Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 15 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 340
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın Safbilgi için özet kişisel görüş:
1- Boşama Hakkı : Bu kavram hukuki bir hiyerarşi barındıran geniş boyutlu bir kavramdır. Bu hak erkeğindir. İsveç'te birkaç yıldır abesle iştiğal misali zorlanan tamamen eşit paylaşım mevzuları güme gitmiş ve hiçbir erkek boşandıktan bir süre sonra belki bir başka erkekle evlenecek kadına malını mülkünü vermemiş hepsi lafta kalmış modern ucube olup gitmiştir. Boşama hakkı kadının olamaz. En azından bugüne kadar olmamıştır. Kuran'da bunu zorlamaz. Çünkü erkeğin tanımını "Malını paylaşan" olarak yapmıştır.
erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. / Nisa-34
2- Ayrılma-Reddetme Hakkı : Yüz kızartıcı suçlardan aşağıya doğru herhangi bir nedenle bir kadın kocası ile birlikte yaşamayı reddedebilir. Zaten uygulanan da budur. Bu kadın-erkek konusu da değildir. Anne babasının yüz kızartıcı suçundan dolayı bir çocuk dahi bu hakka sahiptir. AMA BU BOŞAMA DEĞİLDİR. Daha doğrusu adı boşamadır.
3- Çözüm : Kadın haklarını, çok eşlilik gibi Kuran'ın yasaklamadığı tali konularda değil. Kadını özgürleştirmede (İş yapabilme, Yetenek kazanma, Para biriktirme, Başını dik tutabilme) konu ederseniz haklı bir reddetme anında bir kadın onu haketmeyen tiplere özgürce tekmeyi basar yoluna gider. Yüzbinlerce kadın karaktersiz ve ahlaksız erkeklerle zorla birlikte yaşama zorunda kalmazlar. İşte Kur'an Mantığı da budur. Kur'an kadını adı dahi anılmazken Miras ayetine boşuna koymamıştır. Bize düşen Kadına daha fazla hak ve kazanma iş yapabilme gücü katmaya çalışarak onu özgür hale getirmektir.
__________________ "Bak işte günler!Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar edinecektir."3:140
--BLOG--
Anlıyorum ki, Sayın Hasan Akçay hakaten çok yanlış temelde ve ayet anlam saptırmalarıyla bu gerçekle ciddi anlamda oynamış.
Bu noktadan sonra Benim bir Mü'min olarak talebim açıkça çok eşliliğin yasaklandığı bir Kuran Ayetidir. Yeryüzündeki tüm erkek ve kadınların anlayacağı bağlaç boğuntuları ile saptırılmayan bir Kuran Ayeti.
Dinim bunu söylüyor.
Saygılarımla.
ÇOK EŞLİLİK ZULÜMDÜR. Bunu 4:23’te Allah söylüyor:
İki kızkardeşi bir arada eş almanız ... yasaktır
Hurrimet aleyküm... en tecmaû beyne’l uhteyn
Dikkat edilirse burada vurgulanan, kızkardeşlerin eş alınması değil. Bir adam onları birer birer eş alabilir; örneğin eşi ölen ya da kendisinden boşanan bir adam onun kızkardeşini alabilir. O caiz. O zulüm değil. Zulüm olduğu için yasaklanan, kızkardeşlerin bir arada eş alınmasıdır –en tecmaû beyne’l uhteyn. Yani çok eşlilik.
Çok eşliliğin adaletsizlik anlamında zulüm olduğunu bir de istisnasız bütün müfessirler söylüyor. Örneğin Elmalılı’nın 4:3 yorumu şöyle:
Ve in hıftüm en lâ ta’dilû ve eğer birden fazla kadınlar arasında da adaletyapamıyacağınızdan korkarsanız –ki korkmalısınız...
Buna rağmen kalkıp 4:3’te Allah’ın çok eşli evliliği caiz kıldığını öne sürüyorlar. Bunda bir çarpıklık yok mu? Yani, Allah zulmeder mi?
Hayır. Allah insanlara asla zulmetmez; onlar kendi kendilerine zulmediyor (10:44)
*
EVLİ OLANALRI EVLENDİRMEK HARAMDIR.
Bekarlarınızı evlendirin -Ve enkihu’l eyame minküm. 24:32’deki bu emir Allah’ın emridir, başka birinin değil. O halde farzdır. Tıpkı O’nun "Toplanma günü Allah’ı anmaya koşun!" emri gibi (62:9).
Kendi bekarlarınızıevlendireceksiniz -eyâmeminküm. Onları evlendirmek, gücü yeten ana babalara elbet farzdır. Tıpkı hac, nasıl gücü yeten inanırlara farzsa.
Nikahı kıyana ise kesinlikle farzdır. Vurgulamak için bir daha: evlendirme işlemi farzdır. Bekarları ister imam evlendirsin ister memur farketmez ama tanıkların önünde imzalara bağlanan o işlemin resmen yazıya geçirilmesi farzdır.
İster imam evlendirsin ister memur. Ama uygulamada sorun var. Devletin evlendirme memuru, çok eşliliğe izin vermeyen laik yasa uyarınca, yalnızca bekarları evlendirdiği halde imam, beşerî şeriat uyarınca evli olanları da evlendiriyor. Oysa o şeriat Allah’ın dinine aykırı. İmam, günah işliyor.
Bakın, Yüce Allah’ın emri: Evli olmayanları evlendirin –enkihu’l eyame. Allah’ın bu emri "Evli olanları evlendirin!" hinliğine izin vermez.
Tıpkı O’nun "Toplanma günü Allah’ı anmaya koşun!" buyruğu nasıl "Lat-Menat-Uzza’yı anmaya koşun!" hinliğine izin vermiyorsa. Tıpkı şirk gibi evlileri evlendirmek te günahtır.
Nisa 2, 3, 4, 5 ve 6 tamamen yetim kadınlar hakkında. Çeviri şöyle olabilir:
Yetimlere mallarını verin. Temizi pisle değiştirmeyin. Onların malını kendi malınızla yemeyin; büyük günahtır bu (2).
Yetimlere haksızlık etmekten korkuyorsanız size yetki veren kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirin. Ama bunda da adil olamamaktan korkuyorsanız yalnızca birini ya da yeminle sahip çıktıklarınızı. Malen dara düşmemeniz için uygun olan budur (3).
Kadınlara mallarını hiçbir karşılık beklemeden verin. Ama onlar kendiliklerinden birazını size bırakırlarsa çekinmeden alın (4)
Allah’ın sizin için de geçim kaynağı yaptığı malları aklı ermiyenlere devretmeyin ama onları yedirin, giydirin ve hoş tutun (5).
Yetimleri sınayın. Eğer yaşına erdikleri zaman onları olgun bulursanız mallarını kendilerine devredin. Biraz daha büyüsünler diye ağırdan alıp mallarını çarçur etmeyin…. (6)
Dikkat edilirse 3. ayette NKH var. Tıpkı Nûr 32’deki gibi. Ama NKH, Nûr 32’de evlendirin anlamına gelsin diye enkihu okunacak şekilde harekelendiği halde Nisa 3’te evlenin anlamına gelsin diye inkihu okunacak şekilde harekelenmiş.
Bu tercih, elbet ilahî değil beşerî olup Miladî 8 nci yüzyılda harekelemeyi yapan beşere aittir. Ve son derece yanlıştır çünkü çelişikilerle malul:
Şu işe bakın:
Yüce Allah Nisa 23’te çok eşliliğin zulüm olduğunu açıklıyacak; sonra Nisa 3’e dönüp gûya kadınları ikişer, üçer, dörder eş alın ve çok eşli olun diyecek! Yani zulmedin!
Der mi? Aynı sûrenin 82 nci ayetinde "Kuran’da çelişki bulamazsınız," diye meydan okuyup dururken Kuran’a bu çelişkiyi sokuşturur mu?
Bu bir. İkincisi:
Gûya "Kadınlara ikişer, üçer, dörder sahip olunca zulüm etmekten korkuyorsanız yeminle sahip çıktıklarınızı eş alın!" diyor. Ama bu da müthiş bir çelişki. Çünkü kadınların ikişer, üçer, dörederi nasıl çok eşse yeminle sahip çıkılanları da çok eş.
Yüce Allah çok eşlilik zulümse çok eşli olun der mi?
Belli ki 3 ncü ayetteki NKH, yanlış harekelenmiş. Eğer Nûr 32'de yapıldığı gibi doğru harekelenip evlendirin anlamına gelecek şekilde okunması sağlansaydı mevcut mushaftaki çelişkilerin hiçbiri peydah olmayacaktı.
Aslında söylenen şu:
Yetimlerinizin yanlışlıkla mallarını yiyip günah işlemekten korkuyorsanız elinizde yetim malı bulundurmayın. Yaşına eren yetimlere mallarını derhal devredin (4:6) ve size evlendirme yetkisi veren yetim kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirin.
Ama sizin için de geçim kaynağı olan o mallar (4:5) ile yatırım yaptıysanız ve sahiplerine devretmek için topunu birden denkleştirmeye kalkmanız sizi malen dara düşüreceği için yetimlerinize eksik mal verip haksızlık etmekten korkuyorsanız yalnızca bir kadını evlendirin.
Ya da yeminle bakımını üstlendiğiniz garibanları (ma meleket eman üküm) evlendirin. Onların malı yok. Mal devri söz konusu olmadığına göre onları topluca evlendirmek sizi dara düşürmez.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
129. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz. Öyle ise büsbütün gönül verip ötekini askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. yaşar nurimeali
Siz ne kadar çok isteseniz de kadınların hakkını veremezsiniz. Bari hepten bir tarafa eğilip öteki tarafı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın. Ama arayı düzeltip sorumlu davtranırsanız Allah sizi korur ve bağışlar.hasan akçay
Savana kardeşim, Nisa 129 kadınların lehinde bir ayettir. Çünkü onların boşanma sırasındaki haklarını güvence altına alır.
Ama türlü hinliklerle anlamca çarpıtılır ve kadınların aleyhine kullanılır. Çok eşli zulmün bahanesi olarak...
Oysa ayetin konusu boşanmadır; çok eşlilikle, tek eşlilikle zerrece ilgisi yok. Bunu anlamak için siyak ve sibaka bakmak yeter.
Siyaktaki 128 nci ayete bakar mısınız. Karısından başka bir kadınla yüz göz olmak suretiyle nüşuz suşu işleyen erkekleri anlatır. Bir kadın kocasının kendisinden başka bir kadınla yüz göz olduğunu sanıyorsa -ve inimra'atün hâfet min ba'lihé nuşûzan...
O durumda ne yapmak gerekir? Ayetin önerisi: o kadınla eşinin arasını düzeltin. Peki bu mümkün olmuyorsa? Elbette ayrılırlar. Yani siyaktaki konunun bir ucunda barışma varsa öteki ucunda boşanma var.
Sibaktaki 130 ncu ayet ise eğer ayrılırlarsa diye başlıyor -Ve in yetefarraka... Yani sibaktaki konu da boşanma.
Aradaki 129 ncu ayetin konusu bu anlam örgüsü içinde elbet boşanma olacaktır. Türkçesi şöyle olabilir:
Siz ne kadar çok isteseniz de kadınların hakkını veremezsiniz. Bari hepten bir tarafa eğilip öteki tarafı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın. Ama arayı düzeltip sorumlu davtranırsanız Allah sizi korur ve bağışlar.
Selam Dostlar
Hasan Beyınde belırttiği üzere Nısa 128,129,130 çokeşlılıkle ılgılı degıl,boşanmayla ilgili.Yani boşanırken adaletı koryun kendı tarafınıza çekmeyın dıyor,kadına hakkını verın,askıda bırakmayın.
Not:Benım en guvendığim meal Yasar Beyın ki ama oda bır çok konuda geleneksel tefsır baskısının etkısınde kalmış veya bazı ıncelıklerı farketmemış olabılır,bize duşen onu aşmak ve meal hatalarına dıkkat çekmek...
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hasan Beyınde belırttiği üzere Nısa 128,129,130 çokeşlılıkle ılgılı degıl,gönlun baska bir kadına kayması ve akabınde gelen ıllk eşle boşanmayla ilgili.Yani meyledılen dığer kadın yuzunden hemen boşanmayın mevcut esle arayı duzeltmeye çalışın ,gunahtan sakının,tekrar sevgı oluşturmaya çalışın.Bu ayet tek eşlıleğe kanıt,yani iki eş aynı anda olmaz gönul mutlaka tek eşe meyleder,zulum olur..safbilgi yazdı
Siz ne kadar çok isteseniz de kadınların hakkını veremezsiniz. Bari hepten bir tarafa eğilip öteki tarafı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın. Ama arayı düzeltip sorumlu davtranırsanız Allah sizi korur ve bağışlar.hasan akçay hasan akçay
selam
Yukarıdaki mealinizdeki öteki taraf diye bahsi geçen safbilginin anladığı gibi meyledilen diğer kadınmı?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Bari hepten bir tarafa eğilip öteki tarafı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın ifadesindeki taraflar: erkekler ve onların boşadığı kadınlar. Yüce Allah erkeklere, "Yalnızca kendi çıkarınızı düşünmeyin; boşadığınız kadınları çaresiz bırakmayın," diyor.
Y N Öztrük'ün meali dahil çok eşliliği caiz sayan bütün meallerin aksine, bu ayette çok eşli bir erkeğin, gönlünü eşlerinden birine kaptırıp öteki eşlerini ihmal etmesinden söz edilmiyor; boşanan kadınların haklarından söz ediliyor.
O yüzden ayetin başında lafzen değil ama zımnen boşanma sırasında ifadesi var:
Boşanma sırasında kadınlara adil davranmayı ne kadar hırsla isteseniz de başaramazsınız. Bari hepten bir yana eğilip öteki yanı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın. Ama arayı düzeltirseniz ve Allah'a sorumlu olduğunuzu bilerek yaşarsanız Allah sizi korur ve bağışlar.
Bari hepten bir tarafa eğilip öteki tarafı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın ifadesindeki taraflar: erkekler ve onların boşadığı kadınlar. Yüce Allah erkeklere, "Yalnızca kendi çıkarınızı düşünmeyin; boşadığınız kadınları çaresiz bırakmayın," diyor.
Y N Öztrük'ün meali dahil çok eşliliği caiz sayan bütün meallerin aksine, bu ayette çok eşli bir erkeğin, gönlünü eşlerinden birine kaptırıp öteki eşlerini ihmal etmesinden söz edilmiyor; boşanan kadınların haklarından söz ediliyor.
O yüzden ayetin başında lafzen değil ama zımnen boşanma sırasında ifadesi var:
Boşanma sırasında kadınlara adil davranmayı ne kadar hırsla isteseniz de başaramazsınız. Bari hepten bir yana eğilip öteki yanı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın. Ama arayı düzeltirseniz ve Allah'a sorumlu olduğunuzu bilerek yaşarsanız Allah sizi korur ve bağışlar.
Sevgi ile, Hasan Akçay
Siyak ve sibak her şeyi açıklıyor,ihtıyacımız olan sadece özgür ve saf yorum.Meal yazarlarının haremci geleneksel tefsır ve ögretının kirli etki ve baskısıyla işledikleri bu buyuk hatayı duzelteceklerını umuyorum.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma