ÇOK EŞLİLİK ZULÜMDÜR. Bunu 4:23’te Allah söylüyor:
İki kızkardeşi bir arada eş almanız ... yasaktır
Hurrimet aleyküm... en tecmaû beyne’l uhteyn
Dikkat edilirse burada vurgulanan, kızkardeşlerin eş alınması değil. Bir adam onları birer birer eş alabilir; örneğin eşi ölen ya da kendisinden boşanan bir adam onun kızkardeşini alabilir. O caiz. O zulüm değil. Zulüm olduğu için yasaklanan, kızkardeşlerin bir arada eş alınmasıdır –en tecmaû beyne’l uhteyn. Yani çok eşlilik.
Çok eşliliğin adaletsizlik anlamında zulüm olduğunu bir de istisnasız bütün müfessirler söylüyor. Örneğin Elmalılı’nın 4:3 yorumu şöyle:
Ve in hıftüm en lâ ta’dilû ve eğer birden fazla kadınlar arasında da adalet yapamıyacağınızdan korkarsanız –ki korkmalısınız...
Buna rağmen kalkıp 4:3’te Allah’ın çok eşli evliliği caiz kıldığını öne sürüyorlar. Bunda bir çarpıklık yok mu? Yani, Allah zulmeder mi?
Hayır. Allah insanlara asla zulmetmez; onlar kendi kendilerine zulmediyor (10:44)
*
EVLİ OLANLARI BİR DAHA EVLENDİRİP ZULMETMEK HARAMDIR.
Bekarlarınızı evlendirin -Ve enkihu’l eyame minküm. 24:32’deki bu emir Allah’ın emridir, başka birinin değil. O halde farzdır. Tıpkı O’nun "Toplanma günü Allah’ı anmaya koşun!" emri gibi (62:9).
Kendi bekarlarınızı evlendireceksiniz -eyâme minküm. Onları evlendirmek, gücü yeten ana babalara elbet farzdır. Tıpkı hac, nasıl gücü yeten inanırlara farzsa.
Nikahı kıyana ise kesinlikle farzdır. Vurgulamak için bir daha: evlendirme işlemi farzdır. Bekarları ister imam evlendirsin ister memur farketmez ama tanıkların önünde imzalara bağlanan o işlemin resmen yazıya geçirilmesi farzdır.
İster imam evlendirsin ister memur. Ama uygulamada sorun var. Devletin evlendirme memuru, çok eşliliğe izin vermeyen laik yasa uyarınca, yalnızca bekarları evlendirdiği halde imam, beşerî şeriat uyarınca evli olanları da evlendiriyor. Oysa o şeriat Allah’ın dinine aykırı. İmam, günah işliyor.
Bakın, Yüce Allah’ın emri: Evli olmayanları evlendirin –enkihu’l eyame. Allah’ın bu emri "Evli olanları evlendirin!" hinliğine izin vermez.
Tıpkı O’nun "Toplanma günü Allah’ı anmaya koşun!" buyruğu nasıl "Lat-Menat-Uzza’yı anmaya koşun!" hinliğine izin vermiyorsa. Tıpkı şirk gibi evlileri evlendirmek te günahtır.
Toplanma günü Lat-Menat-Uzza’yı anıp Allah’a ortak koşmak haram değil midir ki zaten evli olanları bir daha evlendirip zulmetmek haram olmasın?
ÇOK EŞLİLİK ZULÜMSE ÇOK EŞLİ OLUN (!)
Nisa 2, 3, 4, 5 ve 6 tamamen yetim kadınlar hakkında. Çeviri şöyle olabilir:
Yetimlere mallarını verin. Temizi pisle değiştirmeyin. Onların malını kendi malınızla yemeyin; büyük günahtır bu (2).
Yetimlere haksızlık etmekten korkuyorsanız size yetki veren kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirin. Ama bunda da adil olamamaktan korkuyorsanız yalnızca birini ya da yeminle sahip çıktıklarınızı. Malen dara düşmemeniz için uygun olan budur (3).
Kadınlara mallarını hiçbir karşılık beklemeden verin. Ama onlar kendiliklerinden birazını size bırakırlarsa çekinmeden alın (4)
Allah’ın sizin için de geçim kaynağı yaptığı malları aklı ermiyenlere devretmeyin ama onları yedirin, giydirin ve hoş tutun (5).
Yetimleri sınayın. Eğer yaşına erdikleri zaman onları olgun bulursanız mallarını kendilerine devredin. Biraz daha büyüsünler diye ağırdan alıp mallarını çarçur etmeyin…. (6)
Dikkat edilirse 3. ayette NKH var. Tıpkı Nûr 32’deki gibi. Ama NKH, Nûr 32’de evlendirin anlamına gelsin diye enkihu okunacak şekilde harekelendiği halde Nisa 3’te evlenin anlamına gelsin diye inkihu okunacak şekilde harekelenmiş.
Bu tercih, elbet ilahî değil beşerî olup Miladî 8 nci yüzyılda harekelemeyi yapan beşere aittir. Ve son derece yanlıştır çünkü çelişikilerle malul:
Şu işe bakın:
Yüce Allah Nisa 23’te çok eşliliğin zulüm olduğunu açıklıyacak; sonra Nisa 3’e dönüp gûya kadınları ikişer, üçer, dörder eş alın ve çok eşli olun diyecek! Yani zulmedin!
Der mi? Aynı sûrenin 82 nci ayetinde "Kuran’da çelişki bulamazsınız," diye meydan okuyup dururken Kuran’a bu çelişkiyi sokuşturur mu?
Bu bir. İkincisi:
Gûya "Kadınlara ikişer, üçer, dörder sahip olunca zulüm etmekten korkuyorsanız yeminle sahip çıktıklarınızı eş alın!" diyor. Ama bu da müthiş bir çelişki. Çünkü kadınların ikişer, üçer, dörederi nasıl çok eşse yeminle sahip çıkılanları da çok eş.
Yüce Allah çok eşlilik zulümse çok eşli olun der mi?
Belli ki 3 ncü ayetteki NKH, yanlış harekelenmiş. Eğer Nûr 32'de yapıldığı gibi doğru harekelenip evlendirin anlamına gelecek şekilde okunması sağlansaydı mevcut mushaftaki çelişkilerin hiçbiri peydah olmayacaktı.
Şu ikisinden hangisi yalandır;
Yüce Allah’ın 4:82’de "Kuran’ı Allah’tan başkası indirseydi içinde bir çok çelişki bulurlardı," demesi mi
ya da
çok eşliliğin zulüm olduğunu 4:23’te belirttikten sonra 4:3’te "kadınları ikişer, üçer, dörder eş edinin!" deyip o zulmü caiz kıldığı iddiası mı?
Aslında söylenen şu:
Yetimlerinizin yanlışlıkla mallarını yiyip günah işlemekten korkuyorsanız elinizde yetim malı bulundurmayın. Yaşına eren yetimlere mallarını derhal devredin (4:6) ve size evlendirme yetkisi veren yetim kadınları ikişer, üçer, dörder evlendirin.
Ama sizin için de geçim kaynağı olan o mallar (4:5) ile yatırım yaptıysanız ve sahiplerine devretmek için topunu birden denkleştirmeye kalkmanız sizi malen dara düşüreceği için yetimlerinize eksik mal verip haksızlık etmekten korkuyorsanız yalnızca bir kadını evlendirin.
Ya da yeminle bakımını üstlendiğiniz garibanları (ma meleket eman üküm) evlendirin. Onların malı yok. Mal devri söz konusu olmadığına göre onları topluca evlendirmek sizi dara düşürmez.
*
ÇOK EŞLİ ZULÜME MALUL DİNİN CİDDİYETİ
Şu iki ayete bakın. Biri eşinizi bırakıp başka kadınlar alabilirsiniz diyor; öteki alamazsınız. Neden?
Eşinizin yerine başka bir eş almak isterseniz...(4:20)
Ve in eradtüm üstibdale zevcin min kane zevcin
Eşlerinizi başka kadınlarla değiştirmeniz de yasaktır... (33:52)
Ve lâ (yahıllü leke) en’tebeddele bihinne min ezvacin
Çünkü 4:20’de eş tekil –zevc. Bu ayet tek eşli adamlara sesleniyor; 33:52’de ise eşler çoğul –ezvac; ayet çok eşli Muhammed’e sesleniyor.
Tek eşli biri eşini bırakınca bekar olur; evlenmek onun elbet hakkıdır. Oysa çok eşli Muhammed bir eşini bırakınca da evlidir; ve onun evlenmesi eş üstüne eş almaktır. Allah buna izin vermiyor.
Bu kadar açık. Allah’ın dininde eş üstüne eş almak haramdır. Ama İslamın sözde uleması tercih mercih diye sözü dolaştırıp haramı sulandırıyor.
Muhammed Esed:
Bir kadının yerine başka bir kadın alınması, Kur’an’ın, tek eşli evliliğin daha tercihe şayan olduğu şeklindeki görüşüne açık bir işarettir. (Kur’an Mesajı)
Oysa çok iyi biliyorlar ki Allah’ın Elçisi, Ahzab 52’nin vahyinden sonra Rabbinin bu haram emrine hep uymuş, bir daha evlenmek sureytiyle asla eş üstüne eş almamıştır.
Süleyman Ateş:
Peygamber, bu ayetin inişinden sonra mevcut eşlerinden başka kadınla evlenmemiştir. (Kur’ân-ı Kerîm Tefsîri)
Yoksa Rabbine baş kaldırmış olacağı için peygamberlikten atılırdı, kafir olarak ölürdü ve o büyük gündeki cezayı hak ederdi. Hem yalnızca o değil, onun eş üstüne eş almaya devam eden çok eşli bütün arkadaşları da öyle:
Bizimle buluşmayı beklemiyenlere apaçık ayetlerimiz okununca şöyle derler "Bize başka bir Kuran getir ya da bunda değişiklik yap!" Dek ki, "Onu ben değiştiremem. Bana ne vahyedilirse ona uyarım; yoksa Rabbime baş kaldırırsam o büyük günün azabından korkarım." -İnnî ehâfu in asaytü rabbî azâbe yevm’in azîm (10:15).
Ama bütün bu kesin gerçeğe rağmen bazı çok eşli sahabelerin Ahzab 52’nin vahyinden sonra da eş üstüne eş almaya devam ettiği öne sürülebiliyor. Gerçekten ilginç. "Bir dinin peygamberine eş üstüne eş almak yasakken ve peygamber o yasağa uyup dururken onun ümmeti çatır çatır eş üstüne eş alırsa o dinde ciddiyet kalır mı?" denmiyor.
Ne yazık ki bu tür iddialarla ulema sahabeleri de karalamışlar. Peygamberin arkadaşlarını gereği gibi takdir edememişler. Tıpkı nasıl Allah’ı gereği gibi takdir edemeyip (6:91) O Yargıçların Yargıcını çok eşli zulmü caiz kılan bir zalim saydılarsa.
Tabii, sonuç olarak, Allah’ın dinini gereği gibi takdir edememişler. Sayelerinde güzelim İslam ciddiyetten uzak bir Erkekler Klübü derekesine düşmüş.
Siz hangi dini ciddiye alıyorsunuz; Allah’ın zulümden-çelişkiden arınmış dinini mi, erkekler klübünün zulümlerle-çelişkilerle malul dinini mi? |