Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İnsanlık her devirde bir arayış içinde olmuştur...
Bazen huzur ve mutluluğu, bazen bağımsızlığı, bazen parayı, bazen sevgiyi…
Bu arayış tarihin her devrinde bir şekilde devam etmiştir...
Bazı insanlar aradıklarını bulmuş, bazılarının hayatı bulamadan son bulmuştur...
Günümüzdeki arayışlar biraz daha çeşitlenmiş ve farklılaşmıştır...
Kimi kahvehane köşelerinde arar olmuş kaybettiklerini…
Kimi eğlence alemlerinde…
Kimi fanatiklik ile içinde kaybettiği şeyleri yanlış yerde arar olmuş…
Kimi sanal alemde ruh arkadaşını ararken ağlara takılıp kalmakta…
Kimileri ömrünün büyük bir kısmını ekran karşısında geçirmekte…
Herkesin kendine göre bir alışkanlığı ve bağımlılığı var bu noktada…
Ama garip bir durum var...
Aradığını bulan mutlu değil, bulamayan mutlu değil…
Zengini memnun değil hayatından, fakiri memnun değil…
Makam sahibi huzurlu değil, idare edileni mutlu değil…
Evlisi mutlu değil, bekarı huzurlu değil…
Bilim adamları ve filozoflar hep bu mutluluğu aramışlar...
Aslında ilk insandan itibaren Allah, Elçiler'i ile bu huzur/gerçek mutluluk yolunu insanlara göstermiştir...
Ama insanlığa nefis ve şeytanın yolu daha cazip gelmiş...
insanlar içlerinde kaybettikleri huzur ve mutluluğu yanlış yerlerde arar olduklarından bir türlü bulamamışlardır...
Huzur ve mutluluk, bir hissediş, tatlı bir heyecan, Allah’ın kullarının kalbine indirdiği sükunet ve memnuniyet halidir...
Bu seviyeye erişen kul hayatından memnundur...
Aşırı bir beklentisi ve huzursuzluğu yoktur...
İşte Rabbimiz bu huzur ve mutluluğu; “Onlar ki inanırlar ve kalpleri ALLAH'ı anmakla huzur bulur. Bilesiniz ki, kalpler ALLAH'ı anmakla yatışır. ” (13/28). Ayetiyle bizlere haber vermektedir...
Hakiki mutluluk, Allah’a teslim olup O’nun yolundan gitmekle bulunur...
Kalplerin gıdası Zikirdir...
İnsanlık aradığı huzur ve mutluluğu ancak ruha hakiki gıdasını vererek bulabilir...
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
|