Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 18 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 214
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Kuran talebelerine olsun!
Günlerdir kafamı kurcalayan bir konu var! Cuma namazı konusu! Ben eskiden beri elimden geldiğince Cuma namazını kaçırmamaya özen gösteririm. Nedeni ise 62.sure'dir. İnananlar cuma günü "Allah'a ait olan mescidlerde yine TEK ALLAH'A ibadet etmeli". Bu düşünceyle gider-gelirdim namaza! Ama sonra düşündüm ki, bu mescitte "bir muvahhid olarak namaz kılan acaba tek ben miyim?". Bunca mezheplinin arasında saf tutacağım, imam ne derse "evet/amin" diyeceğim, Allah'a ait olan mescidlerde "Allah adından fazla kuldan sözedilmesine" göz yumacağım!... Sonra da ben hanif'im mi diyeceğim?
Hz.Musa örneğinde olduğu gibi "evimi mescid edineyim" diyorum. Oysa benden başka "mezhepsiz yok ki evimizde/çevremizde" herkes sünni! Tek başına cemaat olur mu ki?
Alışkanlıktan mıdır bilemiyorum, mescid'i terketmek de istemiyorum! Ama öte yandan mescitlerin "Allah'a değil, diyanete ait olduğunu gördükçe de" iyice çıkmaza giriyorum!
Valla kafam iyice karıştı! Beynim git-gel'i oynuyor! Gerçek oy çokluğuyla belirlenmez ama, "her bilenin üstünde bir bilen vardır" diyen rabbimin de tavsiyesine uymak zorundayım! Şimdi buradaki dostlara sorarım ki "bir muvahhidin mezheplilerle aynı safta/aynı çatı altında namaza durması doğru mudur?".
Sevgili kardeşim ben de senin gibi Cuma Namazımı camide cemaatle kılıyorum.
Camilerde şirk unsurlarının barındırıldığı, cemaatte muvahhidliğe yakışmayan hallerin olduğu ve üstelik kılınan namazlarda Kur'aniliğin yeterince bulunmadığı konusunda hemfikiriz.
Örneğin Allah lafzının yazdığı tabelanın yanında Muhammed kelimesi. Onların hizasında ve yanında da dört halifenin ve Hz. Hasan ve Hüseyin’in isimleri.“Ya bunun ne sakıncası var, öküz altında buzağı aramayın” denilebilir. Fakat aslında bu bir bakış açısını resmediyor. Camide hem de en tepede dört halifenin ve hatta Hz. Muhammed’in adının ne işi var? Sevgili Peygamberimizin adının tabelasını bile mutlaka koyacaksan koy caminin çıkışına yada dışına. Sevmek ayrı bu ayrı. Camide Allah’tan gayrısının adı mı olur? Örneğin bizim camide Peygamberimize ait olduğu iddia edilen bir sakal kılı var. En tepede, önümüzde. Ne işin var onun orada. Cami müze mi? Hem onun kime ait olduğu bile belli değil. Bursa’daki camiye nereden ve nasıl gelmiş? 7 kat bohçaya sarılmış ve altın renkli bir kutuya konulmuş, kılperestliğe malzeme edilmek için camiye sokulmuş.
Cemaatte muvahhidliğe, hanifliğe yakışmayan tavırlar yok mu? Hem de çok. Adam A tarikatı mensubu. Şeyhinin ağzından çıkanı ilahi buyruk gibi algılıyor. Sohbetini dinlemeyi en kutsal ibadetlerden sayıyor. Rabıta yapıyor, uçuyor, kaçıyor falan.
Fakat çözüm nedir? Sonuçta Cuma Namazını kılmak müminlere farz. Cuma da mutlaka topluluk halinde kılınacak. Öyleyse muvahhid mümin topluluğu ile birlikte oturduğum beldede Cuma namazını kılamadığım için zorunlu olarak Sünni kardeşlerimle birlikte kılıyorum.
Kılmaya da kararlıyım. Çünkü Rabbimizin emri açık. Cuma günü namaza davet edildiğimizde alışverişi, dünya meşgalesini bırakıp namaza koşacağız. Camilerin yada cemaatin durumunu bahane edemeyiz. Allah bana böyle bir belde de, böyle bir Müslümanlık yorumunu benimseyenler içinde hayat vermiş. Ben toplumumun fikrine katılmayabilirim, elimden geldiği ölçüde doğru bildiklerimi anlatabilirim ama toplumumdan koparak, ayrık durarak ortaya koyacağım bir hareket atıl ve ebter kalacaktır. Toplumumun içinde, toplumumla birlikte yapıcı bir tavırla hareket etmek yani pozitif olmak yada kopuk olmamak tek çıkar yol. Dönüşüm ve değişim dışarda durarak, düşman sayısını artırarak olmaz. Nihayetinde içinde bulunduğumuz kesimle ortak paydalarımız bir hayli çok. Ortak paydalardan yola çıkarak metod belirleme ve ilerlemek en güzeli.
Sözün özü Cuma Namazlarımızı asla terk etmeyelim.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Katılma Tarihi: 16 ocak 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sevgili alperen kardeşim
''Camilerde şirk unsurlarının barındırıldığı, cemaatte muvahhidliğe yakışmayan hallerin olduğu ve üstelik kılınan namazlarda Kur'aniliğin yeterince bulunmadığı konusunda hemfikiriz.''
Diyorsun bu nasıl olacak peki? hiç sevap olmayacak belki ikiyüzlülük yapacağımız sonunda da şirke gireceğimiz birşeyi sırf gelenek devam etsin diyemi yapacağız. Ben cumaları terk edeni çok oldu her cuma ezan okunduğunda içimi bir burukluk kaplıyor, üzülüyorum, sıkılıyorum ve hiç bir şeyi düzeltemediğim için utanıyorum.
Yazdığınız gibi camilerin içini Allah dışında isimler çevirmiş, maaşlı bir imamın arkasnda namaz kılınıyor, minberler önemli gün ve haftaların bildiridiği mekanlar olmuş ( oysa bildiğim kadarıyla RESULUN baştan sona rivayet edilen bir hutbesi yok. Resul Kurandan başka birşey okumamış.) , İstanbulda kıl putunun girmediği cami kalmamış( kiliselere Hz. İsa nın resmini koymakla, camilere sakal koyup ona saygı göstermek arasında hiçbir fark yoktur.), imam namazda salavat getiriyor, iç ezan okunuyor, Allahın emrettiği 2 rekatlık namaz 20 rekata çıkmış, iç ezan okunuyor., müezzin duaları yapılıyor, camiler birbirinden süslü,hatip minbere birtakım merasile çıkıyor her basamakta birşeyler okuyor (resul böylemi yapıyordu)vs vs. Bu camilerde ve namazda resulden ne kalmış bir KOCA BİR HİÇ.
gerçek hanif bir mümin , bu unsurlardan birini gördüğü camide namaz kılmamalı , bununla da yetinmeyip bu duruma karşı çıkmalıdır.Olabilirki bu karşı çıkış ona, kılacağı namazdan daha fazla sevap kazandırır.
ALLAH BİZ KULLARINA RESUL DÖNEMİNDEKİ GİBİ CAMİ GÖRMEYİ VE RESUL DÖNEMİNDEKİ GİBİ CUMA NAMAZI KILMAYI NASİP ETSİN.
Ben cumaya gittiğim dönemde sanki resulun arkasında namaz kılıyormuş gibi tat alma ümidiyle camiye koşar, sonunda laik devlet memurunun arkasında durup o haftanın ne haftası olduğunu öğrenip işime dönerdim . Bu beni öyle rahatsız etmeye başladıki artık camiye gitmiyorum
İstanbul’da farklı yaklaşımlar olup olamadığını görmek için , semtimin haricinde çeşitli farklı camilerde de Cuma namazına katıldım.
Her Cuma başka inciler! ile karşılaşıyorum. 2 hafta önce “salavat getirmeyenin namazı kabul olmaz” , geçen hafta “Peygamberimiz çok yüce bir insandı, yemeği sağ eli ile yerdi”, bu hafta ise “sünnet olamadan Kur’an anlaşılmaz, hepiniz cehenneme gidersiniz” , “kadınlar erkekler ile bir saf tutamaz, namaz kıldıramaz, namaza katılır ama arkada durular” idi. Açıkçası bu hafta bir de üstüne o kadar bağıra çağıra konuşuyordu ki imam, oldukça kötü bir tad bıraktı.
En rahatsız edici konulardan biri de, hiç bir hafta “Kur’an okuyun” sözünü duyamamak, Kur’an’dan tek bir ayet seçip, her hafta aynı ayeti okumak, buna karşın vaazlarda dere tepe düz gitmek. Kur’an kendisi için “kalpleri aydınlatan bir ışık” diyor, “insanların gönül gözlerini açacak şeyin Kur’an okumak” olduğunu söylüyor, ama Kur’an duymayı bekle ki duyasın.
CASİYE 20. Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.
Forumda, çeşitli başlıklar altında bu konuda sıkıntılar konuşuluyor, camilere gitmeyi bıraktığını söyleyen arkadaşlar da var.
Ben çok daha farklı koşullarda, her hafta gerçekten etkileyici bir tecrübe olacağını düşünsem de, mevcut haline rağmen camilere gidilmesinin bırakılmasını doğru bulmuyorum. Allah her türlü durumu bilmiştir şüphesiz ve “Cuma namaz için çağrı yapıldığında, ... koşun” diyorsabuna uymak gerekir diye düşünüyorum.
Cemaatin geneli “toplu aminler” peşinde koşuyor olabilir amabu “ahval ve şerait” içinde dahi, “küstüm evime çekiliyorum” demek yanlış olacaktır.
''Camilerde şirk unsurlarının barındırıldığı, cemaatte muvahhidliğe yakışmayan hallerin olduğu ve üstelik kılınan namazlarda Kur'aniliğin yeterince bulunmadığı konusunda hemfikiriz.''
Diyorsun bu nasıl olacak peki? hiç sevap olmayacak belki ikiyüzlülük yapacağımız sonunda da şirke gireceğimiz birşeyi sırf gelenek devam etsin diyemi yapacağız. Ben cumaları terk edeni çok oldu her cuma ezan okunduğunda içimi bir burukluk kaplıyor, üzülüyorum, sıkılıyorum ve hiç bir şeyi düzeltemediğim için utanıyorum.
Yazdığınız gibi camilerin içini Allah dışında isimler çevirmiş, maaşlı bir imamın arkasnda namaz kılınıyor, minberler önemli gün ve haftaların bildiridiği mekanlar olmuş ( oysa bildiğim kadarıyla RESULUN baştan sona rivayet edilen bir hutbesi yok. Resul Kurandan başka birşey okumamış.) , İstanbulda kıl putunun girmediği cami kalmamış( kiliselere Hz. İsa nın resmini koymakla, camilere sakal koyup ona saygı göstermek arasında hiçbir fark yoktur.), imam namazda salavat getiriyor, iç ezan okunuyor, Allahın emrettiği 2 rekatlık namaz 20 rekata çıkmış, iç ezan okunuyor., müezzin duaları yapılıyor, camiler birbirinden süslü,hatip minbere birtakım merasile çıkıyor her basamakta birşeyler okuyor (resul böylemi yapıyordu)vs vs. Bu camilerde ve namazda resulden ne kalmış bir KOCA BİR HİÇ.
gerçek hanif bir mümin , bu unsurlardan birini gördüğü camide namaz kılmamalı , bununla da yetinmeyip bu duruma karşı çıkmalıdır.Olabilirki bu karşı çıkış ona, kılacağı namazdan daha fazla sevap kazandırır.
ALLAH BİZ KULLARINA RESUL DÖNEMİNDEKİ GİBİ CAMİ GÖRMEYİ VE RESUL DÖNEMİNDEKİ GİBİ CUMA NAMAZI KILMAYI NASİP ETSİN.
Ben cumaya gittiğim dönemde sanki resulun arkasında namaz kılıyormuş gibi tat alma ümidiyle camiye koşar, sonunda laik devlet memurunun arkasında durup o haftanın ne haftası olduğunu öğrenip işime dönerdim . Bu beni öyle rahatsız etmeye başladıki artık camiye gitmiyorum
Bu arkadaşın cevabı gayet yerinde olmuş,şirkin bayraklaştırıldığı cumaları kılmak,onları meşrulaştırmak demektir.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Hz. Süleyman atlarıyla ilgilenirken ikindiyi kaçırdığı için hepsini kesmişti.
Peygamberin sünnetinde yoksa Kuran'da aramayın. Sünnetsiz Kuran olmaz. (kendileri işkembeden uydurduklarını sünnet diye başka nasıl gazlasın?)
En çok üzen de peygamber'den şefaat dilemek. Allah'ın adını dahi ağızlara almıyorlar.
Y.Nuri Öztürk İmamlarla ilgili olarak 1970'lerdeki imam hatiplerin şimdiki ilahiyat fakültelerinden dahi çok daha
ilerde olduğunu belirtiyor ve ekliyor: Herşey 1970'ten sonra Erbakan'ın bunları "dava adamı" yapma sevdasıyla oldu.
Bugün camilerde ve toplumda tevhid dini değil İslam öncesi bedevi putperestliği ve biraz da Hristiyanlık yaşanıyor(Bkz İsa dönecek geyikleri)
Bu arkadaşın cevabı gayet yerinde olmuş,şirkin bayraklaştırıldığı cumaları kılmak,onları meşrulaştırmak demektir.
Sevgili Adalet Kardeşim,
bu konuda ki hatıralarımdan önemli bulduğum 2 tanesini anlatmak istiyorum :
uzun yıllar oldu. bir cuma namazında imam efendi, sağlık bakanlığının genelgesini okur gibi hutbe İrad-ı Nutk ediyordu... EY CEMAATİ MÜSLİMİN diye başlayıp, sağlık bakanlığı , sağlık konusunda cemaat olarak uymamız gerekenlerin neler olduğundan sözediyordu. benim hemen değil , iki kişi ötemde oturan çok yaşlı munis yüzlü sakallı bir ihtiyar amca, imam her sağlık bakanlığı deyişinde , yaşlı adam ( salavat çekildiğini zannedip) ellerini yüzüne götürüp '' salllallahu aleyhi ve sellem '' demez mi? birkaç kere bu tekrarlanınca yaşlı amcaya bunu söylemek durumunda kalmıştım. abdest alıp, sağlık bakanına salavat çekmek , ve bütün bunların arkasından hadisçi imamın arkasında '' Allah'u Ekber '' demek...
anlatmak istediğim ikinci hutbe ve sonuçları :
hutbede imam aynen şöyle dedi : '' vergisini kaçıran, cehennem' deki yerini hazırlasın ! '' hutbeden hemen sonra esnaf bir tanıdığım, geçen yıllarda eksik vermiş olduğu vergileri tespit edip, yeni yıl vergilerine EKLEMESİ için derhal muhasebecisine koştu. yeni yılın vergilerinde eskinin eksik kalan vergilerini FAZLASIYLA ödediğinden hiç kuşkum yok...
işte cuma namazı denince hatırladıklarımdan bazıları bunlar...
Sevgilerimle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Bu foruma yazanlar camilerin nasıl bid'ad yuvası haline geldiği,namaz kıldırma memurlarının konumu,camilerde Allah'ın dışında herşeyden yardım istendiği konularında diğer arkadaşlarla hemfikirler.
Cuma konusu bu sitede ayrıca tartışılmış idi.Mesele Cuma için değil tümüyle camiye gidilip gidilemeyeceği hususudur.O halde bizim Camiler ile ilgili sorumluluğumuz dinin Allah'a ait olacağı ortamların oluşacağı zamana kadar onların şirklerine ortak olmamaktır.
Bir örnekle açıklayacak olursak;İnsan gece gündüz sistemin aleyhine konuşuyor,onu gece gündüz eleştiriyor ama seçim zamanı geldiğinde herkesten önce gidip oyunu kullanıyor.Yani onlara destek oluyor.Camiler içinde meseleyi aynı perspektif içerisinde düşünmeliyiz.Tümüyle şirk kokan bu amelleri işliyor olmanın hesabını Allah'a nasıl vereceğimizi iyi düşünmeliyiz.
Ben şükürler olsun ki yıllardan beri hiç bir camiye gitmiyorum.Allah'ın huzuruna çıktığımdada Tagut'a kulluk edenlerden olmadığımı inşallah Allah'a ıspatlıyacağım.
Monoteist arkadaşın bahsettiği ayetler şöyle: (kopuk olmasın diye bir önceki ve sonraki ayetler ile birlikte)
ARAF
28. Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
29. Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz."
30. Bir kısmını iyiye ve güzele kılavuzladı, bir kısmının üzerine de sapıklık hak oldu. Onlar, Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar.
CİN
17. Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden/Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.
18. Hiç kuşkusuz, mescitler/secdeler Allah içindir. O halde, Allah ile birlikte bir başkasına yakarmayın/Allah'ın yanında bir başkası için çağrıda bulunmayın.
19. Allah'ın kulu kalkmış O'na yakarırken, onlar onun üzerine keçeleşir gibi üşüşüyorlardı.
TEVBE
106. Bir kısmı da umutları Allah'ın emrine bağlı, beklemektedir. Allah onlara ya azap edecektir ya tövbe nasip edecektir. Allah, Alîm'dir, Hakîm'dir.
107. Bir de şunlar var: Tutup bir mescit yapmışlardır: Zarar vermek için, nankörlük/gerçeği örtmek için, inananları fırkalara bölmek için, daha önceden Allah ve resulüyle savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için. "İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz!" diye gerile gerile yemin de edecekler. Allah şahittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.
108. Böyle bir mescitte sakın namaza durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur. Temizlenmek arzusu taşıyan erler vardır o mescitte. Allah, temizlenenleri sever.
109. Peki, binasını Allah'tan gelen bir sakınma duygusu ve hoşnutluk üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez.
110. Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olmaya devam edecektir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
Cuma suresindeki ayetler ise şöyle:
CUMA
9. Ey inananlar! Cuma günü, namaz/dua için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
10. Namaz/dua yerine getirilince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın! Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.
11. Bir ticaret yahut oyun-eğlence görür görmez, dağılıp ona yöneldiler de seni ayaküstü bıraktılar. Onlara de ki: "Allah katında bulunan, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır! Ve Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
Benim anlayabildiğim kadarı ile Araf ve Cin suresi olması gereken koşulları belirtiyor, Tevbe suresinde ise, olmaması durumunda hareket olarak ne yapılacağını gösteriyor. Ama bu hareket toptan terkedip yapmamak yerine alternatif bir mekana yönlendirme şeklinde gözüküyor.
tam hatirlayamadim ama galiba bu sitede bir yerde okumustum allahin cuma namazina alisverisi birakip namaza gidin ve sonra tekrar nasibinizi arayin demesinden kasit o yillarda yani kuranin indigi zamanlarda mekkede cuma gunleri bir pazar yeri kurulurmus ve insanlar eglence ve ticaret icerisinde gecirimis o gunu allah ta sanirim ilk muslumanlarin dikkatini namazin ticaretden ve eglenceden daha hayirli oldugunu anlatmak ve ogretmek icindir diye bir konu gecmisti ..... ve dusunmeye basladim acaba bu gunun digerlerinden farki nedir cunku o da digerleri gibi bir normal ve kuranda ek olarak cuma namazi ile ilgili yani kilinisi yada herhangi bir sey baska aciklayici bir bilgi yok sadece namaza gidilmesi emri var ve bu fikir bana gayet mantikli geldi cunku belirli bir fark yok diger gunlerden ya da daha bulamadim eger allahin ozellikle bir konuda emri varsa muhakkakki bir hikmeti ve faydasi vardir diye dusunuyorum..... saygilar
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma