Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Reformlar konusunda halka bir şeyler danışan hükümet,halkın can ve mal emniyetini
çok yakından ilgilendiren bir meselede halka niye hiçbir şey sormuyor
anlamıyorum.Hem doğal enerji kaynaklarını kullanmaya önem vermiyor hem
de bunlar çok masraflı bahaneleriyle(sanki nükleer işi çok ucuzmuş
gibi) halka acımadan halkın o kadar parasını onun
hayatıyla oynamak için nasıl çarçur ediyorlar anlamıyorum.bence nükleer
işlere bulaşanlar vatan hainliği suçundan yargılanmalıdırlar.Dünyadaki
diğer nükleerciler nolacak?.onlarda dünya hainliği suçundan
yargılanmalıdır.Bu nükleerin onlarca zararı görüldüğü halde hala ateşle
oynamak bu dünyaya ihanet değil midir?Bindiğin dalı kesmek akılsızlık
değil midir?Dünyayı deliler yönetiyor dersek bence hiçte abartmış
olmayız.
Bakara suresi255.ayet:Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır.
Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku.
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur... Gökleri ve yeri koruyup
gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.
Enam Suresi 61.ayet meali:O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet
sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir."
Bu ayetlerde buyurulduğu üzere yeryüzü ve gökyüzü Cenabı Allah ve onun
melekleri tarafından korunmaktadır.Ancak kıyamet alametleri olarak bazı
hadislerde dumanın zuhuru zikredilmiştir.bu dumandan kastedilen nükleer
bir kazada olabilir.Onun için tedbirli olmakta fayda vardır diye
düşünüyorum.Dünyada şimdiye kadar onlarca nükleer kaza oldu,şayet
şimdiye kadar Allah tarafından korunmamış olsaydık bu nükleer kazalar
bile dünyanın işini bitirmeye yeterdi,ancak bu her zaman korunacağımız
anlamına da gelmez çünkü bu konuda bir ayet daha varki gerçekten dikkate
değerdir o ayette de şöyle buyuruluyor:Eğer yüz çevirirlerse (bilesin
ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir.
Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir
ama elleriyle yaptıkları (kötü)işler yüzünden onlara bir kötülük
dokunursa o zaman da insan pek nankördür.(şura suresi 48.ayet)
Bu ayeti
kerimede belirtildiği üzere insanların kötü işleri yüzünden onlara
kötülük dokunacağı belirtilmiştir.İşte bu nükleer faaliyetlerde dünyanın
felaketine yolaçabileceği kötü işler kapsamındadır.Şimdiye kadar
korunmuş olduğumuza şükredelim ve nükleer faaliyetlerin öncülüğünü yapan
politikacıların bu faaliyetlerini durdurmaya çalışalım aksi taktirde
bindiğimiz dalı kesmiş olacağız.
insanların yaptıkları tabiatınkinden daha tehlikeli
Kur'anı
Kerimin haber verdiklerine göre dünya kurulalıdan beri zaman zaman
insanoğlu tabii afetlere maruz kalmış ancak insanların yaptıkları
tehlikeli silahlar ve onların zararları yanında devede kulak
gibidir.1.dünya savaşında 25 milyon,2.dünya savaşında da onun iki misli
insan öldürüldü.Tabiat afetlerininki ise buna göre çok daha az,onun
için insanların nükleer silahları daha tehlikelidir,dikkatlerin buna
çevrilmesi lazım.Manipülasyona gerek yok.
Bence
nükleer Faaliyetleri meşru ve normalmiş gibi gösteme amaçlı tam bir
manipüle,çarpıtma haber.Şimdiye kadar doğal radyoaktiviteden kimse
ölmedi ama ABDnin Japonyadaki attığı atom bombasından ve yaydığı
radyoaktiviteden 45bin kişi bir gün içinde hayatını kaybetti.Onun için
ben bu haberin yanıltmacalı ve manipüle heberini yemedim.
küresel
ısınmanın en büyük sebebi nükleer silah denemeleridir,pişmek
istemiyorsanız nükleer silah işleriyle meşgul olan ülkelere protesto
mesajları gönderin.
