Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Ezgi kardeşim, soruna yi niyetle yaklaştığınız görülüyor. Allah razı olsun. Diyorsunuz ki:
...yakalarina indirsinler ifadesi, yaka kismini kapatmaya isaret ediyor bu kesin.
Sözü edilen, "vel yadribne bihumur ihinne alâ cyûb ihinne"deki cuyûb kelimesi (24:31). Tekili ceyb. Ama Kuran'da CEYB, giysinin yaka kısmı değil koyun kısmı yani göğüs kısmı anlamına geliyor:
Elini koynuna sok ta kusursuz, bembeyaz olarak çıksın -ve edhıl yedeke fî ceybike (27:12; 28:13).
Dikkat edilirse Hz Musa elini vücudunun değil gömleğinin yırtmacından içeri sokmuştur. O halde ceyb denen yırtmaç vücudun değil giysinin bir bölümüdür. Ayette vücudun alımlı bir yeri olan "gerdan"ın başörtüsüyle kapatılmasının kastedildiği şeklindeki tesettürcü iddia boş bir iddiadır; Allah başörtüsü, vücudun üstüne değil giysinin göğse denk gelen yırtmacının üstüne vurulsun istiyor.
Üzerinde balıkçıyaka kazak bulunan bir hanımın ceybi yoktur; dolayısıyla üzerine başörtüsü vurulacak bir yeri.
''zamanin kadinlari basortusu takiyorlardi zaten,
Zamanın kadınları yanıltıcı bir anlatı. Sanki zamanın bütün kadınları başörtülüymüş gibi. Hayır! Bakın, 60:10'da anılan müminelerin cilbab giymesi beklenmiyor. Cilbab, içinde başörtüsü de bulunan bir giysi. O halde cilbabsız o kadınlar aynı zamanda başaçıktır. Cilbab olmadığına göre başörtüsü de yok.
Bir anarşi ortamı olan o geçiş döneminin sahipsiz bıraktığı başaçık kadanlar başörtülü ve sahipli kadınlardan sayıca belki daha çoktu.
''basortusu hur kadinlarin cariyelerden farkli olarak hur olduklarinin bilinmesi icin taktiklari birseydi''
Alabildiğine ahlaksız ve İslam dışı bir kabuldür bu. Yargıçların Yargıcı olan Allah'a çirkin bir iftiradır. İsterseniz ayrıca müzakere ederiz.
Cok tartisilmis onceki sayfalarda ama hala da su ziynet kelimesinin neye isaret ettigi belli degil.
Bu konuda foruma daha önce astığım bir iletiyi sunuyorum. Başlığı: Ahlaksız bir ziynet anlayışı.
Nur 31’deki ziynetler, örneğin Edip Yüksel’in öne sürdüğü gibi, kadın vücudunun alımlı yerleri anlamına gelseydi; örneğin göğüsler, memeler anlamına gelseydi ayette listelenen müstesna kişiler, inanan kadına mahrem olurdu. Kadının o kimselere memelerini açması sakıncasız olurdu. Çünkü Yüce Allah illa diyor yani onlar hariç.
MAHREM, "evlenilmesi yasak" demek.. Örneğin abi ablaya mahremdir; ana oğula mahremdir. Tanımlamak gerekirse mahremler, bir kimsenin karşı cinsten birinci derece akrabalarıdır.
Buna göre 24:31’de anılan müstesna kimseler, tesettürcülerin öne sürdüğü gibi, inanan kadına mahrem olabilir mi; mümkün mü bu?
Örneğin
kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkekler
it tabi’îne gayri ûli’l ırbati min er ricâl
Hayır! Çünkü, kadına akraba değiller.
Yine örneğin
kadının hemcinsleri – nisâ ihinne?
Hayır! Çünkü karşı cinsten değiller.
Bunu daha kolay görmeniz için bir tablo sunuyorum. Tablonun solundaki sütunda inanan erkeğe akraba olan kadınlar var. Yüce Allah 4:23’te onları tanıtırken şöyle diyor:
sana mahrem olanlar
hurrimet aleyküm.
O halde bunda kuşku yok – la raybe fih. Onlar mahremdir.
Sağdaki sütunda ise 24:31’de anılıp ta tesettür dininde inanan kadına mahrem ilan edilen kimseler var. Ama bu mümkün değil çünkü ya karşı cinsten değiller ya da akraba değiller.
Lütfen inceleyin.
4:23'e göre////////////////////////////////24:31'e göre erkeğe mahrem olanlar////////////////////kadına mahrem olanlar
(erkeğin cariyeleri YOK)----------------kadının erkek köleleri (avretten anlamayan çocuklar YOK)----avretten anlamayan çocuklar (erkeğe bağlı ihtiyaçsız kadınlar YOK)---kadına bağlı ihtiyaçsız erkekler (erkeğin karısı YOK)--------------------kadının kocası (erkeğin kendi erkekleri YOK)-----------kadının kendi kadınları –nisâ ihinne
erkeğin ağabeyinin kızı-----------------(kadının amcası YOK) erkeğin ablasının kızı-------------------(kadının dayısı YOK) erkeğin süt kardeşi--------------------(kadının süt kardeşi YOK) erkeğin üvey kızı----------------------(kadının üvey babası YOK) erkeğin gelini--------------------------(kadının damadı YOK)
erkeğin süt annesi------------------------------------------------------ --------- iki kız kardeş bir arada------------------------------------------------------- --
erkeğin anası--------------------------kadının oğlu erkeğin kızı----------------------------kadının babası erkeğin ablası-------------------------kadının ağabeyi erkeğin halası-------------------------kadının ağabeyinin oğlu erkeğin teyzesi------------------------kadının ablasının oğlu erkeğin kaynanası---------------------kadının kayın babası
Sorun kendinize:
Kadına bağlı erkekler yani kadının hizmetçileri ona mahrem midir?
İslamın kurulduğu dönemde Hz Hatice gibi bir işkadını kendisine bağlı bir hizmetçisiyle örneğin kervancıbaşısıyla evlenemez miydi ki memelerini elin o erkeklerine açabilsin?
Günümüzde Bayan Sabancı gibi bir işkadını kendisine bağlı fabrika müdürlerinden biriyle evlenemez mi ki memelerini elin o erkeklerine açabilsin?
Kadının erkek kölesi ona mahrem midir; yani kadın kölesiyle evlenemez mi ki inanan bir kadın memelerini kölesine açabilsin?
Gerçek şu:
İnanan bir kadın o erkeklere takı anlamına gelen ziynetlerini açabilir ama vücudunun göğüs, memeler ve eğer saç baş avret ise saç baş gibi avret yerleri anlamındaki ziynetlerini açamaz Yoksa iş fuhuşa varır..
Yüce Allah 24:31’de ziynetler derken kadının asla saçını başını, memelerini kastetmiyor; geranlığını, altın zincirini kastediyor.
"Memeler de bazı istisnai durumlarda açılıversin canım," demek "Kadın da birazcık gebe oluversin!" demeye benzer. Gebeliğin birazı olmaz. Biraz gebelik bal gibi tam gebeliktir.
Nur 31’deki ziynetler ya kolye ve zincir gibi "takı parçaları"dır ya da gerdan ve memeler gibi vücut parçaları.
İkisinden birini seçmek zorundasınız.
Ya tesettürü seçip fuhuşa varan edepsizliğe batacaksınız ya da takıları seçip İslamın istediği gibi ahlaklı bir insan olacaksınız.
Sevgiyle, Hasan Akçay
|