Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam.

Konuyu  resulün insanlar üzerindeki yetkileri bakımından ele aldığımda   toplumun yararına dinin yerleşmesi için bir işe giriştiğinde tam manasıyla canıyla,mallıyla, peygamberimizin yanında olmayı destek verilmesi lazım olduğunu; verdiği görevi yerine getirmemiz gerektiğini yoksa inanmışlardan olmayacağımızı belirten  Allah, bu olayda  kimseye kusurlu gözle bakmıyor.Peygamberimizin Zeyd’e uyarısını, Zeyd’inde  bu uyarıya karşı tutumunu bir karşı gelme olarak belirtmiyor.Evlilikte eşler arası sevginin ve hoşnutluğun ne derece önemli olduğunu,zoraki bir güzellik olamayacağını gösteriyor.

Peygamberimiz en içtenlikle uyarıyor.Hatırım için veya ben emrediyorum böyle olması gerekir deyip insanların kararını baskı altına alacak davranışlardan kaçınıyor.

Olayın bende uyandırdığı ikinci dersi boşanmış kişilerin İslam şartlarına  uygun olan kişilerle,bunlar eşinin en yakın arkadaşı olsa bile evlenme ruhsatının verilmesi.

 Bu gibi durumlarda kendimizin ve toplumun düşüncesi ne kadar hoş görülüdür? Toplumun anlayışımı geçerlidir? Yoksa Allah tarafından geçerli kılınan ruhsat mı? Allah ,kişileri baskı altına almayan peygamberini,toplumun anlayışından doğan yanlış inanışlarından dolayı da baskı  altına girerek yanlış kararlar vermemesi bize de örnek olması bakımından ;konuyu olabilecek hadiselerin en nadiri  ile örneklemiş.

 Yaşadığımız çevreye bakarsanız boşandığı eşini hala eşi gibi gören ve ondan eskisi gibi olmasını bekleyen ,yeni durumu kavrayamayan bu yüzden eski eşine ve onun arkadaşına eziyet yapan birçok kimse var.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

  selam arkadaşlar;

   Sabahtan beri katılıp katılmama konusunda tereddüt etmekteyim, ancak bu konu hakkındaki düşüncelerimi sizinle paylaşmaya karar verdim.

   Evvela  ahzab suresinde{33/36} ALLAH ve resulü [ALLAH tan direktif le emreden resul]bir konu da hüküm verirse mü'min erkek ve kadına tercih hakkı kalmaz,

  1-zeyd bonu bilmeyecek kadar cahil değil di kaldı ki ALLAH zeyd için kendisinin ve elçisinin nimetlendirdiği kişi olarak bahs ediyor zeyd'in zeyneb'i boşamasını emre itaatsizlik olarak görmemeliyiz 

   2-ahzab suresi(33/37)Muhammed(a.s)zeyd'e ALLAH'tan sakın ve eşini bırakma sözünün sosyolojik bir buyutunun olduğu kanısındayım tarihten gelan bazı bilgiler le vakıayı düşündüğümüz de

   a)-peygamberin sebep olduğu bir evliliğin son bulması,

b)-genç! bir kadının dul kalması,

 c)- dul kalmış bir kadını himaye adına nikahladığında o günkü toplumun tepkisi,

d)-kadının kendisini(zeyneb'in muhammed a.s 'a ilgi duyması)sevmesi nedeniyle kocası tarafından boşanmaya zorlamnası.

 SELAM VE DUA İLE     MUVAHHID

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

       Efrayim

       Sevgili dostlar...

       Tüm bu tartışmalarda küçük ama önemli bir ayrıntıyı pas geçiyoruz.

        Bu ayet indikten sonra hiç bir müslüman ülkesinde evlatlık kurumu devam etmemiş, hiç biri de evlatlığının hanımı ile evlenmemiş ,çünki evlatlık kurumu yok olmuştur(müslüman Türkiye hariç). Eğer farklı bir örnek varsa lütfen beni bilgileriniz ki yanlış yönlendirmeyelim dostları.

        Olay bu şekilde olduğu halde,hasanoktem arkadaşımızın' 

1- evlatlıklar öz oğul yerine konamaz. insanlığın zürriyeti birbirine karışmamalıdır. ormandaki hayvanlar gibi kimin kime ait olduğunun, kimin kimden geldiğinin belli olmadığı bir toplumsal hayat insanlığın soyunu tehdit eden bir durum olup nesil emniyeti açısından kabul edilebilir değildir. bu nedenle herkesi öz anne / babası ile çağırın. belli değilse belli edin, gerekirse nüfus kütükleri hazırlayın.

2- öksüzlere, kayıplara, sahipsizlere, sokak çocuklarına vs. sahip çıkın. koruyucu kardeş aileler, ağabeyler, bacılar edinin. imkanı olanlarınız evlatlık edinebilir, fakat evlatlıklarınızı kendi öz çocuklarınızın yerine koymayın. anne ve babaları bilinmiyorsa tespit edin, onları kendi anne ve babalarının ismi ile çağırın. onlara anne / babalarının ayrı olduğunu ancak yanlarında bir kardeş ve dost olarak kaldıklarını söyleyin. sevgi ve merhametle insanlara kucak açın ; imkanlarınızı paylaşın, bölüşün.

3- yanınızda evlatlık olarak büyüyen çocuklar sonuçta kendi öz çocuğunuz olmadığı için, öz çocuklarınız için geçerli hukuki sonuçlar onlar için geçerli değildir. örneğin kendi öz çocuklarınızın eşleri ile evlenemezken onların (boşadığı)eşleri ile evlenebilirsiniz. bu tür konularda kimi toplumlarda varolan yanlış ön yargılarla mücadele etmekten çekinmeyin.

4- başkasının yanında evlatlık olarak büyümüş birisi, eskiden köle dahi olsa , böyle olmayan birisi ile evlenebilir. toplumda evlatlık olarak büyüyenlere ayrımcılık yaparak '' üvey evlat muamelesi '' yapmayın. onları kimsesiz, öksüz ve garip bulup zengin, aristokrat ve varlıklı ailelerden farklı muameleye tabi tutmayın. onların diğerlerinden tek farkı '' kendi öz anne ve babalarının yanında yetişememiş '' olmalarıdır.

5- ister öz, ister üvey bütün evliliklerde tarafların birbirini sevmesi, istemesi ve duygusal yakınlık aranmalıdır. sonuçta iki kişi arasında çok özel bir ilişki olan evlilikler kim olursa olsun '' BAŞKASININ HATIRI İÇİN '' yapılmamalıdır... ' şeklindeki yazısını kabul etmem imkansızlaşıyor.

        Sevgi ile,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

AliAksoy yazdı :

Selam;

HakGelenek kardeşimizin sorduğu soru benim de kafama çok takılmıştır.

"Emre itaatsizlik !!" Düşünülecek bir iş...

.............................

Selam Ali Aksoy Kardeşim,

bana sanki bir emirmiş gibi gelmiyor, bu. sanki daha çok ilahi kaynaklı olmayan beşeri bir istek veya o anlık bir temenniymiş gibi geliyor. veya burada zaman farkı olup, bunu söylediği zaman Zeyd Peygamber'in bu isteğini  yerine getirmiş, o anda eşini boşamamış, ancak daha sonra zaman geçtikçe hanımının ( Zeyneb) zorlaması neticesinde boşamak zorunda kalmış olabilir. biraz daha düşünmek lazım üzerinde...

Muhabbetle