Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Rıdvan kardeşim, teşekkür ederim.
Gücü yetmeyen bedel olarak bir yoksulu yedirecek veya giydirecek. Bu ona verilmiş bir ceza, ödememesi halinde suç işlemiş olacak. Bir öğün yemeyen, yemediği için iki kere kazançlı; hem bir öğün yemeği yanına kar kalıyor hem de bedel ödemiyor!
Ayırım gözetmeksizin tutmasına mani bir hastalığı olmayan her müslümanın bir öğün yemeğini kesintisiz bir ay boyunca terketmesinin ve günün oruçlu olduğu süreçte cinsel ilişkiden uzak durmasının oruç tutmayana nazaran artı ne gibi kazancı olabilir?
Sayılı/belirli günler dedikten sonra, ayrıca adına ramazan ayı deyip bu sayılı/belirli günler tam bir aydır mı demek isteniyor?
Vahyin indiği dönemde Arapların, adına Ramazan dedikleri bir ay var mıydı acaba? Bu aya neden Ramazan demişlerdi?
Hakikaten Kuran Ramazan ayında mı inmişti?
Bu savm u siyam bir yaptırım; bir kaç gün bir eğitim olamaz mı, yeni inananlar için? Ayet, hasta yada seferde olanın "tutamadığı günler sayısınca" diğer günlerde tutar demiyor. Katılacağı sıyam ıddet/belirlenmiş günlerde hastalığı yada seferde olması sebebiyle bulunamadığından başka/diğer bir eyyamen madudatta/başka bir peryotta katılacak şeklinde anlayamaz mıyız?
Sıyam, bir yönüyle, bana öyle geliyor ki, o günkü şartlarda, tespit edilen yer ve zamanlarda peryotlar halinde, yapılması gerekli görülmüş hızlandırılmış geçici bir eğitim. Mekken''n alınmasıyla topluca teslimiyetlerini açıklayan yeni müslümanların hızla bir eğitim ve öğretimden geçmeleri bir zaruratti. Bu oturumlarda (filmesacid) katılımcılara bir takım kısıtlayıcı kurallar konmuştur ve bu kurallar, eğitimin yapıldığı günlerin ğündüz bölümünde adaptasyonu sağlamak için uyulması gereken kurallardır. Ayette söz konusu olan akşamdan sabaha kadar "yeyin, için" den maksat "geceleri serbestsiniz" demektir. Sabahtan akşama kadar devam eden eğitim sürecinde öngörülen kısıtlamalar geceleri de yürürlükte kalmıyor. İnsanların yeme içme ihtiyaçlarını tabii hayat gereği, güdüzleri ihtiyaç duydukları zamanlarda karşılıyorken, uyku ve istirahat zamanı olan geceleri ne diye Allah yeme içme zamanlarına çevirsin! Bunun ne gibi faydaları ola bilir insana?
İnanaların bir sıfatı da Essâimûn/Essâimîndir. Bu da, hayat boyu yapmamaları gereken eylemlerden uzak durdukları/itirazsız itaatkar oldukları demektir. Yoksa Ramazan ayında oruç tuttuklarından dolayı onlara sâimûn denmiş değildir. Nitekim, her gün namaz kıldıkları halde onlar için sıralanan vasıflar arasında, "namaz kılanlar" vasfına yer verilmemiştir. Bir aylık geçici bir vasıf olabilecek oruç tutma vasfıyla nitelenmeleri yakışık almaz diye düşünüyorum. (33/35)
Rabbimiz mesajını anlamamızı kolaylaştırsın bize.
|
Yukarı dön |
|
|
İbrahimizm!!! Ayrıldı
Katılma Tarihi: 14 subat 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 420
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik bin nebi Yazdı:
Selam ibrahimim abi,
Anlatamama acziyetin yoktur olsa olsa bendeki anlama kıtlığıdır, lakin demek istediğini gayet iyi anladığımı düşünerek bir önceki iletimi yazmıştım, ki bu konu ile paralel ilerlemeye başladı indirilenler ve sunulanlar başlığı,
Ben yaratıcının kullarından ben emrettim siz de yapın tarzında doğal akışlarında benliklerinde doğalarında olmayan bir şeyler isteyeceğini düşünmüyorum bunu bana düşündüren de Yaratıcının mimikleri olan doğa olayları ki sivri sinek örneğini de o yüzden verdim,
Bir kişi mimikleri ile güler sözleri ile ağlar ise o kişi dengesizdir bana göre ben yaratıcının mimikleri ile ağlayıp sözleri ile güldüğünü düşünmüyorum,
Dediğim gibi insana sebepsiz görünmesi kendi üstüne alınmasından kaynaklanıyor,
Ben Yaratıcının beni buraya gönderirken ona bağlılığımı ortaya koyayım diye olur olmadık sebepsiz işler yapmam için gönderdiğini düşünmüyorum,
Yaratıcı beni kendisi için değil benim için varlık sahnesine çıkarttı benimle kendisini tatmin edecek olsaydı daha güzel bir eğlence seçebilirdi kendisine,
Hiç bir gayesi yok hiç bir anlamı ve sebebi yok ama Ben emrediyorum hadi bakayım siz bana sadık mısınız değil misiniz diyen Rabb bana neden akletmemi öğütlesinki bana neden tedebbür etmemi öğütlesin ki,
Sebepsiz eylem anlamsız ve amaçsız olur,
Hopppppp, kelimesi benim için ve şu anda okuyan senin için anlamsız bir kelime anlamsız bir hitap, ama uçurumun kenarındaki için anlamlı ve sebepli bir kelime, uçurumun kenarındakine seslenen Rabbin seslendiklerini yol kenarında okuduğumuzdan, kendi üzerimize alındığımızdan kaynaklanıyor sonra da ppp'lerin sayısından anlam çıkartmaya çalışıyoruz, konuya istersen indirilenler ve sunulanlar başlığında devam edebiliriz, siyam meselesinden uzak ama siyam meselesini etkileyecek temel bir mesele olarak görüyorum bu yaklaşımı,
Ki kendisine bağlılık test etmek amacı ile diyerek kendince bir sebep de ortaya koyuyorsun bu senin ve benim her varlığın yaradılışında var sebep ararız mutlaka, fayda ve zarar ilişkisi neticesinde yaklaşırız, ama mevzu bahis olan şey nasıl sebepler ve gerekçeler sorusu olmalıdır.
Esen kalasın güzel abicim
Sevgiler
|
|
|
Selamlar Malik Bin Nebi,
seni pek sevmem ama bu yazının altına imzamı atıyorum..sorgulamadan oluşan imanın bir anlamı yok..işittik itaat ettik cümlesinin anlamı işittik aklı işlettik ve itaat ettiktir.
sağlıcakla
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar İbrahimimiz abi,
Canın sağolsun :) ben sevilsem ne sevilmesem ne, eğer huzur ve sukunet sahibi değilsem neye yarar ki bunlar, zaten dediğim gibi belki saçmalıyorumdur belki yanılıyorumdur belki de doğru söylüyorumdur ama hangi doğru söz sonuna nokta kabul ederki, ya da hangi doğru adam doğru bir sözün sonuna nokta koyarak onu put edinir ki, ya da hangi doğru adam doğruların efendisi olduğunu idda ederki, ya da hakikati aramaktan vaz geçer ve ümitsizliğe saplanır ya da hakikatin ta kendisine sahip olduğuna inanır, yani benim sevilmemin yada aksinin çok da bir önemi yok :)
sana küçük bir hediye :),
http://www.youtube.com/watch?v=gdvBmPrKwNw&feature=relat ed
Esen kal abicim
Sevgi ile
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Rıdvan Abim,
""Yine nesnel/bendensel gerçekliği (İnsan yemeye-içmeye programlanmış) aşamadık, İnsan olduğumuzun farkına vardık (kan dökmeye/öldürmeye devam)"
Siyama güç yetiremeyenler bedelini öder, siyamlı olmak daha hayırlıdır (2:184)."
Demiştin,
ilk önce iletimi anladıklarımı ifade ettiysen ile başladım sonra da düşündüm ki gördüklerimi söylese de söylemese de bu ibareler içimdekilerle aynı şeyleri söylüyor diyerek ifadelerimi belirtmiştim,
Konu ile ilgili İlk iletimde eğitimin bireylerde nasıl farlılık arz ettiğini ve dolayısıyla birey merkezli eğitimin gerekli olduğunu ifade etmeye çalış, siyam vesaire nüsukların olmuşsa bile dönem/zaman/toplum ile sınırlı olduğunu evrensel olamayacağını açıklamıştım,
İndirilenler ve sunulanlar başlığında da başlarken sahip olduklarımız ile yaşarken muhattap olduklarımıza karşı farklı yaklaşımları incelemeye çalışıyordum,
Konunun siyam ile ilgili olan kısmında
İnsan yaratılırken yer ve içer yaratıldı acıkır ve susar yaratıldı,
İnsan yaratılırken cinsel dürtülerle yaratıldı,
İnsan yaratılırken uyku ve dinlenme ile yaratıldı,
Yaratıcı böyle yarattığı varlığı, kendi yaradılışının aksine davranmak ile,
Kendi yaradılışına düşman, mücadele içerisine girecek tarzda emirler ile muhattap etmez,
Yaradılışında akmak olan bir suya, sen bundan sonra akmıyacaksın demek zulüm olur,
Fakat süreli müdaheleler ile toplumsal hayır gözetilerek müdahaleler olmuştur ki bunun adı da ben de indirilenlerdir,
Kur'an yazılı sahifelerde şu anda elimizde olmasaydı ne oruç ne de namaz gündemimiz olacaktı,
Bu uygulamalar bu günkü halleri ile olmuş da olabilir olmamış da olabilir, birilerinin içine bu uygulama sinmediğinden içlerine sinmeyenleri kur'anda görüyor birilerinin de içine sindiği için bu uygulamaları kur'anda farklı görüyorlar neticede herkes kendi içinde neye sahipse karşısında onu görüyor ki farklı sebepler veya makul ve samimi yanlarda olabilir bu da farklı değerlendirmelere tabi tutulmalı,
Bu uygulamalar olmuşsa bile uygulandığı dönem ve insanlar içindir, bütün insanlık için değildi, ki bu sebeplerden dolayı da kur'an'ın yazılı bir vahiy olarak indirilmediğini düşünüyorum,
Rabb kısa süreli bir baraj yapmak istedi her indirdiği ile ama insanlar marifeti barajda sanarak onu kalıcı kıldı ve baraj taştı şimdi de içinde boğuldukları su da çözümler arıyor oysaki hala o barajın içindeler, yapmaları gereken baraj duvarlarını yıkmak ve herşeyi normal ve doğal haline geri sokmak,
Yaratıcı bireylerin yaradılışına yönelik değil davranışlarına yönelik bir değişiklik yapmak isterse bunu kalıcı kılmaz, eğer kalıcı kılarsa kendisi ile çelişir zira yaratırken eksik kalan yönlerini tamamlamış gibi olur, ki insanlık davranşılarına müdahale edilmediği dönemlere de şahittir (yunus19) Yaratıcının insanların davranışlarına yönelik istediği değişiklikler hitap ettiği dönemdeki marazlar için sebep arazları ortadan kaldırmak adınadır, ve yaradılışımızda ve doğal akış içerisinde yoktur,
Biz bu davranış değişikliklerni kalıcı kılarak akan suya dur dediğimizin farkında değiliz,
Bütün insanlık tek bir model ile eğitilemez, bu hem insana hem de eğitime aykırıdır,
İnsanın mücadelesi yaradılırken sahip oldukları dürtüler ile yetileri dengeli bir şekilde kullanmasıdır, programında yemek var lakin kan döker yememeli ki bunun içinde gerekli yetilerini kullanmalı, cinsellik var ama tecavüz ederek yapmamalı ki bunun içinde gerekli yetileri var, bireyler ve toplumlar hangi konuda yetilerini zayıflatmışlarsa o konuda, o sebepte siyam etmeleri gerekir, normal akışa geçince de aynı illet üzerinde durup enerji kaybetmenin ve akışı tersine işletmenin anlamı yok.
Esen kalasın değerli abicim
Saygılarımla
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
İbrahimizm!!! Ayrıldı
Katılma Tarihi: 14 subat 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 420
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Malik kardeşim,
heeee, verdiğin hediyeyi çok beğendim,zarul zurul.. o kadar ki sorma gitsin..aman kardeşim bi daakine esgik ol hediye falan verme..ne sen beni gör ne de ben seni.. :) aman..bu arada noktalar konusunda da haklısın..evet ''malik yazdı,o yazdı..''hangi adam hakikati aramaktan vaz geçer ve ümitsizliğe saplanır'' bunu düşündüğüne iyi etmişsin..
sende esen kalasın.
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Aleyküm selam Malik Bin Nebi kardeşim!
وَمَا
خَل 1614;قْتُ الْجِنَّ وَالْاِن 18;سَ اِلَّا لِيَعْبُ 83;ُونِ
Ve ma halaktul cinne vel inse illa li
ya'budûn
Ben cinne ve inse, ancak bana kulluk etsinler
diye yarattım.
Allah
her şeyi kendine kulluk etsin diye yarattıysa ve bu kulluk Allah’ın varlık
üzerine koyduğu yasalar çerçevesinde belli bir kadere ve belli bir sünnete göre
işliyorsa ki öyledir…
O zaman
olayın iki yönü var:
1) Allah’ın yaratıklar üzerindeki nazarı
2) Kulların yaratıcıya karşı sorumlulukları
Birincisinden
olaya bakmamız ve tahayyül etmemiz olası değil, yaratan için sebep sonuç diye
bir şey olamaz, bu yaratılmışlar içindir.
Şunu
anlıyor olmalıyız, bir sivrisineğin boşuna olmadığını bizim cenahtan
bakıldığında bir anlamı olduğunu, yoksa yaratan yerini başka bir şeyle
dolduramazmıydı? Yâda onsuz olmasını dileseydi “olmaz bunun bir sebebi vardı
nasıl olurda sivrisineği yaratmaz” mı diyecektik.
Kulların
cephesinden hiçbir şey sebepsiz değildir, çünkü Rabbim her şeyi bir sistem
içerisinde dizayn etmiştir.
Benim
vahiylerden anladığım Allah kullarını kendine itaate çağırıyor ve bunu bir
imtihan olarak onlara emrediyor. Benim bir kere iman ettiğim değerler bana
doğrunun yolunu gösterir, ben buna inanmışım. Arkasında ki sebepleri araştırmam
ayrı bir fazilettir.
“Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz
dileyemezsiniz!”
Benim
sırf Allah rızası için dediğim şeye, başkası herhangi bir sebebi olduğuna
dayandıra bilir. Bu tamamen bakış açısıyla alakalıdır.
Ben yüzümü gökleri, yeri ve
ikisi arasındakileri yaratana çevirdim ve ben şahit olun ki Müslümanlardanım.
Allah’tan
hakkıyla korkmanın basiretimi açacağına inanmışım…
Allah
uğrunda gayret göstermenin doğruya ulaştıracağına inanmışım…
Bilginin
yolunun Allah’tan korkmaktan geçtiğine inanmışım…
İstediğimde
sadece onun vereceğine inanmışım…
İnsanın başarısının, uğraşı, çabası, gayreti, çalışması vs.si değil,
Allah’ın bu çalışmaya bigâne kalmamasına inanmışım…
“Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her
an yeni bir iş ve oluştadır.”
Selam ve dua ile.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
malik bin nebi Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 kasim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 439
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam İbrahimim abi,
Birey olarak biz bir işi ne "sebeple" yapıyorsak emri verenin de o ""amaçla" yaptığını ifade etmiş oluyoruz,
Selam İbrahimimizm abi,
Güzellikler, mutluluk ve huzur senin olsun,
Esen kalasınız
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
|
Yukarı dön |
|
|
ebu ömer Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 117
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Kur'an da ki savm/siyam olgusuna genel bir bakış:
Savm/siyam: Geri durma, kendini tutma, kendini alıkoyma.
Bu perspektiften bakarak Kur'an bütünlüğünde üç adet savm/siyam türü karşımıza çıkmakta.
1. Allah Resulu Zekeriyya ve Meryem valide hakkında cereyan eden, sıradışı bir şekilde vukuu bulmuş olayın neticesinin hayra ulaşması adına, bu konuya dair konuşmayıp kendilerini tutma hadisesi.
2. Sosyal dokuya ilişkin yapılan haksızlık ve işlenen suçlara ceza olarak, failin kendisinin alıkonması, yani hapis cezası.
3. Hacc mevsiminde dini malumat için Allah Resulu'nun ders halkasına müdahil olup, bu esnada kişinin bır kısım faaliyetlerden kendini tutması/kendini alıkoyması şekliyledir.
Esenlik dileklerimle.
__________________ Teselli ararsan teselli mi yok...
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.
Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.
|
Yukarı dön |
|
|
İbrahimizm!!! Ayrıldı
Katılma Tarihi: 14 subat 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 420
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
hayrullah41 Yazdı:
yeni din : internet
burada her şey mubah.
namaz yok, oruç yok, infak yok, örtünme yok, faiz gerekli...
burada insan acaip bir varlık...
çok ama çooook akıllı...
Aklı ile her şeyi bulabiliyor daa;
Allah'ın ona öğrettiği kelimeler ile tevbe ettiğini unutuyor...
Alim olan Allah diyor da,
burada herkes alim oluyor, hüküm veriyor...
mezheplere karşı duruluyor burada,
herkes bir mezhep belirliyor...
burada herkesin benliği, kendi aklı kıblesi...
öyle ya mescdi-i harama ne gerek var...
sizler yüzünüzü abdurrahmana dönün yeter...
kelimelerin anlamları yerlerinden kaydırıldı diyorlar burada..
ancak biz de biraz kaydıralım o zaman deyince, olmaz oluyor...
onların kaydırdığına geleceksin...
yoksa sevmezler seni...
öyle ya sevilmeye bile ihtiyacı yok burdakilerin...
çünkü hepsi kendince birer tanrı...
herkes alim,
herkes usta,
herkes çok ama çoook akıllı...
oruç da ne ki?
ne diye aç kalsın insan?
fakir olup, açlık çekenler, kendi yaptıklarının cezasını öder, buraya göre...
çünkü onlar salak...
çünkü darlık allah'tan değil...
bollukta olan da oruca gerek duymaz..
niye duysun ki,
zaten aklı ile midesine hükmedebiliyor...
tok iken açın halinden çok ama çok iyi anlıyor...
burada açlık da yok ki sahi...
burası internet...
yeni din burası...
yepyeni, taze bir din...
hepinize hayırlı olsun...
ben almıyım, oruçluyum, yeni dinlere...
şöyle elimi yüzümü yıkayayım,
temizlenip, rahatlayayım...
kuran okuyup, secde edeyim...
yüzümü de ben yine mescid-i harama döneyim...
internet bozar beni...
selametle,
|
|
|
Değerli kardeşim Hayrullah,
namaz=tespih=sabah ve akşam saatleri=24 saat hatırda tutmak..
oruç=bir ay=açlık susuzluk=açın halinden anlama ve empati yapma=hayra yönelme..
sevgili kardeşim,
şimdi yüzünüzü Abdurrahmana dönün demişsin ya,
samimiyetine teşekkür ederim..bende İMA ederek eylenmeyi asla sevmem,hazzetmediğim kaçındığım bir tarzdır ve genelde BANA GÖRE doğru yapan/doğru söz eden gavur olsa övgüyü hak etmektedir ve bunu genelde belli ederim,sevdiğim bir adam BANA GÖRE yanlış birşey söylemişse onada tepkimi anında veririm isterse evliya olsun..velhasılı birilerinin iletilerine bakma önceliği elbet kişilerde vardır..lakin yüzümüzü onlara teslim vaziyette çevirdiğim vaki değildir..
sevgili kardeşim şimdi bu tavıra sahip olduğumdan,başkalarına asla güven veren bir tip değilimdir..ama sana bir kişiyi önereceğim..ona dikkat et,dostluğunu pekiştir ve ondan ayrılma..
Ebukerem.. namaz arıyorsan onda,oruç arıyorsan onda,ŞAHİTLİK istiyorsan onda,anlamak istiyorsan cevaplar onda..
sağlıcakla kardeşim.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|