Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 15 mart 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 40
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hepimiz müslümanız diyoruz ama , inancımızda ne kadar ciddiyiz iyi düşünmek gerek. Ciddiyetsizlik bir süre sonra samimiyeti de elden götürecektir. TEHLİKE ÇOK BUYUK
Mesela müslümanım diyen birisi parasıyla yoksulları arayıp , doyurmuyorsa , haftada 1 saatini bile Kuran üstüne düşünerek geçirmiyorsa , bu aşikar ciddiyetsizliktir.
Ama sakın yanlış anlamayın. Ciddiyetsizlik kesinlikle samimiyetsizlik değildir. Samimi olmamıza rağmen , ibadetlerimizi ,eğitimimizi başaramıyor olmamız mümkündür vehatta samimi olmamıza rağmenhayırdan çok şer yolunda da gitmekten kendimizi alamıyor olabiliriz.
Elbet bu sorunların çözümünde yapılacak bir şeyler olmalı. Hayatı yani yaşamı ciddiye nasıl alacağız. ?
Hayatın bize sunduğu şeyleri isteklerimize göre biçimlendirmek gerek. Yoksa inanç bizi sağlam tutmaya yetmez. Tanrımızın tavsiyelerinin ve yasaklarının ne kadar önemli olduğunu tamda “anlamamız gereken an” da anlayacak bir ruhhalinde olmazsak hayırdan çok şerre yakın bir pozisyon almışız demektir.
Dünya sana karşı dururken sen hala bu mücadeleyi yapmak konusunda tereddüt içindeysen , hala direnmenin doğruluğu / haklılığı konusunda tartışıyorsan , sonuç şudur : Ölürsün
Inançta da aynı şekilde. Bir çok şey inancına zarar verirken sen hala inancını koruma yolları geliştiremediysen : Kaybedersin…
Hz. İbrahim ailesini çöle götürürken bir nedeni vardı. İbadetlerini tam yapmalarıydı temel neden .İman için her şeyin terki. Allah ın hiçbir şey olmayan bir yerde bile yanımızda olduğunu bilmek ne müthiş bir güven.
Siz hayatınızı ulaşmak istediğiniz her neyse , ona ulaştıracak şartları sağlayacak bir hale çevirmek için ne kadar mücadele ettik ? İlim için ,Para için, Sevgi için, ve İman için…
İlim için diyelim. İlim için çalışmak gerek elbet. Evinizde çalışacağınız bir ortamınız var mı peki. Oturma odasında alim olmayı düşünüyorsanız daha çoooook beklersiniz. Önce bir çalışma odası, sakinlikle /sukunet içindeoturacak bir yer olmalı ki, aklınızı kullanmayı ve bilgiyi özümlemeyi öğrenesiniz.
Bilgi kaynaklarınız var mı peki ? ve yeterli mi? İnternete ulaşabiliyor musun.Aylık dergileri kütaphaneden veen favori derginizi abonelikletakip edebiliyor musuz.
Peki bunlar bilgiyi almak için ortamdı. Peki sizin bilgiyi almanızı gerektirecek bir ortamınız / nedeninizvar mı?. Neden motivasyona ulaştırırinsanı. Uzaya çıkmayacaksanız uzay mekikleri hakkında derinlemesine bilgi edinmeniz ve var olanı aşıp da yeni şeyler üretmeniz mümkün değildir.Sıkılır insan, hem de çok çabuk.
Uzay mekiği yapmaya başlamakta tek başına yapmakta sizin sorunlarınızı çözmez. İnsan birebir insanlarla , toplumla ilişkiye girmezse yine göçer. Sonuçta başarısız olur. Yani aynı amaca yönelmiş insanlarla birlikte olmakta gerekli. İnsanlar birbirleri için nedendir. Birbirlerinden dolayı çalışırlar yada uğraşırlar. Sakın bunu gösteriş yapmak gibi algılamayın. Gösteriş için değil,insan ancak sosyal bir yapının içinde verimli ve hevesli olabiliyor.
Tabi sahip olduklarından fedakarlıkta insanı yaptığını sahiplenmeye götürür. Yaptığın iş için, kendi düşüncelerin için paranı harcayacaksın. Kitaplar için , seminerlere gitmek için para kaybedeceksin. Sonra uykundan da , zaman alan zevklerden de uzaklaşman gerekecek. Zorlanacaksın, bazen usanacaksın ama yılmayacaksın…
VEsonuçta “alim” olacaksın.
Buraya kadar anlattığım benim kafamdaki "alim"e ulaşmanın yöntemiydi / yoluydu.Peki hakkıyla “Hakkın yolu”nda olmak , yani “hanif “ olmak için hayatımızı nasıl biçimlendirmeliyiz? Günlük yaşamımızın ana hatları nasıl olmalı ? Yaşamımızın kontrolünü kaçırmamak için dikkat edilece temel noktalar neler?
Yazıdan hadi ben biliyorum , sizde biliyor musunuz manası sakın çıkarmayın. O yolda yürüyemeyen , en başta anlattığım kişi birçok yöndenkendimden başkası değil. Kolay değil topluma , ailene göğüs germek. Bir yandan iş yaşamı , bir yandan toplum baskısını hissetmek. Çoğu kendi içimdeki korkular olsa da ,en büyük mücadelemizi ayıplanmaya ve korkularımıza karşı vermiyor muyuz ? En büyük düşmanımız yine kendimiz değil miyiz?
Deneyimlerini paylaşacak , önerilerini sunacak arkadaşlara şimdiden en gerçek teşekkürler.
Ayıplayanlarınayıplamasından korkmamak ne müthiş bir güvendir.
Hepimiz müslümanız diyoruz ama , inancımızda ne kadar ciddiyiz iyi düşünmek gerek. Ciddiyetsizlik bir süre sonra samimiyeti de elden götürecektir. TEHLİKE ÇOK BUYUK
Mesela müslümanım diyen birisi parasıyla yoksulları arayıp , doyurmuyorsa , haftada 1 saatini bile Kuran üstüne düşünerek geçirmiyorsa , bu aşikar ciddiyetsizliktir. ............
hmmmm guzel bir konu. .
Ciddiyeti ne bilgisayar ekranlarinin arkasina siginarak Nede Allahin Kurandaki hukumlerinin yanina ek hukumler koyarak da bulabiliriz. Ciddiyeti ve ciddiyetsizligi dini acisindan belirlerken FURKANI Kurani cerceveyi belirlemeliyiz. Bana gore ciddi olan size gore ciddi olamayabilir. Komsuya bir tas corba goturmek, hal hatir sormak bana gore ciddi bir is iken baskasina gore olmayabilir.
Ciddiyetsizlik samimiyeti goturur. Haklisiniz. Bana gore tek ciddiyet Sinav kitabi olan Kurana geregi gibi calismakdir. Yanlizca ona uymakdir.
Obur turlu ciddiyeti ve ciddiyetsizligi size gore yada babami ziyarete gelen cember sakallli Yobaza gore tanimlamak zorunda kaliriz.
__________________ Müslümanim diye hic utanmiyorum.... Mevsim Bahar..Ben artık özgur bir müslümanım. Bir elimde KURAN, Bir elimde bahar çiçekleri ve arkamda 1400 yıllık hurafe, hadis, mezhep ve şeyhlerın enkazı.
ciddi olmak için 1.kural yalan söylememek. Bir insan kendine ne kadar az yalan sölerse o kadar acizdir.
2.Kişi kendine kolaylaştırılan yoldan gidebiliyorsa işin ciddiyetini hayatın lacivertlerini az çok anlamıştır zaten.Biz hayatı bize kolaylaştırılan yoldan giderek kendi yolumuzdan giderek ciddiye alacağız.
Kendimizle barışıksak evet topluma karşı küs kalıcaz maalesef.
(yaniBiz kur'an diyorsak onlar önüne başka kitaplar koyup düşman olucak)
Toplumla barışıksak kendimizle düşman olucaz ciddiyetsiz olucaz. (Yani biz kim ne derse onu diyorsak aklımızı ve beynimizi şuursuzca topluma bıraktıysak otomatikman onların egosunu tatmin etmeliyiz ve işte o zaman hadis hadis der çoban oluruz) Hayat acımasız.
ve en güzel şekilde şunu söleyebilirim ki rabbi zıdni ilmi
İnançta ciddi olup olmadığımızı ancak yaşamımıza bakarak anlayabiliriz. sitede bunca bu kadar yazı yazmamız, işin küçük ve önemli bir bölümü.
Ciddiyet-samimiyet... bunlar, zamanla anlaşılacak konular. insanın karşılaştığı ikilemler sonucunda aldığı kararlar, gittiği yön samimiyeti ve ciddiyeti pekiştiriyor
(ÂLİ IMRÂN suresi 142. ayet) Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
(BAKARA suresi 214. ayet) sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır.
__________________ Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
Konu gerçekten önemli, toplumdaki insanlar da inançlarında hem ciddiyetsiz hem de samimiyetsiz, ciddiyetsizlik samimiyetsiz olmayı beraberinde getiriyor
Söyledklerimizle yaptıklarımız eğer paralel değilse, samimiyet sorunu ortaya çıkıyor
Mesela kişi sözde Kurana inandığını söyler, ancak gerçekten ciddiyetle ve samimiyetle inanıyor mu? peygambere inandığını, onu çok sevdiğini söyler, gözyaşı döker...Oysa peygamberi sevmek, onu örnek almak demekse samimi olan, ciddi olan kişi Kurana uyarak bu sevgisini temellendirir
Yani kişiler, inandıkları şeylere içten bağlı olmalı, bunu hayatının her alanında yaşatmalıdır, eğer sözde kalıyorsa siz samimiyetsiz, sahtekarsınız demektir !
saygı ile...
__________________ Ne kadar uzak olsak da çok yakınız, daha yürekten olamazdım, daima kim olduğumuza güveniyorum ve başka hiçbirşey önemli değil... Metallica-Nothing Else Matters
Katılma Tarihi: 06 temmuz 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 96
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
oncebilgigerek Yazdı:
Gerçekten çok önemli bir konu inançta ciddiyet ve samimiyet.
Ciddi olmak;
İnandıklarımızın değerini anlamaya
Hayatımızı inadıklarımız çizgisinde duzenlemeye
Yaşadığımız topluma bilinç kazandırmaya
Kendine inanç değerlerini ilke edinmiş kişilerle dost olamaya götürür.
İnadıklarımızda ne oradanda ciddiysek o oradan da samimi olduğumuz anlamına gelir.
Çok güzel bir tespit. Ciddiyet ve samimiyet inancın göstergeleri.
Ayrıca inancı konusunda ciddi olmanın çok güzel bir tanımını yapmışsınız.
Evrende kendi sözlerinizi doğrulayan birlerinin olduğunu bilmek ve sözlerini doğruladığını kimseleri bilmek insanı çok mutlu kılıyor. Bu, hiç bir mutlulukla karşılaştırılamayacak bir mutluluk.
İnancımız konusunda ciddi isek kendiliğinden belli noktalara geliyoruz.
Gerçek bir inanır isek;
1-İnancımız konusunda araştırmacı, sorgulayıcı oluyoruz
2-Karşımıza çıkan engelleri(ilk önce kendimizi) aşıyoruz
3-İnandıktan önceki ve sonraki halimiz arasında dağlar kadar fark oluyor, hayat çok daha anlamlı, dolu oluyor.
4-İçimizde sürekli yanan bir ateş oluyor. Sönmeyen, bazen göğe yükselen, sıcağı ile ısıtan, aydınlığı ile aydınlatan bir ateş...Biz istemesek de ısıtıyor ve aydınlatıyoruz..Duramıyoruz yerimizde, sevmiyoruz durağanlığı..
5-Zaafa uğradığımız, kendimiz zayıf hissettiğimiz zamanalrda bu, başkalarının bize bakışından değil, kendimize bakışımızdan kaynaklanıyor. Yapmamız gerekenleri tam anlamıyla yapamamış olmanın mahcupluğunu yaşıyoruz.
6-Hata yaptığımızda bizim kendimize kızdığımızdan daha çok kimse kızamıyor, Allah'a karşı yaşadığımız mahcupluğu hiç bir kimseye karşı yaşamıyoruz. Birileri bizden tatmin olsa da kendimizden tamin olmamız çok zor oluyor.
7-Zorluklar karşısında asla ve asla yılmıyoruz. Hatta bazen zorluklar bizi daha da güçlendiriyor. Öldürmeyen güçlendirir.
8-İçimizdeki ateşe benzer ateşi olanlara yakın hissediyoruz kendimizi, onlarla olmak huzur veriyor, birbirimizi ısıtıyor ve aydınlatıyoruz. Gerçek dostluğu Allah'ın ilkeleri altında toplananlarda buluyoruz. Onları öze kardeşimizden, anne babamıdan daha çok düşünüyor, daha çok seviyor, onlar için daha çok kaygı duyuyoruz. Onlar söz konsu olunca önce onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz.
9-İnandığımız değerler gerçekten bizi mutlu ediyor, bizi hem kendisi ile hem toplumla barışık bir hake getiryor.
10-Yaşadığımız topluma ve beraber olduğumuz inanmayan insanlara karşı da sorumlu hissediyoruz. Susmanın inkar etmek olduğunu biliyorz. Yalancıların bildiklerini saklayanlar olduklarını öğreniyorz.
Ve zaten yaşama amacımız önce kendimizi mükemmel kılmak ve sonra etrafımızdakilere doğruyu göstermek oluyor....
ve....üzülüyoruz anlaşılmadığımız zaman ,ancak pes etmiyor yolumuza devam ediyoruz...kimseli veya kimsesiz....ama asla bırakmıyoruz inadıklarımızı hangi bedeli ödememiz gerekse bile...
Çünkü biliyoruz ki Allah'ın vereceği bedel hepsinden kat be kat ağır olacaktır...Ve biz doğru adım attığımız sürece yolumuz hep aydın olacaktır...
__________________ Allah temiz akıl sahiplerini sever!
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm! Değerli Kardeşlerim!
Allah hepinizden de Razı olsun.
Yazılan yazıları okurken aklıma aşağıdaki ayetler geliverdi.
Paylaşmak istedim.
Tevbe 24:"De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz/menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz."
Tevbe 71:"Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir."
Mümtehine 3:"Kıyamet gününde ne hısımlarınızın ne de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O, sizi birbirinizden ayıracaktır. Allah, işleyip ürettiklerinizi açık açık görmektedir."
Ankebut 2:"İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar!"
Ankebut 3"Yemin olsun ki biz, onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemişizdir. Allah, özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. Ve O, yalancıları da elbette bilecektir."
Katılma Tarihi: 28 ekim 2005 Yer: Turks and Caicos Islands Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Cidddiyet...!
Önemli sayılan her şeyde, ilk şartlardan biridir. Bir çok yönü ile, güzel ifadelerle anlatılmış...
Fakat, "Bilinç" daha önce gelmelidir. Yada, "Ciddiyetin ön şartı olarak" ortaya konulmalıdır.
Bir "Şeyhe Mürit olmayı" seçen Kişinin, İnancında ciddi olmadığı iddia edilemez. İnancı için, pek çok fedakarlığı da göze alabilir. Fakat, Kuran'ın ana dilindeki çevirisini okumayı günah da sayabilir.
Ortada olan, Bilinçsiz bir ciddiyettir.
Saygılarımla
__________________ Kişilikler değil Fikirler Eleştirilmelidir.
Gerçekten çok önemli bir konu inançta ciddiyet ve samimiyet.
Ciddi olmak;
İnandıklarımızın değerini anlamaya
Hayatımızı inadıklarımız çizgisinde duzenlemeye
Yaşadığımız topluma bilinç kazandırmaya
Kendine inanç değerlerini ilke edinmiş kişilerle dost olamaya götürür.
İnadıklarımızda ne oradanda ciddiysek o oradan da samimi olduğumuz anlamına gelir.
Çok güzel bir tespit. Ciddiyet ve samimiyet inancın göstergeleri.
Ayrıca inancı konusunda ciddi olmanın çok güzel bir tanımını yapmışsınız.
Evrende kendi sözlerinizi doğrulayan birlerinin olduğunu bilmek ve sözlerini doğruladığını kimseleri bilmek insanı çok mutlu kılıyor. Bu, hiç bir mutlulukla karşılaştırılamayacak bir mutluluk.
İnancımız konusunda ciddi isek kendiliğinden belli noktalara geliyoruz.
Gerçek bir inanır isek;
1-İnancımız konusunda araştırmacı, sorgulayıcı oluyoruz
2-Karşımıza çıkan engelleri(ilk önce kendimizi) aşıyoruz
3-İnandıktan önceki ve sonraki halimiz arasında dağlar kadar fark oluyor, hayat çok daha anlamlı, dolu oluyor.
4-İçimizde sürekli yanan bir ateş oluyor. Sönmeyen, bazen göğe yükselen, sıcağı ile ısıtan, aydınlığı ile aydınlatan bir ateş...Biz istemesek de ısıtıyor ve aydınlatıyoruz..Duramıyoruz yerimizde, sevmiyoruz durağanlığı..
5-Zaafa uğradığımız, kendimiz zayıf hissettiğimiz zamanalrda bu, başkalarının bize bakışından değil, kendimize bakışımızdan kaynaklanıyor. Yapmamız gerekenleri tam anlamıyla yapamamış olmanın mahcupluğunu yaşıyoruz.
6-Hata yaptığımızda bizim kendimize kızdığımızdan daha çok kimse kızamıyor, Allah'a karşı yaşadığımız mahcupluğu hiç bir kimseye karşı yaşamıyoruz. Birileri bizden tatmin olsa da kendimizden tamin olmamız çok zor oluyor.
7-Zorluklar karşısında asla ve asla yılmıyoruz. Hatta bazen zorluklar bizi daha da güçlendiriyor. Öldürmeyen güçlendirir.
8-İçimizdeki ateşe benzer ateşi olanlara yakın hissediyoruz kendimizi, onlarla olmak huzur veriyor, birbirimizi ısıtıyor ve aydınlatıyoruz. Gerçek dostluğu Allah'ın ilkeleri altında toplananlarda buluyoruz. Onları öze kardeşimizden, anne babamıdan daha çok düşünüyor, daha çok seviyor, onlar için daha çok kaygı duyuyoruz. Onlar söz konsu olunca önce onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz.
9-İnandığımız değerler gerçekten bizi mutlu ediyor, bizi hem kendisi ile hem toplumla barışık bir hake getiryor.
10-Yaşadığımız topluma ve beraber olduğumuz inanmayan insanlara karşı da sorumlu hissediyoruz. Susmanın inkar etmek olduğunu biliyorz. Yalancıların bildiklerini saklayanlar olduklarını öğreniyorz.
Ve zaten yaşama amacımız önce kendimizi mükemmel kılmak ve sonra etrafımızdakilere doğruyu göstermek oluyor....
ve....üzülüyoruz anlaşılmadığımız zaman ,ancak pes etmiyor yolumuza devam ediyoruz...kimseli veya kimsesiz....ama asla bırakmıyoruz inadıklarımızı hangi bedeli ödememiz gerekse bile...
Çünkü biliyoruz ki Allah'ın vereceği bedel hepsinden kat be kat ağır olacaktır...Ve biz doğru adım attığımız sürece yolumuz hep aydın olacaktır...
çok önemli noktalara vurgu yapmşsnz, tebrikler !
__________________ Ne kadar uzak olsak da çok yakınız, daha yürekten olamazdım, daima kim olduğumuza güveniyorum ve başka hiçbirşey önemli değil... Metallica-Nothing Else Matters
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma