Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam HAK gelenek,Selam Haktansapmaz,
öncelikle Haktansapmaz arkadaşımıza (aslında genele hitaben )şunu söylemek istiyorum :( gerçi arkadaşımız kendisi de Kur'an dışı vahyin olduğunu iddia etmiyor, sadece tartışmasının olabileceğini söylüyor yanlış anlamadıysam...)
Kur'an dışı vahy yoktur ve olması da mümkün değildir...
bu konuya Vahiy Savunması kitabında Mehmet Yaşar Soyalan şöyle bakmış :
önce Ayet'lere bakalım isterseniz :
35. |
İnnel müslimıne vel müslimati vel mü'minıne vel mü'minati vel kanitıne vel kanitati ves sadikıyne ves sadikati ves sabirıne ves sabirati vel haşiıyne vel haşiati vel mütesaddikıyne vel mütesaddikati ves saimıne ves saimati vel hafizıyne fürucehüm vel hafizate vez zakirınellahe kesırav vez zakirati eaddelahü lehüm mağfiratev ve ecran azıyma |
|
|
36. |
Ve ma kane li mü'miniv ve la mü'minetin iza kadallahü ve rasulühu emran ey yekune lehümül hıyeratü min emrihim ve mey ya'sıllahe ve rasulehu fe kad dalle dalalem mübına |
|
|
37. |
Ve iz tekulü lillezı en'amellahü aleyhi ve en'amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettekıllahe ve tuhfı fı nefsike mellahü mübdıhi ve tahşen nas vallahü ehakku en tahşah felemma kada zeydüm minha vetaran zevvecnakeha li key la yekune alel mü'minıne haracün fi ezvaci ed'ıyaihim iza kadav minhünne vetara ve kane emrullahi mef'ula |
|
|
|
Ma kane alen nebiyyi min haracin fıma feradallahü leh sünnetellahi fillezıne halev min kabl ve kane emrullahi kaderam makdura
Mehmet Yaşar Soyalan Yazdı :
|
11- Hz.Peygamber'in Zeyneb ile evlenmesini konu edinen Ayetlerin Kur'an Dışı Vahye delil olduğu İDDİAsı :
33 AHZAB 37 :
'' artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu sana zevce yaptık ki, evlatlıklarının kendilerinden ilişkisini kestikleri eşleriyle evlenmelerinde Müminler üzerinde bir güçlük olmasın.( 33/37 )
Ayeti'de, Kur'an dışı vahye delil olarak gösterilmiştir.
bu konudaki en yaygın İDDİAlardan birisi bu Ayettir. şöyle denilmektedir : '' Rasûllullah'ın evlatlığı Zeyd b.Harise zevcesini boşadı ve Rasûllullah bu hanımla evlendi. Münafıklar ve İslam'ın düşmanları bunu fırsat bilip, O'na karşı tenkit ve itiraz fırtınası kopardılar. bu kişilerin yaptığı tüm tenkidleri Allah, sure-i Ahzab'daki şu ifadelerle cevaplandırdı. '' artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu sana zevce yaptık. ta ki evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zevceler(ini) almakta Müminler üzerine bir güçlük olmasın.'' (33/37) Ayet, Rasûlullah'ın, Zeyd'in boşanmış hanımı ile evleneceğinin Allah'ın hükmü olduğunu belirtmektedir. oysa Kur'an'da bu hükmü zikreden bir bölüm yoktur.bu yüzden bu hüküm, Allah'ın Rasûl'ünün Kur'an'dan başka bir yolla verdiği bir hükümdür.''
önce konuyu daha sağlıklı değerlendirebilmek için ilgili Ayeti kendi bağlamı içerisinde okuyalım :
35 Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, tâ'ate devam eden erkekler ve tâ'ate devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar; sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah'a) saygılı erkekler ve saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allâh'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar; (İşte) Allâh bunlar için bağış ve büyük bir mükâfât hazırlamıştır.
36 bununla beraber, Allah ve Rasûl'ü bir işe karar verdiği zaman, gerek inanan bir erkeğin gerek inanan bir kadının kendilerine aid bir işte tercih hakları olamaz. her kim Allah'a ve Peygamber'ine asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.
37 hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye : '' hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork! '' diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. insanlardan çekiniyordun.halbuki Allah kendisini saymana daha layıktı. sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının , ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikahlamada Mü'minlere bir darlık olmasın.
38 Peygamber'e Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. bundan önce geçen bütün Peygamberler hakkında Allah'ın sünneti böyledir. Allah'ın emri ise olmuş bitmiş bir iştir.( 33/38)
Ayetler bir bütün olarak okunduğunda ve bu konudaki siret malzemelerine göz atıldığında, her şeyin Kur'an Ayetlerinde ifade edildiği gibi doğal olarak gerçekleştiği görülür. '' ONU SANA EŞ YAPTIK '' ifadesine dayanarak, bunun daha önce Rasûl'e Kur'an dışı vahiy olarak bildirildiğini söylemek ilgili Ayetle çeliştiği gibi, Peygamber'i de gelen vahyi gizlemek gibi bir töhmet altına sokar. ayrıca madem bunun gibi Peygamber'e özgü ÖZEL İŞLER Kur'an dışı vahiy yoluyla geliyordu da; bu Ayette ifadesini bulan EN MAHREM konular, niçin var olduğu iddia edilen Kur'an dışı vahiy ile değil de, Kur'an Ayetleri ile geliyordu. bu Ayetler de Kur'an dışı vahiy ile gelseydi ya! madem Rasûl'ün her tür söz ve davranışı, içinde bulunduğu toplum tarafından vahiy olarak algılanıyordu; bu ve buna benzer konuların Kur'an vahyi ile ifade edilmesine niçin ihtiyaç duyulmuştu?
Ayette de ifade edildiği gibi, Peygamber'in sıkıntısını çektiği ve '' İÇİNDE GİZLEDİĞİ '' şey, kendisine gönderilen Kur'an dışı vahiy değildir. Rasûl'ün bu konudaki sıkıntısının birinci nedeni; evlenmelerine kendisinin vesile olmasıydı; çünkü evlilikleri hep sorunlu olarak devam ediyordu. ikincisi; Peygamber'in sınıflar arası farkın önemsizliğini göstermek için tavsiye ettiği bu evliliğin, Zeyd'in gayretine rağmen yürümeyeceğini ANLAMIŞ OLMASIYDI. ancak O, bu durumun vehametini görmesine rağmen, Zeyd'e sabır tavsiye ederek evliliğin devamı konusunda onu TEŞVİK EDİYORDU. zaten Allah'ın kendisini uyardığı konu da buydu. Hz.Aişe bir rivayet'te : Allah'ın Rasûl'ü kendisine vahyedilenlerden birisini gizlemek isteseydi, muhakkak ki bu Ayeti gizlerdi ( Buhari ve Müslim) demiştir.
önceki bölümlerde de ifade ettiğimiz gibi, '' ONU SANA EŞ YAPTIK '' cümleciğindeki '' eş yaptık '' ifadesi, yani zevvecna kelimesi; geçmişte gerçekleşmiş bir olayı anlkatmanın yanı sıra, her şeyin Allah'ın iradesi ile olduğunu anlatmak için kullanılan bir ifadedir. zevvecnâ ifadesinin anlamını, Ayetin gelmesinden sonra, yani '' şu andan itibaren eş yaptık.'' diye anlamak mümkünse ve bu evliliğin vahiy geldikten sonra olduğunu ifade edenler bulunsa da, bizce uygun olan yorum Hatiboğlu hoca'nın dile getirdiği yorumdur.
'' Hz.Peygamber'e, Zeyd ile Zeyneb'i evlendirmesini emreden hiçbir Ayet gelmediği gibi, onları boşayacak Ayet de gelmemiştir. Zeyneb ile Zeyd'i, Hz.Peygamber'in evlendirmesindeki temel sebeb, evlilik kefaletinde gözetilmekte olan ırkî- nesebî ölçüyü yıkmak, manevi- ahlaki değerleri hakim kılmaktır. Hz.Peygamber, bu bakımdan bu evliliğin teşvikçisi olmuştu, ama gaybın ne getireceğini bilemezdi. gönlünden geldiği gibi hareket etti. sonuç onun istediği gibi olmadı.(...)
bu Ayette birkaç sene öncesinde geçen bahis konusu evlilikte, Hz.Peygamber'in yaşamış olduğu sıkıntı dile getiriliyor.
o zamanlar, Hz.Peygamber Zeyd'e : '' Allah'tan kork eşinden ayrılma!'' demiştir.
bunu da evliliğin sona ermekte olduğunu bildiği halde söylemiştir; zira bu evliliğe kendisi sebeb olmuştur ve evlilik ilişkilerinin düzelmesini arzulamaktadır. halbuki bu vasıfta evliliklerin çözülmesi mukadderdir, kaçınılmazdır, zorunludur.sonuçta Peygamber'in vermek mecburiyetinde kaldığı karar, mukadderata boyun eğmek şeklinde tecelli etmiş ve bu keyfiyet Kur'anî üslupla '' seni ( yani Peygamber'i ) onunla [ Zeyneb ile ] evlendirdik. '' ibaresiyle anlatılmıştır. ne var ki muahhar bir kısım alimler bunu : '' Allah, Cebrail'i gönderip Zeyneb'i Peygamber ile evlendirmiştir.'' şeklinde anlamaya gitmişlerdir.
her ne kadar ibarenin harfi manasına takılanların bu Ayeti, Kur'an dışında da Peygamber'e vahiy geliyor şeklinde yorumlamalarında bir garabet yoksa da; Kur'an uslubu açısından meseleye yaklaşanların, bu nevi Ayetleri hakkı ile değerlendirmelerine engel yoktur. Kitab ve Sünnet'in üslup özellikleri misallerle hatırlanacak olursa, görüşümüzün kabul göreceğini zannediyoruz.
şöyle ki, Kur'an'ı Kerim'in daha ilk nazil olan Ayetlerinde bu ifade üslubu ile karşılaşıyoruz. '' iqra '' : '' oku '' diye başlayan ilahi tebliğin devamında Cenab-ı Hak, insana '' kalem'i (kullanmayı ) öğretti'' ( 96/5) olarak vasıflandırmaktadır ki; Allah'ın bilgi edinmede kalemden faydalanmayı öğretmiş olması, şüphesiz ki insanoğluna bu kabiliyetin Cenab-ı Hak tarafından verilmiş olmasıdıryoksa Allah yarattığı insanı önüne oturtmuş, eline kalem vererek yazı taliminde bulunmuş diye düşünmek aklın alacağı bir iş değildir.''
sanırız Ayetin daha önce gerçekleşmiş bir olayı konu edinmesi, bazı yanlış anlayışları düzeltme ve bazı uygulamalara son verme amacı nedeniyledir. bu Ayet ile ortadan kaldırılan uygulama evlatlıklarla ilgili anlayıştı. evlatların, ancak kişilerin kendi öz çocuklarının olacağı, evlatlıkların bu tanım içerisine girmediği ifade edilmektedir.
Mehmet Yaşar Soyalan
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|