Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Jüri Lina Under the Sign of the Scorpion adlı kitabında Karl marks'ın Frankizm'den çok etkilendiğini belirtiyordu. Frankistler de kıyametin kopup yeryüzünün cennete dönüşebilmesi için günahın ve kaosun arttırılması gerektiğini savunuyorlardı zaten.
Marks'ın masonluğa geçmesini sağlayan Haham Moses hess idi.
Hess, başlangıçta komünizmi bir hayal olarak gören Marks'ı ikna etti ve onu tamamıyla safına geçirdi. Kısacası perde arkasında Hohem Mess vardı ama görünürde Marks sosyalizmi kaleme alıyordu.
Hess sınıflar arası mücadeleyi kullanarak Yahudiliğin amacına ulaşacağına inanıyordu.
Kendileri dindar insanlar olmalarına rağmen, tanrısız bir sosyolist ideolojiyi insanlara sunarak kimliklerini ve gerçek niyetlerini gizlediler.
Yine marks'ın rehberlerinden olan Yahudi Levi Baruch, Talmud'daki "bütün dünya zenginlikleri Yahudilerin olacak" hedefinin sosyalizm maskesiyle gerçekleşeceğini düşünüyordu.
Dünyadaki devletleri ve krallıkları yıkmak, ırkları birbiri ile karıştırmak, dinleri ortadan kaldırmak , sonra da kolayca anahtarları alarak Siyanist Dünya Devletini kurmak rüyasıydı.
Fakat yine bunu maskelemek için komünistler yahudiliği de kötüleyen yazılar kaleme aldılar.
Ama Levi Baruch Marks'a yazdığı mektuplarda gerçek planlarından bahsediyordu(Sallaste, "Les Origines secretes du bolschevisme" Paris , 1930)
Marks Kabala ve Talmud öğretilerinden de çok şey almıştı. Bu yüzden Yahudilerin dışında kalan insanların başlarına gelecekler onu ilgilendirmiyordu.
Marks Komünist Manifestoyu yazmakla görevlendirildi. Ve kaleme aldıkları , aslında A. Weishaupt ve Clinton Roosevelt'in düşüncelerini geliştirilmiş haliydi.
İlluminati bu yolla "din halkların afyonudur" söylemini tüm dünyaya yaydı.
Moses Hess Yahudi olmayanlara milliyetçilikten kurtulmaları gerektiğini aşılarken, onlara dünya dünya vatandaşları olduklarını söylüyorlardı.
Ama iş Yahudilere gelince, tam tersine, koyu birer milliyetçi olmalarını emrediyordu.(Moses Hess, Ausgewaehlte Schriften, Melzer Verlag, Köln 1962)
Bu komünist(ve de siyonist) haham Mess, "Roma ve Kudüs, Son Milletler Meselesi" adlı kitabında (1862) Yahudilerin bir devlete sahip olması gerektiğini savunmuştu.
Hess, düşüncelerini Tevrat, Talmud ve Kabala'dan alıyordu yine elbet. Kitaplarında Yahudilerin üstün ırk olduğunu açıkça vurgulamakla birlikte, dünya yönetimi hakkının kendilerinde olduğunu da açıkça söylüyordu. Örneğin "Roma ve Kudüs, Son Milletler Meselesi" (1862)...
Ve yine bu kitapta İbranice duaları da görülüyor.
Theodor Herzl de bir yahudi devleti kurmanın hayali içerisindeydi.
Değiştirilmiş Tevrat kehanetlerine göre Filistin'de kurulacak İsrail Yahve'nin Krallığı olacak ve tüm dünyaya hakim olacaktır.
Siyonistler Filistine yerleşmeyi planlıyordu ama önemli bir sorun vardı. Yahudilik dünyadaki hiçbir ülkede pek tarımla ve el sanatlarıyla uğraşmıyordu. O yıllarda bir koloni kurmak için bunlar şarttı. Ama bir istisna ülke vardı ve bu ülkede Yahudiler tarımla da oldukça uğraşmaktaydılar. Bu ülke Rusya yani Rus Çarlığı idi.
Bu yüzden dikkatler bu ülkeye yöneldi. Çeşitli entrikalarla çarlık yıkılmaya çalışıldı.
Bu arada Filistin'e göç etmek ve burayı ülke edinmek özlemi de devam ediyordu. Ama bir yandan da Afrika'da Uganda'nın da geçici olarak yurt edinebilineceği düşünüldü kimi siyonistlerce.Bu düşünce genel kabul görmedi ve Filistenden toprak satın alınmaya başlandı.
Rusya'da Siyon'un Dostları örgütü kurulmuştu.
Zengin siyonist bankerler Filistinden topraklar satın alırken, diğer yandan oradaki koloni için gerekli olan Yahudi çiftçileri Rusya'dan getirtme planı yapmaktaydılar.
Bolşevik hareketi Yahudi çiftçileri Filistin'e göndermek ve Rusya'ya hakim olmak için yapıldı. ABD'deki ve Avrupa'daki yeraltı çetesi tarafından finanse edildi.
Ayrıca İlluminati'nin başındaki Rothschild ailesinin Rusya'yla geçmişten kalan bir hesabı vardı.
Troçki gibi Yahudi casuslara Rus isimleri verildi(Troçki'nin gerçek adı Bronstein). Bu casus gruplar Rusya'ya gönderildi ve İlluminati'nin tabakası tarafından ülkenin yönetimi ele geçirilmeye çalışıldı.Yine bu gruplar Rusya'nın her yerinde ayaklanmalar ve isyanlar çıkardılar.
Bu olaylara tanıklık etmiş Rus generalin ağzından da anlatılmaktadır:
Bolşevikler milyonlarca insanı katletti ve böylece illuminati'nin hayalini kurduğu; dinden, özel mülkiyetten ve milli şuurdan arandırılıp Yahudilerin hizmetine verilmiş bir dünyanın ilk ciddi uygulaması gerçekleşir.
Artık Filistine çiftçi yahudileri aktarma yolu da tamamen açılmıştır.
Yazar Aleksandr Soljenitsin de "Gulag Takım Adaları Cilt 2" adlı çalışmasında, Siyonist Yahudilerin, milyonlarca Hıristiyanın ve Yahudi olmayanın yok edildiği organize Sovyet konsantrasyon kampı sistemini yarattığını ve yönettiğini doğrulamaktadır.
Hatta kitabın 79. sayfasında dünya tarihindeki bu en büyük ölüm makinesinin yöneticilerinin isimlerini veriyor. Hepsi de Siyonist yahudilerdir.
Yahudi Edward Mandell House ABD'de başkanın baş danışmanı ve 1913-1921 yılları arasında en güçlü bireylerden biri olarak görülürdü.
Kendisi bir Marksist olup amacı Birleşik Devletler'i sosyalist yapmaktı. "Philip Duru: Yönetici" adlı bir kitap yazdı 1912 yılında. Bu çalışmasında, Amerika'nın fethi için bir plan ortaya koyup nasıl partilerin kontrol edileceklerini ve bir sosyalist hükümetin kuruluşunda araçlar olarak nasıl kullanılacaklarını anlatmıştı. Ayrıca ABD parasını kontrol etme metotlarını da söylüyordu. Sonraki gelişmeler kitapta belirtildiği yönde olmaktadır.
1921 yılında Jacob Schiff'in emriyle Yahudi Bernard Baruch ve Edward Mandell House tarafından Council on Foreign Relations-CFR(dış ilişkiler konseyi) kuruldu. Schiff bu örgütün Rothschild komplosunun(İlluminati) sürmesi için gerekli olduğunu düşünüyordu.
16 yıl CFR üyeliğini yapmış olan Chester Ward, Amerikan halkını örgütün niyetleri konusunda uyarmıştı:
"Bu seçkinci gruplar içindeki en güçlü kliğin bir tek ortak hedefi vardır- bunlar ABD'nin ulusal bağımsızlığının, egemenliğinin teslimiyetini istiyorlar. Ayrıca dünya banka tekelinin küresel hükümetin eline verilmesini hedefliyorlar".
Washington D.C'deki FBI merkezinin eski bir üyesi olan Dan Smoot da bu örgütün amacını şöyle anlatıyor:
"CFR'ın nihai hedefi bir tek dünya sosyalist sistemi yaratmak ve ABD'yi de onun resmi bir parçası haline getirmektir."
Amerikan filmlerinde açıkça erkek düşmanlığı yapılıyor.
Komedisinden macera fimlerine-dizilerine kadar bir çok yapımda, kadının erkeğe şiddet uygulamasını bilinçaltlara yerleştirmeye çalışıyorlar.
Her koldan gelerek, kaotik bir yapıya kavuşturmak için toplumu ellerinden geleni yapıyorlar.
Komünizmi ve New Age geleceği akıllara sadece bildik Star Trek(Uzay Yolu) gibi dizilerle yerleştirmekle kalmayıp, artık açıkça reenkarnasyonu gerçekmiş gibi gösteren ve ruhçuluğu Hıristiyanlığa ve diğer dinlere üstün tutan yapımları da sunuyorlar.
M.S. 2150 gibi romanlar da yine aynı komplonun uzantıları. Müzik-şarkı yoluyla da özellikle gençler etki altına alınmaya çalışılıyor ne yazık ki.
Kısacası sinemadan edebiyata, bilgisayar oyunlarından gazete köşelerine, tv programlarına kadar tüm beyin yıkama araçları kullanılıyor ABD'de ve dünyada.
Sosyalizm adı altında tüm dünyayı, bireyleriyle, malıyla mülküyle Yahudilerin eline vermek ve Kudüs merkezli Dünya Devletini kurmak için asırlardır sistemli bir şekilde çalışıyorlar.
İlluminati'nin yönetici sınıfı da kendilerinin tanrı olduğuna inanmakta. Yalnız bunlar ruhçuluğun solcu felsefesini insanları kendilerine köle etmek için aracı olarak kullanırken, kendilerini şeytanlardan aldıkları direktifler doğrultusunda bambaşka bir mevkide görüyorlar.
Evrimi ve komünizmi amaçları doğrultusunda bilim dünyasına sokuşturmak için gerekli gerekli çalışmaları yaptılar. Hegel'in diyalektiğini de temel yıkıcı felsefeleri olarak kullanıyorlar. Hegel'e göre tarih 3 basamaklı bir değişim süreceydi. Tez, antitez ve sentez...
İlluminati bunu toplumlarda korku ve ümitsizlik havası yaratarak kullanmaya çalışıyor. Krizler ortaya çıkartıyor, sonra bunun karşısına, başka bir deyişle krize neden olan şeyin karşısına zıttını sunuyor. Ve bu 2 zıttın sentezlenmesi ile geçici bir denge, istikrar sağlanıyor. Yani kaos yaratıldıktan sonra yeni bir düzen için gerekli ortam ortaya çıkarılmış oluyor. Böyle adım adım ilerleyerek totaliter ve Yahudilerin egemenliğinde bir dünya devleti kurma planlarını gerçekleştirmeyi arzuluyorlar. Bu arada dünya nüfusunu da azaltmayı hedefliyorlar.
Okült komplocuların çeşitli dernekler kurarak dünya toplumlarını avuçlarının içindeki bir ağda birleştirme çalışmaları da sürüyor. Bu arada gerek bazı politikacılar, gerekse de New Age düşünürleri yeni bir dünyadan her zamankinden daha fazla söz ediyorlar. Tabii dinlerin, milletlerin ve sınırların ortadan kalktığı ve sosyalist düzene sahip bir gelecek tablosu çiziliyor her seferinde. Dünyayı ele geçirdiklerinde, Kudüs merkezli tek dünya ülkesinde efendiler bir avuç insan olurken, diğerleri onlara kulluk edecek.
Okült Dünya teorisyenlerinden Vera Stanley Alder şunları anlatıyor:
"Tüm yaratılışın ardında bir plan var. Evrimin şu anda ilerlediği hedef Dünya Birliği. Dünya planı şunları içeriyor: Dünya Örgütü...Dünya Ekonomisi...Dünya dini"(Vera Stanley Alder, When Humanity Comes of Age, 1974)
Hükümetleri, parayı ve dini kontrol altında tutarak sapkın hedeflerine ulaşacaklarını düşünüyorlar. Ve İlluminati'nin sözde seçilmiş üst düzey yöneticilerinin eline verilecek bir dünya...
Bu diktatör uygulamada özel mülkiyet, ülkeler ve dinler ortadan kaldırılacak. Bir zamanlar Hitler ve Mussolini'nin yaptığı faşist uygulamalar da pareleldir. Yine okültizm ve sosyalizm, süper insanlar (yarı tanrı-tekamül etmiş) yaratma gibi hastalıklı kavramlar karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca tek dünya ülkesi hayallerini kuranlar, insanlar tek bir vücut olduktan sonra dünyaya gelecek gizemli bir efendiden de bahsediyorlar.
Ruhçu dernek ve yayınlarda dünyayı bu yeni geleceğe hazırlayacak seçkin ve tanrısallaşmış insanlardan bahsedilir. Ayrıca artık ailenin gereksizliği vurgulanarak, yeni bir toplum inşa etmenin gerekli olduğu benimsetilmeye çalışılmaktadır.
Özel mülkiyetin, ailenin, ulusun ve dinin olmadığı bir dünyada da insanlar köle olarak ele geçirilecektir kolayca . Sonra da şeytanın egemenliği altında yaşamayı hayal etmektedir İlluminati yöneticileri. Tabii ona Işık Tanrısı gibi adlar takmışlardır.
Daha 14 Temmuz 1856'da İngiltere Başbakanı Disraeli şunları söylüyor:
"Bu Kamaradan nadiren bahsettiğimiz bir güç var. Gizli cemiyetlerden bahsediyorum. İnkâr etmek yersiz, çünkü Avrupa'nın büyük bir kısmının bu gizli cemiyetlerin şebeke ağı ile örüldüğünü örtbas etmek imkânsız. Peki amaçları ne? Hiçbir şeyi saklamaya çalışmıyorlar. Anayasal bir hükümet istemiyorlar. Dinî kuruluşlara ve özel mülkiyete bir son vermek istiyorlar. Bazıları daha da ileri gidebilir."(Nesta Webster ,Secret Societies and Subversive Movements, s. 71)
Görüldüğü gibi ruhçuluğun dünyaya hakim olma planı çok eskilere dayanmakta.
Diğer koldan Evanjelistler de , Yahudilerin bile büyük oranda yok edileceği bir 3. Dünya Savaşı'nın çıkması için ellerini ovuşturuyorlar. Onların aklı sıra da böylelikle İsa yeryüzüne gelecek ve onları sonsuza dek mutluluğa kavuşturacak. İşte böyle bir ortamda, Davut Yıldızı olduğu iddia edilen içiçe geçmiş 2 üçgeni kendisine amblem edinen İsrail'in iyice güçlenip etrafına saldırması ve sınırlarını genişletmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Evanjelist Hıristiyanlara göre kıyamet bu sayede başlayacaktır.
Kısacası Yahudiler, Evanjelistler ve İlluminati farkında olmadan ruhçuluğun pençesinde, kendilerini ve dünyayı mahvetmenin eşiğindeler.
Özellikle önümüzdeki 10 yıllık süreçte ruhçuluğu ve diğer pagan inançları ülkemiz insanına benimsetmek için planlar yapıyorlar.Bir yandan Hıristiyan misyonerler, diğer yandan kabalacılar ve spiritualistler gece gündüz çalışıyorlar.
Özellikle reenkarnasyon inancını benimsetmek için çok yoğun kampanyalar göreceğiz.
Diğer yandan da Yahudiler yıllar önce Filistin'de gerçekleştirdikleri uygulamayı adım adım ülkemizde gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Ve daha evvel de söylediğimiz gibi, artık Amerikan filmlerindeki hedef de biziz. Şimdilerde Çinlileri, Arapları veya Rusları değil de Türkleri kötüleyen senaryolarla karşı karşıyayız.
Şöyle demiştim:
Yahudiler ve Evanjelistler boş durmuyor , film ve dizilerde bizleri kötülemek amaçlı senaryolar kaleme alıp insanların bilinçaltlarını yıkıyorlar.
Ramazan kağan Kurt'un belirttiği üzere aynı şeyi yıllar önce Araplara yönelik yapmışlardı. Kötü Arap imajını seksenli yıllar ve doksanların başlarında batılıların zihinlerine sinema ve televizyonla yerleştirdiler.
Şimdi ise ne olduysa Amerikan film ve dizileri Arapları övmeye ama buna karşılık biz Türkleri kötülemeye başladı.
Gelecekte sıranın kimde olduğunu gösteriyor bu çabaları.
Ayrıca "rapturealert.com" sitesine bakarsanız şimdiden Türkleri Yecüc Mecüc olarak göstermeye çalıştıklarını görebilirsiniz(uydurma hadislerde de yine Yahudi-Hristiyan kaynaklı aynı iftiraları görüyoruz).
Niyet belli, bugün Araplara yaptıklarını, gelecekte bizlere yapmak istiyorlar ve bunun psikolojik temelini kuruyorlar.
Her geçen gün sistemli ve daha da yoğunlaştırılmış bir çalışma şeklinde bunları görüyoruz.
Yahudi Edward Mandell House ABD'de başkanın baş danışmanı ve 1913-1921 yılları arasında en güçlü bireylerden biri olarak görülürdü.
Kendisi bir Marksist olup amacı Birleşik Devletler'i sosyalist yapmaktı. "Philip Duru: Yönetici" adlı bir kitap yazdı 1912 yılında. Bu çalışmasında, Amerika'nın fethi için bir plan ortaya koyup nasıl partilerin kontrol edileceklerini ve bir sosyalist hükümetin kuruluşunda araçlar olarak nasıl kullanılacaklarını anlatmıştı. Ayrıca ABD parasını kontrol etme metotlarını da söylüyordu. Sonraki gelişmeler kitapta belirtildiği yönde olmaktadır.
1921 yılında Jacob Schiff'in emriyle Yahudi Bernard Baruch ve Edward Mandell House tarafından Council on Foreign Relations-CFR(dış ilişkiler konseyi) kuruldu. Schiff bu örgütün Rothschild komplosunun(İlluminati) sürmesi için gerekli olduğunu düşünüyordu.
16 yıl CFR üyeliğini yapmış olan Chester Ward, Amerikan halkını örgütün niyetleri konusunda uyarmıştı:
"Bu seçkinci gruplar içindeki en güçlü kliğin bir tek ortak hedefi vardır- bunlar ABD'nin ulusal bağımsızlığının, egemenliğinin teslimiyetini istiyorlar. Ayrıca dünya banka tekelinin küresel hükümetin eline verilmesini hedefliyorlar".
Washington D.C'deki FBI merkezinin eski bir üyesi olan Dan Smoot da bu örgütün amacını şöyle anlatıyor:
"CFR'ın nihai hedefi bir tek dünya sosyalist sistemi yaratmak ve ABD'yi de onun resmi bir parçası haline getirmektir."
Kaynakça
Ertuğrul Dikbaş KÜRESEL KÖYÜN EFENDİLERİ
Texe Marrs'ın da ilginç bir iddiası var:
"İnancımızı onların teolojisine bakarak desteklemeyeceğimiz halde, Müslüman alimlerin, uzun zaman önce, bir Deccal'ın geleceği hakkında uyarıda bulunması da oldukça ilginç. Bu şeytani lider ortaya çıktığında C.F.R harflerinden tanınabileceğini ileri sürüyor, ayrıca "tek gözlü" olacağına da işaret ediyorlar. Acaba bu, bir dolarlık banknotlar üzerine basılı İllu-minati'nin her şeyi gören gözü, Horus olabilir mi? Britannica Ansiklopedisi'nin 1904 yılı basımı ikinci sayısında, şu hayret verici paragrafa rastlıyoruz:
Deccal, Hz. Muhammed'in dininde sahte Isa olarak bilindiği için, İslam'a da yabancı değil. Tek gözü olacak ve alnında C.F.R harfleri yazacak, kafir (cafir) kelimesinin harfleri.
CFR, dış ilişkiler konseyi 1914 yılında Başkan Woodrow Wilson tarafından oluşturulduğunda, yardımcısı Albay House ile Avrupalı komplocu ortakları Britannica Ansiklopedisi'nin haklarını satın aldılar ve 1904 orijinal baskısının 126. sayfasından bu ifadeyi çıkarttılar. Bereket versin ki, bu söylediklerimin doğruluğunu ispatlayacak bir kopya bende mevcut."
TEXE MARRS "İLLUMİNATİ"
Gerçi burada Hıristiyanlıktaki ve Hadis Öğretisindeki Deccal inancından bahsediyor Texe Marrs ama yine de dikkate değer bir iddia.
Bolşeviklerin Rusya'da iktidar olmasında Almanların da Amerikalılar gibi büyük katkısı olmuştur. Bu ihtilal sayesinde Almanya Rusya ile çıkarlarına ulaşabileceği bir antlaşma yapabilecekti.
Başlangıçta bolşevik değil menşevikler başa geçmişti. Ama onların başındaki Kerensky de komplunun içindeki bir masondu. Rus askerlerinin bir kısmı Kerensky'nin ihanetini anlamış ve müdahale etmek istemişti, ama Kerensky bolşeviklerin ve uluslararası masonluğun yardımıyla Kornilov'u yenilgiye uğrattı ve daha sonra bolşeviklere ülkeyi teslim etti. Başka bir deyişle rusya menşeviklerden bolşeviklerin eline geçmiş oldu.
Hatta daha sonra da Almanlar bir süre bolşevikleri kolladı.Bunun karşılığında da Lenin el koyduğu, Ruslara ait zenginliklerin bir kısmını Almanya'ya verdi gizlice.
Orak ve çekiç de masonluktan almadır. Eski Ahid'de çekiçden bahsedilir.
Ayrıca orak da yine Tevrat'ta geçmektedir:
Yeremya 16
16 "Ekin ekeni biçim vakti orakçıyla birlikte Babil'den atın. Zorbanın kılıcı yüzünden Herkes halkına dönsün, Ülkesine kaçsın."
Zaten komünist felsefe çok evvelden ruhçu bazı yahudi tarikatlar tarafından değiştirdikleri İncil'e bile sokuşturulmuştu.
Tabii bu şeytani ruhçu felsefe sonra bumerang gibi Almanya'ya geri dönmüş ve başına bela olmuştur.
Milyonlarca rusun hayatına mal olan bu illuminati (ve ona da hakim olan ruhçuluk) fesadı tüm dünyaya hızla yayılmaya çalıştı. Zaten bu gerçekleşseydi şimdi tüm dünya bir grup insanın elinde köleleştirilecekti.Tıpkı sosyalist ülkelerdeki insanlar gibi...
Daha sonra sağcı olarak adlandırılan Mussolini ve Hitler bile aslında bu ruhçuluğun komünist felsefesini kendi amaçları doğrultusunda uygulamışlardır. Yine evrim inancından, süpermenler-sözde üstün insanlar elde etme çalışmalarına kadar aynı öğeler söz konusudur.
Bugün hala özellikle ABD'deki bir takım güçler, yaptıkları film, dizi vs. ile komünist felsefeyi zihinlere yerleştirmeye çalışmaktadır.
Bu arada 2. Dünya Savaşı sırasında Rusya'da , İspanyol askerlerinden birinin Landovski'nin cesedinin üzerinde kalın bir defter bulduğu ve bunun İspanyolca çevirisinin "Sinfonia en Rojo Major" adıyla 1950 yılında yayınlandığı iddia edilmektedir. Bu defterde eski Sovyet ajanı Rakovkski'nin 1938'de Moskova'daki sorgulanması sırasında tutulan zabıtlar var olduğu söylenmektedir.
Bu defterde yazanlara göre komünizmin gerçek yüzünü bir İlluminati ajanı olan Rakovski itiraf etmektedir.Hatta yine bir mason ve İlluminati uşağı olan Marks'ın kaleme aldığı çalışmalarında kapitalizmle ilgili olarak kasıtlı yanlış çıkarımlarda bulunmasından bile bahsediliyor. Neleri gizlediği de...
Kaynakça
Turgut Gürsan 20. YÜZYIL DÜNYA TARİHİNİN PERDE ARKASI
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma