Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İnsanlık tarihinde ilk kez ALLAH adı 5. surede verilmiştir. Tevrat/Zeburda Allah adı Eloh idi. İncilde Elah (Aramice). İkra ile inen Kuranda 5. surede ise şöyle diyordu: "Elhamd al-ALLAHİ RABBİL ALEMİN/ER RAHMANİR RAHİM... Dikkat ederseniz Fatihanın ilk ayetlerinde:
1. ALLAH 2. RABB 3. RAHMAN 4. RAHİM adlarını göreceksiniz.
İkra (Alak/oku) suresinde ise RABBi ve adını zikrediyor Rabb’in adı olan ALLAHı henüz bildirmiyor. Rabb’in adı nedir?
El harfi tariftir. Örneğin EL-Rahman gibi. Ama hitap ederken YA RAHMAN denirdi . El Evveli Allahın İLK ismidir. Ondan önce ismi yoktu. Yani diğer isimler yaradılış ile birlikte geldi. Bu bakımdan El Evveli ismi hem özelliklidir hem de digital anahtardır. El (1) ev (or) ve (and) li (0) . El evveli =HU (Hüve) dir, DERVİŞin husudur. El Evvelinin diğer adı, "Oku Rabbinin adıyla!" gibi. Rabb’in adı nedir? O EL EVVELdir. El Evveladır. Tüm evren bineerdir, sayısaldır. Önemli olan ALLAHı anmaktır.
Bir tek şuna dikkat edilmeli. El Evvela ismi diğerleri gibi Ya Evvel! Olmuyor. Doğrudan Ya almıyor doğrudan EL EVVELİ oluyor (Sonuna i ya da a koymak şartıyla). Ya Latif El evvela ! diyebilirsiniz mesela. İki ismi bitiştirirken El varsa VEL yazarsınız.
Allahı andıkça, Onu bildikçe, yani kulluk borcunu ödedikçe SİZE yapmayacağı şey yoktur. O size ikram etmek için SİZİ VAR ETTİ. Varolmanızın nedeni ONDAN İSTEMENİZ İÇİNDİR. Ve işte, soylu, asil ve alicenap niyetli olan herşeyi isteyin (Samed=Sadece veren, tek kutuplu olarak ve tek yönlü olarak, HİÇ ALMAYIP, SÜREKLİ HERKESE veren ve kendi gereksinimi olmayan güç kaynağı demektir). Allah herkese YETER. Onun Adı El Kâfiidir. Yeterlidir. "Ben de isterim" diyen HER ASİL duaya yetişir...
Allah, Rabb’in adı olan ALLAHı ne zaman bildiriyor?
Kalem/Müzemmil/Müddesirden sonra ilk kez Fatihada bildiriyor ve Elhamd-ül-illah olarak lanse ediyor Bunun büyük sırlarından biri de "Rabbin adını almış, onunla adaş bir kişi daha gösteremezsiniz" ayetinde saklı. O ayeti anımsıyor musunuz?
Meryem 65. O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir. O halde, Ona ibadet et ve Ona ibadet etmekte sabırlı ol. Hiç sen Allahın ismini taşıyan başka birini bilir misin?
Bu ayetin 7 anlamını birden yazmak istiyorum:
Allah ve Veli isimleri Allahındır. La İLAHE (Allahlar) illallah ve aynı anlamda La Evliya illelveli diyebiliriz. Allah tekildir ve çoğulu olmaz (İbranice Elohim, Aloim=Allahlar demektir. Bu bir çok Allahtan (!) biri ve baş tanrı ise YAHOWA imiş. Eğer Allah TEK olsaymış, kendisinden İNNA=BİZ diye söz etmezmiş-miş. Şimdiki Musevilik TEVHİD dini değildir, çok-tanrılı “poly-theist”tir. İncil dini de üçlemecidir. İslam dini de araya şeyhler, hocalar koyduğu için ikilemecidir, ancak HANİF İslamiyet gerçek bir tevhid dinidir. Sadece Hanifler ALLAHIMIZI bir tek kabul ederler.
Allah isimlerinden pek azını kullarına vermiştir. Alim başta olmak üzere... Alimler=Ulema diyebiliyoruz ama Allahın adı olan El Alim bir tek tanedir çoğulu yapılamaz. Ulemanın çoğulu bizim için de tehlikelidir, “Muallim” daha doğru olacaktır. Nur ismi de yanlıştır, “Nurün Ala Nur” denmelidir. Bunlardan söz etmiştik. Allah bir adını da kadın organına vermiştir: Rahim... Bir diğer adını da bir araca vermiştir: Rafraf Tevbe Suresi’nin sonundaki iki ayette geçen Rahim ve Rauf adı Resulullahın değildir. Resulullahın Burak (Rahim) ve Rafraf (Rauf) araçlarının adıdır. Yanlışlıkla onu Resulullahın adı sanıyoruz. Evliya kelimesini de evliyalar VAR sanarak kullanıyoruz. Oysa Ankebut suresinde:
41: Allahtan başkalarını veli edinenlerin durumu, bir yuva edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve yuvaların en zayıfı elbette ki dişi örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!
Allahtan başkasını VELİ (El Veli) edinenler (çoğulu evliya) diyenler, yani veli edinenlerin durumu yukarıdaki ayette olduğu gibi ÇÜRÜK-ÇARIK ve cahil işi (Keşke bilselerdi denmesinin nedeni, sadece cahillerin yani bilmeyenlerin böyle VELİ yakıştırmasında bulunacağını vurgulamak için). Allah dostlarına HALİL demektedir Allah. El Veli, El Vali ve de El Evvelidir. Bu isimlerden hiçbirini kendimize kullanmamalıyız. Sıfat olarak el evveli ismi İbtida=ilk yerine geçmektedir. Veli ve Valinin çoğulu ikisi birden EVLİYAdır (Eyalet ismi de buradan geliyor). Vilayetin çoğulu olan Eyalet hep El Veli ve El Vali isimlerinden çıkmadır. Ama Vali olmakla ya da bir öğrenciye Veli olmakla biz Allahn ADAŞI olmuyoruz. Alalh dostlarının adı HALİLdir. Allah bizim velimizdir, veli olan BİZ değiliz. İbrahim Halilurrahman ve Halilullahdır. Allah ve Rahmanın dostudur.
Zümer 3: Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allahındır. Ondan başkalarını veliler edinerek, "Biz onlara, yalnız bizi Allaha yaklaştırmaları için kulluk ediyoruz" diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü vercektir. Şu bir gerçek ki, Allah yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
Şura 9: Yoksa Ondan başka veliler mi edindiler? Allah! Odur gerçek dost. ...
Hanif Müslümanlıkta "VELİ" yoktur. Sadece eski dininizde vardır. Evliya masalları ve menkıbeleriyle dolu eski dininizde... Elhamdülillah ARTIK din değiştirdik. Hanif Müslümanlar olarak can vereceğiz. Bir daha yineliyorum: Din bizim için var biz din için yokuz... Bunun anlamı şu: Allah bize ŞAHDAMARIMIZDAN YAKINDIR. Bizim yarın olmamız gereken Allahtır. DİN DEĞİL! Dini Allaha has kılmalıyız. Yani HANİF olmalıyız.
Şura 9: Yoksa Ondan başka veliler mi edindiler? Allah! Odur gerçek dost. ...
Biz ALLAHa yakın olmayı deneyeceğiz. Dine tapmayacağız. Allaha tapacağız. Biz Allaha yaklaşacağız, yakınlaşacağız. Din ile yakınlaşılmaz. Dine ve aracılarına (Rahiplere ve bizim yerli papazlarımıza) yaklaşarak Allaha yakınlaşılmaz. Allahın ARACISI yoktur. Aracı bizzat kendisidir, bizzatihi Rabb’imizdir. Allah Kuluna şahdamarından yakındır ve bu yakınlığa DİN dahil hiç bir kimse veya şey (şahdamarımız bile) GİREMEZ Allah bize zaten yakındır. Bir de biz yakın olabilsek...
Ama tercihimiz şu: "Biz dine yakınız". Dünya ve din aynı şeydir. DİN GÜNÜ ise başka bir şeydir... O gün dirilince bunu göreceğiz. O zaman "Bugün sizin dininizi tamamladım" sırrını da öğrenmiş olacağız. Çünkü bu ayet (Maide-3 içinde) DİN GÜNÜNÜN yani ahiretin BİR ADIM ÖNCESİdir. Başlangıcın sonunun başlangıcıdır. Bu son ayet ile birlikte KURAN tamamlanmıştır. Kuran tamamlandığı andan itibaren artık "KIYAMETİN" kitabı olmuştur. Ya da YEVMİDDİNin... Böylece Allahın adına hiç kimse ADAŞ olmasın. Dikkat ediniz lütfen...
Ve ikinci bir anlamını veriyorum bu ayetin... Tevratta KUL=AVTİ ya da Apti, İncil (Aramice)de Afti ya da Apti, Tevratta Moşe>>>Moiz>>>>Musa, Avram>>>Abraham>>>İbrahim. Yani Araplara Kuran inmeseydi, Moşe/Moiz diyecektik ya da Avram/Abraham diyecektik. Eğer Kuranda ABD=KUL kelimesi olmasaydı Avti>>>Apti diyecektik. ALLAH diye inmeseydi (Fatihada) Eloim>>>Eloh diye bilecektik. Allahın kulu= Apti Elohdur. Arapça Kuran ile bunun ABDULLAH (Abd Al Allah) biçiminde evrimleştiğini gördük. Yani Resulullah 42 yaşındayken ABD ve ALLAH kelimeleri RESMEN indirildi ve biz de ilk kez öğrenmiş olduk. Yasefin Yusuf; Jonasın Yunus olduğunu vb. öğrendik. Eğer bunlar Kuran ile inmeseydi yeni biçimlerini asla bilemeyecektik...
42 yaşında Resulullah kendisinin ABD AL ALLAH (Abdullah=Allahın kulu) olduğunu İLK KEZ ÖĞRENİYOR. Ve bir komedi daha 42 yıl önce Resulullah doğduğunda babasının adı ABDULLAH İMİŞ ortada ne ABD var ne de ALLAH adı... Ve PUTPEREST BABASI birden Müslüman oluverdi (Kınamayın, İbrahimin babası AZER de putperest idi). Müslüman adını alıverdi. Yani erkek kardeşleri olan Ebi Leheb ve Ebi Cehilden ayrı bir dindenmiş gibi MÜSLÜMAN yapıverdik. Ona 42 yıl sonra inecek olan ayetlerin adını verdik Abdullah dedik. Resulullahın putperest babasını İslamın inmesinden 42 yıl önce MÜSLÜMAN yapıverdik... Hatta Hadis uydurduk sayısız:
"Resulullah Miracda babasını gördü, babası da kendisine iman etti böylece Abdullah da Müslüman oldu" dediler. KANDIRILDIK. Ölümden sonra DÖNÜŞ yoktur. Bu imtihan dünyasıdır. Dünya’da doğruyu bulursun, ikinci bir fırsat kimseye verilmez, kural ve adalet bozulur. Allah bizden MİSAK aldı ve bize unutturarak sınav açtı ve bize ruhundan üfledi. İlk nefeste unuttuk, son nefeste ise hatırlayacağız. Ondan sonra dönüş yok. Son nefeste tevbe kabul edilseydi, Musayı kovalayan Firavunun tevbesi kabul edilirdi... Son nefesten sonra HİÇ KİMSEYE torpil yok. Nuh oğlunu kurtaramadı, İbrahim babasını kurtaramadı, Lut karısını kurtaramadı. Fakat bizim Süfyanist yezidiler Resulullahın ÖLMÜŞ babasını bile MÜSLÜMAN yapıverdiler. Resulullah doğmadan önce babası can vermişti. Resulullah annesini de hiç tanımadı. Bebekken hemen Halime hanıma teslim edildi, 4 yıl sonra döndüğünde ANNESİ ölmüştü Amca ve dede elinde büyüdü. İslam tarihi DOSDOĞRU BUDUR ama neler uydurdular neler...
O ayetin ikinci anlamı da "Resulullahın babasının adının ABDULLAH olmadığıdır" Bu da bir mucizedir... Eğer olsaydı bu kez Hristiyan ya da Yahudi olmalıydı ve adı da Apti Eloh olmalıydı... Bizlere Resulullahın babasının adını "ABDULLAH diye yutturan" zihniyeti kınıyorum.
Resulullahın babasının adı Aptil-Lât idi (Abd Al Lat=Latın kulu). Lat, Uzza ve Menat (Üçüncüsü Yahowa). İyi bir numarayla kandırdılar bizi... Dediler ki: "Babasının adı Abdullah idi... Mevlitte Süleyman Çelebi de "İndiler melekler gökten saf saf..." diye bizi kandıranlar arasında. Ve ne büyük bir haksızlık ki, Yezid soyu Resulullahın babasını Mirac hadisiyle kurtarıyor ama ANNESİ Aminayı kâfir olarak öldürmekte beis görmüyor. Çünkü Kureyş ve Kurayza tipik bir kadın düşmanıdır. Kadınları kaale almaz, diri diri gömer. Resulullahın hiç tanımadığı babasını kurtarıyorlar, Müslüman yapıyorlar, ama annesini bir çırpıda harcıyorlar. Süleyman Çelebi de imdada yetişiyor: "Cebrailden Aminaya müjdeler getirtiyor ve Cebraili gören ve konuşan herkes gibi Aminayı da PEYGAMBER" yapıyorlar... Beyazıdın adamı ne de olsa Süleyman Çelebi...
Aminanın Meryeme eşit olduğunu, Resulullah’ın babasını Miracda Müslüman ettiğini yazan o aşağılık BUHARİ ve MÜSLİM. 70 bin perde var her bir perde de 70 bin karanlıktan oluşuyor ve Allah bu kadar perde arkasından Resulullah ile konuşuyor. İyi de Buhari ve Müslim zındıkları bunu unutup bir de şöyle yazıyorlar: "Ettehıyyatü=ALLAH İLE DİZDİZE, dizlerimizi içiçe geçirerek konuştuk".
__________________ 22/31. Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri olun. Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgar onu uzak bir yere sürüklemiş gibidir.
|