Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Hanif Dostlar,
Kur'an'ın "biz" (inna) ifadesinde odaklanan "varlığın diliyle" konuşan uslubunu anlamak, bizi lafzilik, şekilcilik ve yüzeysel okuyuşlardan kurtaracak, Kur'an'ın deruni boyutuyla dinamik bir ilişki içine girmemizi sağlayacaktır...
Kuranda “biz” kavramının geçtiği ayetlere bakınız. Genellikle var oluş ve sistemle ilgilidir. Allah ile âlem “kozmik bir yolculuk” halindedir. Önü açık bir geleceğe doğru Allah'ın bütün diğer varlıklarla birlikte gerçekleştirdiği kozmik yolculuk..
Kanatime göre ; Allah, evrenin tüm zerresinde devaran eden canlılık ve potansiyel enerjidir.
Benim bedenimi diri tutup onu canlı kılan potansiyel enerjim ruhum olduğu gibi(ruh can değildir cana enerji verendir) evrenin canlılığını sağlayan enerji de Allah'ın nuru (ruhu, enerjisi, canlılığı)dır.Gerçi ruhumuzda onun ruhundandır da..(tüm yeni ve kabiliyetlerimizdeki enerji onun enerjisinin ve yetisinin üründür.
Demek ki ruh bedensiz ve beden ruhsuz olmadığı gibi Doğa Tanrısız ve Tanrı da Doğasız değildir.Bunları birbirinden koparmak "deizm" olacağı gibi, birbirinin aynısı görmek de "panteizm" olacaktır. Keza tanrıyı bütün her şeyin belirleyicisi olarak görüp insana ve tabiata hiçbir etkinlik alanı bırakmamak da "teizm"dir.Kanatime göre kuranın anlatışına en uygun olanı Pan enteizmdir.Buna göre tanrı ile evrenin "birliği" veya "ayrılığı" değil "birlikteliği" söz konusudur.
Allah ile alem kozmik bir yolculuk halindedir. Molla Sadra'nın tabirleriyle aslolan "Allah ile" yolculuktur, "Allah'a" veya "Allah'ta" yolculuk değil.Önü açık bir geleceğe doğru Allah'ın bütün diğer varlıklarla birlikte gerçekleştirdiği bu kozmik yolculuk, İkbal'in deyimi ile Allah'ın insanla birlikte gerçekleştirdiği tarihsel yürüyüşün adı olan kader, birlikte varoluşun dinamik temposu ile gerçekleşmektedir. Bu varoluşsal tempoya zerresine kadar bütün varlıklar kendi ontik karakterleriyle katılmaktadır.Kannatime göre de Kur'an'ın "biz" (inna) merkezli dilini bu çerçevede anlamak gerekmektedir.Neden biz dediği burada kendisi ortaya çıkmaktadır.
Buna göre şu şekil açıklamak mümkündür:
1. Allah değişmeyen yanıyla devinimi başlatmıştır ve Evrenin bilincindedir. Ancak teistlerin ifade ettiği gibi Allah bu bilinç konumunda kalmış olsaydı, ilk devindirici, özgür, öncesiz ve yetkin olarak kalacak ama varoluşa katılmamış olacaktı. 2. Diğer niteliği ile ise Allah, değişme ve oluşma sürecinin içinde ve bilincindedir. Bu nedenle Allahın evrende içkin (evrenin maddesine karışmış-içinde bulunan) olduğunu söylemek de doğrudur. Evrenin Tanrı’da içkin olduğunu söylemek, Tanrı-Evren ilişkisinin karşılıklı olduğunun farkına varışın göstergesidir. Pan-enteizme göre Tanrı, hem değişmeyen (mutlak), hem de değişen (göreli) dir. Hem zamanın içinde, hem dışında, hem sonlu, hem de sonsuzdur. Aynı zamanda hem tikel hem tümel, hem neden hem sonuçtur.Kurandaki evvelde ahir de odur ifadesine uygunluk ifade eden bir tanımdır.
Bu tanımla Pan-enteizm, hem Deizmden hem de Panteizmden ayrılır. Özet olarak; Panteizm ile Pan-enteizm arasında önemli bir fark vardır. Panteizmde her şey tanrıdır. Pan-enteizimde ise, her şey Allah’dan sudur etmiştir (oluşmuştur). Ruhun tek amacı, oluştuğu Allah’a dönmektir. Bunun da yolu tek evrensel yasa olan evrimden geçmektir.Büyük patlama ile başlayan ayrılık sebeb ve sonuç ilişkisi içerisinde evrimden geçecek ve bu tarihi yolculuk kıyamette bitecektir.Bu sürece dünya hayatı yani aşağı düşük hayatı verilmesinin bir hikmeti de bu olmalıdır.Kıyametin anlamı Allahın kıyamıdır yani sebepleri artık bitirmesidir.biz dirilişi kıyamet sanıyoruz halbuki o ba'stır.
Diğer taraftan materyalizm ile kavram kargaşası yaşanmaktadır.Materyalizm veya Ateizm öte varlığı inkar ederler.Panteizm de inkar eder.Buraya kadar tamam.Fakat panteizmin de materyalizminde açılayamadığını panenteizm açıklamaktadır.Zorunlu olarak varlık ondan sudur etğinden o değil yani aşkın bir yönü var.Ama onsuz tek bir şey olmadığından da odur demişlerdir.
Panenteizm de Allah hem içkindir hem aşkındır ama panteizmde sadece içkindir.Teizmde sadece aşkındır.Panenteizmde herşey bilinçli doğal enerjiden sıçramıştır,dini bir deyişle herşeyin yaratıcısı evrenin nuru olan Tanrıdır.
Allah kimdir
Başta evrenin ruhu dedik ama bunu öyle ruhaniyet olarak anlamayalım.Bunu günümüz tabiriyle öz veya enerji olarak açıklayabiliriz.Kutsal kitaplar bu özün insan uslubuyla konuşması olduğuna göre Allah kavramı da insan uslubuyla anlaşılacak bir kavram olmaktadır.İşte mutlak öz, bu tür insan varlıklarının çoğunun bu birlikte oluş ve değişimin yasalarında sorumsuzluk içinde olacaklarını bilmektedir.(hem de çok sayıda) bulunduğunu bildiği için, onlardaki unutkanlık ve inkarı gidermek amacıyla oluş ve akışı anlatırken boyuna "Allah" kavramını öne çıkarmaktadır. Bu amaçla olsa gerek Kur'an tümüyle "Allah" merkezli bir dil ile örülmüştür; Her şeyi yapıp eden odur, her nereye dönülse O'nun "vechi" ile karşılaşırız Şu halde insanlarda "Allah" şuuru uyandırma amacında olan Kur'an'ın dili "Allah" kavramı etrafında örülmüştür. Nitekim Kur'an'da en çok geçen kelime Allah kelimesidir. Allah kavramı öne çıkarılarak diğer varlıklar ikincil duruma indirgenmiştir. Bu, onların özerk benliklerini ve bağımsız varlıklarını yok saymak anlamında değil, Mutlak Varlık'ın oluş süreci içindeki "zorunlu" fonksiyonunu kavratmak içindir.
Kur'an'ın "biz" (inna) ifadesinde odaklanan "varlığın diliyle" konuşan uslubunu anlamak, bizi lafzilik, şekilcilik ve yüzeysel okuyuşlardan kurtaracak, Kur'an'ın deruni boyutuyla dinamik bir ilişki içine girmemizi sağlayacaktır...
Saygılarımla..
__________________ Muhammed din adamları sınıfını ortadan kaldıran, kurumsal dinleri yıkan, dini tapınak dini olmaktan çıkarıp halkın vicdanı haline getiren "devrimci" bir peygamberdir
|