Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Kuran Hangi Dilde Olursa Olsun Hidayet ve Şifadır
Biz onu A'cemi (yabancı dilde) bir Kuran kılsaydık 'ayetleri açıklanmalı değil miydi?' diyeceklerdi. İster Acemi (yabancı dilde), ister Arabi (Arapça) olsun; de ki: O, inananlar için bir hidayet ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kuran) onlara kapalıdır. Onlara (sanki) uzak bir yerden sesleniliyor. (41:44)
Kuran, diğer kitaplardan farklıdır. Onu anlamanın ilk şartı doğru ve dürüst bir niyete sahip olmaktır. Dünyanm en iyi Arapça uzmanı bile olsa, bu özelliğe sahip olmayan kimseler Kuran'ı gereği gibi anlayamaz. Kuran, "ey Arapça bilenler" diye hitap etmez, "ey iman edenler" diye hitap eder. Kuran'ı öğreten bizzat Allah'tır. (55:2) Aklını kullanarak iman eden (10:100), geçmiş atalarını ve din bilginlerini putlaştırmayan(2:170; 5:104), zanna tabi olmayan (10:36), hakkında bilgisi olmayan bir şeyi mukallitçe izlemeyen (17:36; 6:115) ve dini sadece Allah'a has kılan müminler Kuran'ın mesajını anlarlar. Allah, onlara Kuran'ı öğretir. Kuran'ı hakkıyla öğrenmelerinin sebeplerini yaratır.
Aklını kullanmayıp heva ve heveslerine uyanlar, atalarını putlaştıranlar, zannî rivayetleri din edinenler, Allah'ın hükmüne başkalarını ortak koşanlar ömür boyu uğraşsalar da Kuran'ı anlayamaz.
41:44 ayetinde "ister yabancı dilde, ister Arapça biçiminde çevirdiğimiz bölümü, inceleyebildiğim Türkçe mealler aşağı yukarı şöyle tercüme ediyor: “Arap olana yabancı dil mi?"
Bizim verdiğimiz anlam ile bunu karşılaştırınız. Kuran’ın diğer dillere doğru çevrilmesi halinde de hidayet ve şifa özelliğini kaybetmeyeceğini vurgulayan anlamı doğru buluyorum. Arapça konuşanlarm "Arab'a yabancı dilde bir kitap mı?" biçimindeki itirazları makul görülürse Arapça bilmeyen milyarlarca insanın da, "yabancıya Arapça kitap mı?" biçiminde bir itiraza hakları bulunması gerekir. Meallerin verdikleri yanlış anlam yabancılara bu tür bir itiraz hakkı yaratır.
Ayetin anlatmak istediği nedir? Bu sorunun cevabını düşünerek dikkatlice bir kaç kere okursanız, farklı tercümelerden doğrusunu tercih etmekte daha isabetli olursunuz.
Ayrıca Kuran, Araplar için çoğul ifade olan "A'rab” kelimesini kullanır. (9:97, 98,101,120; 33:20; 48:11,16; 49:14) Arap olmayanlar için ise "A'cem" kelimesinin çoğulu olan "A'cemin" kelimesini kullanır. (26:198)
Acemi (Acemiy) ve Arabi (Arabiy) kelimeleri ise sürekli olarak dil tanımında kullanılır. Arap ve Acem kelimelerinin sonuna eklenen "i" harfi bu kelimelerin anlamını Arapça ve Acemce'ye çevirir. Nitekim, Arabi kelimesinin geçtiği bütün ayetlere bakarsak hepsinin Arapça anlamına geldiğini göreceksiniz. (12:2; 13:37; 16:103; 30:113; 26:195; 38:28; 41:3,44, 43:3, 39:28; 41:3,44; 43:3; 46:12) Aynı şekilde Acemi kelimesinin geçtiği ayetlerde de bu kelime, "yabancı dil" anlamında kullanılır. (16:103; 41:44)
Alıntı: Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar (3. Baskı), Sayfa 55 - Dr. Edip Yüksel
__________________ O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.
|