HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: KUR"AN VE HZ.MUHAMMEDİN EN BÜYÜK MUCİZESİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

muhliskul Yazdı:

Birde sunu ilan etmek isterim, bu sitede gordugum her haksizliga karsi tavrimi koydum. Fikirlerini benimsemedigim kimselere yapilan hakaretlere bile goz yummadim. Sahsima yapilan terbiyesizlige bir kisi haric butun sitenin goz yummasini hic yakistiramadim.

Kadir

Kadir Bey, belki de benim bu konuda sessiz kalmamın nedeni Naci Bey ile dolaylı da olsa diyaloga girmek istemememdir?

Peki, siz bana birkaç kez yapılan "ateist","inançsız" yakıştırmalarında ne yaptınız?



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
Metehan2003
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 11 ocak 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Metehan2003

haktansapmaz Yazdı:
Hayır öyle değil. Ayet, Allah’ın
ayetlerini yalanlayıp onları hafife alanlara, “gök
kapılarının kapandığını/açılmayacağını” söylemekle,
yalvarış ve yakarışlarına kulak asılmayacağını, onlara
acınmayacağını, devamlı azap göreceklerini, cehennemden
çıkarılmayacaklarını veciz bir dille söylüyor. Nitekim
“deve iğne deliğine girinceye kadar” sözü ile de bu anlam
pekiştirilmiştir. Yoksa devenin iğne deliğiyle ne alakası
var? Kuran hep mecaz anlatımı tercih etmiş. Ayetler
müteşebih. ]


“deve iğne deliğine girinceye kadar” sözü ile Allah gün
gelir Kafirleri Cehennem den cıkarırsa Nefisler buna
şaşar kalır mı acaba_?
Ben Allahın gün gelip deveyi iğne deliğinden geçirecek
kadar geniş bir Merhamete sahib olduğuna inanıyorum.
Aklınıza yatmadı mı_?
Bu illa ki bizim bildiğimiz deve olmayabilir.İğne deliği
de ha keza öyle.
Yukarıda ki sözün hikmeti birgün anlaşılacak.



__________________
"Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Yukarı dön Göster Metehan2003's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Metehan2003
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

şahsen bana ve kendimce saygı duyduğum kişilere müşrik sapık gibi şeyleri söyleyenler oldu...

ama bunlarla ilgilenmeme yolunu tercih ettim...

sonrada alıştım heralde...

pekte önemsemez oldum...


birde eskilerden bir alim sanırım gazali şöyle demiş...


her büyük alim tekfir edilmiştir...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
muratmatrak
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 22 mart 2009
Yer: United Kingdom
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muratmatrak

Metehan2003 yazdi

“deve iğne deliğine girinceye kadar” sözü ile Allah gün
gelir Kafirleri Cehennem den cıkarırsa Nefisler buna
şaşar kalır mı acaba_?
Ben Allahın gün gelip deveyi iğne deliğinden geçirecek
kadar geniş bir Merhamete sahib olduğuna inanıyorum.
Aklınıza yatmadı mı_?
Bu illa ki bizim bildiğimiz deve olmayabilir.İğne deliği
de ha keza öyle.
Yukarıda ki sözün hikmeti birgün anlaşılacak.

Matta 19

21 İsa ona, "Eğer eksiksiz olmak istiyorsan, git, varını yoğunu sat, parasını yoksullara ver; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle" dedi.

22 Genç adam bu sözleri işitince üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.

23 İsa öğrencilerine, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Zengin kişi Göklerin Egemenliği'ne zor girecek.

24 Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır."

25 Bunu işiten öğrenciler büsbütün şaşırdılar, "Öyleyse kim kurtulabilir?" diye sordular.

26 İsa onlara bakarak, "İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için her şey mümkündür" dedi.

 

Bilmiyorum tesadufmu ama incil soylediklerinize yakin gelmekte,Birgun anlasilacak,kesinlikle insan eli degmis Allah kelami diye yazilmis butun kitaplari yaktiktan ve yok ettikten ,ki din Allah'in oluncaya kadar 

(EN'ÂM) 38. Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.

Selametle

 

 

Yukarı dön Göster muratmatrak's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muratmatrak
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Meterhan Kardeşim! Mesele Allah, cehenneme koyduğunu, cennete koyduğunu tekrar çıkarır mı çıkarmaz mı meselesi değil. "Gökler ve yer durdukça", "deve iğne deliğine girmedikçe" sözleriyle ne demek istendiğidir. "Babam mezarından kalkmadıkça ben oturduğum yerden kalkmam" sözüyle ne demek istiyorsan işte mesele o. Kalkmayacağım diyorsun. Baban mezardan kalkınca kalkacağım mı demek istiyorsun? Hayır. Babanın dirilip mezarından kalkmayacağını her kes biliyor. Konu babanın mezardan kalkması değildir. Aynı sözü cennettekiler için de söylüyor Allah. Allah cennete soktuğunu ne diye çıkaracak? Kuran'nın verdiği mesajı ne diye almak istemiyoruz? Kuran çıkmayacaklar diyor. İşin içine Allahın merhametini ne diye karıştırıyoruz? Allah'ın merhametini biz mi dağıtacağız? Allah va'dinden dönmez değil midir? Allah faalüllima yurid değil midir? Ne demek yukarıdaki sözün hikmeti bir gün anlaşılacak? Anlaşılamamış mıdır?

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

DÖNÜŞ GÖKLEREDİR: İslâm dünyası ve müslüman din adamları, sadece, Hz. Muhammed’in yaşadığı ve Kur‘an’ın anlattığı esrâ olayını anlayabilmiş olsalardı, ölüm ve hemen ölüm ötesi bir muamma olmaktan çıkardı.  Rivayetlerden ve Kur‘an’dan da anlaşılıyor ki, Hz. Muhammed’in yaptığı söz konusu yolculuğun Hz. Muhammed ve Kur‘an’dan başka şahidi yoktur. Olay, Hz. Muhammed’in yaşadığı özel bir olay ve gördüğü özel bir mucizedir. Hz. Muhammed’in gördüğü mucizeye, kendisinin peygamberliğine inanan arkadaşları da dahil, muhataplarından hiçkimsenin vakıf olmadığı da anlaşılmaktadır.  

“Eksiklikten uzaktır O (Allah) ki geceleyin kulunu Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksâ’ya yürüttü, (Esrâ, yaptırdı) O’na âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye. Gerçekten O, işiten görendir.” (17/Esrâ: 1, S. Ateş çev.)

Âyette geçen ve sureye ad olan esrâ kavramı, adından da anlaşılacağı gibi beden dışı yolculuk anlamına gelen astral bir seyahati vurgulamaktadır. Çünkü insan da, biri ateş esaslı, biri de toprak esaslı olmak üzere iki ayrı, yani çift beden sahibidir. İnsanın asıl ve ölümsüz bedeni, ateş esaslı bir tür ışın olan, toprak esaslı bedene hayat verip canlılık kazandıran, Kur‘an’ın ifadesi ile Can’dır. Hz. Musâ ile ilgili kıssada harekete geçen Musâ’nın Asâ’sı bu olayı sembolize etmektedir.

 

“İsrâ”, gece yürütülüşü. Bu ayette sözü edilen;Allah Muhammed kulunu Mekke’den Medine’ye yürüttüğüdür. Kuran’da bu kavram hep bu anlamda gelmiştir. “Gecenin bir kesiminde ehlini götür/yürüt…!” (11/81, 15/65). “Biz Musa’ya; kullarımı götür/yürüt…!” (20/77, 26/52, 44/23).  

 

Âyetin dikkat çektiği ve Hz. Muhammed’in astral bir seyahat yaptığı “uzaktaki bir toplanma yeri” anlamına gelen Mescidi Aksâ, zannedildiği gibi Kudüs’teki bir cami olmayıp, bütün insanların Kıyamete kadar bir daha dönmemek üzere, hemen ölüm sonrası astral bir seyahat sonucu çıktıkları, gökteki dünyanın benzeri (müteşabihi), zaman ve mekân kurallarının hakim olduğu bir gezegen ve o gezegenin çok özel bir bölgesidir.

 

Allah’ın Kelamı’na İlk secdegah/mescid Mekke, ikincisi de Medinedir.

 

Çok ilginçtir, Hz. Muhammed’in ziyaret ettiği ve çok önemli olaylara şahit olduğu söz konusu gezegene Kur‘an, arzu edilen bir yıldız diye dikkat çekmektedir.

