Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Su Munafiklarin Kelime-i Sehadeti yazisinin alintiladigi kitapda ilginc bir kisim var. Su an  butun yaziyi cevirmeye vaktim yok ama, ozeti su.

Once Diyanetin resmi sitesinden Hubeydiye Antlasmainin sartlarina bir bakalim.

Diyanetin sitesinde  Hudeybiye Antasmasini maddeleri soyle siralaniyor.

 a) Barış Şartları

Uzun müzâkere ve tartışmalardan sonra kabûl edilen barış şartları şunlardır:

1- Müslümanlar bu sene Kâbe'yi ziyâret etmeden dönecekler, bir yıl sonra ziyâret edecekler.

2- Müslümanlar Kâbe'yi ziyâret için geldiklerinde, Mekke'de üç günden çok kalmayacaklar ve yanlarında birer kılıçtan başka silah bulundurmayacaklar.

3- Müslümanların Mekke'de bulunduğu günlerde, Kureyşliler Mekke dışına çıkacaklar, Müslümanlarla temâs etmeyecekler.

4- Mekkelilerden biri Müslümanlara sığınırsa, Müslüman bile olsa, geri verilecek; fakat Müslümanlardan Mekkelilere sığınan olursa, geri istenmeyecek.

5- Kureyş dışında kalan diğer kabileler, iki taraftan istediklerinin himâyesine girmekte ve anlaşma yapmakta serbest olacaklar.

6- Bu anlaşma on yıl geçerli olacak, bu müddet içinde iki taraf arasında tecâvüz ve savaş olmayacak.

http://www.diyanet.gov.tr/turkish/weboku.aspid=33&yid=1& amp; amp;sayfa=27

Simdi anlasmanin 4 maddesine dikkat edelim ve asagidaki ayetler ile karsilastiralim.

(MÜMTEHİNE suresi 10. ayet)

"Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size gelirse, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların gerçekten inanmış olduklarını anlarsanız onları kafirlere geri döndürmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir. Onlar da bunlara. helal olmazlar. Onların kocalarının sarfettiğini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine geri verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın, harcadığınızı isteyin. Onlarda harcadığını istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir."

(TEVBE suresi 6. ayet)

"Ve eğer müşriklerden biri senden aman dileyerek yakınına gelmek isterse, Allah'ın kelamını dinleyebilmesi için ona aman ver, sonra onu güven duyacağı yere kadar gönder; çünkü onlar gerçeği bilmez bir toplulukturlar."

Allah ayetlerinde sana siginanlari verme diyor. Antlasmanin 4cu madesi hayir ver diyor. Peygamber efendimzi gercekden boyle bir antlasamayi imzalamis olabilir mi ?. Ozellike saff suresi 3 ayete dikkat edelim.. Allah’in yapma dedigi seyi Resulallah yapamaz degil mi ?

(SAFF suresi 3. ayet)

"Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır."

Ozellikle yapamiyacagiz seyler soylememiz. dostlar ne derler. Yoksa boyle bir antlasma bu durumda uydurma mi ? Bu konuda bir arastirmasi olan var mi ?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Radyoman kardeş keşke o alıntı yaptığın site türkçe olsa, daha ne sahih yalanlar vardır okuyup görsek

Şimdi sana sitenin yamını tercüme et buraya as desem biliyorum baya zahmetli bir iş. Ama bende merak ettim doğrusu acaba o sitede ne türlü yazılar var

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Şimdi sana sitenin yamını tercüme et buraya as desem biliyorum baya zahmetli bir iş. Ama bende merak ettim doğrusu acaba o sitede ne türlü yazılar var

Düzeltme

Şimdi sana sitenin tamamını tercüme et buraya as desem biliyorum baya zahmetli bir iş. Ama bende merak ettim doğrusu acaba o sitede ne türlü yazılar var

Ya op dostlar şu düzeltme tuşunu verin artık ya

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ben bunun bir yorumunu okumuştum..

Şöyle deniyordu.. mekkeden sığınanlar için kullanılan kelime erkek manasına geliyormuş.. Kimse anlaşma yaparken kadınların sığınacağını o zaman düşünmemiş.. Yada kadınları önemsememişler. .

Anlaşma yapılırken aynen ingilizce de ki gibi " he " gibi bir zamir yada sıfat kullanılmış.. Anlaşma yapıldıktan sonra da anlaşmada ne yazılıysa ona uyulmuş.. Daha sonra kadınlardan medineye sığınmak isteyenler olmuş... sığınanları mekkeliler geri isteyince , anlaşmada ki erkekler için kullanılan zamir gösterilmiş ve bunun kadınları kapsamadığı söylenmiş.. Mekkelilerde itiraz edememiş..

Zaten ayette sadece kadınlardan bahsediyor..

mantıklı gözüktü bana..

selamlar..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hanif dostlara selam !

Ebû Cendel Hadisesi   http://www.resulullah.org/altsayfa.php?s=yazi_oku&id=197   

Antlaşma maddelerinin yazılması bitmişti. Fakat taraflarca henüz imzalanmamıştı.Tam o sırada, zincire vurulmuş birinin kendini Müslümanların arasına attığı görüldü. Gariptir ki bu, Kureyş murahhas heyeti başkanı Süheyl bin Amr'ın oğlu Ebû Cendel idi. İslâm şerefiyle şereflenmesine, müşrikler, ayaklarını zincire vurmakla karşılık vermiş ve onu hapsetmişlerdi. Ebû Cendel hapsedildiği yerden bir fırsatını bularak kaçmış ve Mekke'nin alt tarafından kimsenin göremeyeceği yollardan binbir zorlukla Hz. Resûlullahın huzuruna çıkagelmişti. O sırada babası Süheyl henüz Müslümanların karargâhında bulunuyordu.Ebû Cendel, bizzat babasın kendisine revâ gördüğü dayanılmaz işkence ve eziyetlerden kurtulmak için kendisini Hz. Fahr-i Âlemin ayakları dibine atmış, ona iltica etmişti. Beni kurtar" diyordu. Ne var ki, az evvel yapılan anlaşma buna imkân vermiyordu. Nitekim, oğlunun geldiğini gören Süheyl, onu Peygamberimizden geri istedi: İşte! Sulh şartları gereğince bana geri vereceğin kişilerden ilki budur dedi.Peygamber Biz, sulh anlaşmasını henüz imzalamış değiliz buyurdu.Süheyl diretti: Vallahi dedi, ben de sizinle hiç bir madde üzerinde sulh olmam Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Haydi, bu seferlik bunu bana bağışla ve yazıyı imza et buyurdu.Süheyl'in bunu kabule asla niyeti yoktu, Ben, bunu asla anlaşma dışında tutamam ve sana bırakamam dedi.Peygamber Efendimiz tekrar, "Hayır! Bunu benim hatırım için yapacaksın" buyurdu. Buna rağmen Süheyl inadından vazgeçmedi:Ben bunu asla yapamam. Resûl-i Ekrem Efendimiz, iki müşkil durumla karşı karşıya kalmıştı. Ebû Cendel'i geri vermek demek, onu bile bile eziyet ve işkence çemberi içine atmak demekti. Vermediği takdirde, Kureyş heyeti anlaşmayı feshedecekti. Halbuki o birçok sebeplerden dolayı bunu istemiyordu. Ama herşeyden önce söz vermiş, anlaşma yapmıştı.Elinde başka çaresi kalmayan Peygamber Efendimiz, teessür içinde Ebû Cendel'i babasına teslim etmek zorunda kaldı.Ebû Cendel'in feryadı Müslümanların gönlünü dağlıyordu: Yâ Resûlallah Ey Müslümanlar Siz, beni bana eziyet etsinler, işkencelere uğratsınlar diye mi, bunlara teslim ediyorsunuz Siz benim eziyet çekmeme rıza mı gösteriyorsunuz

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Selam arkadaşlar...

Radyoman doğru bir tesbit yapmış allah razı olsun...

Peygamberimiz hakkında Kitabımız Kuran."Peygamberiniz muhammed Engüzel ahlak üzerine kurulu bir insandır."

Ayet böyle haber verirken bu dördüncü maddeye Peygamberimiz imza atabilirmi...Ben inanmıyorum asla atmaz.Buda müşriklerin birnevi ticaret anlaşmalarına benziyor taki günümüze kadar gelsin diye zaten şu an Suud yönetiminin yaptıklarıda ortada.Hac 2500$ al işte...Bu bu antlaşmanın dayanağıdır.Daha neler neler...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam dostlar,

Allah Resul'ü bu antlaşmayı imzaladığında Mümtehine/10 ve Tevbe /6. ayetleri nazil olmamıştı.

İniş sırasına göre:

Saff---108.sırada

Fetih---109.sırada

Mümtehine---111.sırada

Tevbe---113.sırada nazil olmuştur. 

Mutlu ve esen kalın.