Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Eveeett! Alperen seni tebrik ederim, ilginç bir ayete dikkat çekmişsin! "dağları sildiğimiz zaman-yer çırılçıplak kaldığı zaman" mesaj gayet açık dostum! Öyle bir hadise vuku bulacak ki ardından yeryüzü "plastik top" gibi dümdüz kalacak. Sonra ölüler diriltilecek ve hesap yerine sürülecek. Hesap görüldükten sonra tekrar öleceğiz (40/11). Hesabın sonucu olan kitabımız sağ elimize verilirse, melekler arınmış ruhumuzla bizi kollarımızdan tutup Cennet'e kaldıracaklar. Sol eline verilenler ise, bu onlara Cehennem bileti olacak. Bu sahneyi gözümde canlandırabiliyorum.
Kitabımızın sağ yada sol elimize verilmesi bizim elimizde. Şu dünya hayatında Allah'ı razı edecek işlerde bulunmuş isek, o sonuç kitabını sağ taraftan alacağız, eğer bu dünyada da Allah'a değil, İblis'e teslim etmiş isek kendimizi, sonuç kitabımız sol taraftan verilecek! Biraz "Büyük Buluşma" adlı dizinin senaryosuna benziyor ama! İşin aslı bu olsa gerek!
Fakat Alperen yanıldığınız bir nokta var! Dabbet kelimesi tek bir anlam içermiyor.
Kuran'da (yaklaşık) 13 yerde geçiyor. (2/164,11/6,11/56,16/49,16/61,24/45,27/82,29/60,31/10,34/14, 35/45,42/29,45,4)
"Kuran'da Dabbe= Canlı varlık, kurt/kurtçuk, topraktan mamul olan" anlamlarına geliyor. Hemen hemen tüm mealler 27/82 ve 34/14 ayetleri dışındakilere "canlı varlık" demiştir. Arapçasında ise kelime aynıdır "Dabbe". Şimdi 27/82 ve 34/14'e bakalım;
[027.082] [DI] Kendilerine söylenmiş olan başlarına geldiği zaman, yerden bir çeşit hayvan çıkarırız ki o, onlara, insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıkların söyler. [027.082] [DV] O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dâbbe (mahlûk) çıkarırız da, bu onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. [027.082] [E0] Söylenen başlarına geleceği vakıt da onlar için Arzdan bir dâbbe çıkarırız, nâsın âyetlerimize yakîn ile inanmaz idiklerini kendilerine söyler [027.082] [E1] Söylenen söz başlarına geleceği zaman, onlar için yerden bir dabbe çıkarırız, insanların ayetlerinize kesin bir inanmadıklarını kendilerine söyler. [027.082] [E2] Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir «dâbbe» (canlı) çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. [027.082] [FK] insanlara yönelttiğimiz o tehdidin gerçekleşme günü yaklaşınca karşılarına yerden bitme bir hayvan çıkarırız. Bu hayvan dile gelerek insanların ayetlerimize inanmadıklarını açıklar. [027.082] [IK] Kendilerine söylenmiş olan, başlarına geldiği zaman; yerden bir canlı çıkarılır ki insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyleyerek konuşur. [027.082] [ON] Söylenen söz, başlarına geldiği zaman, onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız da Bizim âyetlerimize nâsın kat'i sûrette inanmaz olduklarını onlara söyler. [027.082] [SY] Kıyamet hakkındaki sözün gerçekleşme zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize, (özellikle kıyamete dair ayetlerimize) inanmadıklarını söyler. [027.082] [TK] O söz, kendi başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.
[034.014] [DI] Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. O, ölü olarak yere düşünce, ortaya çıktı ki, şayet cinler görülmeyeni bilmiş olsalardı alçak düşüren bir azap içinde kalmazlardı. [034.014] [DV] Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı. [034.014] [E0] Sonra vaktâ ki ona ölümü hukmettik, onlara onun ölümünü sezdiren olmadı, yalnız bir güve böceği (Arza) dayandığı asasını yiyordu, bu sebeble yıkıldığı zaman tebeyyün etti ki Cinler eğer gaybi bilir olsalar o zilleti azâb içinde bekleyib durmazlardı [034.014] [E1] Sonra onun ölümüne hükmettiğimizde onlara onun ölümünü sezdiren olmadı, yalnız bir güve (böceği) dayandığı asasını yiyordu. Bu sebeple yere yıkıldığında besbelli oldu ki, eğer cinler gaybı bilselerdi, o horlayıcı azap içinde bekleyip durmazlardı. [034.014] [E2] Ne zaman ki Süleyman'a ölümü hükmettik, cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı. Yalnız bir güve böceği yere dayandığı asâsını yiyordu. Bu sebeple Süleyman yere yıkılınca ortaya çıktı ki, cinler eğer gaybı bilir olsalar o zilletli azab içinde bekleyip durmazlardı. [034.014] [FK] Süleyman'ın canını aldığımızda ancak değneğini kemiren bir kurt onun öldüğünü cinlere fark ettirdi. Onun ölüsü yere düşünce belli oldu ki, eğer cin'ler gaybı bilselerdi, o onur kırıcı angaryaların sıkıntısını çekmeye devam etmezlerdi. [034.014] [IK] Onun ölümüne hükmettiğimiz zaman; ölümünü onlara ancak değneğini yiyen canlı farkettirdi. Yere düşünce ortaya çıktı ki; eğer onlar gaybı bilselerdi, horlayıcı azab içinde kalmazlardı. [034.014] [ON] Sonra vaktâ ki onun üzerine ölüm ile hükmettik, onun vefat etmiş olduğuna asasından yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası onlara delalet etmiş olmadı. Ol vakit ki yere düşüverdi. Cin tâifesi anlamış oldu ki, eğer gaybı bilmiş olsalar idi o ihânetli azap içinde kalmış olmazlardı. [034.014] [SY] Süleyman’ın ölüm fermanını çıkarmamızdan sonra, cinler ve çevresindekiler onun öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler. O, yere düşünce cinler kesin olarak anladılar ki şayet gaybı bilmiş olsalardı kendilerini zelil ve perişan eden angarya işlerde devam edip gitmezlerdi. [034.014] [TK] Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber veren olmadı. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkça ortaya çıktı ki; şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp-yaşamazlardı.
O zaman insanlara, ayetlere (aslında) inanılmadığını bir canlı söyleyecek! Şimdi hemen İsa/Mehdi'ciler ayaklanabilir. Oysa 34/14'e baktığımızda bu canlının bir kurt/kurtçuk olduğunu da görüyoruz. Demek ki bu canlının İsa/Mehdi olabileceği kesin değil! Öyleyse ne bu canlı?
Ben dabbet için bir aralar bilgisayar yada teknolojinin kendisi olabilir diyordum! Fakat ısrarla şu ayeti (Hesap görücü olarak sen kendine yetersin) içimden tekrarlayıp durunca ve senin buraya eklediğin ayeti de birleştirince bu canlının bir insan olabileceğine kanaat getirdim. Tabi bu benim şahsi düşüncem ve herkes aynı fikirde olmak zorunda değil!
Neden insan olsun? Kuran'da der ki "Nefisler eşleştirildiğinde", "kaydını oku!", "o gün ağızları mühürlenir ve bize yaptıklarını elleri ve ayakları anlatır" ... ve ilgili ayetlere bakarak iki değişik teori üretilebilir. İlki, bu dabbe insanın kendisi olabilir, amma ruh-amma beden yansısı, orasını bilemiyorum.
Her canlı ana rahmine çift olarak yerleşir, tek siz dünyaya gözlerinizi açmış olsanız da bu böyledir (35/11,78/8). Doğmadan önce ikiziniz, gizemli bir biçimde anne karnından ayrılır. Bunun gizemini kimse çözebilmiş değil! Zannıma göre, o ikizimizi göremiyoruz ama adımıza şahitlik edecek olan dabbe (canlı) olabilir.
Yada ikincisi bu canlı, Musa'nın genç yardımcısı (hani kendisine hızır denilen zat) gibi gizemli biri de olabilir.
Tabi biz bu varsayımlara, ilgili birkaç ayete bakarak varıyoruz. İşin içine biraz da mantık ve genel düşünce gücümüzü katalım. 34.Suredeki Kurtçuk, Hz.Süleyman efradının karşısına çıkarak onun öldüğünü dille söylemedi. Süleyman asasına dayanır bir vaziyette teslim etti canını. Gaybı bilmeyen cinler dahil herkes Onun bu (hareketsiz) haline, uzun bir süre anlam veremedi. Yani uzun müddet boyunca Onun öldüğünü kimse bilemedi, ta ki o kurtçuk asayı kemirip Süleyman'ın cansız bedenini yere düşürene kadar. Süleyman'ın ölmüş olduğu ve gaybı kimsenin bilemeyeceği gerçeğini tespit eden bir kurtçuk oldu. Allah'a inandık diyen ikiyüzlülerin de aslında inanmadığını söyleyecek olan canlı, her anımızı an be an kaydeden katip (melekler) yada yeraltında yaşayan henüz adı sanı bilinmeyen bir varlık da olabilir. Yada ne bileyim solucan bile olabilir, cansız bedeninizi/beyninizi yiyor ve sizin neden ölmüş olabileceğinizi (şehvet,alkol,zehir vb.) Allah'ın dilemesiyle bilebilir pek tabi.
Benim fikir hücrelerim, beni çok yakından takip eden/beni çok iyi tanıyan herhangi bir canlı varlığın, sözü edilen o dabbe olabileceği konusunda birleşiyorlar. Sizi bilmem!
Görüyoruz ki hiç kimse "dabbe"nin ne olabileceği konusunda sabit fikirli değil! Varsayımlar çoğaltılabilir. Bu konu "müteşabih=benzeşmeli" ayetler kategorisinde sayılıyor olsa gerektir. İlimde müthiş derinleşenler çözecek bunun gizemini. Şimdilik bizim için "Rabbi Zidni Ilme"!
__________________ 16/4 İnsanı küçük bir damladan yarattı, fakat buna rağmen o, apaçık bir düşman kesildi.
|