Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

  Kuranda 10-15 yerde İbadina -kulumuz- ibaresi geçer...

  Fatihada da sadece Allaha Abdlik- kulluk- edildiği yazılı...

  Biz zamirini lütfen kimse kibarlık vs ile açıklamaya kalkışmasın  edebi bir ifade olarak da ifade et mesin çünkü böyle yazan olursa bunun böyle olmadığını ispat edebilirim...

 Kimseyi imtihan içinde sormuyorum...Bende bunu araştırıyorum...

Belki benden önce bu konun farkına varan olmuştur diye soruyorum

Sizce bu ayetin yorumu nedir..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sizce, Allah'in buyuklugunu ifade etmesi icin "biz" edatli cogul konusmasina ihtiyaci mi var ?

Yani Allah olarak tekil haliyle tekligi neden yetersiz kaliyor buyuklugunu ifade etmede.. ?

Ayrica ortak kosanlari/kosmayi yeren nasil olurda cogul ifade eder ve "biz" der.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam osman

MÜMİNUN SURESİ : 14 Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık , sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık , sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!

mümin 14te insanın yaratılışı çoğul olarak anlatılmakta.

Bu ayetteki biz kim?

Allah ve onun yaratmış olduğu hücreler.

Allah bir oluşu anlatırken kullanmış olduğu varlıklardanda bahsetmek istediğinde biz ifadesini kullanıyor.

Allah ve onun tasarımı olanın yaptığı iş anlatılırken biz ifadesinin kullanılması gayet normal.

Onun "tasarımı olan"ın ona ortak olması söz konusu olamaz.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

MÜMİNUN SURESİ : 14 Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık , sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık , sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!

Verdiğiniz ayette çoğul eki 1+ mı yoksa direk 2 mi?

Ya da şimdi ki bilinen arapca arapca baskalasmıs arapca da asıl arapca eski arapca da onda bu kelimeye 2 lik anlamı kattıgı sanılan ek baska bir ek mi?

Hangisi?

Orda ki eklerin suanki arapca da ne anlama geldigini insanlara anlatmak lazım. Biz diyip gecmeyelim. Suanki arapca da onun ikilik anlamı kattıgınıda soyluyelım.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam

Sayın apom;

Biz ve ben ifadelerine ilişkin Kur'an bütünlüğü üzerinden meseleyi anlamaya gayret edersek,

1-Biz ifadesinin geçtiği her yerde, mutlaka Yüce Allah'ın Rububiyetini (Rabbliğini) göreceğiz;

2-Ben ifadesinin geçtiği her yerde ise, Yüce Allah'ın Uluhiyetini (İlahlığını) göreceğiz.

Netice itibarı ile Kur'an mükemmel bir mesajdır.

Muhabbetle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Teşekkürler....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kuran'daki BİZ-BEN adılları Süleyman Ateş'in Turan Dursun'a cevaben yazdığı DİN BU adlı iki ciltlik eserinde açıklanıyor.

Kısaca: İLAHÎ MURAT, Allah tarafından ANLAM olarak vahyedilir; vahiy meleği Cebrail tarafından söz kalıplarına dökülür.

Kuran'da FİİLEN konuşan, Cebrail'dir.

Cebrail bazan Allah'ı temsilen kendisini de anlatımın içine (Dikkat. Yalnızca "anlatım"ın içine) katar ve BİZ der. Örneğin Türkiye'nin Tiran elçsinin, Arnavutluk başbakanına "BİZ sizin Avrupa Birliği'ne girmenizi destekliyoruz," demesi gibi.

Cebrail bazan da anlatımın içine kendisini katmaz; ilahî muradı yalnızca iletir. İşte o zaman Allah'ın ağzından konuşur; BEN der.

BEN, Allah'tır; BİZ, Allah artı O'nu temsilen Cebrail.

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

Allah'tan ayrı Cebrail diye bir varlık mı var? Cebrail Allah'tan bağımsız bir varlık yada ayrı bir güç müdür? Varsa şayet, Vahiy Meleği Cebrail'den ne anlamalıyız? Her peygambere Allah'la iletişim kuran verilmiş bir güç müdür yoksa her peygamber görevlendirildikçe bu işle görevli hazır kıta bekleyen bir melek midir? Melek deyince ne anlamalıyız ayrıca?

Muhabbetle.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba

Benim kanaatim Vahiy iletimine dair yapilan izahatlar bizim bu konuda uzmanca aciklamalar yapmamiza imkan verecek nitelikte degildir.

 Bu kisitli bilgilerimize ragmen , Kuran'in vahiy esnasina yonelik yaptigi temel aciklamalar Allah ve Resul arasinda ucuncu bir sahsa yer birakmamaktadir. Cibril'in Resul'un kalbine vahyin ulasmasina yonelik rolu  ile ilgili izahlar vahyin iletilmesini izah eden butun ayetlerin isigi altinda degerlendirilmelidir. Kuran'in Cibril'e referans vermesinin sebebini ehli kitap gelenegine yonelik konularla baglanti kurarak anlamaya calismamiz bize bazi ipuclarini vermektedir diye dusunuyorum.

Adeta Allah'in ortaklari gibi anlasilan melekler Kuran inancinin projesi degildir. Kuran zaten var olan bu inancin butun islevini Allah'a izafe ederek ici bosaltilmis bir paketten ibaret hale getirmistir.

 Mutlak tevhid bir anda olusmamistir. Kuran muhataplarinin Allah'a ortak kostuklarini once fonksiyonel olarak ortadan kaldirmistir. Icerigi yok edilen bu inanislar boylelikle yok olmaya mahkum birakilmislardir.

Melekler Allah'in asti ilaheler degil, Allah'in her emrine uymakla yukumlu kullari olarak tanitilmistir.Eger inanilacaksa  Meleklere ancak bu sekilde inanilabilinir. Onlari Allah ile kul arsinda araci-sefaatci  olarak inanmak boylelikle yok edilmistir.

Muhammed'den belli bir sure sonra bir cok konularda oldugu gibi bu  inanc da degisik bir tanimlamayla  hortlatilmis ve daha sevimli bir sekilde gosterilerek yeniden  kabullenilmistir.

Oysa Allah'in mulkte ortagi yoktur. 

Allah'a emanet