Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar,
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz; "Uyku veya unutkanlık sebebiyle namazını vaktinde kılamayan, hatırladığı zaman hemen kılsın" buyurmuştur.
nitekim peygamberimizin de uygulamaları bu yöndedir...
dolayısıyla;
Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra fazla vakit geçirilmeden kaza edilmelidir.....
ancak hiçbir mazeret olmadan keyfi olarak namazı kazaya bırakmakta kesinlikle islam'da yoktur... yani Kur'an'da böyle bir kaza namazından bahsedilmemektedir.....
öte yandan;
"hele 60 yaşına gelince başlarım... hele hacca gidip geleyim başlarım... oğlanı kızı evlendireyim başlarım... hele seneye başlarım"
diye ertelenen durumlarda böyle bir kaza namazının olamayacağını bir kısım islam alimleri söylemektedirler...
tekrar ifade edecek olursak zaten böyle bir namaza delil de Kur'an'da yoktur... yani; bu anlamda bir kaza namazı yoktur...
nitekim "olmalı" diyen islam alimleri yukarıdaki sahih hadise bakarak iyi niyetle hüküm vermektedirler...
dolayısıyla her halükarda namaz vardır... bundan kaçış yoktur.... kur'an'da savaş esnasında bile cemaatle namazın nasıl kılanacağı anlatılmaktadır... ağır hastalar bile gözleriyle ima ile olsun namazı kılmak durumundadırlar...
oturarak, yatarken, ayakta, binit üzerinde bile namaz kılanabilir denilirken, kaytarmaya çalışanlar büyük bir yanılgı içerisindedirler.... bu kimselerin çeşitli mazeretlerin arkasına sığınmaya çalışmaları kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir. zira;
Bir namaz ya bile bile kasden kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasdî olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Böyle bir hareketten uzak durmalıdır.
Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır. Çünkü ölümün ne zaman gelip çatacağı belli olmaz. Ölüm gelip de hazırlıksız yakalarsa âhirete borçlu olarak gidilmiş olur.
Bu şekilde kılınmayan bir namaz her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulunmuş olunsa da, işlenen günah için ayrıca tevbe istiğfar edip, Allah'tan af dilemek lâzımdır. Bunun için hem kaza, hem de tevbe edilmelidir.
yani, meşrû bir mazeretin dışında namazı kazâya bırakan kimse, bir hatâ işlemiş ve günaha girmiş olur. Bu itibarla kazâya kalan namazın, en kısa zamanda kılınması gerekir. Çünkü beş vakit namazın edâsı farz olduğu gibi, kazası da farzdır. Kazâya kalan namazın kılınmasıyla sadece borç ödenmiş olur. Günahın affedilmesi için de ayrıca tevbe istiğfar etmek lâzımdır
sonuç olarak; meşru bir mazeret olmadan namazları kazaya bırakmaya çalışmanın büyük günah olduğu tövbe ve istiğfar gerektiği hususu gayet açık ve nettir... konuya bu açıdan bakıldığında kaza namazı konusu daha iyi anlaşılabilecektir....
selam ve saygılarımla....
|