Arzulanan yıldıza andolsun. Arkadaşınız azıp, sapmadı. O, kendi arzusuyla konuşmaz. O’nun konuşması, vahiyden başka bir şey değildir. O’nu en güçlü öğretti. Üstün akıl sahibi, doğruldu. Kendisi yüksek ufukta iken. Sonra yaklaştı. İki yay uzunluğu kadar, yahut daha az kaldı. Kuluna vahyettiğini vahyetti. Gördüğünden yanılmadı. O’nun gördüklerinden kuşku mu duyuyorsunuz? And olsun, O’nu bir inişinde daha görmüştü. Sidretül Münteha’nın yanında. O’nun yanında cennetül-mevâ vardır. Sidreyi kaplayan kaplıyordu. Gözü yanılmadı ve haddi aşmadı. And olsun, Rabbi’nin büyük âyetlerinden bazılarını gördü.” (53/Necm: 1-18)

 

Ennecm, “hevé” fiilinin failidir, naib-i faili yada mefulü değildir.  Manası “arzuladı” olsa dahi, arzulayan Ennecm’in kendisidir. Teşbihî bir anlatım söz konusudur. Yıldız ortaya çıkınca, yükselince… Parlak Süreyya yıldızı… Yıldızdan kasıt Allah’ın Resulü Muhammed ve parlayan ışığı Kuran’dır. Gece karanlığında yolunu kayb eden yolcular bu yıldızla yollarını doğrulturlar. Allah’ın Resulü yolunu kaybetmemiş/sapmamış ve hiç yol bilmez biri değildir. Aksine yol bulamayanlara taşıdığı ışıkla yol gösteren, yolunu aydınlatandır.

“Dalle”; yolu kaybetti/şaşırdı. “Ğevé”; hiçbir yol bilmedi. Dalle/dalalet hevé’nın zıddı, ğavé/ğayy de rüşd’in zıddı. Biri yolu şaşırmak diğeri yol bilmemektir.  

 

Âyetler, Hz. Muhammed’in, söz konusu yıldızda görüp yaşadıklarını, adeta ayrı ayrı çizilmiş resim tabloları halinde sunduğu için, âyetlere verilen anlamlar, Hz. Muhammed’in orada yaşadıklarını yeterince yansıtmamaktadır. Genel olarak; âyetlerden cennetlerin söz konusu yıldızda olduğu ve Hz. Muhammed’in ziyareti esnasında Yüce Allah’ın cennete tecelli ederek, cennetin en yüksek yerinde bulunan Hz. Muhammed’e vasıtasız, doğrudan vahyettiği ve Hz. Muhammed’in, Yüce Allah’ı bir nevi gördüğü anlaşılıyor.

Âyetlerle ilgili tefsirlerde yer alan yorumlardan, müslüman din adamlarının, âyetlerin dikkat çektiği olayları anlamaları şöyle dursun, âyetlerin yer aldığı sürenin adından da anlaşılacağı gibi, olay veya olayların bir yıldızda yaşandığını bile anlamamışlar ve âyetlerle ilgili gülünç yorumlar yapmışlardır. Halbuki âyetlerin dikkat çektiği yer bir önce verdiğimiz âyetin dikkat çektiği Mescidi Aksâ’dır.

 

Halbuki ayetler olay veya olayların yaşandığı bir yıldızdan bahsetmiyor. Ayetler Muhammed’in nasıl vahye mahzar olduğunu anlatıyor.

 

Hz. Muhammed’in yaşadığı ve İslâm literatürüne Miraç hadisesi diye girmiş bulunan ve Kur‘an’ın yüzlerce âyetle ışık tuttuğu olayın, asıl ve yegâne esprisi, ölümün Uzayın derinliklerindeki belli bir yıldıza yapılan astral bir seyahat olduğunu anlatmaktadır.

Diğer bir ifade ile: Ölümün, Cann’ın bulunduğu bedenden, yaşadığı mekândan ayrılıp, başka bir bedene ve başka bir mekâna geçmesi olduğunu vurgulamaktadır.

Aşağıda vereceğimiz âyetlerde, ölüm sonrası bütün insanların göğe döneceğine, başka bir açıdan ışık tutmaktadır.

“O size yeri boyun eğer yaptı. Haydi onun omuzlarında yürüyün ve Allah’ın rızkından yeyin. (Sonunda) DÖNÜŞ O'NADIR.

 

Uslu/muti’ yeryüzünün sırtında istediğiniz gibi dolaşın, yeyin için, eğlenin , zevkini çıkarın… sonunda dönüş Allah’adır; O’na hesap verecesiniz. “DÖNÜŞ O'NADIR.” Sözünden göğe, gökteki yıldıza dönüş serüveni anlatılmıyor. Bu tabirin yer aldığı ayetlere bakıldığında kastedilen mananın dediğim gibi olduğu anlaşılıyor.

 

GÖKTE OLANIN, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer, birden sallanmağa başlar.

Yoksa siz, GÖKTE OLANIN üzerinize taş yağdıran (bir fırtına) göndermeyeceğinden emin misiniz? (O zaman) tehdidimin nasıl olduğunu bileceksiniz.”
(67/ Mülk Suresi: 15, 16, 17, S. Ateş çev.)

 

Bu ayetlerde “GÖKTE OLAN” ile kastedilen Allah’ın kendisi değil, azabıdır. Yukarıdan/gökten gönderdiği felaketlerle Allah gökte oluyor. Allah yaptıkları ile her yerdedir.

 

İlk bakışta âyetlerden, Yüce Allah’ın sanki gökte olduğu anlaşılmaktadır. Ancak Kur‘an’ın geneli dikkate alınarak, Yüce Allah’ın zaman ve mekân üstü olduğu da hatırlanırsa, âyetlerin, Yüce Allah’ın nerede olduğunu değil, dönüşün ne yöne doğru olacağını vurguladığı anlaşılmaktadır.

Ayetlerde bir yere dönüş konu edinmiş değildir.

 

Dönüşün göğe doğru olacağına yani, göğe ve gökteki söz konusu yıldıza doğru olacağına aşağıdaki âyet daha açık bir şekilde dikkat çekmektedir.

“Yerin içine gireni ve ondan çıkanı bilir. Gökten ineni ve oraya çıkanı bilir. O çok esirgeyen, çok bağışlayandır.” (34/Sebe: 2, S. Ateş çev.)

Âyetin tasvir ettiği olayı daha iyi vurgulamak için âyeti, parantez açarak tekrar yazalım.

“Yerin içine gireni (ceset) ve ondan çıkanı (can) bilir. Gökten ineni (ölüm meleği) ve oraya çıkanı bilir.”

 

Ayet net ve veciz olarak şunu söylüyor: Allah yerde ve gökte olanların hepsinden haberdardır, olan her şey bilgisi dahilindedir. Hiçbir şey O’nun bilgisi dışında meydana gelmiyor. Yere gireni çıkanı, Gökten ineni ona çıkanı O biliyor. Bu sadece ceset ve can değildir. Yağmurdan, tohumdan, canlılardan bitkilerden, ölülerden, dirilerden, iyi kötü ameller ve sözlerden her şeye kadar gireni çıkanı, ineni yükseleni O biliyor.

 

Âyetin dikkat çektiği gökten inenin, ölüm meleği olduğu aşağıdaki âyetten anlaşılmaktadır.

“‘Rabb’imiz Allah’tır deyip, sonra doğru olanların üzerine melekler iner: Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilen cennetle sevinin! (derler)(41/Fussilet: 30, S. Ateş çev.)

 

Surenin 18. ayetinden itibaren Allah’ın düşmanlarının cehennemle karşı karşıya oluş sahnesi gözler önüne serilirken, melekler, “Rabbimiz Allah” deyip dosdoğru istikametten ayrılmamış muttakilere iner (onları cesaretlendirir) “korkmayın, tasalanmayın, daha önce va’d olunduğunuz cennetle sevinin!” derler.  Sahne dünya değil, ahirettir.

 

Ölümün göğe, yani Uzayın derinliklerine dönüş olduğuna doğrudan ve dolaylı dikkat çeken yüzlerce âyetten en dikkat çekici olanlarından bazılarını daha dikkatinize sunarak konuyu bitirelim:

“Biz toprakta kaybolduktan sonra, yeni bir yaratılış içinde mi olacağız? dediler. Doğrusu onlar Rablerine çıkmayı inkâr edenlerdir.” (32/Secde: 10, S. Ateş çev.)

 

Onlar/kafirler, toz toprak olduktan sonra, “nuşûr”u; yeniden dirilişi ve dolayısıyla Allah’a verecekleri hesabı inkar ediyorlar. Ayette göğe çıkış söz konusu yapılmamıştır.

 

“And olsun şafak vaktine.

Değirmileşen aya. Ki, siz mutlaka tabakadan tabakaya (galaksiden, galaksiye) bineceksiniz. (Çıkacaksınız) Onlar hala İnanmıyorlar mı?”
(84/İnşikak: 16, 20, S. Ateş çev.)

 

Anlatılanlar bir uzay yolculuğu değildir, uzay yolculuğu anlatılmıyor. Kitabı gerisinden verilenlerin durumları ; halden hale (azaptan azaba) tebdil oluşları anlatılıyor. “Neden inanmıyorlar ki! Kuran onlara okunduğunda (heyhât) boyun eğmiyorlar!”

 

“Gökte rızkınız da var, uyarıldığınız (azap) da var.” (51/Zariyat: 22, S. Ateş çev.)

 

Rızkınız da size va’d edilen azap/bela da semadan geliyor. Yağmur vs de taş da semadan yağıyor. Kast edilen dünya seması.

 

Hz. Muhammed’in ziyaret ettiği ve bütün insanların ölüm sonrası gideceği yıldıza aşağıdaki âyetler de dikkat çekmektedir:

“Göğe ve Târık’a andolsun. Tarık’ın ne olduğunu sen nereden bileceksin. Parlayan yıldızdır. (Buluşma yıldızıdır)(86/Tarık: 1, 2, 3, S. Ateş çev.)

...yukarda verdiğimiz âyette geçen, “parlayan yıldızdır” ifadesi, Kur‘an’dan tetkik edildiğinde, “parlayan” diye anlamlandırılan Sakıb kelimesinin bulmayı, buluşmayı vurgulayan bir kavram olduğu anlaşılmaktadır.

 

Bulma, buluşma yıldızı… Bu da nereden çıktı!

Târık; gece kapı çalan misafir...  Sâqib; delici, keskin…  Ennecmüsséqib: İçin için tutuşan akkor hale gelen, yanan, parlayan, ışık saçan yıldız. Kanaatımca bu da Vahyi ve Elçi’sini tasvir ediyor. Aydınlığıyla zulumatı/karanlıkları deliyor.

 

Aynı surenin 11. âyeti de göğe dönüleceğini vurgulamak suretiyle, dönülecek yerin söz konusu yıldız olduğuna dikkat çekmektedir.

“DÖNÜLEN GÖĞE AND OLSUN, Çatlayan yere andolsun ki, O (Kur‘an) elbette ayırt edici bir sözdür. O, şaka değildir.” (86/Tarık: 11, 12, 13, 14)

 

Rac’a sahip olan semadır. Yani, sama dönülen yer olmayıp, bizatihi dönen, dönüşüme uğrayan semanın kendisidir.

“Rac’” semadaki değişim ve dönüşümü anlatıyor. Burçlar sahibi sema… Burçların dünya ve dünya hayatında oynadığı rolü ehli daha iyi bilir. Semadaki değişim ve dönüşüm olmasa, mevsimler, rüzgarlar, bulutlar, yağmurlar… oluşmaz ve yeryüzünde de hayat olmaz.

 

Buraya kadar dikkatinize sunduğumuz âyetlerden ve yaptığımız yorumlardan, bütün insanların hemen ölüm sonrası gökteki bir gezegene çıktığı ve Kıyamet sonrası yeniden düzenlenecek yeryüzüne, yeryüzü cennetlerine, ebediyen kalmak üzere tekrar gönderileceği anlaşılmaktadır.

“O gün göğü yazı tomarlarını dürer gibi toplarız. İlk yaratmaya başladığımız gibi onu yine iade ederiz. Üzerimize sözdür; biz bunu mutlaka yapacağız.

And olsun Tevrat’tan sonra Zebur’da da ARZA mutlaka iyi kullarım VARİS olacaklar diye yazmıştık.” (21/Enbiya: 104, 105, S. Ateş çev.)

 

Sema, kitapların dürülüp kapatıldığı gibi, kapatıldığında; Amel defterlerinin kapandığı, artık pişmanlıkların, tövbelerin kar etmediği gün gelip çattığında…

Bunlar da benim yorumum.

Allah’a emanet olun.

Abdurrahman

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

cin13 Yazdı:
muhliskul Yazdı:

Birde sunu ilan etmek isterim, bu sitede gordugum her haksizliga karsi tavrimi koydum. Fikirlerini benimsemedigim kimselere yapilan hakaretlere bile goz yummadim. Sahsima yapilan terbiyesizlige bir kisi haric butun sitenin goz yummasini hic yakistiramadim.

Kadir

Kadir Bey, belki de benim bu konuda sessiz kalmamın nedeni Naci Bey ile dolaylı da olsa diyaloga girmek istemememdir?

Peki, siz bana birkaç kez yapılan "ateist","inançsız" yakıştırmalarında ne yaptınız?




Selamlar,

 

Her önüne gelenle ilmi münazaralar yapmak zorunda mıyız?...

Malum kişinin müthiş dehasıyla İslami (!) görüşlerini bilmeyenimiz yok neredeyse, ama kalemine değer verdiğim kardeşlerimin yinede yazıştığını görmekteyim.

Sevgili Kadir, gerek yukarıda belirttiğim ve gerekse daha önce kendisiyle takıştığım sebeplerden dolayı kendisini (Sayın Naci çeliği) ciddiye almıyorum. Bu yüzden de sana olan haksız ithamına cevap vermeyi değer bulmadım.

Bu vesileyle muhliskul, cin13 ve diğer hakarete uğramış kardeşlerimden kendilerini bir kardeşlik vazifesi olarak gördüğüm haklarını savunmadığımdan dolayı özür diliyorum. İnşallah bir daha olmayacaktır gücüm nispetince.

 

Selam ve dua ile.





__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam bütün okuyuculara.

Geçmiş geçmişte kaldı. Şahsen ben artık itikadta tekfir düzeyindeki ithafları, ithamları hakaret olarak adetmiyorum. Bana göre birileri müşrik, kafir olabilir. Başkasına göre de ben kafir ve müşkimdir. İnanç konusunda aynı düşünmeyenler sözde olmasalar da derunda biri diğerini müşrik olarak biliyor.

Muhlis kul, muhlis olduğu sürece, ki bunu Allah biliyor, dünya alem ona müşrik dese ne yazar! Bu nedenle Sayın Kadir'in bize kırılmasına şahsen üzüldüm. 

Muhabbetle.  

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba,

Benim sikayetlenisim, bu sahsi ciddiye alarak yazisan arkadaslara ve mudahele sorumluluguna  sahipken sessiz kalan arkadaslara.  Cin 13 arkadasin bana sordugu "sen ne yaptin?" sorusunun cevabi bahsettigi hakaretlerden haberimin olmayisidir. Hic bir zaman bilerek sezsiz kalmadim. 

Ibrahimim ve  asim  kardeslere karsida bir sitemim olamaz. Kendilerinin bu tarz davranislardan hosnut olmadiklarindan eminim.

Haktansapmaz kardesin dedigi dogrudur, asil onemli olan insanin hakikatte ne oldugudur.

Forum ortaminda bile olsa kimsenin karsisindakini kafirlikle musriklikle itham hakki yoktur. Nefsani duygularini tatmin araci olarak dini kullananlarin akibeti hicde iyi olmayacaktir.

Kuran dahi muhatap toplumu bireysel isimler altinda itham etmemistir.

Benim  hassasiyetim diyalog ortamimizda  haksizligin karsisinda  durmak ve Kuran'in bu tarz insanlardan yuz cevirilmesi teklifine uymamizdir.

Allah'a emanet

Kadir

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
Metehan2003
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 11 ocak 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Metehan2003

Selam en güzeli bazılarına Kasas 55 le cevap vermektir.
ama bazende karşı durmak gerekir,ikaz etmek gerekir.
Burada sayın Muhliskulun saydığı arkadaşları tenzih
ederim ama artık insanlar duyarsızlaştı.
Vereceğim örneklerin Muhliskulla ilgisi yok O zaten
gereken cevabı gerekirse verir.Bu anlamda kimsenin
kimsenin desteğine de ihtiyacı yok ama bir prensip
meselesi var;
Bugün istanbulda Sokak ortasında bir kadın
dövülüyor,kimse müdahale etmek bir yana herkes yolunu
değiştiriyor.
Yanlış bir "Atasözü"yerleşmiş akıllara;Vaktin çoksa
Şahit,paran çoksa kefil ol..
Birde "her koyun kendi bacağından"diye.
Bu düşünceler israliyatın alasıdır.
Bunlar toplum mühendislerinin uydurmalarıdır.
Toplum çözülüyor
ne demiş şair;

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam.

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. …

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.

Adam aldırmada geç git diyemem; aldırırım

Çiğnerim çiğnenirim Hakkı tutar kaldırırım'



Mehmet Akif Ersoy

__________________
"Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Yukarı dön Göster Metehan2003's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Metehan2003
 

<< Önceki Sayfa 14 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats