Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar,
Mevcut düşüncenizin uzantısına gidecek olursak, kişisel kanaatim o ki;
- 15/9’da muhafaza buyrulan mesajın/zikrin varlığından bahsediyor;
“Kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu uyarıcı/hatırlatıcı mesajı, ayet ayet Biz indirdik: ve yine kimsenin kuşkusu olmasın ki, (bütün tahriflerden) onu yine Biz koruyacağız.” 15/9 –m esed-
- 21/24’te ise Muhammed as’ın kendine vahyedilen mesajın/zikrin önceki ümmetlerin mesajlarıyla/zikirleriyle aynı olduğunu beyan buyuruyor;
“(hal böyleyken), onlar yine de, kulluk etmek için O'nun yerine (düzmece) tanrılar ediniyorlar! (Ey Peygamber,) de ki: "Haydi, siz de davanızı destekleyecek bir delil getirin: İşte bu, benimle birlikte olanların ve benden önceki (peygamber)lerin dile getirip durdukları ilahi öğretidir". Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bunun için de (ondan) inatla yüz çeviriyorlar.” 21/24 –m esed-
Netice itibarıyla Yüce Allah’ın Ademoğullarına/Adamoğullarına göndermiş olduğu mesajın/zikrin niceliği değişsede niteliği hep aynıdır.
Yani;
“Allah'ın vahiy, sağlam muhakeme ve peygamberlik bağışladığı hiç kimsenin bundan sonra halkına, "Allah'ın yanısıra bana da kulluk edin!" demesi düşünülemez; aksine, (onlara şöyle öğüt verir): "ilahi kelamın bilgisini yayarak ve kendiniz (onu) derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun!" “ 3/79 –m esed-
muhabbetle…..
LA GUVVETE İLLA BİLLAH (Kuvvet ancak Allah’ın dır) 18/39
|