Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Cuma (8 Eylül) gününden bu yana devam eden “Kur’an’da tesettür/türban”la ilgili yazılarıma okurlarımın gösterdiği takdir ve ilgiye, gönderdikleri okuyamayacağım kadar çok mektuba teşekkür ediyorum.
Önce din konusunda bilgisi olan ve aynı konuda sık sık yazan meslektaşlarım Ahmet Hakan (bu arada öğrenmiş oldum; isminin tamamı Ahmet Hakan Çoşkun’muş) ve Ruşen Çakır’a, sonra da Diyanet İşleri’ne sorduğum sorular Cumhuriyet Gazetesi’nden Prof. Emre Kongar’ın da katılımıyla güzel bir polemik olarak sürdü.
Ahmet Hakan -ki bu arada dün yazdığı yazıya da teşekkür ediyorum- Kur’an’daki ilgili surelerde “Emrin nerede olduğu” sorusuna yine hiç girmese de kendince ilkeler açısından bir cevap verdi. VATAN yazarı değerli meslektaşım Ruşen Çakır en çok “türban/din/inanç” yazanlardan biri olmasına rağmen bu soruyu hiç üstüne alınmadı.
Şimdi Diyanet İşleri’nin, birçok ayeti, sureyi baştan aşağı yeniden yorumladığı gibi Nur ve Ahzab surelerinin de doğru yorumunu, kelime kelime ele alarak topluma açıklamasını bekliyorum. Bu vazifeleridir.
Daha “satranç oynamak günah mı”, “Bir araziyi gasp edip ekene o mahsul helâl midir” gibi sorular da gelecek ama önce birinci soruyu açıklamaları gerekiyor.
MODERN KADIN UCUZMUŞ! “Neden bu kadar gerekli” sorusunun cevabı Ali Bulaç’tan gelmiş bile. Efendim bu güne kadar gerçek düşüncelerini “gazeteci, aydın insan” kimliği altında gizlemeyi başaran Bulaç, radikal İslâmcıların teorisyenlerinden sayılan (tanım VATAN’a aittir) Mısırlı Seyyid Kutub’u anmak için -her nedense- İstanbul’da düzenlenmiş bir toplantıda konuşurken asıl kafa yapısını bir cümlede ortaya koyuvermiş:
“Bugün bilgi çok kolay ve ucuz ulaşılabilir hale geldi. Tıpkı modern kadın gibi. Modern kadına da bilgi gibi çok kolay ulaşılabilir”.
Böyle bir cümle kurabilen bir anlayışla aynı mesleği paylaşmak bile çok üzücüdür.
Evet, ortada bir ucuzluk var ama bu ancak gazeteciliğin, yazarlığın fazlasıyla ucuzlaması olmasın? Bu kadar sığ ve anlamsız konuşmalar yapmamak da basın mesleğinin ilkelerinden sayılmalıdır.
Ali Bulaç; eğitimli, kendini geliştirmiş, erkeklerle eşit şartlarda çalışan ve yaşayan, okuduğunu anlayan, anlatmayı bilen “çağdaş kadın”ları magazin programlarında görülen değerlerini şaşırmış bazı kadınların imajıyla karıştırıyor olmalı.
“Modern olmayan kadın” hangisi oluyor bu durumda? Tesettüre girmiş olanlar veya kara çarşaflılar mı?
İşte bu anlayış nedeniyle, evliyken kocasını başkasıyla aldatıp ondan çocuk doğuran kadın (haberi hatırlayacaksınız), olay ortaya çıkar çıkmaz kafasına bir eşarp dolayıvermiş böylece bütün toplumun kınadığı macerasını mazur göstermeye çalışmıştır.
Kafanın, namusun örtüyle ilgili olduğunu iddia edenlere güzel bir örnekti bu...
Ali Bulaç ve onun gibi sığ düşüncelere sahip kişilerin, Kur’an’daki “örtülerini yakalarının üzerine salsınlar” veya “dış örtülerini üzerlerine yaklaştırsınlar” önerilerinin (emir değil) kadınları taciz eden ucuz erkekler nedeniyle indiğini hatırlamaları şarttır.
Bugün ise, hukukun olduğu dünyada bu tür tacizlerin ağır cezaları var. Akıllı, eğitimli, çağdaş modern kadınlar kendilerini korumayı da biliyor ve başarıyorlar.
Keşke saygısızlığın da ağır bir cezası olsaydı!
*****
Bunu okumak lâzım! İstanbul Yayınevi bana “Ahmet Hakan’a bir soru başlıklı yazınız üzerine, ilginizi çekeceğini düşündüğümüz...” diyerek bir kitap göndermiş:
“Uydurulan Din ve Kur’an’daki Din”... Kur’an Araştırmaları Grubu tarafından hazırlanmış olan ve 6.baskısını yapan kitap gerçekten çok aydınlatıcı görünüyor. Özellikle uydurma hadislerin ne kadar yanıltıcı ve tehlikeli olduğunu, anlatma açısından...
Merak edenlerin (bence herkesin) okuması iyi olur.
İnternette: www.kurandakidin.net adresinden de bilgiye ulaşmanız mümkün.
Bunu okumak lâzım! İstanbul Yayınevi bana “Ahmet Hakan’a bir soru başlıklı yazınız üzerine, ilginizi çekeceğini düşündüğümüz...” diyerek bir kitap göndermiş:
“Uydurulan Din ve Kur’an’daki Din”... Kur’an Araştırmaları Grubu tarafından hazırlanmış olan ve 6.baskısını yapan kitap gerçekten çok aydınlatıcı görünüyor. Özellikle uydurma hadislerin ne kadar yanıltıcı ve tehlikeli olduğunu, anlatma açısından...
Merak edenlerin (bence herkesin) okuması iyi olur.
“Uydurulan Din ve Kur’an’daki Din” Okuduğum en güzel kitaplardan biri. Bir kitapevinde tesadüfen bulmuştum ve kimi tanıdıklarıma hediye etmiş ya da tavsiye edip aldırtmıştım. linkteki "Soft Copy" versiyonunu bilgisayarımda bulundurmak istedim ve birkaç kez download ettim. Fakat XP-Ing işletim sistemi PC'mde 14 ve 16. sayfalardan başkası görünmüyor. Bir yerde pdf sürümü var ise indirmek isterim.
Selam dostlar,Kuranla olan tanışmamı paylaşmak istedim,ilk yaşlardan:
Kuran okumaya ılk 16 yasında basladım meal olarak ,okul çağlarında verılen bir dın eğitımım vardı ama soru işaretlerım çoktu dınle ilgili.İlk okuduğum mealler daha gelenekçi tefsirlerdi,onlarda güzeldi sonuçta Kuran dan ama soru işaretlerim çoktu ,mantıksız gelen uygulamalar ve bazı ayet yorumları ve mezheplerin katı ilmihal kıtapları.ilk gelenekçi görüş harici Yasar nurı özturkun tefsiri ve kitaplarıyla 18 yasında tanıştım,ona paralel Huseyın Atay ve Suleyman ateşi bılıyordum,onlardanda okudum,soru işaretlerım azalmıştı.2 sene önce Kurandaki dın kıtabıyla istıklal de bir kıtapçıda dini kitapları kurcalarken karşılaştım, hemen aldım.Elımde bunlar dışında Elmalıl hamdi tefsırıde var ve bir kaçta radıkal dın kıtabı kıyas olması için,üç ay arapça kursununa gıttım ama zayıf sayılırım ,internette çok yardımcı ve son olarak tanıştığım bu site ve Kurandaki din sitesi,
selamun aleykum kardeşim öncelikle bu emir Kur-anda kesin olarak vardır tabiki şeytan her zaman soldan vurmaz..
kısacası direkt ayeti verelim ki bu ayet tek başına tatminkar olur kanaatindeyim..
Nur Suresi 31. Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz."
ayetın geleneksel tefsirciler tarafından verılmış halını yazmışsın.ayetın doğru tefsirinde baş örtüsü degıl örtü gecer,emir gögus açıklığının kapatılmasıdır, saç değildir,başörtüsü arapçada hımar değildir.Kaldıkı avret yeri kadın ve erkeği fiziksel görünüş olarak birbirinden ayıran cinse özel organlardır,saç avret yeri degıldır,gelenek dinselleşemez,kullanana saygı gösterılmeli ama bu Kuran da emir gibi kadına dayatılamaz,o zaman erkeklerde saçlarını örtsün kadınlar tahrık olur dıye,sactan tahrık olan sapık zihnıyet gözdende olur,gözlerde kapanmalı o zaman,hayatı bı emır olsaydı tek bır yerde geçmezdi.forumu bastan sona okursan bu ayet ve konu için gereklı bılgıleri arkadaşlar vermişler.Bu gelenekçi tefsir anlayışının temeli , kadının ikinci sınıf ve erkeğe hızmet için yaratıldığına inanmaktan kaynaklanır.Kaburga kemiği hikayesıde yalandır,tevrattan girmiştir.
__________________ şu an hyp Yasar nuri özturkun partisine üyeyım aydın gnçlere ihtıyacımız var .partıde rant peşınde koşan kımse yok ev kadınları ve emeklı ağırlıklı.lütfen seçımlere az kaldı ulke için
arkadaşlar arada kalmışlığınızı her yerde yapmak zorunda değilsiniz, birileri, çıkıp haccı inkar ettimi, kabeyi put ettimi, namazı yok saydımı topluma sarılıp yaşayan uygulamalardan bahsetmeniz ama, iş başka noktalara geldimi bunları yok saymanız çok düşündürücü,
İki mümine oturup, televziyon hakkında konuşurken, örtününb süs eşyalarından bahsederken konuşma arasında örtü geçse analarız ki, tv örtüsü,
İki mümine oturup yemek yerken, konuşma yemekle ilgili ve mobilyalarla ilgili sürerken konuşmada örtü kelimesi geçse anlarız ki masa örtüsü,
İki mümine oturup, Allah'ın ayetlerinden konuşurken konuşma arasında örtü geçse anlarız ki, baş örtüsü,
Eğer bu işi yapacaksanız tam yapın yada bir orda bir burda olmaayın,
MEvzu bahis şekilsel salat ve rüku olunca, bu kelimenin toplumda uygulanan halini paşa paşa alıp, salt kelime anlamıyla yaklaşmayıp, ama iş örtüye gelince bunu salt sözlük anlamıyla ele almanız sizin adınıza büyük bir çelişki, bunu düzeltmenizi tavsiye ederim, Ve, şu müslümanların örtüsüne kafa patlattığınız kadar az da örten ve zulümle örten bu düzene de jafa patlatığ onaların örtüsünü kaldırıp, piyasaya çıkartsanız daha hayırlı olur,
Basörtüsüne kafa yoran, saçı avret yeri,göğüs açıklığını örtün emrini de saç gözükmesin anlayan ve kadını ikinci sınıf görüp horlamak için çaba safredenler biz değiliz.
Duzene gelince, cumhurıyet Kurandaki şura sistemine uyar,halk kendi kendini yönetir,sorun Kuranın emrettığı gibi işi ehlıne vermemektir.yani temiz sıyaset yapılmalı,yeni partıler tesvık edılmeli ve durust olarak yalnız topluma hızmet amacı guden partıler kurulmalı.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma