İçinde bulunduğumuz
ramazan ayı sebebiyle, insanlar, zekat ve fakiri doyurma konusunda daha
hassas oluyorlar. Fakat çoğu konuda olduğu gibi Kuran`a gidilmediği
için ortaya komik durumlar çıkabiliyor. Kuran mallarımızı nasıl
harcayacağımızı, zekatımızı nasıl ve kimlere vereceğimizi açıklamıştır.
Kuran dışında din adına hüküm vermenin olayı nerelere götürdüğünü
isterseniz beraber inceleyelim. Gelenekçi islama göre zekat oranı 1/40
tır, oysa Kuran`da Allah böyle bir ölçü koymamıştır (Allah istediği
zaman çeşitli ölçüler verir, örneğin mirasla ilgili ayetlerde bunları
görebiliriz). İşin kötüsü halkın büyük çoğunluğuda doğrusunu 1/40
zanneder.
Mezheplerde zekat ölçüleri ve verilme durumlarıda farklı
farklı ele alınır. İşte size birkaç örnek; mezheplere göre, tarladaki
ürünün zekatının oranı 1/10 dur. Devesi olanla koyunu olanın zekatları
farklıdır, altın ve gümüşü olanların zekat oranları 1/40 tır. Borçlu
olan zekat vermez, mal üretiminde kullanıln mallardan da zekat
verilmez, krediyle iş yapanlar zekat vermez, binek zekatı
verilmez(arabası olan zekat vermeyecektir). Bu ve buna benzer bir sürü
uydurmalar Kuran`da olmamasına rağmen gelenekçi islamın din diye
insanlara anlattıklarıdır.
Şimdi birazda zekat meselesi Kuran `da nasıl
geçiyor ona bakalım; Kuran`da zekatla ilgili geçen kelimelerden biri
infaktır ki anlamı; sahip olunan mallardan, Allah yolunda ve bunun
dışındakilere harcamalara(bunları aşağıda aktaracağım) denir. Sadaka
kelimesi, kökünde doğrulama anlamında olup Allah yolunda yapılan
harcamalardır. Zekat kelimesinin anlamı ise temizlenmedir, sahip olunan
değerlerden başkalarınada verilerek yapılan bir temizlenme.
Kuran`ın
ibadetler içinde çok önem verdiği zekatla ilgili birçok ayete
rastlayabiliriz. Birkaç örnek vermek gerekirse; Bakara Suresi 215te
"Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki; hayır olarak infak
edeceğiniz anne, baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar
içindir. Hayır olarak yaptıklarınızı Allah bilir. "der. Yine sadaka ile
ilgili ayette Tevbe 60 ta "Sadakalar Allah`tan bir farz olarak yalnızca
şunlar içindir, yoksullar, düşkünler, görevli olanlar, kalpleri
ısındırılacaklar, özgürlüğünü kaybetmişler, borçlular, Allah
yolundakiler, yolda kalmış kişiler... "Sadakaların miktarıyla ilgili
olarak Bakara 219 da "Ve sana neyi infak edip harcayacaklarını,
vereceklerini sorarlar. De ki, Bağışladığınızı. Böylece Allah size
ayetlerini açıklar, umulur kidüşünürsünüz".
Görüldüğü gibi Kuran`da
mezhepçilerin verdiği ölçüler yoktur, Allah`ın verdiği ölçüler vardır.
Bu son ayette(Bakara 219) geçen afv kelimesinin manası
bağışladığınızıdır. Bu da Allah`ın zekatla ilgili durumlarda insanın
insiyatifine kaldığını ve gönlünden geçenin ortaya çıkması için
yapıldığını görürüz. Bunu destekleyen bir diğer ayettte şudur; Talak
Suresi 7 "Geniş imkanı olan bu geniş imkanından harcasın. Rızkı kısıtlı
tutulanda Allah kendisine verdiği kadarını versin". Allah, Kuran`da
zekat ölçülerini vermez, bunu insanın kendine bırakır, tıpkı Kuran`ın
başka ayetlerinde Allah`ı çok anın deyipte ne kadar anacağımızı bize
bıraktığı gibi. Yoksa Allah sayı vermekten çekinecek değil ya.
(Dini Yazılar'dan alıntı)