Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Allah Resulunun çıkarılarak gönderilecek "makam-ı mahmud" konusunda, "Medine/Yesrib" fikrinize katılarak bu yerden kastın ise, orada sağlanacak otorite olduğu kanaatindeyim.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Ben makamı, ikamet edilen "yer, mahal" olarak anlıyorum. Siz de "makam, mevki" olarak anlıyorsunuz. Bir itirazım yok. Bence Resul'ün makamı değişmiyor; makamı Resullük. Yani devlet başkanlığına transfer etmiyor.
Yazısını alıntı yaptığınız zata ve size teşekkür ederim. Yazıdaki anlayışla aşağı yukarı aynı kanaatteyiz. İlaveten, acaba bu zatın 17/79 da beyan edilen ve Muhammed'in gönderileceği "makam-ı mahmud" un neresi olduğuna ilişkin fikri varmı, varsa neresi?
Muhabbetle...
selam...
Makam-ı Mahmud : kamuya adanmış, kendine mal yontmayan; bunun için de
övülmüş, övgüye layık makam
Bu görüş RECEP İHSAN ELİAÇIK'a ait, bir katkı olabilir düşüncesiyle ekledim.
Bu başlığa dönmeden önce bende R. İhsan Eliaçık'ın malum yazısını okuyup bitirdim. Güzel bir yaklaşım sergilemiş ellerine ve yüreğine sağlık. Bu gibi insanlara ihtiyaç zaten hep varolagelmiştir.
Sayın Haktansapmaz;
Bende size itiraz etmiyorum, lakin Mekke'de davası uğruna çekilen sıkıntı ve zorlukların akabindeki başka bir yer/mahal, sadece rahat bir yer/mahal değilde, davasının semeresinin ortaya çıkacağı ve otorite sağlayacağı alan olarak görmekteyim. Yoksa, elbette Allah'ın Resulu zaten Allah'ın Resulu olarak hayatına devam etmekte.
Teşekkürler.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Allah, Resulü'nün memnun kalacağı bir yere (makamen mahmûden) sevk ediyo; bir makamdan bir diğer makama çıkarmıyor. Makam burada gidilecek ve ikamet edilecek/ kalınacak, yaşanacak, oturulacak yerdir. Sünni ulemanın icmâen kabul ettiği "şefâât makamı" görüşünden etkilenerek, kimileri de bunu başka makamlara/mevkilere yorma gayretleri içine girmiş olmaları gerçeği değiştirmez. O anlamda Resul'ün makamı hiç değişmedi; Mekke'de ne idiyse Medine'de de o idi. "Makamen mahmuden"e siyak sibak içinde bakar isek bunun Bir ikamet yeri olduğunu zorlanmadan, sağa sola sapmadan anlarız.
Siz, "Allah seni makamen mahmuden'e gönderecek" ifadesinden ne anlıyorsunuz? İlk iletinizde "Medine/Yesrib" dediniz. Şimdide "otorite makamı" diyorsunuz. Hangisi; Yer mi, makam/mevki mi, yoksa her ikisi de mi?
Ben "rahat edeceği yer" demedim. Memnunluk duyacağı; gece gündüz durmadan yaptığı çalışmalarının semeresini göreceği bir yer olarak anlıyorum.
Şimdi "rahat edeceği yerin" memnun olacağı, çalışmasının semeresini alacağı yerden farkı ne olabilir ki? Allah Resulunun rahatlığı, elbette zevki-sefa içinde yaşaması zaten değildir. Kanaatim, rahatlığa kavuşması şu anlayıştan dolayı;
"Şimdi sen, bu söze inanmazlarsa, belki de arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin." 18/6 (ynö)
"Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin." 26/3 (ynö)
"Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini / ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir." 35/8 (ynö)
Neticede Allah Resulunun yaşadığı sıkıntılara müteakip Yesrib'e, yani rahat ve memnuniyete gönderileceğine hemfikiriz.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Dikkat edin ifâdeye:"Makâmen mahmûden"dir. Makâm-ı mahmûd/ mahmud'un makamı, denmemiş, "mahmûd makam" denmiş. Yani terkib isim tamlaması değil, sıfat tamlamasıdır.
17/1: Bir kısım
ayetlerimizi göstermek üzere kulunu geceleyin Mekke' den, çevresini bereketli kıldığımız Medine' ye götüren Allah' ın şanı ne yücedir. Şüphesiz O her şeyi işitir ve bilir.
Mealde dipnot olmadığı için bu çevirinin gerekçesi de belirtilmemiş.
__________________ En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir.
Birbirini anlamayan...
Can Yücel
Dikkat edin ifâdeye:"Makâmen mahmûden"dir. Makâm-ı mahmûd/ mahmud'un makamı, denmemiş, "mahmûd makam" denmiş. Yani terkib isim tamlaması değil, sıfat tamlamasıdır.
Merhaba sayın Haktansapmaz;
"Makamen mahmuden" ifadesindeki "mahmud" sıfat tamalaması olup, bu tamlama mekan olarak "Medine"ye atıftır dediğinize göre, bu mekan olan "Medine" ye bu sıfatı kazandıran esas ne olabilir? Allah Resulu ve yaşanmak istenen din değil midir?
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma