Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
verdiğin cevaplara göre tarikat öğretilerinin kurani ve dini bir yanının olmadığını kabul etmene sevindim.
RABITA ALLAHI VE AHİRETİ HATIRLATAN HER VARLIK İLE ALLAHIN ZATI HARİÇ YAPILIR demişsin.ben yağmur yağarken,kar yağarken,meyve sebze toplarken allahı hatırlıyorum.senin mantığınla hareket edecek olursam bu meyve ve sebzeleri,yağmuru,yağan karı düşünerek rabıta yapabilirim öyleyse.
RABITA, HATME , VİRD BUNLARDAN ALLHU TEALA TABİKİ SORGU SORMAZ BEN SORGUYA ÇEKİLİRSİN DEMEDİM.bunuda kabul etmen güzel.eğerki cenab-ı hak bizlere tarikat öğretilerinden hesaba çekmeyeceğine göre bunlara vakit ayırarak zaman israfı yapmanında gereği yoktur.dediğim gibi fuzuli bir eylem oluyor.
BİZLER ASLA ŞEYHİ PUTLAŞTIRMIYOUZ. BİZİM ŞEYHİ ZİYARETİMİZ ALLAH RIZASI İÇİN BİR ALLAH DOSTUNU ZİYARETTİR. HEDEF O ŞAHZIN YAŞAYIŞINDAN ÖRNEKLER ALIP ADAP ÜZERE YAŞAMAYI ÖĞRENMEKTİR. şeklindeki cevaba gelince.islami yaşantı tarzımızı şeyhlerin dervişlerin yaşayışlarına göremi dizayn edeceğiz yoksa allahın ilahi vahyi kurana göremi şekillendireceğiz?siz şeyhinizin yaşantısına özenebilirsiniz.bizler hiç kimsenin yaşantısına göre dini hayatımızı dizayn edemeyiz.kuranın emrettiği ölçülere göre dizayn ederiz en büyük farkımızda bu olsa gerek.şeyhi putlaştırmıyoruz diyorsunuz ama ölmüş bir şeyhin mezarı başında ölen şahsın kendisiyle yapılan rabıtalara o zaman bir isim bulmamız gerekir.yalanlamaya çalışmayınız çünkü defalarca bizzat yaşayarak şahit oldum.kuranda 'hiç ölülerle dirilier bir olurmu demasine rağmen ölmüş olan şeyhinizden bile yardım dileme sapkınlığınız putlaştırmak değilde nedir?hergün defalarca okuduğunuz fatiha suresinde'yalnız senden yardım dileriz'diye allaha söz vermenize rağmen başı dara giren bir mürit neden 'himmet seyda,himmet gavs,sinirlenen bir mürit sabır ya seydadiye zırvalarken şeyhleri putlaştırmış olmuyormuyorlarmı?bu yazdığım himmet olayına yüzlerce kez şahit oldu.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN YAŞADIĞI DÖNEMLERDE İSLAMİYET YAYILMAYA BAŞLANDIĞI ZAMAN AÇIKÇA İBADET ETME ŞANSLARI OLMADIĞINDAN GİZLİCE EVLERDE TOPLANARAK İBADETLER YAŞANMAKTAYDI. CAMİ LER BİR YANA DERGAHLAR KURMAYA MÜCADELELER GEREKİRDİ.demişsiniz.bu yazınıza epeyce güldüm.mekkenin fethinden sonra kurulan islam devletinde demek cami yapmaya bile zaman bulunamıyormuş.zaman olsaymış dergah bile açılırmış.yani peygamberimiz dergah bile açacaakmışta zaman bulamış.çok komik.peygamberimiz öldüğünde islam devletinin sınırları kaç km.kare idi bir araştırın.banada yazın.
kabir azabı safsatasına gelince:(İşte o zaman) Eyvah! eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân’ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğruyu söylemişler! derler.peki emel binlerce yıl azap çeken bir kafirin bu sözleri söylemesi mümkünmü?eğer kabirde bir azap söz konusu ise azap gören kişinin kabirde dirilmesi gerekir.ama cenab-ı hak dirilişin sadece ve sadece kıyamet gününde olacağını defalarca kuranda belirtmiyormu?ve yine kuranda hesap ve ceza gününün varlığından bahsedip,ahiret gününde sevap ve günahların tatılacağını ve insanların ona göre cennete ve cehenneme gideceğini belirtiyor.eğer kabir azabı varsa hesap ceza gününün bir önemi kalmıyor.şu dakikada kıyamet kopsa 6,5milyar insanın tamamı ölecektir.bu ölen 6 küsur milyar insan otomatikman kabir azabından muaf tutulmayacakmı?diğer tarafta binlerce yıldır kabir azabı çeken insanlar öte yandada bir saniye bile kabir hayatı yaşamayacak milyarlarca insan. rabbim allah,peygamberim hz.muhammed diyen herkes paçayı yırtacaksa ateistlerin bu cümleleri söylemesi çok zor değilki.
saffat 20.ayeti okursan eğer ceza gününün kabirde değilde ahiret gününde olduğunu çok rahat anlarsın.işte ilgili ayet:''Vah bize, bu ceza günüdür!' dediler''işte kıyamet günü dirilen ölülerin söyleyecekleri söz.
kuran-ı kerimin hiç bir yerinde kabir hayatından,kabir aleminden tek bir cümle bulunmaz.sadece dünya ve ahiret hayatından bahseder.hemde ikisini bir arada kullanır.işte örnekleri:
"Elbette biz, elçilerimize ve inananlara hem dünya hayatında hem şahitlerin duracakları günde yardım ederiz." (40 MÜ'MİN, 51)
Tüm insanların, hesabının ahiret gününde görüleceğini, kafirlerin ileri sürecekleri mazeretlerinin kendilerine hiçbir fayda sağlayâmayacağı(40/52)
Allah inananları, dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de saptırır ve Allah dilediğini yapar." (14 İBRAHİM, 27)
burada kabir hayatından bahseden bir cümle görebiliyormusun?
dirilişin kabirde değil ahiret gününde olacağını belirten bazı ayetleri vereceğim sana onları iyi incele.
Andolsun siz, Allah'ın yazısınca ta yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu dirilme günüdür, fakat siz bilmiyordunuz!" (30 RUM, 55-56)
Sura üflendi; işte onlar, kabirlerinden Rab'lerine koşuyorlar. Dediler ki `Vah bize, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte Rahman'ın va'dettiği şey budur. Demek elçiler doğru söylemişler!" (36 YASİN, 51-52)işte buradada kabirde pişmanlıktan değil kıyamet günündeki pişmanlığı anlatıyor.
yazının başındada belirttiğim gibi bir kişinin kabirde azap görmesi yada mükafatlandırılması için o insanın mutlak surette kabirde dirilmesi gerekir.ama cenab-ı hak kuranı- kerimde:
Ve saat mutlaka gelecektir, onda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerde olanları diriltecektir:' (22 HAC, 7)demek suretiyle dirilişin sadece kıyamet gününde olacağını kesin olarak bildiriyor.o halde kabirdekiler ölüler olduğuna göre ölülere mükafat vede ceza verilmesi söz konusu değildir.bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri: http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1464&PN=1&T PN=1 adrese tıkladığında bulabileceksin.
__________________ TİYERİLİ
|