Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Örneğin, hastanede kadın jinekolog ta vardı, erkek te vardı. Hatta hepsinden bir kaç tane vardı. Bana erkek bir doktoru tavsiye ettiler. Bu çok iyi dokturdur. Aynı zamanda proftur. iyi hocadır. Başarılıdır falan filan.
Zorda kalmışlığım yok örneğin. Ben de ısrarla madem bu kadar tavsiye edildi. Bu doktorda karar kıldım. Eşimi ona tedavi, ameliyat falan ettirdim.
Zorda kalsam amenna, zorda değilim. Kendi hür seçimim.Hatta ve ayrıca da eşimin hür seçimi. Mahzuru varmıdır.?
Mesela tanıdığım bir erkek doktor var. Adam İstanbul Fatihte. Özel kliniği var. Dindar bir adam. Genel cerrah. Proktoloji (Kadın göğüs hastalıkları) ile ilgili ünitesi var. Çok muhafazakar bir çevrede nice muhafazakar aile, hatta kadınlar kendisi bu konudaki sorunlarında ona geliyor. Müşterileri özelliklede o gruptan. Hatta çevredeki esnaf arabamızı dükkanının önüne parkederken falan sordu. O doktora geldik deyince geçmiş olsun abi, gerçekten çok iyi bir yere geldiniz falan dedi.
Yani Halkın aklıbaşında kesiminde, dindar da olsa, olmasa da bir sorun yok ta soruyorum, Kur'an açısından ne sorun var.
Benim cevabım sorun Kur'an da değil sorun bizim Feodal lerin yorumlama tarzında herhalde. Katkılarınızı bekliyorum.
Ne dersiniz bu işe.
Herkese Selamlar.
........................
Zorda kalmışlığım yok örneğin. Ben de ısrarla madem bu kadar tavsiye edildi. Bu doktorda karar kıldım. Eşimi ona tedavi, ameliyat falan ettirdim.
Zorda kalsam amenna, zorda değilim. Kendi hür seçimim.Hatta ve ayrıca da eşimin hür seçimi. Mahzuru varmıdır.?
....................
nacizane ve yürekten kanaatim odur ki : hiçbir mahzuru yoktur kardeşim...
her ne kadar zorda değilim, belkide bu ameliyatı yapacak bayan doktorlarda vardır diyorsanızda, nihayetinde burada hayati bir durum söz konusudur. yani bu olay, sigaramı şu büfeden değilde diğer büfeden alayım , sigara sigaradır nasılsa demeye benzemez muhakkak...
ameliyat olacak veya sağlık problemi yaşayan bir hastan varsa, tedavisini de gönül rahatlığıyla, yani MUTMAÎN olacağın bir şekilde gerçekleştirmen senin önde gelen bir insanlık hakkındır...
buna Kur'an asla " hayır " demez...
tamamen insani olan bu vaziyeti, inkar etmez...üstünü örtmez...
bilakis bu konjonktüre muvafık davranmanı, pratik olmanı ister senden...
yukarıda bir kısmını vermiş olduğum Ayet meallerine dayanarak söylüyorum bunu...
Selam
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
Her şey Allahın bilgisiyle ve emriyle olur. Her olayın gerçek bilgisi ve değerlendirmesi onundur.
insana düşen sadece bunu bilmek tir. neşenizin bulutlanmasının bile dahliniz yoksa allah katında karşılığı misliyledir.
yapabiliyorsa kadın için en güzel tesettür yanında kamaşan gözlerini aşağı indiren erkektir. Cazibesinden gözbebekleri ve burun delikleri açılan değil.
erkek içinde öyle imanı yanındaki kadını gözlerinden koruyabiliyorsa bir mana ifade eder.
yoksa ne zinaya yaklaştıran açılan yer, ne zinadan uzaklaştıran kumaştır. bunlar sadeca niyeti düzgün tutmaya vesiledir.
yalnız ziynete sadece takı tanımı yaparak ve takıyıda sadece mücevherle sınırlayarak saptırılan bir şey önemli. Kadının zati eşyaları. bangır bangır reklam ve gerçeğinden daha etkili görüntülü medya unsurları.
Kanaatimce asıl dikkat çekilmesi gereken zinaya yaklaştıran şeyler bunlar. Ve bunlara boğuntuya getirdiğimizden burada bile dikkat çekemiyoruz.
selam, Kimse kimseyi hiçbirşeyden alıkoyamaz zaten... Tartışma karşılıklı fikir mütalası ise faydalıdır,yoksa demogojiden öteye gitmez. Sayın hasanöktem,sizi diğer konu başlıklarında sağlam delillerle faydalı yazılarınızdan tanıyorum. Burada adeta lekum dinikum...tarzı bir yaklaşım sergilemenize şaşırdım doğrusu.
Önce açık yüreklilikle zinanın tarifini yapmak gerekmez mi? Zinaya götüren yollar çok ama Oruçta var? Siz öyle kolayca cennete gideceğimizi mi zannediyorsunuz? Kadını kapat,Plajı kapat,TV yi kapat,Sosyal hayatı bitir...sonra hoop Cennete öyle mi? Zaten öyle olmadığı ortada...
5 Milyar $ geçen yıl Rus kadınlarına "yedirilen" para! Büyük çoğunluğu Karadenizde Karılarını(zevcelerini/eş/hanımlarını) Fındık bahçesinde,Çay ve Mısır tarlasında Zalimce ve haince çalıştıran Ahmaklar,Beyninin yerine başka yerlerine kan giden Zani/Cani "delikanlılar". Rakama dikkat edin Lütfen...Bir Milletin toplam Doğalgaz için ödediği paranın yarısı..yine Rusyaya...ve Muta cenneti İrana.Konu irandan açılmışken,oradaki gizli FUHUŞun boyutundan haberiniz var mı? Arapları hiç anlatmaya bile gerek yok(haniflerin tenzih ederim)...
Sonrada "plaj'da bulunmanın bizzat zinanın kendisi değil, zina'ya yaklaştırdığından" dem vurmak da neyin nesi? Elbette "Kötü" Emsal teşkil etmez...Amma bu ülkede Kadını toplumdan soyutlayarak İranlaşma,Suudlaşma yaşandığını keşke görebilseniz.Keşke BÜYÜK RESMİ görebilseydiniz. Belki o zaman plajda ki kadınlara da farklı gözle bakılırdı.Belki kuran ın,zinaya giden yolların ALTINDA TUNELLERe de işaret ettiği görülür.
İnsanları "Geniş Mezhep"olmakla itham edenler.Hala Recm e kuranda ısrarla dayanak arayanlar.Zavallı durumlara düşmekten kurtulamayacaklardır.Bunlar Kadının bırakın görüntüsünü sesinden bile tahrik olanlardır. Bunlar hz.isanın ilk taşı atmasını istediği ve suratlarına adeta ayna tuttuğu Tünel fareleridir.
Rabbin Gafur esmasını kendine layık görüp aklınca başkasından esirgeyen Nefisler bir bilselerdi... velhasılkelam; Allah cümlemize iffetli hayat yaşamayı,sağlam nesiller yetiştirip kuranı emanet etmeyi nasip etsin. Amin
Selam Metehan,
teşekkür ederim güzel sözleriniz için.
bunun yanında başta ben olmak üzere hatadan berî hiçbir kul yoktur tabiki...
çünkü, insanoğlu hata ile, nisyan ile, nefs ile velhasıl beşer fıtratlı hamuru ile malül'dür...
plaj konusunda, Saffet kardeşimize söylediğim gibi düşünüyorum...
bir Müslüman'ın ( bayan-erkek ) gözlerini , bakışlarını kısması ve bayanların yakalarını ( CUYUB )örtmeleri emredilirken ( Nur Suresi 30-31) sütyenli-mayolu-bikinili vb. bir şekilde ( hiç de zorunlu olmadığı halde...) erkekler-kadınların karışık bir şekilde yüzmelerini - kumsalda uzanmalarını UYGUN görmek gayr-i mümkündür... en azından bu benim düşünceme ( Kur'an'a dayanarak...) göre böyle... ben böyle bir pozisyonun bir Müslüman ( bayan-erkek) için kabul edilemez bir pozisyon olduğu kanaatindeyim. ha tabiki denize girmek yasak değil şüphesiz...Müslümanların bu hassasiyetini gözetip kadın-erkek ayrı ayrı denize girebilecekleri otellerin mevcud olduğunu da duyuyoruz reklamlardan. öyle yerler tercih edilebilir halbuki. illaki ve billaki bayanların ve erkeklerin karışık bir şekilde denize girmeleri gerekmiyor ki...böylesine bir durumun Kur'an'a aykırı olup zinaya yaklaşma anlamına geleceğine kesinkes inanıyorum...
Kardeşim, ne ifrat olsun ne de tefrit...
ne ehl-i sünnet vel cemaaat vel fecaat'in aşırılığına/ ifratlarına ( kadının sesini bile tahrik aracı görenlere...) kapılalım, nede onlara AŞIRI reaksiyon gösterip TEFRİTE düşelim...
biz elimizdeki Kur'an'a göre - insanlardan etkilenmeden- hüküm verelim...
İran'a ,Suudi AmeriKAN'a vb.vb. bakıp bakıp reaksiyonel davranmak , İran'daki modern zina çeşitlerinden biri olan muta nikahının plaj meşruiyeti konusunda fonksiyonel bir etki yapacak tarzda ortaya getirilmesi / getirilmemesi hususunda bir daha düşünmenizi bir kardeşiniz olarak öneririm.
tamamen, yalnız ve ancak Kur'an'ı ESAS alıp, yalnız ve ancak o'ndan etkilensek, daha iyi ve daha temiz olmaz mı...bizim/ hepimiz için...
NOT : geciken iletim için özür diliyorum.
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Hasan Öktem'e, bu iltisinde belirttiği görüşlerine katıldığımı, kendisine teşekkürle beraber ifade ediyorum.
Abdurrahman Abi nasıl olurda benim sabırla beklediğim:) yazıya benden önce teşekkür edersin:)) Aynen katılıyorum Hasan kardeşim. Allah cümlemizi Kuran yolundan ayırmasın. Her nefeste kanımızı temizlediği gibi nimetlerine şükredip şirkten uzak,sevgiyle sınavımızı tamamlamayı nasip etsin. seviyorum sizi:)...neden mi? Rabbin rızasını kazanmak için.
Aynen katılıyorum Hasan kardeşim. Allah cümlemizi Kuran yolundan ayırmasın. Her nefeste kanımızı temizlediği gibi nimetlerine şükredip şirkten uzak,sevgiyle sınavımızı tamamlamayı nasip etsin. seviyorum sizi:)...neden mi? Rabbin rızasını kazanmak için.
19/96 :
M. Esed
Sınırsız rahmet Sahibi, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlarısevgiyle kuşatacaktır;
Yüce Rahman, bizi/hepimizi şirk'siz imana erişip, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlardan ve sevgiyle kuşatılmayı hak edenlerden eylesin inşaAllah...
Okunuş Yevme tecidu kullu nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma amilet min su', teveddu lev enne beyneha ve beynehu emedem beida, ve yuhazzirukumullahu nefseh, vallahu raufum bil ibâd.
M. Esed
Her insanın yaptığı bütün iyilikleri de kötülükleri de karşısında bulacağı o Gün'ü düşünün; (pek çok insan,) o (Gün)ün kendisinden çok uzakta olmasını diler. O halde Allah, O'na karşı dikkatli olmanızı ihtar eder; ama Allah, yarattıklarına karşı çok şefkatlidir
Selam ve Dua ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Arkadaşlar,
Hristiyan ve yahudilerin kitapları kadın ve örtünme konusunda çok çok daha tutucu iken, adamlar bu konuları çözdüler. Şİmdi ne kilise, ne havra bu konularda aykırı tek görüş bildirmiyor, bildirse de dinlenmiyor.
Daha doğru dürüst şehirleşememiş, feodal yapıyı ve düşünce tarzını değiştirememiş müslümanlar için daha çok erken. Onun için bizlerin çözmesini beklemiyorum. Ne Türkiye Ne de dünyada başka bir müslüman ülke.
Kadınla ilgili her türlü ayet, kadına baskıya alet ediliyor. Kadınla ilgili her konuda mutlaka kadının aleyhine bir sonuç var.
Olayın sosyolojik tarafları var. Köylülük, şehirlilik vb.
Bu zinaya yaklaşma lafından nefret etmişim. Bu geleneksel hocalardan dinlediğim neredeyse 35 senedir Başını örtmeyen, kapalı giyinmeyen kadın zinaya yaklaşıyor. Erkeklerin vebaline sebeb oluyor. Falan. Hala da aynı terane. Siyasete alet ettiler. Memleketin enerjisini tükettiler.
Ben bu yorumlardan bıkmışım artık.
Herkes yaptıklarına bir rehindir. Herkes kendi vicdanın da Allaha sorumludur.
Benim görüşüm kadının da erkeğinde ne yaptığını bilerek denize, havuza gitmesinde bir mahzur yoktur. Deniz Allahın bir nimetidir. Herkes faydalanacaktır.
Allah Kadın düşmanı falan değildir.
Kadınlar erkeklerin malı değildir.
Eşit birer Bireydirler.
Kendi cinsel ahlakları ile ilgili konularda öncelikle kendileri sorumludurlar. Erkek, çevre, mahalle baskıları yanlıştır. Kendilerini ilgilendiren konularda kendileri görüş bildirmeli, kendileri talepkar olmalıdır.
Ben baskıcı değil, bilinçli evlilik ve cinsel ahlakı savunurum.
Bunlar da dine, Kur'ana aykırı bir şey de yoktur.
Bunlar benim şahsi görüşlerimdir.
Şimdi bazı arkadaşlar der ki şahsi görüşü bırak, dini görüş bildir.
Ben de genelde insanların yaptığı gibi kadına baskıcı, yasakçı olmazcı bir görüş bildirsem çok daha dini olur. Daha kabul görür.
Revaçta olan görüşler yasakçı görüşlerdir.
Böyle gelmiş, böyle gidiyor da , bakalım nereye kadar.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
68. Bizim için Rabbine du'a et, onun ne olduğunu bize açıklasın. dediler. Dedi ki: "O diyor ki: O (inek) ne yaşlı, ne körpe, ikisinin ortasında (bir inek)tir! Haydi, size emredileni yapın."
Süleyman Ateş
69. Dediler ki: "Bizim için Rabbine du'a et, renginin nasıl olduğunu açıklasın." Dedi: "O diyor ki: "Rengi parlak, sarı bir inektir, bakanlara sevinç verir."
Süleyman Ateş
70. Bizim için Rabbine du'a et, onun nasıl bir şey olduğunu bize açıklasın. Zira o inek bize (başka ineklere) benzer geldi. Ama Allah dilerse mutlaka (emredileni yapmağa) yol buluruz. dediler.
Süleyman Ateş
71. Dedi: "O şöyle diyor: O, henüz boyundurluk altına alınmamış bir inektir. Yeri sürmez, ekin sulamaz. Salma, (çifte koşulmamış) hiç alacası yok." "İşte şimdi gerçeği getirdin" deyip ineği boğazladılar; az daha yapmayacaklardı.
Selam
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
M. ISLAMOGLU: Aslinda “hicab” sorunun anahtar kavrami. Hicabi “bas örtüsüne”
indirgemek yanlis bir kere. Bizde böyle bir sey var. Hatta hicabi bas degil
beden örtüsüne indirgemek Kur-an’in yaklasimina kiyasla yanlis bir yaklasimdir.
Çünkü Kur’an takva örtüsünü ön plana çikariyor. ‘Takva örtüsü’ Kur’an’a aittir,
bana degil. Yani, bedenin tesettürü takva örtüsünden, yüregin ve zihnin
tesettüründen ayri degerlendirmemelidir. Kur’an’in öncelikle böyle bir bütüncül
bakis açisi oldugunu görmekteyiz. Bedenin tesettürünü, zihnin ve kalbin
tesettüründen ayri düsündügümüz zaman Kur’an’in bütüncül bakis açisini
parçalamis oluruz. Bu ayette geçen ‘li yu’rafne’ ‘taninmalari için’, bu tek
kelime, Arap dilinde, kendi içinde tamamlanmis bir cümledir. Bu taninmalari için
bir gerekçedir. Yani niçin örtünsünler? ‘Bu emri niçin verdin Ya Rabbi?’ diyene
bir cevaptir. Sadece bu cevap degil tabii, iki cevap var; iffetli olarak
kalmalari ve taninmalari için. Ama asil vurgu yapilmasi gereken kavram, bu
‘taninmak’ kavramidir, “li yu’rafne”. Bu kavramin kök kelimesi ‘arafe’dir.
‘Arafe’ anlam alani ile düsündügümüzde “maruf, arif, tarif, marifet” kavramlari
karsimiza çikar. Bu hem bir bilince tekabül eder, hem de bir kimlige tekabül
eder. Dolayisiyla buradaki taninmak siradan bir “görünce
ayrimsamak, fark etmek” degildir. Burada ‘alime’ de kullanilabilirdi. Buradaki
taninmak, çok daha derin ve kendi baglami içerisinde siradan basit bir
ayrimsama, ayirdetmeden öte bir kimlik, bir kisilik, bir bilinç bir sahsiyet
vurgusudur. Dolayisiyla bu ayet ve tesettürle ilgili diger ayetlerdeki
örtünme emrinin temelini kadinin kisiligini seffaflastirmak için bedenini örtmek
teskil eder. Kadinin kisiligini seffaflastirmak için taninmak anlami
sıkıştırılmış (zipli) bir ifadedir ki zaten Kur’an’in dili sıkıştırılmış bir
dildir. Icaz buna denir. Kur’an’in icazini çözdügümüzde dogal ve zorunlu biçimde
o sıkıştırılmış ifadenin bize daha farkli bir kelime grubu ile yansimasi
sarttir. Yani aradaki bosluklari doldurmamiz gerekir. Onun için “li yu’rafne”
ibaresini açarak anlamaya çalisirsak, bu tamamen kisiligini
seffaflastirmak için bedenini örtmek anlamina gelir. Kisiligini öne çikarmak
kisiligini bedeninden öne çikarmaktir. Bu, tarihte kadina yapilmis en büyük
ikramdir. Insanlarin önüne çikaracak bir kisiligi olmayanlar insanlarin önlerine
et ve cinsellikleriyle çikarlar. Insanlarin önüne çikaracak bir erdemi, bir
kimligi, bir kisiligi bulunmayan bir kadin ille de farkedilmek istiyorsa,
insanlara “disiligini” gösterecektir: kisiligi yerine disiligini. Yani
tesettürü emreden Kur’an’in kadina verdigi açik mesaj sudur: disiliginizle
kendinizi görünür kilmak yerine kisiliginizle / sahsiyetinizle erkek egemen
dünyada hak ettiginiz saygin yeri alin. Onun için tesettür, kadinin
insan kimligini teninin önüne koymak demektir. Tesettür emri, ancak bu
yaklasimla dogru anlasilabilir. Tesettüre karsi çikanlar bilerek veya bilmeyerek
kadini kimliksiz ve kisiliksiz yapmak isteyenler, onun teninden haksiz kazanç
saglamak isteyen, onu metalastiran, onu hep edilgen ve zevkine hitap eden bir
nesne olarak görmek isteyenlerdir. Neden böyle isterler? Dikkat ederseniz kadini
kimliksiz ve kisiliksiz görmek isteyenlerin hemen hemen tamamina yakini nefsine
kul olmus erkeklerdir. Neden? Çünkü kimliksiz bir kadinin bedenini, estetigini
daha çabuk istismar edebilirler, örseleyebilirler, ondan yararlanabilirler de
onun için. O sebeple kadinin örtüsüne yönelik her düsmanlik bilinsin ya da
bilinmesin farkinda olunsun ya da olunmasin aslinda kadinin bedenini istismara
açmak isteginden baska bir sey degildir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma