HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Yalnız Kuran demek hata mıydı? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Aşağıda, Kuran Nesli sitesinde "mümin bir kul" rumuzlu kişinin yazısı var. Yazı hakkındaki görüşlerimi daha sonra paylaşacağım inşaallah...

"YALNIZ KUR'AN" HATA MIYDI? (BİR ÖZELEŞTİRİ VE VEDA...)


KUR’AN NESLİ WEB’in Önsözü:

“Aşağıda okuyacağınız satırlar, “Yalnız Kur’an” düşüncesini uzun süre hararetyli bir şekilde savunmuş olan samimi ama tepkisellik içindeki fikirlerini günümüzde bir özeleştiriye tabi tutarak fikirlerini Kur’an merkezli bir perspektifle ıslah etme erdemini gösteren aynı zamanda “Teslimiyet” isimli bir web adresinin kurucusu olan Mümin Birkul’a aittir. Adı geçen web sitesi “Yalnız Kur’an”cı bir web sitesi(ydi). Sahte Resul Reşad Halife’nin kurduğu Tucson Mescidinin resmi Web sitesi olan www.submission.org ‘un Türkçe bölümünü de oluşturan Mümin Birkul Mutedil bir çizgiye doğru ilerliyor hiçbir fikrini saplantı yapmaksızın... Vahiy merkezli bir Sünnet anlayışını kendi zihninde inşaa ederek bazı çarpık Sünnetçilere de, Yalnız Kur’ancılara da önemli bir örneklik oluşturuyor. Kur’an Nesli Web, yazarı artık kendi Islahatçı ailesinden görmektedir.”


Bundan yaklaşık bir sene önce Yalnız Kur'an fikri ile ilk tanıştığımda gerçekten heyecanlanmıştım, uydurma hadis ve sünnet yalanıyla kandırılan kitleler ve Kur'an 'dan uzak, gaflet ile geçen uzun asırlar... Evet, Yalnız Kur'ancı açıdan bakınca manzara buydu...

Diğer taraftan kendini müslüman olarak tanımlayan insan yığınlarının dünya sahnesinde içine düştükleri perişanlık da, yine bizce Kur'an'dan uzak kalmanın doğal bir sonucu olarak görüldü ve bu sebeple Yeniden Kur'an'a dönüş anlamına gelen bu haraket bizde son derece olumlu bazı beklentilerin doğmasına da yol açtı.

Burada hadis ve sünnetin yalan olduğu, Kur'an'ın ise tek ve yeğane doğru dinsel kaynak olduğu düşüncesi de ayrı bir gerekçe ile son derece mühim bir argüman olarak sunuluyordu:
Asıl verilen mesaj ise şu idi; Kur'an, Muhammed peygamberin aldığı yegane vahiydi ve o sebeple Kur'an'ın yanında dinsel hüküm kabul etmek, ALLAH'a eş koşmak ile eş anlamlıydı.Yani hadis ve sünnet kaynaklarına dayalı hüküm çıkaranlar ve bu hükümlere uyanlar otamatik olarak şirke girmişlerdi, dolayısıyla da bütün islam tarihi aslında koca bir yanlışın tarihi demekti...


Bu büyük bir iddia idi ancak öne sürülen gerekçe tevhid ve Kur'an olunca itiraz etmenin güçlüğü de ortadadır. Yalnız Kur'ancılar’ın dinsel hayattaki büyük sapkınlığa dair ortaya koydukları somut deliller de önemsenmeyecek gibi değildir, Bu tespitlerin pek çoğunun doğruluğu konusunda hala hemfikiriz. Bir takım sahte hadisler altında Kur'an'daki dine muhalif, onun hükümlerini hiçe sayan neredeyse yeni bir din denebilecek fikri oluşumlar muhakkak ki mevcuttur ve hala dinsel hayatta hakim bir mevkîi işgal etmektedir. Akıl sahibi bir kimsenin bu konularda yapılan tespitlere katılmaması mümkün değildir.Ayrıca geçmişten günümüze devam eden ve Kur'an tarafından şirk olarak nitelendirilen kimi uygulamalar da İslami gelenek içine sızmış ve büyük ölçüde dinsel hayatta kabul görmüştür.

Şimdi durumu artısı ve eksisi ile böylece tespit ettikten sonra kendi konumunuz ve tüm bunlar hakkındaki en son değerlendirmemizi yapmak istiyoruz: Klasik dinsel anlayışın içinde barındırdığı tüm bu yanlışlar ve öte yandan Tevhid düşüncesine dayalı ve Kur'an'ı birinci sıraya çıkartan yeni bir dinsel görüş alternatifi, dediğimiz gibi bizi de büyük bir heyecana sevketti ve bu düşüncelerin mutlaka herkesçe bilinmesi gerekir diye düşündüğümüzden bir web sitesi kurarak elde edebildiğimiz tüm bilgileri toplu olarak insanların kullanımına sunduk. İstedik ki başkaları da bizim heyecanımızı paylaşsın ve gerçeklerden haberdar olsun, aydınlansın, Rabbine eş koşmasın.

Ancak bugün kendimizi yeni bir özeleştiri yapmaya mecbur görüyoruz ve yine bir yol ayrımına geldiğimize inanıyoruz: Şu an bazı nedenlerden ötürü “yalnız Kur'an” fikrinin çok temel bir yanılgı içinde olduğu ve o sebeple bunun (“Yalnız Kur’an” fikrinin) etkileyici ama yanlış bir yol olduğu kanaatine vardık.

Bu yazımızda bu temel nedenleri ortaya koyup bir de duyuru yapmak istiyoruz. Teslimiyet isimli web sitemizi de belirsiz bir süre için kapatıyoruz. Bir daha açıp açmayacağımız da şüpheli, muhakkak ki zamana ihtiyacımız var ve bu son bakış açısı ile yarın nereye varacağımızı da ALLAH bilir. O sebeple artık kendimizin doğruluğuna emin olmadığımız bazı fikirlerimizi başkalarına da yaymamak daha doğru olacaktır. Eğer yanlış bir şey söyleyerek birilerini olumsuz olarak etkiledikse de, Rabbimiz bizi affetsin. Hiç şüphesiz niyetimiz yalnızca gerçeği duyurmak ve ALLAH rızası idi.

Şimdi ise susmak belki de konuşmaktan daha hayırlı olacak. Erdemli ve sorumlu davranış budur diye düşünüyoruz. Duamız Rabbimizin herkese özeleştiri yapabilme ve hatadan geri dönebilme nimetinden ihsan etmesi için...


***

Yalnız Kur'ancı tevhid anlayışı ne derece doğru? Yalnız Kur'an'ın temel felsefesi otoriteyi Yalnız ALLAH 'a tahsis etmek (tevhid) olarak açıklanmıştır. Bunun yolu ise Kur'an dışında hiçbir dinsel hüküm kaynağını kabul etmemektir.

Bu ifadeyle Kur'an'a dayalı olan dışındaki tüm sözlü ve pratik dini gelenek de reddedilmiş olmaktadır. Yani Yalnız Kur'an'cı düşünceye göre bugünün müslümanının saf bir tevhidi düşünceye ulaşması önündeki en büyük engel son Peygamber' e izafe edilen kimi söz ve uygulamalar olmaktadır. Peygamberi sadece aldığını duyurmakla mükellef olan sıradan bir insan olarak değerlendiren “Yalnız Kur'ancılar”, bu tavırlarıyla onun ilahlaştırılmasına karşı çıktıkları da düşünmektedirler.(hiç şüphesiz Kur'an peygamberleri ilahlaştıranları da kınar) Bu konuda Kur’ani bir duruş içinde olmaya çalışanlar, bizce bir noktadan sonrasını iyi değerlendirememekte ve dolayısıyla da aşırı bir reaksiyon ile gerçekten uzaklaşmaktadırlar.

Peygamberin peygamberliğinin nerede başlayıp nerede bittiği hassas bir konudur ve o sebeple de bu konuda doğru bir sınır çizebilmek için biraz açmak istiyoruz:
Hiç şüphesiz Hıristiyanlar İsa peygamberi ve kendi din adamlarını ALLAH'a eş koşmuşlardır ve bu sebeple de kınanmışlardır. Kur'an açık ifadelerle bu tespiti yapar ve inananlar olarak
bizlerin de gerekli dersleri çıkarması kadar doğal bir şey yoktur. Şimdi onların nasıl eş koştuğuna bakalım ve Muhammed (as.)'ın durumunu da yeniden değerlendirelim.

Hıristiyanlar İsa ALLAH'ın oğludur demişlerdir. Kur'an bunu şirk ve küfür olarak niteler.Onların İsa as.'ı ALLAH'ın oğlu olarak nitelemekteki gerekçeleri ise öncelikle İsa (as.)'nın mucizevi doğumu ve mucizelerle dolu hayatıdır. İnananların Muhammed (as.) hakkındaki kanaatlerine şirk gözü ile bakan “Yalnız Kur’an”'cıların temel eleştirisi ise daha farklıdır. Onlara göre Müslümanlar Muhammed peygamber adına uydurulan hadis ve sünnete inanarak eş koşmaktadırlar. Muhammed peygamber sadece vahiy alıp insanlara bunu ileten, bunun dışında ise sıradan bir insan olan normal bir varlıktır.Onun aldığı vahiyler ise Kur'an' ile sınırlıdır .

Muhammed peygamberin Kur'an'dan başka vahiy aldığı ve Kur'an'ı tamamlayıcı nitelikte ilave hükümler vazettiği de yine asılsız bir iddia olarak ilk kez Reşat Halife tarafından "Yalnız Kur'an'a inanmak için oniki sebep" isimli makalesinde açıkça söylenmiştir. Bu noktada dini bayramlar meselesi bizce bir dönüm noktası olarak öne çıktı.Bizi yol ayrımına getiren sorular ise şunlardır:

Eğer Kur'an, dinin bütün temel gereklerini doğrudan veya dolaylı olarak haber veriyorsa ve vahiy dini Yalnızca bunlarla sınırlıysa, sıradan bir insan olan Muhammed peygamber nasıl olup da Kur'an'da varolmayan bir şeyi insanlara din olarak vazetmiştir?

Sıradan insanlar olarak bizlerin de böyle dini vecibeler icad etmeye hakkı olabilir mi? Yoksa "Yaşayan Kur'an" olarak nitelenen Muhammed peygamberin Kur'an'a uyma anlayışı çok mu farklı idi? Yalnız Kur’ancı açıdan bakarsak peygamberin Kur’an'a uyma konusunda gevşek bir tutum içinde olduğu gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır ki, bu doğru değildir.

Nesiller boyu hiçbir meşruiyet eleştirisine maruz kalmadan geniş kitleler tarafından yaşanarak günümüze getirilmiş olan nice uygulamalarda vardır ki,Kur'an tarafından haber verilmemiştir ancak mesele, duruşu itibariyle bir yanılgı olamayacağı konusunda son derece kuvvetli bir intiba vermektedir.Bazı şeyler yanlış anlaşılmış ve uygulanmış olabilir ancak mesela bir bayram konusunun bir yanılgı ve uydurma olduğunu söyleyebilmek de doğrusu son derece zordur.

Yani Yalnız Kur'ancı teori yaşanan pratiği açıklamakta bariz bir şekilde yetersiz kalmaktadır.
O açıdan dini hayat ve düşüncenin sadece Kur’an bilgisine dayalı olarak yeni bir sorgulamadan geçirilip ıslahının yüzde yüz doğru olmayabileceği de ciddi bir seçenek olarak belirmektedir.

Doğrusu "tam, mükemmel ve detaylı" bir kitabın bu ihtiyacı karşılaması kadar doğal bir şey de olamaz, ancak (maalesef diyemiyoruz), durum bu değildir. Çünkü bizler Kur'an'a tabi olmakla ve ilahi iradeye uymakla mükellefiz ve bizim bu konuda bir tercihimiz de söz konusu değildir...

Şöyle düşünün; ir an için olaylara ALLAH'ın açısından bakmaya çalışalım, eğer siz, insanlara kendi başına yetecek bir kitap indirseydiniz, bu kitapta hangi detaylara yer verirdiniz?
Hiç şüphesiz, eğer Yüce Yaratıcı dileseydi insanlara hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde detaylar içeren çok daha ayrıntılı bir kitap indirebilirdi ve bu kitap bugün tek başına pek çok
meseleyi çözebilirdi. Birkaç kelime ile namazların günde kaç vakit ve rekat kılınacağından, zekatın yüzde kaç olduğuna ve daha pek çok ayrıntı verilebilir ve insanlar sadece Kuran ile hiç şüphesiz tatmin olurlardı. Ancak her ne kadar anlamakta zorlansak da Rabbimizin böyle bir yolu tercih etmediği apaçık ortadadır.Yalnız Kurancıların bu boşluğu doldurmak için ortaya koydukları çeşitli argümanlar ise, dinsel realiteyi bir bütün olarak ve tatmin edici bir tarzda açıklayamamaktadır.

Bunu Kur'an'ın bir eksikliği olarak düşünmek de doğru değildir, eksiklik ancak yetersizlikten kaynaklandığı takdirde bir ayıp ve kusur olur. Ancak eğer yapmış olduğunuz şey mesela üç bacaklı bir sandalye ise, bunun dördüncü bacağı nerede diye, hiç kimsenin sormaya hakkı olamaz. Çünkü işe başlarken amacınız üç bacaklı bir sandalye yapmaktı ve öyle de yaptınız. Sonuçta ortaya çıkan şey her ne kadar eksik ve kusurlu bir şey gibi görünüyor ise de, hayal ettiğinizi yüzde yüz gerçekleştirdiğiniz için kusursuz, tam ve mükemmeldir, çünkü plan öyledir.

Kur'an için de aynı şeyi söyleyebiliriz, Kur'an'da bazı mühim bilgiler yoktur,ancak bu bilgiler Kur'an (haşa) yetersiz bir yazar tarafından yazıldığı için değil, öyle olması istendiği için noksan bırakılmıştır. Tamamen iradi ve planlı bir olaydır. Kur'an'ın kendi kendisi hakkındaki "tam, mükemmel ve detaylı" tanımlamasını da böylece düşünmek gerekir.

Şimdi de bunun sebebi hikmeti hakkında düşünelim:Kur'an'ın belli bilgileri kasten vermemesindeki en büyük sebep, bizce Son Peygamber olan Muhammed (as.)'ın önemini azaltmamaktır. Dolayısıyla sahte peygamberlerin doğuşuna izin vermemektir, çünkü hakikatin bir parçası Kur'an ise diğeri de Peygamberin fiili tebliği ve öğretisidir. Sadece birine dayanan, gerçeği açıklamakta yetersiz kalır ve kalması da istenmiştir.

Bugün “Yalnız Kur'an”cı anlayışın bir yandan İslam’ın son ve gerçekliği tartışılmaz Peygamberini bir şekilde devre dışı bırakmaya çalıştığı görülürken, "tabiat boşluk kabul etmez" prensibi gereği aynı boşluğun pekçok sahte elçi tarafından doldurulmaya çalışıldığı da görülmektedir. “Yalnız Kur'an” fikriyle birlikte yaşanan resul(!) enflasyonun ana sebebi bizce budur.

Kur’an, ancak bir peygamber eliyle en mükemmel şekilde anlaşılabilir ve yaşanabilir, bu peygamber ise doğal olarak Muhammed (as.)'dır. ( O’nun bıraktığı sözlü ve fiili gelenek sayesinde) Onu devre dışı bıraktığınızda onun mevkisinin birileri tarafından doldurması da kaçınılmaz olmaktadır.

Özetle söylemek istediğimiz şudur, vahiy dini Yalnız Kur'an'dan ibarettir savı ile getirilen alternatif düşünce dini hayatı açıklamakta yetersiz kalmaktadır ve bu sebeple doğru değildir. İlahi irade de bu yönde kullanılmamıştır, Kur'an’ın tertibi bunu açıkça göstermektedir. Hal böyle olunca Yalnız Kur'ancı bakış açısıyla İslam dünyasına yöneltilen şirk eleştirileri de geçerliliğini yitirmektedir. Kur'an’ı peygamberin öğretisi doğrultusunda anlamaya ve yaşamaya çalışan kitleleri temel bir yanılgı içinde olmakla suçlayamayız, her ne kadar pek çok haklı eleştirimiz olsa da, Bir bayram günü olan bugün, inananlarla kucaklaşma ve kaynaşma günüdür. ALLAH, bir diyen, Kur’an'a ve peygambere iman etmiş insanlarla bizim bir alıp veremediğimiz olamaz. Onlara bazı şirk unsurlarına bulaştılar diye müşrik gözü ile de bakmamalıyız. Unutmayalım ki her günah bir küfür, küfür ise bir çeşit şirktir. Şimdi kim günah işlemiyor?

Bunun anlamı elbette ki yanlışı da doğru ile birlikte kabul etmek değildir. Yanlışa her zaman muhalif olmak her müminin boynunun borcudur. Öte yandan yanlışı bahane edip doğru işlerde birlikte olmaktan da kaçınmamalı ve mücadelemizi sistemin içinde kalarak sürdürmeliyiz. Çünkü ortada aksini gerektirecek derecede kuvvetli bir neden yok. Zaten şartları oluştuğunda Rabb’e hicret etmek her müminin bir vazifesidir.

Doğru olan inananlarla ayrılmak için değil birleşmek için sebepler aramaktır. Kur'an kitap ehli ile bile ortak bir payda da buluşmaya çalışın diyor. Kendi aramızda ise bu paydalar zaten bolca mevcut, Bu vesileyle tüm inanan kardeşlerimin bayramını da kutluyorum...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Yukarıdaki yazıyı ilk gördüğümde / okumaya başladığımda çok heyecanlandım.

Çünkü, bir zaman hadiselere benim baktığım pencereden bakmış bir kişinin itirazları ve delilleri bana daha doyurucu gelecektir.

Olur ki, bir hata etmişizdir de bir mümin kulun uyarısı ile bu hatadan derhal çark ederiz.

Ancak, yazının içerdiği deliller  bende bu kişinin daha önce nasıl "Yalnız Kuran" dediği hususunda dahi şüphe uyandırdı.

Olası itirazlar için, "yalnız Kuran" söyleminin şahsımdaki anlamını kısaca özetleyeyim.

Yalnız Kuran demek, Kuran'ı kainatta edinebildiğimiz her veri ile / o verileri değerlendirip mukayese ederek ve sürdürülebilir bir tutarlılık içerisinde anlamak / anlamaya çalışmak ama, hüküm ve yükümlülük belirlemede yalnız Allah'ın indirdiğini benimsemektir.

İkinci bir istisna, "yalnız Kuran" söylemi Resul'ün söz ve eylemlerine bizzat yahut ciddi bir eminlik derecesinde şahit olanlar  için söz konusu olamaz.

Çünkü, hükmün sahibi olan Allah, Resule itaati emretmiştir. Resulün emrine bizzat yahut benzeri bir eminlikle muhatap olanlar - bu emir umumi ise-  ona uymakla mükelleftir.  Bu kimseler, Resulün emrinin  Kuran'a uygun olup olmadığını sorgulayamazlar.

Yazarın  içine düştüğü mantık hatası, çoğunluğun, uzun zamandan beri yapar olduğu bir davranışı yahut inancı doğru kabul etme yanılgısıdır.

Yazar, özetle geleneğin icra ettiği bayramların Kuran'da anılmadığını dolayısı ile bunun Resulün uygulaması olduğunu, resulün Kuran'da yazmayan bu uygulamayı hayata geçirebilmesi için buna dair yetkisinin olması gerektiğini, hayata geçmiş olduğuna göre böyle bir yetkinin var olduğunu, şu halde yalnız Kuran demenin hatadan başka bir şey olmadığını söylemiştir.

Bu mantık hatası şöyle deşifre edilebilir.

Soru: Recm uygulaması Kuran'da var mı?

Cevap: Yok.

Yorum: Demekki Kuran yetmez.


Öte yandan, mesela kandil uygulaması da bu gün için neredeyse Bayramlar kadar umumda kabul görmüş bir uygulamadır. Halbuki, ehli sünnet  bir kısım yazarlar dahi bu uygulamanın Resul'den sonra icad edildiğini söylüyorlar. 

Şimdi, kandil uygulamasına bakıp Kuran eksiktir demek ne kadar yanılgı ise bayram uygulaması yoluyla Kuran'ı eksik görmek de o kadar yanılgıdır.

Yazarın içine düştüğü diğer bir mantık hatası "üç bacaklı sandalye" misalinde ortaya çıkmaktadır.

Özetle diyor ki, Allah işin başında / ezelde bir kısım hükümleri kendisi koymayı dileyip, bir kımını da Resule bırakmayı dilemiş ise, her ne kadar Kuran'da hüküm Allah'ındır dese de bu söylem O'nun ezelde kendi üzerine aldığı / kendisine ayırdığı hükümler sebebiyle yine doğrudur. Bunun misali, üç bacaklı sandalyedir. Bunu yapan / imal eden kişi, işin başında kendisinin üç bacaklı yapmayı irade ettiği şeyi üç bacaklı yapacaktır. Yine işin başında, dördüncü bacağı bir başkasının takmasını dilemiş ise, bu kişinin üç bacaklı sandalyeyi "tam" olarak tanımlaması hata olmaz.

Peki, ya başlangıçta öyle dilememiş ise ? Yani üç bacaklı olmasını ve başkasının da buna kafasına göre bacak ilave etmesini dilememiş ise ?

Birileri bu üç bacaklı ve bacakları üçgen biçiminde yerleştirilmiş sandalyenin önce bacaklarını söküp, dört bacaklı sisteme göre yerleştirmiş te, sonra "Aaaa... Bak bu yüke dayanmıyor, buna bir bacak ilave edelim" demiş ise ?

Yazar nihayet demiş ki; " Özetle söylemek istediğimiz şudur, vahiy dini Yalnız Kur'an'dan ibarettir savı ile getirilen alternatif düşünce dini hayatı açıklamakta yetersiz kalmaktadır ve bu sebeple doğru değildir."

Pardon ? Allah, uydurulmuş bir dini hayatı açıklamak zorunda mıdır ?

Mesela ben desem ki, "Aaaa... Gördün mü Kuran'da mezheplerden bahsetmiyor, demekki bu eksik" bu ne kadar tutarlı olur ?

Yazarın sadece bizim gibi düşünmeyenlerin "müşrik olmadıkları" yönündeki görüşüne "kısmen" katılıyorum.

Şöyle ki, biz Kuran'dan delil edinerek başka başka yollara uymayı "şirk koşma" olarak tanımlayabiliriz. Fakat, bunu hayata geçirenlerin gerçek akıbetini ancak Allah bilir. İnsanların çoğu, bir zaman bizlerin de olduğu gibi bilinçsizlik içerisinde böyle bir tavır takınıyor olabilirler. Biz, onların niyetlerini ve kendilerine mahsus durumlarını bilemeyiz. Bu yönüyle yazara katılıyorum. 

Sonuç olarak, yazarın delillerinin hiç biri  Kuran'ın yanına başka hüküm koyucular eklemek için bana yeterli gelmedi.

Muhabbetlerimle...



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Xweser-Mirov
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Yer: Netherlands
Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Xweser-Mirov

( Kandil geceleri, arap ulkerinde, Turkiye kutlandigi gibi kutlanmiyor, degisik ibadetler yok ).. Mevlid Kandili Hollanda da turkler tebrik ettiler, camilerde kuran dinletisi vs. ancak arap arkadaslara sordugumuzda, bizde boyle seyler yok, cevabini aldik.. Nasil Resul'un uygulamasi ki bu, yasadigi toplum dahi kutlamiyor..

Bence, insanlar okadar detaylara bogulmus ki, nereye sag nereye sol ayakla girilecegini ogretmisler.. Boyle olunca, insanlar Kuran'i akil disi, hadislerde ki gibi, dusunmeksizin yaklasiyorlar ve hangi ayak ? sakal mi ? 33 tespih ?? agza su verilirken ne diyecektim ?? hangi dua kac sevap ?? hangi dua direct cennet ?? hangi dua korur, iyilestirir, duvara mi asmak lazim uzerinde mi tasimak lazim ?? namazda arapca mi ?? selamlar ?? oruc acarken hurma mi zeytin mi ?? ..vs. vs. vs.. ornekler sayfalara sigmaz zira hergun yeni birsey cikiyor.. Eger her yaptigimizi noktasi noktasina biryerde yazili olarak bulmak istiyorsak, buna gore hadislerde yetersiz, alimlerde.. !!! Uzayda namazi hangi hadis aciklamis ?? Uzayda kible ne taraf ?? Internet caiz mi ??

Kuran - AKIL - BILIM - Kainat...

Kuran bir rehber, telefon rehberi gibi, nerede neyi nasil bulacagimizi, acikliyor bizlere.. arac ise cep telefonu degil, AKLIMIZ..

Amac ise.. Allah'a giden dogru bir yol tutmak.. Sirat-i Mustakim..

Selametle..

 



__________________
Hayat sen ne güzelsin
Yukarı dön Göster Xweser-Mirov's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Xweser-Mirov
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

MÜMİN BİR KUL GERÇEĞİ ANLAMIŞ.. Allah ondan binlerce kez razı olsun...

biz de onun tespit edip açıkladıklarını anlatmaya çalışıyorduk...

artık daha rahatım... o bu kadar güzel yazmışken hala hatasını anlamamakta ısrar edenleri "derin düşünceye ve sağlam muhakemeye" davet ediyorum...

bu davetim sadece onların iyiliğinedir... bir mümin kardeşleri olarak da görevimdir... (artık rahatça umreye gidebilirim.. gözüm arkada kalmayacak... oradan dua ederim bazı kardeşlerimin de yanlışlarından vazgeçmeleri için.... bu arada ben genellikle Türkçe dua ederim...)

öte yandan onun bu paylaşımı bir tövbe yerine geçmiştir umarım...

Allah hatalarını affetsin.. niyetinin karşılığını tam olarak versin....

gerekçeleri gayet mantıklı ve yerinde.... ne kadar da güzel açıklamış...

zaten kurduğu cümlelerden çok akıllı bir arkadaş olduğu anlaşılıyor....

zira "kişinin sözleri, aklının bir ölçüsüdür".. der Araplar....

 darısı diğer kardeşlerimizin hepsinin başına....

Allah müminbirkuldan razı olsun... teşekkürlerimi sunuyorum....

selam ona...

en derin saygılarımla....

muhabbetle...



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Mumin bir kulun yazdiklarindan,

Kur'an için de aynı şeyi söyleyebiliriz, Kur'an'da bazı mühim bilgiler yoktur,ancak bu bilgiler Kur'an (haşa) yetersiz bir yazar tarafından yazıldığı için değil, öyle olması istendiği için noksan bırakılmıştır. 

  Kur'an'ın belli bilgileri kasten vermemesindeki en büyük sebep, bizce Son Peygamber olan Muhammed (as.)'ın önemini azaltmamaktır. 


 
 
Özetle söylemek istediğimiz şudur, vahiy dini Yalnız Kur'an'dan ibarettir savı ile getirilen alternatif düşünce dini hayatı açıklamakta yetersiz kalmaktadır ve bu sebeple doğru değildir. İlahi irade de bu yönde kullanılmamıştır, Kur'an’ın tertibi bunu açıkça göstermektedir

  Kuran kendi inzal ortaminda muhataplarini tam olarak aydinlatmistir. Kuran Muhammed'e ve arkadaslarina ihtiyac duyduklari butun bilgiyi sunmustur. Muhammed'in risaleti devam ederken her yeni gelismeye binaen inen vahiyler ilahi muradi insanlara hep ilan etmistir. Allah Kuran'da kasitli olarak hic bir hususu eksik birakmamistir. Inzal ortaminda mevcut bilgilerin yeterince aciklama getirmis olmasi bu konularin daha fazla aciklanmayisinin ana nedenidir.    Butun sorunlar risaletin tamamlanmasindan sonra baslayacaktir.  Muhammed'in vefatinin ardindan ondan birebir ogrenenler  siyasi ihtilaflar disinda buyuk bir sorun yasamamislardir. Hatta emevilerin ilk donemlerindeki zulum ortamlarinda bile inananlar buyuk olcude dinin ozunu teskil eden konulari Kuran isiginda inceleyebilmislerdir. Ozellikle teknik konular despot emevi idarenin surdugu donemlerde kalitesini artirarak devam etmistir. Ozellikle    Abbasilerin idaresinde dinin ozune ait olmayan yabanci unsurlar gayretli bir bicimde dine dahil edilmistir. Ozellikle  Iranlilar  ve kismide olsa  maalesef atalarimiz Turkler bu dinden uzaklasmanin en aktif rollerini ustlenmislerdir. Mogollar islam dunyasinin dusunusune en son darbeyi vurmustur.  Idareciler kukla  din  adamlariyla birlikte tamamen mukallit nesiller yetistirmis ve halk cehalet icinde birakilmistir. Gunumuz insani boyle bir mirasa varis olarak Kuran'la muhatap oldugunda cok buyuk bir zorlukla karsilasmaktadir.  Ozellikle Kuran'i dinin tek kaynagi olarak algilayan insanlar bu zorlugu en cok yasayanlar olarak gorulmektedir. Kendisine ulasan Kuran harici butun bilgilere once kusku duyan ardindan isin icinden cikamayinca top yekun reddeden bu kimseler hizlarini alamayip , Kuran'in kendi muhtevasinda var olanlardan Kuran disi olanlara benzeyis gosteren kisimlari zorluyarak degistirmeye calismaktadir. Bu kimselere gore  Kuran disi olanlarin hepsi uydurmadir ve bunlarin Kurandaki kaynaklari kurutulmalidir.  Bu anlayis ilmi degerlerden yoksun fanatik kesimler icin cok populer olanidir.

 Muhammedin gunu icin oldugu gibi gunumuz acisindan ve hatta gelecek icin  yalniz Kuran anlayisi muteberligini korumaktadir. Kuran'in icerigindeki ana mesaj  kendisine ilave gerekmeksizin yeterlidir. Kuran disi bilgilerden Kuran'in inzal ortamina ait olan bilgiler, Kuran'in yanisira ikinci kaynak degillerdir. Bu bilgiler cok onemli olup Kuran'i ilk orijinal anlaminda anlamamiz icin gereklidir. Kuranin yanisira baska din kaynaklari olusturmasi icin degerlendirilemez. Ifrat ve tefritin bir ortasi oldugunu gormek insanlara hep zor gelmistir. Oysa iste itidalin sergilendigi bu yol dogru secimdir.

Selamlar  

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

müminbir kul dedi:

"Şimdi de bunun sebebi hikmeti hakkında düşünelim:Kur'an'ın belli bilgileri kasten vermemesindeki en büyük sebep, bizce Son Peygamber olan Muhammed (as.)'ın önemini azaltmamaktır. Dolayısıyla sahte peygamberlerin doğuşuna izin vermemektir, çünkü hakikatin bir parçası Kur'an ise diğeri de Peygamberin fiili tebliği ve öğretisidir. Sadece birine dayanan, gerçeği açıklamakta yetersiz kalır ve kalması da istenmiştir.

Bugün “Yalnız Kur'an”cı anlayışın bir yandan İslam’ın son ve gerçekliği tartışılmaz Peygamberini bir şekilde devre dışı bırakmaya çalıştığı görülürken, "tabiat boşluk kabul etmez" prensibi gereği aynı boşluğun pekçok sahte elçi tarafından doldurulmaya çalışıldığı da görülmektedir. “Yalnız Kur'an” fikriyle birlikte yaşanan resul(!) enflasyonun ana sebebi bizce budur.

Kur’an, ancak bir peygamber eliyle en mükemmel şekilde anlaşılabilir ve yaşanabilir, bu peygamber ise doğal olarak Muhammed (as.)'dır.

 

( O’nun bıraktığı sözlü ve fiili gelenek sayesinde) Onu devre dışı bıraktığınızda onun mevkisinin birileri tarafından doldurması da kaçınılmaz olmaktadır."

------------------

aynen katılıyorum.... Allah razı olsun.. ne de güzel söylemiş....

selam ve dua ile...



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

 Merhaba,

 Peygamberi  Kuran'i tamlayici olarak gormek fikri cok tehlikeli bir iddiadir.  Kuran boyle bir anlayisa kesinlikle imkan tanimaz. Peygamber aldigi vahyi en guzel bir sekilde gunu icin uygulamistir. Bizim icin guzel bir ornektir. Hakkindaki hakiki bilgiler bizim icin  cok degerlidir. Butun bunlara ragmen  Peygamber gelecege yonelik hukumler olusturarak Kuran'in disindaki ikinci kaynak olamaz.  Bizler Kuran'i peygamber uygulamasini, yani inzal ortamini gozonunde tutarak anlamak zorundayiz.  Bu bilgilerin isigi altinda Kuran'i gunumuz icin yorumlamak zorunlulugumuz vardir. bunu gerceklestiremezsek Kuran'in bize yukledigi gorevi ihmal etmis oluruz.  Diger Peygamberlerin Muhammed icin olan orneklikleri nasil onlari taklid etmek degilse bizim Muhammed ve beraberindekileri ornek alisimiz onlari taklid etmek olamaz.

Peygamberimiz hepimiz icin en degerli insandir, o bizim davamizin en kahraman sahsiyetidir, onu hakkiyla anlamak,tanimak bizim bu davaya daha saglikli hizmet etmemizi sagliyacaktir. Onun kendi gunu icin verdigi hukumleri, sekli uygulamalari degil bunlarin ozunu kavramaliyiz.

Allah'a emanet 

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam,

Müslüman bir kul gibi, tüm yaşamı boyunca böylesi haddinden fazla ayrıntısıyla devraldığı dini hayatına tatbik eden veya zaman zaman inancını sorgulasa bile bir süre sonra bundan sıkılan/yorulan, herşeyi yorulmadan kendilerinin yerine düşünülmüş öğretileri kabullenen, armut piş ağzıma düş zihniyetindeki kişiler önemli bir hususu gözardı etmekte.

Bizler imtihandayız ve bizi imtihana tabi tutan Yaratıcı verdiği en büyük nimet ve potansiyel olan aklımızı işletmemizi ve sınavı başkasından kopya çekerek değil, kendimizi biraz zorlayarak kazanmamızı istiyor. Yoksa yüce Allah kimseye torpil geçmiyor, sırf müslüman anne babadan doğduk diye devraldığımız dini aynen sorgusuz sualsiz uygulamakla bize kurtuluşu vaadetmiyor.

Yukarıda da belirttiğim gibi sorgulamaya, keşfetmeye, bazen yanılıp en başa dönmeye tahammülü olmayan ve bu kadar müslümana ne olursa banada o olur diyen, Rahman ve Rahim sıfatlarının kendilerine tecelli edeceğinden %100 emin olan ve bu sayede nasılsa kurtulacaklarına inanan, cesaretten yoksun bu tip insanlar büyük yanılgı ve kayıp içerisindeler.

Oysa bizzat ilahi mesajın sahibi bize "Kur'anın yeterli olduğunu" söylemiyor mu? Allah'ın söylediğini çürütme çabası niye?

Sevgilerimle,

 

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam,

Hadis konusuna gelince, günümüze ulaşan hadislerin tamamı Kur'ana uygun olsaydı sanmıyorum ki hiçbir müslüman yinede bunlara itiraz etmezdi. Ancak malesef böyle değil. Kaldı ki asla (dini hususlarda) hevasından konuşmadığı Allah tarafından teyit edilmiş bir peygambere atfedilen binlerce saçmalığın ona ait olmadığı söylemek peygambere gösterilen gerçek saygı ve güvenin göstergesi değil midir?

Yine müslüman bir kul tarafından iddia edilen hadislerin mevcudiyeti sahte peygamberleri engelliyor iddiası ne kadar gerçekçidir. Ağzından Hz.Muhammed'i ve hadisleri düşürmeyen kendisini şeyh, gavs, kutup vs. diye adlandıran bir sürü şarlatan bırakın sahte peygamber olmayı bunuda aşıp ilahlık taslamış olmuyorlar mı? Sonuç itibariyle yalnız Kur'an diyenlerin arasından bu tip şahsiyetlerin çıktığına şahit olmuş değilim. Aksi durumda ise sayısız örnek mevcut.

Sevgilerimle,

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

muhliskul yazdı: "Peygamberimiz hepimiz icin en degerli insandir, o bizim davamizin en kahraman sahsiyetidir, onu hakkiyla anlamak,tanimak bizim bu davaya daha saglikli hizmet etmemizi sagliyacaktir. Onun kendi gunu icin verdigi hukumleri, sekli uygulamalari degil bunlarin ozunu kavramaliyiz."

bu kanaate katılıyorum... sahih sünnet şekilden ziyade öz, lafızdan ziyade manadır.... önemli olan bu ruhu kavramaktır....

öte yandan; eğer kur an yeterli ise;

zekatın nasıl olacağı konusunda sorduğum soruların yanıtını orada ya da burada isterim desem...

bu bayram namazı da nedir??? nerden çıktı?? kur an da var mı??? desem

"yaşayan kuran" ne demek??? desem....

selametle..

----------------

ayrıca; kur an tek başına nasıl yeterli oluyor... ???

herkes kendi kendine uzman doktor mu olurmuş...???

bu mümkün mü???

okuduk, anladık ve doktor olduk dese bu adama siz ameliyat olur muydunuz???

başka doktorlardan koypa çekmedim ben... çalıştım ve kalp doktoru oldum dese .. siz ona kalp ameliyatı olur muydunuz????

selametle..



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats