Hasan abicim güzel yorumun için Alalh razı olsun ama bak daha güzel versiyonunu da buldum:
http://www.youtube.com/watch?v=41Vm-FEIsnA&feature=relat ed
Sevgili Tesliman,
bu versiyonu için de teşekkür ederim.
Yüce Allah'ın kainat kitabı ayetlerinden/ imzalarından ve müzik ile ilgili ayetleri/ imzalarından bir kısmını görmek isteyenler önceki video gibi bu video'yu da izleyebilirler bence...benzerlerini de...ve hatta şuna inanıyorum ki : Kur'an'ı anlamadan tilavet edip bunu da ibadet zannedeceğimize örneğin şu yukarıdaki video'yu görüntü ve ses ile vermek efdaldir/ daha faziletlidir...hiç olmazsa bu görüntü ve ses ile yine Kur'an da emirbuyrulan kainat ayetleri ve müzik ile ilgili ayetlerini müşahade ve tefekkür etme imkanı bulur...bununla bir fayda alma , Yüce Allah'ın güç ve kudretini hatırlama imkanı olur...ya öteki..
ama belli bir yöreye ve tarihe inmiş kitaplar O'nun sesini sınırlar yeni versiyonlarından da alıkoyar.. ama tıpkı bu bizimle yarattığı "canon D major"lar gibi O'nun vicdanımızdaki ve aklımızdaki sesi de sınırsız ve her zaman gelişime yeni versiyonlara açıktır..
hayır...binlerce kere hayır...
işte yanlış bildiğiniz şeylerden biri...
şu an için konjonktürel olarak bunu söylediğimi sanma...
böyle olmadığına bugün kâni değilim, inan...
"ben müslümanım!..."diyen bir sürü insanın hâl u vaziyeti sizin bu şekilde düşünmenize yol açmış...bunun Kur'an ile alakası yok...bu insanlar Kur'an'a da inanmıyorlar, inanıyoruz deyip evlerinde en yüksek yere assalarda...
nasıl ki, bu video da izlediğimiz görüntü ve ses nasıl ki kainat kitabı ayetleri ile insanların iç alemine seslenip ayetlerini tebliğ ediyorsa....işte tıpkı bunun gibi Yüce Allah'ın ayetleri de Hz.insana ses yoluyla seslenir...insan sesi ile...insana hediye ettiği kulak, çekiç, örs ve üzengi işte bunun içindir...diğer organlarımız gibi istemdışı çalışan bu organlarımız 1500 yıl önce bu sesi bulunduğu çağa OKUtturduysa bugün de OKUtturur, yarında...bu işitme organları varsa, o organlara işittirilecek ayetler vardır demek ki...hem Kur'an ayetleri dikkat edersen geçmiş kavimlerin kıssalarını anlatır bize...yani mekke bunlardan biri sadece...her tür örnek vardır o kıssalarda...hemen her çeşit toplumsal mes'eleye dokunulur o kıssalarda...( yalnız mekke değil, Kur'an da bahsedilen ve yalnız kureyş kabilesi değil...)tertemiz yaradılış fıtratına yaradan tarafından yüklenen bilinç ve donanımı, ana işletim sistemini , çocuğu olduğun çağın/günün sana hediye etmiş olduğu güncel bilgi, birikim, bilinç, donanım ve örf ile birleştir, imtizaç ettir; Kur'an vahyi lokomotifliğinde hayatına tatbik et...Kur'an = hayat olduğuna göre Kur'an'ın bizzat kendisi sana her gün hayatını güncellemeni emreder, statikleştirmeni, durağanlaştırmanı değil...nasıl ki her yeni gün yeni bir güneş ile uyanıyorsak, nasıl ki her yeni gün bizde yeni hücreler oluşuyorsa bu da öyle...hayatını yeni bir versiyonla yeni bir tez ile destekler...bu bilimsel keşiflerin neyin göstergesi olduğunu zannediyorsun ki? yani kıst mısıt yok burada...kısıt olan şeylerden kötü olduğunu düşündüğün ne var, onu söyler misin? " bakışlarını kıs!" ayetini getirmeyesin şimdi de bana, dayak yersin vallahi...:)))
şunu içtenlikle söylemeliyim ki kuranlı bir kafadayken bu pachelbell leri bach ları galille leri kafka ları shakespeare leri che leri mandela ları boş işlerde görürdüm ve benim için bu kendilerini geliştirmiş çabalamış Tanrının verdiği yaratıcılık gücünü ortaya sermiş ve ömrünü insanların yararı ve güzelleşmesi için harcamış kişilerin isabah akşam namaz kılıp oruç tutmuş ve tek bir şey dahi üretememiş bir mü'min kimsenin kılı kadar dahi değeri yoktu..
yanlış düşünüyor muşsun...insanların yararına, dünyanın imarına, kainat ve insan kitabına kim katkı yaparsa ayetlerin emrini yerine getirmiş olur...işin acı tarafı : yanlış düşündüğün ve çoğu cahiliiyye( ki eskiden bende de vardı...)ürünü olan hususları şeytanın Kur'an'a yapıştırmasıdır...faturayı Allah'ın kitabına çıkartmasıdır...halbuki Kur'an'ın alaksı yok bu ve benzeri yobazlık ve tutuculuklarla...emin ol...buna bütün kalbimle inanarak söylüyorum...yanlış insanlara karşı duyduğunuz haklı reaksiyonu, yanlış bir şekilde Kur'an'a karşı yönlendiriyorsunuz...Kur'an'ın asla bunlarla bir ilgisi yok...reaksiyonel yaklaşım ya ifrada götürüyor insanları ya da tefride maalesef...şeytan ikisinden birini seçmemizi öğütlüyor bizden, bu kötü örnekleri materyal olarak kullanarak...biz ikisini de seçmek zorunda değiliz güzel kardeşim...Kur'an asla seni meşru bir istikamette kısıtlamaz, asla...kısıtladığı bir yer varsa, o da senin kendi çocuğuna merhamet edip kısıtlayacağın hususlardır, başka değil... başıma bir felaket gelse: "aman ne yamuk yaptım acaba" diyen biriydim sakın bunun benim sorunum olduğunu söyleme abi böyle olmaya mecburdum çünkü kur'ana teslim olmuştum ve onun azap ve felaket ayetleriyle besleniyordum..
hayır...yine hayır...yine yalnış ve Kur'an ile alakası olmayan düşüncelerle karşı karşıyayız burada da...sen Kur'an'a teslim olduğun için değil, bilakis Kur'an'a teslim olmadığın için böyle bir yamukluğu aklına getiriyordun...hatta henüz tam anlamıyla tanışmadığın için...nerden mi biliyorum?...damdan düşenin halinden damdan düşen anlar ya...ben senden farksız mıydım sanki... bu ve benzeri cahili düşünceler, ben Kur'an ile tanışmaya başladığım anlardan bu tarafa doğru beni terketmeye devam ediyor kardeşim...yani bu hayatımda ilk, orta, yakın ve yeni çağı ve bugünü yaşadım desem doğru olur...ayetlere her baktığım gün aynı ayeti güncelleyerek bakabiliyorum...sen de bakabilirsin...herkes de...o halde inkar niye...işte Yüce Allah'ın kitabı...ancak Allah'ın kitabı bunu başarabilir... "sen içlerindeyken azabımız gelecek değildir" diyen bir ayet başka nasıl okunur abim? "suçları nedeniyle şehirlerini altüst ettik"diyen bir ayetle nasıl okunur şu japonya? düşündün mü hiç muhammed içlerindeyken böyle bir felaketle yüzleştiklerini? sence kur'anın azap ayetlerinin bir anlamı kalacak mıydı? DEVAM EDECEK İNŞ....
|