Tarihteki Nükleer Kazalar: 1952 NRX Chalk/River Kanada Çekirdek erimesi, infilak 1955 Idaho Falls/ABD Kısmi çekirdek erimesi 1957 Rocky Flats Colorado/ABD Reaktör infilakı 1957 Windscale-1/İngiltere Reaktör yangını. 1.5X10 Bq Radyasyon kaçağı 1958 Urallar Bölgesi/SSCB Nükleer Kaza 1958 Vinca/Yugoslavya Aşırı çekirdek ısınması - 2 yaralı 1 ölü 1958 Chalk River/Kanada Aşırı çekirdek ısınması sonucu bölge yoğun oranda radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı 1961 Sl.1, İdaho Falls/ABD Reaktör patlaması - 3 işçi öldü 1966 Enrico Fermi/ABD Kısmi çekirdek erimesi 1969 Lucens/İsviçre Kısmi çekirdek erimesi 1969 St. Laurent/Fransa Kısmi çekirdek erimesi 1972 Wuergassen/Almanya 1050 ton radyoaktif buhar kaçağı 1975 Tsuruga-1/Japonya Boru hattında sızıntı - 37 işçi rasyasyonlandı 1975 Leningrad-1/SSCB Çekirdek erimesi - 5.5X10 üzeri 15 Bq oranında radyasyon kaçağı 1975 Brown's Ferry/ABD Kaynar su rektöründe yangın 1977 Bohunice A-1/Slovakya Aşırı çekirdek ısınması sonucu 4x10 üzeri 12 Bq oranında radyasyon sızıntısı 1978 Brunsbüttel/Almanya Buhar hattının kopması sonucu 1.5X10 üzeri 14 Bq radyasyon sızıntısı 1979 Tennessee/ABD Çekirdek erimesi - 5x10 üzeri 17 Bq asil gaz, 6X10 üzeri 11 Bq İyot-131 kaçağı 1981 Tsuruga/Japonya Nükleer santral kazası 1983 Buenos Aires/Arjantin Ra - 2 Araştırma Reaktörü kazası 1986 Çernobil 4/Ukrayna 1000 MW Basınçlı su soğutmalı Grafit reaktörde güç patlaması sonucu çıkan yangında yakıtın yüzde 70'i dünyaya yayıldı 1986 Oklahoma/ABD Nükleer santralde patlama 1986 Hamm/Almanya Reaktörde patlama 1987 Trawsfynydd/İngiltere Türbin bölümünde gaz patlaması 1989 Küçükçekmece/Türkiye Araştırma reaktöründe yangın 1989 Vandellos-1/İspanya Reaktörde yangın 1991 Miharna-2/Japonya Radyoaktif buhar kaçağı 1992 Sosnowy Bor/Rusya 10 üzeri 10 Bq radyoaktif kaçak 1995 Monju/Japonya Hızlı üretken reaktör kazası 1997 Tokaimura/Japonya Yakıt yeniden işleme tesislerinde patlama - 37 işçi radyasyona maruz kaldı. 1999 Toakimura, Japonya Kritiklik 2000 Tayland Kayıp Kobalt-60 Kaynağı 2000 Mısır Kayıp Kobalt-60 Kaynağı 2001 Panama Radyoterapi
Nükleer Kazalarla ilgili site adresleri:
http://www.greenpeace.org/turkey/tr/campaigns/nukleersiz-g elecek/riskler/guevenlik-kazalar/
http://www.odevsel.com/saglik/4969/nukleer-kazalar.html
http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=5& ArsivAnaID=233
Selamlar, Kıymetli Dostlarım,kesinlikle bilinmelidirki: Nükleerciliği savunmak,ülkeyi savunmak değil,ülkeyi mahvetme ideolojisidir. Nükleerciliği savunmak,dünyayı kirletme projesidir Nükleerciliği savunmak,vatana ihanetten de öte dünyaya ve insanlığa ihanet projesidir. Nükleerciliği savunmak,nükleer teknolojiye sahip olan siyonizmin ürünlerini satın alıp onları zengin etme,onlara bağımlı olma ve kendi halkını fakirleştirme projesidir. Nükleerciliği savunmak,ülkenin enerji açığını kapatmak değil,ülkeyi yüksek enerjiyle kavurma projesidir. Nükleerciliği savunmak,yüce Rabbimin verdiği doğal enerji kaynaklarını bir kenara bırakıp ateşle oynama projesidir. Nükleerciliği savunmak,insanoğlunun hayat kaynakları olan,suyu,toprağı ve havayı zehirleme projesidir. Nükleerciliği savunmak,kendi bindiği dalı kesme projesidir Nükleercilik=bile bile yok olmaktır. Nükleercilik=toplu katliam yapmak Nükleercilik=terörizmin yakıcılık versiyonudur.
Enfal50-51:<<Melekler,inkar edenlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak, "Yakıcı azabı tadın,bu,kendi ellerinizle yaptığınızın karşılığıdır" diyerek canlarını alırken bir görseydin! Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.>> Şura30:<<Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür.>> Bakara195:<<kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın, işlerinizi iyi yapın.Şüphesiz Allah iyi iş yapanları sever.>> Bakara193:<< Fitne
kalmayıp, yalnız Allah'ın dini hakim olana kadar onlarla (fitnecilerle) savaşın.Eğer
(fitnecilikten) vazgeçerlerse sataşmayın.Zulmedenlerden başkasına düşmanlık yoktur. Nisa91:<<...Ne var ki (fitneciler) fitneciliğe her çağırıldıklarında ona can atarlar; eğer sizden uzak durmazlar,barış teklif etmezler ve sizden el çekmezlerse onları yakalayın,bulduğunuz yerde öldürün.İşte onların aleyhlerine size apaçık ferman verdik.>>buyurulmuştur. Selamlar,sevgiler
insan için en enömli şey enerjidir.insan vucudu enerjiyle çalışır.
uçak,bilgisayar,araba......ne aklına geliyorsa herşeyin hareket etmesi için bir enerjiye ihtiyacı vardır.bu elimizdeki en büyük gerçek.
madde için enerjiyi nerden elde edersin?
1.sudan
2.kömür ve türevlerinde
3.buhardan-termal
4.dönüşüm ve çevrim (doğalgaz dönüşüm santralleri,full-oil ile çalışna mobil santraller)
5.rüzgar santralleri
6.katı atıklardan
7.güneş panellerinden
aslına5-6 ve 7 di 4 ün içine girer.
8.radyo aktif tepkimelerden-nükleerden
9.dalga hareketlerinden(mesela deniz dalgalarından)
enerji elde etmenin bukadar çok çeşidi ve yolu varken nükleere negerek var?denilebilir.
benim şahsi düşüncem nükleer en son başvurulması gereken yöntemdir.ama sonuçta bir yöntemdir.
ülkenin şartları ve daha önemlisi kaynakları ve kaynaklarının nitelik ve niceliği belirleyici en büyük etkendir.
bir diğer etken toplumun gerektiği kadar enerjiyi kullanma alışkanlığını elde etmesi yada edmemesidir.
türkiye şartlarında 2-3 ve 4 üncü şıklar mümkün değildir.çünki bu kaynaklar az dır olanda kalitesizdir.maliyeti yüksekdir.
6 ve 7 de sınırlıdır.9 değrlendirlebilir...
kabaca bir bakdığımızda türkiye şartlarında nüklleer kaçınılmaz gibi gözüküyor......
__________________ De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
alıntıdır: GLOBAL ISINMA, EKOLOJİK DENGENİN BOZULMASI VE İKLİM
Tarih: 06.10.2007 Saat: 00:49 Gönderen: yasar
PROF.DR. İLHAMİ GÜLER
Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi
Batının yarattığı sanayi devrimi sonucu, uzun süreden beri yeryüzünün ekolojik dengesinin
bozulduğu bilinmektedir. Bu devrimin yaratmış olduğu ekonomik sistem ve yaşam tarzının global
ısınmaya ve iklim değişikliklerine sebebiyet verdiği, böyle giderse yeryüzünü yakın gelecekte
büyük felaketlerin beklediği son yıllarda yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Köken olarak kıta
Avrupa’sının yarattığı ve giderek de bütün dünyaya yayılan bu teknolojik-ekonomik sistem ve
yaşam tarzının metafizik-felsefi kökenini bilmeyen sıradan birçok insan, bu gelişmelerin zorunlu
ve normal olduğunu, bunun alternatifi bir teknoloji-ekonomik sistem ve yaşam tarzının ne tarihte
ne de günümüzde mümkün olduğunu düşünür ve bu sonuçları kaçınılmaz zanneder. Oysa Batının
aklı başında birçok filozof ve düşünürü,
bugün bu sonuçların Aydınlanma ve Modernitenin yaşam
hakkında ortaya koyduğu, bazı yanlış felsefi-metafizik öncüllerden kaynaklandığının farkındadır.
Örneğin, bu yüzyılın başlarından itibaren O. Spengler, N. Berdayev, W. Suchbart, A. Toynbee, E.
Fromm ve M. Heidegger Batının üretmiş olduğu yaşam tarzını kıyasıya eleştiren bazı isimlerdir.
Pre-kapitalist, sanayi öncesi, geleneksel, dinsel (İslam, Hıristiyanlık ve Hinduizm)
dönemde tabiatta insan ihtiyaçlarını karşılayan her şey Tanrı’nın bir ‘inayeti’ ve ‘nimeti’ olarak
görülüyordu. Başta insan olmak üzere, her şey Tanrı’ya aitti; çünkü her şeyi o yaratmıştı.
‘Aydınlanma’nın başlamasıyla Kilise ile birlikte Tanrı ve din de gözden düşmeye başladı.
Sekülerleşmeyle birlikte Tanrı inkâr edilmese de unutuldu. Nietzsche’nin ‘Tanrı öldü’ ve Marx’ın
‘Katı (kutsal) olan her şey buharlaşıyor’ sözü, Tanrının ve dinin son 300 yüzyıldır Batıda değer
kaybetmesini ifade eder. Bir Alman özdeyişinde söylendiği gibi Batı, içinde çocuğunu yıkadığı
leğendeki kirli suyu (kilise) atarken, çocuğunu da (Tanrı ve din) beraber attı. İçi boşalmış Kilise,
ortaçağdaki katılığını sekülerizme teslim olarak ödedi. Bu, Kur’an’ın deyimiyle ‘dinin oyun ve
eğlenceye alınması (şarkı söyleme) ve dünya hayatının onları aldatmasıdır’ (7/Araf-51). Bunların
kolayca dünyaya kapılmalarının sebebi ‘nasıl olsa bağışlanacağız’ (7/Araf-169) şeklindeki yanlış
inançtır. Çağdaş Hıristiyan ve Yahudi dinsel bilincinin sekülerizme karşı koyamaması, ‘Onlara,
ona benzer bir menfaat daha gelse onu da alırlar’ (7/Araf-169) ifadesinin gerçekleşmesidir.
Böylece, insan ve yeryüzü önceden Tanrı’ya ait iken, Aydınlanma ile birlikte insanın
Tanrı’nın yerine geçmesiyle (hümanizm) yeryüzü ve içindekiler insanın ‘eline’ geçti. Artık değer
koymanın kaynağı insandı ve her şey insanındı. Sanayi devrimi, keşifler, yeryüzünün büyük bir
bölümünün kolonileştirilmesi, emperyalizm ve iki dünya savaşı bu yeni dünya görüşünün
sonucudur. Kapitalizm, faşizm ve sosyalizm Aydınlanmanın temel önermelerinin farklı
türevleridir. ‘Sınırsız üretim ve sınırsız tüketim’ artık yaşamın temel mottosudur. Dinlerin vaat
ettiği ‘cennet’ artık burada, yeryüzünde kurulmaya karar verilmiştir.
Peki, bu olup bitenin İbrahimî-evrensel tek Tanrıcı din (Yahudilik ve Hıristiyanlık) ve
bunun son versiyonu İslam (Kuran) açısından anlamı nedir? Kur’an, dinsizliği nankörlük (küfr) ve
sınırsız arzuların kontrolünde yaşama (arzuların ilahlaştırılması–45/Casiye-23) olarak tanımlar.
Dolayısıyla bu olup biten, teolojik anlamda dinsizliğin giderek yükselmesidir. Konumuz olan
temel sorunlara gelince, dünyada olup biteni Kur’an perspektifinden anlamak gayet basittir. Bir
âyet şöyle diyor: ‘İnsanların kendi elleriyle yaptıklarından dolayı denizlerde ve yeryüzünde
bozulmalar (fesat) çıkar. Allah, bunların bir kısmını insanlara tattırır ki belki dönerler’ (30/Rum-
41). Bugün karşı karşıya bulunduğumuz global ısınma, iklim değişiklikleri, çevre kirlenmesi ve
ekolojik dengeni bozulması, bu ilahi kanunun tecellisidir. Kur’an’ın başka bir pasajında şöyle
deniliyor: ‘Allah yeryüzüne (ekolojik) bir denge koymuştur; bu dengeyi zorlamayın; dengeyi
adaletle koruyun ve bozmayın’ (55/Rahman-7-9). Diğer bir âyet arzuların kontrolünde
yaşayanların ‘yeryüzünde egemenlik kurduklarında, ortalığı fesada vererek bitki örtüsünü (hars) ve
insan neslini tahrip ettiklerini’ (2/Bakara-205) söylemektedir. Bilmem tefsire (yoruma) gerek var
mı?
Konumuz olan küresel problemlerin kapitalist yaşam tarzı tarafından üretildiği açık bir
gerçek. Dünyanın diğer ülkeleri uzun bir süreden beri Batıyı taklit etmeye çalışıyorlar
(modernizm). Örneğin şimdilerde Çin, Batının yüz yıl önce tamamladığı sanayi devrimini
gerçekleştirmeye çalışıyor. Global ısınmaya sebebiyet veren karbondioksit gazı, ABD’deki eksoz
borularından sonra en çok bu ülkede tütüyor. Batılı medya kuruluşları gözlerini buraya dikmiş
bulunuyor. Ancak geçenlerde Çinli bir kadının BBC’de söylediği sözler çok dikkat çekicidir: ‘Bizi
neden eleştiriyorsunuz? Sizin bizden önce yaptığınızı biz şimdi yapmaya çalışıyoruz. Sorunun
çözümü, sizin ürettiğiniz yaşam tarzının değiştirilmesinde’. Aslında Çinli kadının söyledikleri
doğrudur. Fakat Batı, kendinin yarattığı uygarlığı (teknoloji, ekonomi ve yaşam tarzı) tarihin ve
insanlığın ‘sonu’ olarak zannettiği ve bunu da insanlığa böyle lanse ettiği için, alternatif ekonomik
sistem ve yaşam tarzı arayışları şimdilik zor görünüyor. İbrahimî-monoteist dinden
(dünyagörüşünden) alternatif bir ekonomik-sosyal sistem ve yaşam tarzı üretilebilir. Son yıllarda
dinlerin politikaya köklü bir şekilde (fundamentalizm) geri dönmeleri, Tanrı’nın ve dinin hâla
insanlığın vicdanı olmaya devam ettiğini gösterir. Genellikle dogmatik olan bu dinsel hareketlerin,
eleştirel akılcılığa ihtiyaç duydukları ayrı bir gerçektir.
Sonuç olarak, gözleri aydınlanmanın yarattığı neon ışıklarıyla kamaşmış olan insanlığın
büyük bir bölümünün, bu ilahi ‘nuru’ bir müddet daha göremeyeceği kanaatindeyim. Oysa
gezegenimizi kurtaracak olan bu nurdur. Dahası, seküler-kapitalist yaşam tarzının yarattığı fesadın
sonuçlarının biraz daha canımızı yakması gerekiyor. Özgür irademizle, ahlaki olarak Tanrı’nın
buyruklarına boyun eğmediğimiz için, nefsimizin (arzularımızın) yarattığı fesadın sonucunda Ona
‘zorunlu’ olarak boyun eğeceğiz gibi. Tabii, geç kalmamış olursak.
Bu makale Kelam Araştırmaları Dergisinin 5:1 (2007) sayısında ve 10 Kasım 2006- Haber Gazetesinde yayınlanmıştır. Not:alıntısını yaptığım bu yazıların yazarı Prof.Dr.İlhami Güler beyefendiye teşekkür ediyorum.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma