için işitmeyi ve gözleri ve gönüIleri yarattı. Pek az şükredersiniz.
Orijinal Metin :
ثُمَّ سَوَّاهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِنْ رُوحِهِ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْع 14; وَالْأَب 18;صَارَ وَالْأَف 18;ئِدَةَ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُ 08;نَ
[quote] secde 9 a gore RAbbimiz bize bir ruhu nefyettim, ufurdum diyor. [quote]
kendi ruhundan nefyettiğini açıklıyor Allah'ta. Ruh nefyettiğini söylemiyor. Yani kendi ruhundan bişi nefyetmiş ama bunun detayı yok.
HİCR 26
ELmalılı : Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Diyanet : 26 – And olsun ki, insanı kuru balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattık.
Ömer Nasuhi : Muhakkak ki, Biz insanı kuru bir çamurdan, tegayyür etmiş bir balçıktan yarattık.
Orijinal Metin :
وَلَقَدْ خَلَقْنَ 75; الْإِنْس 14;انَ مِنْ صَلْصَال 13; مِنْ حَمَإٍ مَسْنُون 13;
Şems 7 :
Elmalılı : Nefse ve onu biçimlendirene,
Dİyanet : Kişiye ve onu şekillendirene,
Ömer Nasuhi : Ve nefse ve onu düzeltmiş olana.
Orijinal Metin : وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَ 75;
Şimdi burada diğer kısımalara geçmeden bir kaç hususa dikkat çekeyim : Önce bunları konuşalım .
1. Secde 9 'da Allah ruh üfledim demiyor ruhumdan üfledim diyor. Ruhundan üflemesi demek ruhumdan ruh üfledim anlamına nasıl geliyor ?
2. Hem Secde 9 ' da hem de Şems 7 'de ortak fiil kullanılmış. Şekillendirme. . سَوَّاهَ 75;
Dolayısıyla bunların aynı şey olma ihtimali var. Ama bu hususu geçip diğer kısma geçiyorum.
Yasin 60 61
Elmalılı : "Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?" (buyurulacak)
Diyanet :Allah şöyle buyurur: Ey suçlular! Bugün müminlerden ayrılın. Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi?
Ömer Nasuhi :Ey ademoğulları! Size tavsiye etmedim mi ki, şeytana ibadet etmeyiniz. Şüphe yok ki, o sizin için apaçık bir düşmandır. Ve bana ibadet ediniz. İşte doğru yol budur.
Müdessir 38 39 40
Elmalılı : Her nefis kendi kazancına bağlıdır.Ancak amel defterleri sağından verilenler hariçOnlar cennettedirler, sorup dururlar.
Diyanet : Herkes kazancına bağlı bir rehindir;Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.
Ömer Nasuhi : . Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır.Ashâb-ı Yemîn ise müstesna. Onlar cennetlerdedirler, soruşurlar.
Rad 21 :
ELmalılı : Ve onlar ki, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeye riayet ederler ve Rablerine saygı gösterirler ve hesabın kötülüğünden korkarlar.
Dİyanet : Onlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler, Rablerinden korkarlar; kötü hesaptan ürkerler.
Ömer Nasuhi : Onlar ki, Allah Teâlâ'nın bitiştirilmesini emrettiği şeyi bitiştirirler ve Rablerinden haşyette bulunurlar ve fena hesaptan korkarlar.
Nahl 36 :
Elmalılı : Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının." diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip dolaşın da bakın ki, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün?
Dİyanet : And olsun ki, her ümmete: "Allah'a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının" diyen peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı haketti. Yeryüzünde gezin; peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğunugörün.
Ömer Nasuhi : Andolsun ki, her ümmete, «Allah'a ibadet ediniz ve şeytandan kaçınınız,» diye bir peygamber göndermişizdir. Artık o ümmetlerden bir kısmına Allah hidâyet etmiştir ve onlardan bir kısmının üzerine de dalâlet tahakkuk eylemiştir. İmdi yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, tekzîp edenlerin akıbetleri nasıl olmuştur.
Ali İmran 164 :
ELmalılı : Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.
Diyanet : And olsun ki Allah, inananlara, ayetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitap ve hikmeti öğreten, kendilerinden bir peygamber göndermekle iyilikte bulunmuştur. Halbuki onlar, önceleri apaçık sapıklıkta idiler.
Ömer NAsuhi : Andolsun ki, Allah Teâlâ mü'minleri minnettar buyurdu. Çünkü içlerinde kendilerinden bir peygamber gönderdi ki onlara Hak Teâlâ'nın âyetlerini okuyor ve onları tezkiye ediyor ve onlara kitap ve hikmet talim buyuruyor. Halbuki bundan evvel apaçık bir dalâlet içinde bulunmuş idiler.
EVet istediğini yaptım . Lütfen bundan sonra ayet lazım olduğu zaman mealini sen ver. Ben kendime üç meal seçtim ve bunları kullanacağım . www.kuranmeali.com sitesinde 10 dan fazla meal var. Dilediğini seç.
|