Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
1) esed ve elmalili neden KIVIRSIN ? derdtleri ne?
Dertleri ön tekerleği tıngır mıngır izleyen arka tekerlek olmaları. Bu kolaycılığı sen ve ben de yüceledik hep; "Büyüklerimiz haklıdır!" deyip vurdum duymazlığı, sorumsuzluğu ödüllendirdik.
Oysa Yüce Allah'ın şu uyarısının gereğini yapmalıydık:
Hakkında emin olmadığın şeyin ardına düşme; yoksa gözlerin, kulakların va aklın sorumlu olur. (İsra 36)
2) araplar da mi arapca bilmiyor?
Biliyorlar. Harekkesiz "nkh"nın inkihu ya da enkihu olarak yazılıp okunabileceğini onlar söylüyor. "Fiilin Nisa 3'te inkihu, Nur 32'de enkihu şeklinde harekelenmiş olması ise tamamen beşerî bir tercih yüzündendir," diyenler de onlar. Bkz:
bu hareke problemi cikali beri araplar dahil herkes kurani yanlis mi anliyor?
Bunun cevabını daha önceki bir yazımda vermiştim. Okusaydın bir daha sorman gerekmezdi. Hadi sorumlu davran da kıpırda biraz.
herbirinize 2, 3, 4 kadin alma hakki vardir cumlesi ile her biriniz ikiser ucer doerder kadin alin arasinda 2, 3, 4 ve 2ser 3er 4er esitlenmis olmuyor mu?....
Yani mesné ve sülése ve rubâ'a ile isneyn ve selas ve erba' arasında fark yok mu? Yüce Allah Nisa 3'te gereksiz bir iş mi yapmış mesné ve sülése ve ruba'a demekle; isneyn ve selas ve erba' dese de pek âlâ olur muydu?
Katılma Tarihi: 09 mart 2005 Yer: United States Gönderilenler: 100
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Dertleri ön tekerleği tıngır mıngır izleyen arka tekerlek olmaları. Bu kolaycılığı sen ve ben de yüceledik hep; "Büyüklerimiz haklıdır!" deyip vurdum duymazlığı, sorumsuzluğu ödüllendirdik.
Oysa Yüce Allah'ın şu uyarısının gereğini yapmalıydık
hasan bey, usteki cumlenin bosver baskasini, sizce bir anlami var mi?
ne "tingir mingir" ne "arka tekeri" adamlar oturmus senin gibi "tingir mingir biseyler mi yapmis yani!?".... yahu kendi sozunuze kendiniz inaniyor musunuz bilmiyorum gayri.....
devam edelim mantik hatalarina (bu arada degil arapca turkce bilmemelerinden yakiniyorum ya, diger yandan bilgisizlikten, iste tarihi bilgisizlik....)
1) bir kere ayetde "... seyin ARDINA DUS "ME"...." diyor ki bu da kesinlikle olumsuz emir kipidir yani senin demek istediginin aksine "ARASTIRMA yap, degil yap MA" diyor.....
2)simdi inkihu-enkihu'yu sen ve ya yaseen denen (herkimse?!) kesfetti hadi gecelim 1400 yillik ulemayi da peki peygamber bunu anlamadi mi? ya alisi omeri sahabesi ?... peki bunlari da gecelim, omere camide itiraz edip nikah hakkini isteyen kadin kuma giderken neden itiraz etmiyordu?.... size kalsa ,heralde kuran dungece size indi sanacaz.....
3) gelelim iki uc dort... dese daha ala olurmuymusmus.... efendi diyalektik estetik veya belagat ve sefahatten haberin var mi bilmem ki kuranin ovundugu onecikan ozelligi "EDEBI" olusudur ki sana bir de diyalektik ornek vereyim:
2005'inci il ile 2005 yili arasinda ne fark var?...
4)cok eslilik hem fitri birseydir ote yandan ilk zamanlardan beri gelir ta ki roma hukukuna dayaninca gercekten arastiranin malumudur ki peder john tarafindan verilen tavizler arasina romalilari hiristiyan yapmak icin katilmistir, tipki sunnet olmama, isanin dogum gunu vs vs... gibi... kisaca hiristiyan adeti olan tek eslilik su zamanda da "MODERNLIK" olarak pazarlaniyor....... sizin gibilerde asalik komleksiyle sozum ona modern ve dogru buldugunuz hiristiyan kulturunu sozum ona kurana bagdastirmak istiyorsunuz, mesele bu kadar aci, gulunc ve basittir....
daha galibe gulibeye girmeyelim siz hele once bir turkce ogrenin sonra tarih sosyoloju filan sonra kalkar burda boyunuz kadar laflar konusursunuz....
yazdiklariniz ne etik ne akademik ne de hicbir deger yargisina olucutune uygun seyler olmadigi gibi hicbir anlamida yok...
Şaka yapıyorsun değil mi. Nolur "şaka yapıyorum," de. Yoksa "Ve la takfu ma leyse leke bihî ılmün" buyuran Yüce Allah'ın "ARASTIRMA yap, degil yap MA" diyor olduğunu öne sürmek akıl sağlığı yerinde bir insanın harcı olamaz. Nolur "Şaka!" de.
"2005'inci il ile 2005 yili" arasındaki ilişkiyi "dörder ile dört" sayılarına yamamak ta akıl sağlığı yerinde birinin işi olamaz.
Allah'ın sözleriyle nolur böyle oynama.
simdi inkihu-enkihu'yu sen ve ya yaseen denen (herkimse?!) kesfetti hadi gecelim 1400 yillik ulemayi da peki peygamber bunu anlamadi mi?
Bu sorunun cavabını daha önce verdim. Neden okumuyorsun? Sen konumuza hem bu kadar lakayt kalır hem de ciddiyetle yaklaşan birine müstehzi müstehzi takılırsan elalemin sana ne demesini umuyorsun?
peki bunlari da gecelim, omere camide itiraz edip nikah hakkini isteyen kadin kuma giderken neden itiraz etmiyordu?....
Nolur masal anlatma. Nolur "Yüce Allah Kuran'da ne diyorsa o!" de. Nolur "Yüce Allah'ın Kitabında söyledikleri gerçektir; masallarda anlatılanlar masaldır," de.
4)cok eslilik hem fitri birseydir
Burda FITRİ her halde "erdemli ve insan onuruna uygun" anlamına geliyor. Fesübhanallah. Çok eşlilik erdemli bir işse Yüce Allah neden kullarına önermiyor onu? Neden "Bekarlarınızı evlendirin," (Nur 32) diyor da "Evli olanlarınızı evlendirin" demiyor?
Ve sen neden "Cuma günü ezan okununca Allah'ı anmaya koşun!"dan o gün ezan okunduktan sonra mazeretsiz evde oturmanın yasak olduğunu anlıyorsun da "Bekarlarınızı evlendirin!"den evli olanların evlendirilmesinin yasakolduğunu anlayamıyorsun?
Yine, eğer çok eşlilik erdemli bir işse kadınlar da çok eşli olsun mu?
Yoksa, yoksa... bir erkekeşini başkalarıyla paylaşınca ırzından olup boynuzlanır da bir kadıneşini başkalarıyla paylaşınca ırzından filan olmaz mı? İslamda kadınların ırzı yok mudur?
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam; sevgili Hasan Akçay dost
Yusuftur ne yapsa yeridir demek lazım dost! ben önceleri "hanifislam" takılıyordum! sonra, yusuf geldi ve bizleri, engin ilmi ve irfanı ile kendimize getirdi! baktık ki adamımız allâmenin en alâsı, sonra da kendimize gelip; "yusufislam" yoluna girdik! yusuf olmasa bizlerin hali ne olurdu? diye düşünmeden edemez bir hale geldik sayesinde.. Sen sen ol! lütfen daha fazla karşı çıkma! edebli bir şekilde yusuf üstâdımıza teslim olmayı yeğle!
Yusuf Nihayet yazilarini tekrar gorduk artik olmeyiz. Neyse saka bir yana.
Simdi Hasan Akcayin deikleri oyle ustu kapali cevap verecegine, oraya buraya yollama ve kinaye yapacagina ayet ayet kardesim sen sunu yanlsi ceviriyorsun de ve delilerini sun. Eski itiraz uslubun degismis ama yine delilerini sunmuyorsun.
Ama gayet iyi gidyorsun. Buyur Hasanin dedikleri ayet ayet elestir. Surasi yanlis de. Ben o kadar zeki degilim kardes. Gonderme yapmakla anlamiyorum. Soyel hanif, sinanin, alperenin yaptigi gibi noktalari tek tek belirt.
Celebi
__________________ Dabbetciler icin buraya: Bu Allah'in Dabbeti: www.hansvonaiberg.org
Iskenderciciler icin buraya: Buda Allah'in Mehdisiymis! www.iskenderalimihr.com bakabilirsiniz
"2000 yılı ile 2000 nci yıl aynıdır," diyen yusuf dostumuza sayıların işlevi konusunu bir daha hatırlatmaya çalışayım:
Öncelikle, 2000 yılı ile 2000 nci yıl işlev bakımından farklıdır. 2000, yalnızcabir yıl olarak düşünülen öncesiz sonrasız 2000 yılıdır; tek başına. 2000 nci yıl ise 2000 tane yıl ile birlikte düşünülür; hepsiyle birlikte; bütün o yılların sonuncusudur.
Her sayı türünün kendisine özgü bir işlevi var.
Nitekim iki, üç, dört sayma sayılarıdır. Örneğin Nisa 3'teki kadınlar sayılırken kullanılabilirler. İki kadın, üç kadın, dört kadın şeklinde.
Buradan hareketle Esed ve Elmalılı ayette kadınlarla dörde kadar evlenebilirsiniz, dendiğini öne sürüyorlar. Yani biriyle şimdi, ikincisiyle gelecek yıl, kalan ikisiyle daha sonra.
Dikkat edilirse bir erkek bunun üstesinden gelebilir.
Esed ve Elmalılı Yüce Allah'ın sözlerini bu üstesinden gelme durumunu gözönünde tutarak değiştiriyorlar.
Oysa Allah evlenebilirsiniz demiyor. "Kadınları ikişer, üçer, dördernikahlayın!" diyor. Bunlar üleştirme sayıları. Allah yetim kadınları başgöz etme işini müminler arasında paylaştırıyor. Örneğin Ali, Osman, Omar arasında.
Eğer mecut meallerde öne sürüldüğü üzere nikahlayın evlenin anlamınageliyorsa ve Omar'ın dört yetim kadını varsa Omar dördüyle birden aynı anda evlenip gerdeğe girecek demektir.
Tıpkı masanın üstündeki dokuz milyar tutarındaki paranın paylaşımı gibi. O parayı Ali, Osman ve Omar ikişer, üçer, dörder milyar alıp üleşiyorsa örneğin Omar payına düşen dört milyarın hepsiniaynı anda alıp çekilir.
Omar dört kadının hepsiyle birden aynı anda evlenecek?. Mümkün değil. O yüzden Esed ve Elmalılı Yüce Allah'ın sözlerini değiştiriyorlar.
Görelim şu gerçeği:
Allah'ın sözlerini değiştirmek kimsenin haddi değildir. Esed ve Elmalılı'nın da haddi değildir. Allah ikişer, üçer, dörder diyor o halde Esed ve Elmalılı da "ikişer, üçer, dörder" diyecek.
Allah'ın sözlerini değiştirme fütursuzluğunu bırakıp nikahlayın sözünü doğru algılasınlar.
Burda nikahlayın, evlendirin demek.
İki yetim kadını olan Ali her birini bir damada verecek; üç yetim kadını olan Osman her birini bir damada verecek; dört yetim kadını olan Omar her birini bir damada verecek. Aynı anda.
Bir de yetim kadınların mal sahibi olduğunu gözönünde tutmak gerekiyor. Yani örneğin Omar dört kadının mallarını denkleştirip kendilerine devredemiyecek durumda ise devir teslim imkanı doğana kadar yetim kadınlarından süre isteyecek. Onları evlendirmeyecek.
Ant içip edindikleri varsa -ma meleket eyman ühüm- omar onları evlendirilecek. Çünkü ant içip edinilenlerin malı yok; onları evlendirmek Omar'ı darda bırakmıaz.
Darda kalmamanız için uygun olan budur - zalike ednâ ellâ taûlû.
TAÛLÛ, fakirlik anlamındaki ayl kökünden gelir (Süleyman Ateş).
Sevgili yusuf, keşke meramını daha güzel anlatabilen biri olsaydım. Elimden gelen bu.
harf harf tefsirin en guzeli bence "ruh-ul furkandir" istiyen istifade edebilir, ben size acizane bilgimle tercume yapacagim, bakalim hasan beyin "saka yapmis olmamii" istemesi nedenli tutarli.....
وَلاَ تَقْفُ burda bir emir sigasi soz konusudur "ve la tegfu" deniyor "ve" bildigimiz "ve" olup ikinci tekrarda ozellikle edebi uslupta ya da konusma dilinde vurgu icin "FE" de denilir....
diller arasinda motomot yani birebir cevri imkansizdir, ancak yakini yahut demek istenen turunden ceviriler makbuldur, genel konu butunlugunde yapilan tercumelere ise "meal" denir, yine hem birebir kelime anlami vereyim siz toparlayin, hem de meal niteliginde yazayim ki mukayese edebilesiniz.....
bu baglamda "ve" = ustelik, manasi vermek yanlis olmaz...
ikinci harf "la" dir bu da olumsuzluk ifade eder ki ayni zamanda bagimsiz olarak "HAYIR" anlamina gelir...
"tegfu" fiili ise emir sigasiyla cekilmistir fiilin koku 2+1 illetli fiildir... emir ikinci cokluk sahislariyla cekilmistir... "teflu" sigasi...
"tegfu"= gitmek, takip etmek, arkasina bakmak, ARASTIRMAK anlamlarindadir.....
simdi "VE LE TEGFU" deyince sizler ne anliyorsunuz ?....... sacmalamassaniz anliyacaginiz tek anlam " ARKASINA DUS "ME", ARASTIRMA YAP "MA" " olacaktir.... goruldugu gibi saka felan degil aksine yuvarlak cumlelerin arkasina siginan hasan beyin bir hatasi (yalani dememek icin hafiflettim ) daha ortaya cikmis olur....
"ve La Tegfu" = "ustelik pesine, ustune, ardina dus "ME" "... seklinde meal edilir ve tum dillerde de bu sekilde cevrilmistir, hic bir akil sahibi bunu ARASTIR seklinde cevire"ME"z.... mutakip cumlede belirtili nesne dedigimiz aciklama gelir:
"neyi?"... "onda bilgin olmayani"
... ve boylece devam eder....
ama kok hele de bizim tartismamizin asli "VE LA TEGFU" dur ki bu da YAP "MA" dir.....
diger ayet icinde evvelki sozumu tekrarliyorum ve eger harekelenmeden dolayi bu sorum cikmissa bu demekki 1200 yildir insanlar kurani yanlis biliyor (hani peygamber ve ashabini katmiyoruz cunku o ana kadar insanlar tek eslilgi emir biliyorlardi ama harekeleme olunca aaaa 2, 3, 4 evlenme ortaya cikti ve allah da kurani koruyamamis oldu) ve simdikiler araplardan ote arapca da bildiklerinden bu gercegi anladilar......
