Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İSLAM’DA BORÇ YASALARI
Müslümanların birbirine borç vermeleri kaçınılmaz bir iştir. Ancak burada anlatılan kurallar dahilinde borç verilmezse sevap aranırken günaha girilmesi muhtemeldir. Bence bu kurallara uyulmazsa KESİNLİKLE GÜNAHA GİRİLMİŞ OLUR, çünkü Allah ın emri yerine getirilmemiş üstelik umursanmamıştır.
Her iş yapanın çok parası olması ve her parası olanın iş yapması mümkün değildir. Ancak parası olan iş yapana ihtiyacı ölçüsünde borç para verebilir.Ayrıca insanlar dara düştüklerinde borç alarak durumlarını düzeltebilirler. Bu onların daha çok zarara uğramasını engeller.
Müslümanların birbirine borç verirken yazması Allah tarafından ZORUNLU tutulmuştur. Bu tam anlamıyla bir zorunluluk ve başka bir deyişle farzdır. (Bakara 282)
Ayetin de dediği gibi Allah bize gerekli olanı öğretmiştir. Burada anlatılanlar önemli hükümlerdir. Ancak bu sayede ekonomimiz düzelebilir. Ekonomisi bozuk olan toplumun zamanla bütün toplum düzeni sekteye uğrar. Bu durumun örneği için toplumumuza bakmamız yeterde artar.
Kurallar şöyledir:
- Borcu veren ve borçlanan aralarında YAZILI sözleşme yapmalıdırlar.
- Borç alan özellikle yazdırma işinden sorumludur.
- Borçlu bilmez veya ehliyetsiz ise velisi yazdırmalıdır
- Borçlanmaya “2 ŞAHİT” tanıklık etmelidir.
- İki erkek şahit olmadığı durumlarda 1 erkek ve 2 kadın şahitlik eder.
- Büyük ve küçük olsun bütün borç yazılmalıdır.
- Borcun ödenmesi için bir VADE koyulmalıdır ve tarihler yazılmalıdır.
Maddeler çok açık. Bu kuralların getirilerini aşağıda açıklamaya çalıştım.
1.Alış verişlerimizde sözleşme yapmak , dostlukların korunmasında çok önemlidir. Sözleşmeler dostlukları koruyan en önemli müessesedirler. Yazılı kağıtlar sayesinde dostlukların sınanmasının önüne geçilir ve dosluklar borca karşılık tutulmak yerine sözleşmeler bu işi halleder. Ayrıca bir güven ortamı oluşmuş olur. Bu da tefecilerdense insanların birbirine borçlanmasını ve toplumun zenginliklerinin toplum içinde kalmasına imkan verir.
2.Borç yazdırılmalıdır. Özellikle borcu alan yazdırmalıdır. Allah ın emrini uygularken aşağıdaki örnekleri vermekten bilhassa kaçınmalıdır.
Ne yani sen bana güvenmiyor musun !
Aramızda paranın lafımı olur.
Sözüm söz dedimya!
Şimdi herkese alış verişimizi duyurmamızın ne manası var!
....
Bu sözler tümüyle Allah ın emrine karşı gelmedir. Alacaklı arkadaşından bir sözleşme isterken sıkılıp üzülebilir, ancak borçlu yazmak konusunda istekte bulunursa herhangi bir sorun çıkmaz. Ve bunun yanında da Allah ın rızasına kavuşulur.
3.Borçlu ne dediğini bilmeyen birisi ise onun yerine, ondan sorumlu birisi sözleşmeyi hazırlasın. Ve bu durum sözleşmeye de yazılmalıdır.Aksi takdirde ileride adam akılsız olduğu için sözleşmenin iptal durumlarının ortaya çıkması önlenir. Ayrıca cahil/ehliyetsiz kişinin de zarara uğramasının önüne geçilir.
4. Allah tarafından iki şahit tutulması zorunlu tutulmuştur. Bu durumun bir çok getirisi olacaktır.
-Öncelikle insanların gizledikleri zenginlikler güvendikleri kişiler tarafından bilinecektir. Bu sayede borç arayan daha çabuk bulabilecektir.
-İnsanlar ne kadar paralarının olduğunun herkes tarafından bilinmesini istemeyeceğinden gruplar oluşturmak zorunda kalacaklardır. Birbirine ekonomik olarak güvenen ve yardım eden ortaklıklar oluşacaktır.
-İnsanlar arasında maddi güven oluştuğundan kimse tefecilere gitmeyecektir.
5. İki erkek şahit olmadığı durumlarda 1 erkek ve 2 kadın şahitlik eder.Bunun için bir çok neden bulunabilir. Amaç sürtüşmelerde kadının korunması ve şahitlere her an ulaşılabilmesidir. Bu konu başka bir başlık altında incelenmişti.
6. Borcun büyüğü küçüğü olmaz. Kücük borçlar katlanıp dağ olur.Sonra güven kaybolur.Bu nedenle büyük, küçük her şey yazılmalıdır.
7. Borcun ödenmesi için bir VADE koyulmalıdır. Vade koyulmaz ise yazılı sözleşme “ ben sana para vermişim” demekten başka bir şey değildir. Borcun bir vadesi olmalıki alacaklı, borçlunun kapısına dayanmak zorunda kalmasın. Ve verecekli de işlerini bu vadeye göre ayarlasın.
İşte bu kurallara uyulursa aileler/dostlar arasındaki tartışmalar büyük oranda azalır, toplumda güven oluşur, ekonomik birliktelikler meydana gelir. Ama emir bu kadar kesin iken uzman tüccarlar dışında inananlar arasında bu kuralları tatbik edenlere HİÇ RASTLAMAMIŞ olmam ilginçtir.
|