sayma sayisi ve ulestirme sayilarina girmeye gerek yok, sen dahil herkes "2005 yili ile 2005'inci yil" arasinda hic bir fark olmadigini cok iyi bilir, ortada "saka felan" yok ancak cehaletten mutevellit "sacmalama " var..
tabii kendi kulturunu bati medeniyetinden geri kalmis sanip asik atabilmek icin bir yerlere yamama telasi var....
tek eslilik hiristiyan gelenegi olmustur roma hukukundan dolayi, tarihle sosyolojiyle ilginiz bilginiz olmadigi icin sacmaliyorsunuz, hatta esinin durumu ne olursa olsun "bosanamazsin" bile, bu sebepten dolayi 16. lui thomas moore'u ipe cekmis ve de protestanlik mezhebini icat etmistir, kral bizzat sirf karisini bosayip sevgilisiyle evlenmek icin bu yolu tutmus ve kilisiye karsi gelmistir...
"fitri" ise "dogustan gelen ozellikleri icerir" yani dogal tutum ve davranislardir ki insan hakikatlerinin tum dunyada "evlilik disi" iliskilerini de goz onune alirsak bunun ne denli gercek oldugunu goruruz....
bir bayanin cok esliligi ise dogal degildir bunu da herkes bilir, sirf sacmalamak icin yazi yazmak marifet olmamalidir....
yine tarihe donup masallara bakarsak, evvela, deyin bana bir, bu kuran kime, ne zaman inmistir?....
size gore butun tarih yalan mi?, yoksa isinize gelenler mi dogru?.....
bu celiskileri bi tarafa birakirsak, yineliyorum ki peygamber dahil ashap cok evlidir ve boylece de gelmis ve gidiyor taki kiyamete dek..... turkiye gibi ucube ulkeler benligini yitirdigi icin serseri fikirlerin pesinde kendini bulmaya calisiyor mesele bu kadar sacmadir iste.....
Yazınızı okudum. Anlaşılıyor ki garp cephesinde yeni bir şey yok. Onun için cevabım, bir önceki yazımın son bölümüdür: "keşke meramını daha güzel anlatabilen biri olsaydım. Elimden gelen bu."
***
Devam edeyim:
Nisa sûresinin ilk altı ayetinin hepsi yetimlere ait mallardır. Fakat 3 ncü ayette, hareke hinliği marifetiyle, konu saptırılıp araya ekeklere ait çok eşlilik kıyağı sokuşturulunca ortam öteki ilahî anlamları da uyarlama yani çarpıtma fesadına uygun hale getirilmiş.
Artık tutmayın mealcileri.
Örneğin erkeklere seslenerek diyorlar ki hoşunuza giden kadınlardan iki, üçü dörde kadar evlenebilirsiniz.
El insaf!
Mealdeki "hoşunuza giden"in Arapça metindeki karşılığı "ma tabe leküm"dür; size temiz kılınan demek. Bundan maksadın size yetki veren kadınlar olduğu apaçık. Bunu daha önceki bir yazımda dile getirmeye çalıştım. Sorumluluk sahibi kimseler okumuştur; okurlar.
Vurgulamak için bir daha yazıyorum: hoşunuza giden değil, size yetki veren.
Be mubarekler! Manavdan karpuz mu alıyorsunuz ki tıklatıp tıklatıp "Bu hoşuma gitmedi almıyayım; bu hoşuma gitti alayım!" diyesiniz.
Kadınlar karpuz değildir; akılları, duyguları olan insanlardır. Sizi reddediverirler. Sizinle evlenmek zorunda değiller. Nasıl eş alacaksınız hoşunuza giden ama sizi reddeden kadınları? Olacak şey mi bu?
Ve Allah olmayacak şeyi emreder mi, caiz görür mü? Geçiniz.
Bir de 4 ncü ayetteki sadukat kelimesini mehir diye çarpıtıyorlar ki... bir daha el insaf!
Sadukat ihinnne "onların sadakaları" demek. Yani yetimelere verilmiş olup biriken sadakalar. Mehir değil, onların kendi malları.
Bunun iki Kuranî kanıtı var:
(1)Konusu evlenmek olan bütün ayetlerde "onların mehirleri"nin karşılığı "ucur ehünne"dir. Sadukat ihinne yalnızca Nisa 4'te geçiyor. Çünkü Nisa 4'ün konusu "evlendirmek"tir; evlenmek değil.
(2)Nisa 4'teki nıhlaten kelimesi. NIHLATEN, Muhammed Esed'in de kabul ettiği gibi hiçbir karşılık beklemeden demek. Kadınlara mehirlerini (?) hiçbir karşılık beklemeden verin. (KUR'AN MESAJI, meal-tefsir)
Liquat Ali'nin anlatımıyla:
Nehl balarısıdır. O halde nehla hiçbir karşılık beklemeden verilen armağandır, tıpkı balarılarının (ayılara, insanlara...) hiçbir karşılık beklemeden bal armağan etmesi gibi.
Nehl is honeybee. Nehla is a gift similar to the gift of honey that honeybees freely provide to others (bears, humans, etc.) without any expectation of reward.(http://www.muslimwakeup.com/bb/viewtopic.php?t=1255)
Hiç akletmemişler:
Mehir evlenilen kadına ondan bir karşılık bekleyerek verilir. Evin kadını olması beklenir ondan; çocuk beklenir. Yani adı üstünde evlenme bedelidir o. Alınan bir şeye karşılık ödenen bedel.
NEHLA, mehir olamaz! Mehir evlenilen kadınlara verilir. Oysa evlenmiyorsunuz Nisa 3'teki kadınlarla; onları evlendiriyorsunuz. Mehir değil, onlara kendi mallarını devrediyorunuz. Hiçbir karşılık beklemeden.
Neyin karşılığını bekliyeceksiniz ki! O mallar kadınların kendilerine ait. Kendilerine ait malların bedelini mi ödesinler size?
Ama o kadınlar derlerse ki "Sen bizi hep korudun. Şimdi evlendiriyorsun. Malımın şu kadarını teşekkür anlamında sana bırakıyorum," işte onu çekinmeden alacaksın.
Yüce Allah'ın Nisa 4'te söylediği işte bu:
Kadınlara mallarınıhiçbir karşılık beklemeden verin. Ama onlar birazını kendiliğinden size bırakırlarsa çekinmeden alın - Ve étû'n nisâe sadukat ihinne nıhlaten fe in tıbne leküm an şey'in minhü nefsen fe kulûhü heiyna.
Katılma Tarihi: 09 mart 2005 Yer: United States Gönderilenler: 100
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
degisen birsey tabiki yok, cunku ortada degismeyen ve degistirilemiyecegi idda edilen bir kitap var.....
"ve la tegfu me leyse leke bihi ilm..." ayeti yerli yerince duruyor ve senin dediginin aksine, "eger ilminiz yoksa ARASTIR "MA" YIN..." diyor....
gelelim su nisa suresindeki enkihu-inkihu mevzuna...
Yetimlere mallarýný verin. Temizi pisle deðiþtirmeyin. Onlarýn malýný kendi malýnýzla yemeyin; büyük günahtýr bu. (4:2)
Yetimlere haksýzlýk etmekten korkuyorsanýz size yetki veren (yetim) kadýnlarý ikiþer, üçer, dörder evlendirin. Ama bunda da adil olamýyacaðýnýzdan korkuyorsanýz yalnýzca birini. Ya da ant içip edindiklerinizi. Yoksul düþmekten kurtulmanýz için uygun olan budur. (4:3)
simdi, guzel arkadaslar, akil, izan sahipleri ! su ustteki cumlelerin bir anlami olabilir mi ?... allah askina... boyle bir tercume dunyada yoktur...
"bunda da adil olamiyacaginizdan korkuyorsaniz yalnizca birini. ya da and icip edindiklerinizi. فَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ تَعْدِلُ 08;اْ فَوَاحِد 14;ةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَان 15;كُمْ
"yoksul dusmekten kurtulmaniz icin uygun olan budur.ذَلِكَ أَدْنَى أَلاَّ تَعُولُو 75;ْ
oncelikle tercumede ayetde olmayan kelimelerin hasan bey tarafindan eklenen kisimlari:
"tagsitu=ayrim" haksizlik etmek olarak cevrilmis buraya dikkat !...
"tuba=bagli olanlar" hasan beye gore yetki verenler olmus,
"bunda da" diye bir sey yok ayetde bunu hasan bey uydurmus !...
"yoksul dusmekten" diye bir kelime veya grubu da yoktur !....
varsayalim bunlar bu sekliyle olsun, gelelim izaha:
"yetimlere haksizlik etmekten korkuyorsak yani mallari uzerinde, hasan beyin tercumesine gore onlari evlenDIRmemiz isteniyor, hemde ikiser, ucer, dorder ya da adil olamiyacaksaniz yani bu ikiser, ucer, dorder evlendirmekte (ki nesinden adil olunamiyacak o da ayri bir soru) o zaman Birini evlendirin bu yetimlerden (hani size evlendrime yetkisi vermis olan) o da mi olmadi ya da yeminliniz olan yani baska ifadeyle besikkertmeniz yani sizinle evlenmek uzere sozlesen ya da sozlestirilmis olan-I- evlenDIRin....
son cumleye bakin !
eger bunlari yapmazsaniz yani illa birini evlenDIRmezseniz yoksul dusme ihtimali var o vakit bunlari yapin ve de bu ihtimal bertaraf olsun bu da uygun olanidir!...
yani kisacasi ne yapip edin bu yetimlere haksizlik etmemek icin illa enaz birini evlenDIRin olmadi mi?, o zaman yeminliniz olan yani hasan beyin deyimiyle evlenmek uzere sozlestiginiz birni evlenDIRin daha kotusu FESUBHANALLAH haluhazirda evli oldugunuz !!!....
hasan bey "SAKA YAPIYORSUN DEGIL MI ? < N"OLUR SAKA DEYIN !!!!"....
geriye donup su ikiser ucer dorder evlendirmeye gelirsek:
soz anlatim mantigiyla baksak sizce de soyle soylenmesi uygun dusmez mi ?
" dorder evlendirin, ucer, ikiser ama adil olmassa yalnizca BIRINI" yani iki, uc, dort diye cikmaz cunku gittikce zorlasiyor guclesiyor mantik zincirinde yukaridan asagi inmeli degil mi?......
kaldiki and icip edindikleriniz sizin mantiginizla ya haluhazirda evli oldugunuzdur ya da mustakbel esiniz bu durumda nasil evlendirirsiniz bunlari ?!!...
diger husus ise islam hukukunda cariyelerle nikah akdine gerek yoktur hur olmadiklari icin mihre de gerek yoktur.......
bu arada su inkihu-enkihu ya geri donmek isterim, kuranda nur 32 ve de nisa 3 de soyle geciyor:
dikkatinizi cekti mi bilmem ancak iki yazilim arasinda tek fark "VAV" harfiyle "FE" harfidir okunuslarda ise "VE ENKIHU" "FENKIHU" seklindedir.... kisacasi hasan beyin deyimiyle ortada "enkihu-inkuhu" diye bir durum soz konusu degildir !!!!!.....
"tagsitu=ayrim" haksizlik etmek olarak cevrilmis buraya dikkat !...
Taksitu,adaleti sağlamak demek. Lâ taksitu: adaleti sağlayamamak. Mevcut bütün meallerin söylediği budur. Ben adaleti sağlayamamak ile eş anlamlı olan haksızlık etmek ifadesini tercih ettim. Sen tercih etmeyebilirsin. Hiç sorun değil; sana katılırım.
"tuba=bagli olanlar" hasan beye gore yetki verenler olmus,
Tabe, Yaşar Nuri Öztürk'ün mealinde de görüldüğü üzere temiz anlamındaki tayyib ile aynı kökten gelir. Bunun neden size yetki veren (kadınlar) diye tercüme edilmesi gerektiğini daha önceki bir yazımda açıkladım.
Senin sorunun ne yazık ki okumamak. Okuyacaksın, kardeşim. Yetişkin bir insan olarak sorumlu davranacaksın. Aynı şeyi bir daha anlatmamı benden boşuna bekleme.
"bunda da" diye bir sey yok ayetde bunu hasan bey uydurmus !...
Bu geçiş ifadesini çeviri, çeviri kokmasın diye kullandım. Sen sevmediysen benim açımdan hiç önemli değil; at bu ifadeyi.
Sevgili yusuf, ben çeviri okutmanlığı yaptım. Biraz birikimim var; çevirinin çeviri kokmaması gerektiğini bilirim. Ama sence öyle bir gerek yoksa anlayış gösteririm. Ama nolur sen de böyle ıvır zıvırla beni uğraştırma.
Böyle devam edersen, İsra 36 örneğinde olduğu gibi, korkarım bir sürü yankonu ortaya çıkacak. Her biriyle tek tek boğuşacağız ve o arada anakonuyu unutacağız; anakonu boğuntuya gidecek.
Biraz tartışma disiplini lütfen!
Benim için önemlisin çünkü Arapça biliyorsun. Çok eşlilik gibi yaşamsal öneme sahip bir konuda Arapça bilen bir yusuf'un beni eleştirmesi gökte ararken yerde bulduğum bir nimet. Bundan yararlanmak isterim.
adil olamiyacaksaniz yani bu ikiser, ucer, dorder evlendirmekte (ki nesinden adil olunamiyacak o da ayri bir soru)...
Sayıların işlevlerine değindiğim yazımda bunu açıkladım. Bir daha oku. Anlamazsan, söz, daha ayrıntılı olarak anlatacağım. Allah isterse.
yeminliniz olan yani baska ifadeyle besikkertmeniz yani sizinle evlenmek uzere sozlesen ya da sozlestirilmis olan-I- evlenDIRin.... son cumleye bakin !
Sen benim öğrencim olsan... var ya... her şeyi bir yana bıraktırır, okumanı sağlarım. Oku, oku, oku.
Anlattım:
Ant içip edinilenler iki grup insandır. (1)özel nikahla eş edinilenler. Bkz 23:5-6; 33:50; 33:52; 70:29-30. (2)bakımı üstlenilenler. Bkz 4:3; 4:24; 4:25; 24:31; 24:33; 24:58; 33:55...
Aklına yatması için Ahzab 55'e bakar mısın. Peygamber eşlerinin ant içip edindikleri var o ayette - ma meleket eyman ühünne. Peygamber eşlerinin özel nikahlı eşleri olabilir mi onlar ya da beşik kertmeleri?
"Beşik kertme"den söz ettiğine göre benim açıklamamı okumuşsun sen. Ama anlamamışsın. Oysa zeki birine benziyorsun. Neyin var?
dikkatinizi cekti mi bilmem ancak iki yazilim arasinda tek fark "VAV" harfiyle "FE" harfidir okunuslarda ise "VE ENKIHU" "FENKIHU" seklindedir
Çok güzel. Bunun üstünde duralım. Allah isterse. Nisa 3'teki fenkihu ile Nur 32'deki "ve enkihu"yu hemze-i vasl ve hemze-i kat bağlamında inceleyelim. Bu arada sen Hafs ve Warş mushaflarında aynı kelime (vav) ile ve (fe) ile yani iki farklı şekilde yazılmış mı, bir bakıver. O mushafları nerede bulabileceğini daha önceki bir yazımda belirttim.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma