Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

BAKARA SÛRESİ (165)

İnsanlar arasında Allah'ı bırakıp da, Allah dışında bazılarını Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler.Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah'ın olduğunu ve Allah'ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi.   Kısa ve öz...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam yunus emre

Bu ayette bahsi geçen bazılarının peygamber olduğunu mu düşünüyorsun?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Birkan

Tabi tercümeyi yapan ( Y. Nuri Ö. ) "bazılarını" diye çevirmiş, tercümeden kaynaklı bir anlam kayması olmuş burada aslında. " her yaratılanı " yada " Allah dışında başka şeyleri" olarak çevirse imiş daha anlaşılır olurdu diye düşünüyorum.. Senin bu konuya parmak basman güzel oldu ki ayette istemeden bir yanlış tercüme yapıldığını, yanlış bir kelime kullanılmış olduğunu görebildik. Örneğin Suat Yıldırım'ın tercümesinde;

165.

Öyle insanlar vardır ki, Allah'tan başkasını Allah'a denk tutarlar, tıpkı Allah'ı severcesine onları severler. Müminlerin Allah'a olan sevgileri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir. Böyle yaparak kendilerine zulmedenler, azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvet ve kudretin yalnız Allah'a ait olup, Allah'ın azabının pek şiddetli olduğunu, keşke şimdiden bilselerdi!

 

Bu tercüme de görüldüğü gibi "Öyle insanlar vardır ki, Allah'tan başkasını Allah'a denk tutarlar, tıpkı Allah'ı severcesine onları severler. "  demekte.. Kısaca anlaşılacağı gibi Allah'tan başka herhangi bir şeyi ( Peygamber olsun - olmasın, insanı, taşı, ağacı, ineği, güneşi vs., yani herhangi bir yaratılanı ) Allah'ı sever gibi sevmek, onu Allah ile denk tutmak veya onu tanrı edinmek, tanrılaştırmak Allah'a şirk koşmaktır.. Şirkin de ne büyük günah olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Yunusemre

Ben burada Peygamberlerden bahsedildiği konusuna katılmıyorum.Sebebine gelince peygamberlerin hepsi ALLAH tan başkasına tapmanın yanlış olduğunu anlatmışlardır.Bunu da en güzel kendileri uygulamıştır.İnsanlar peygamberler aracılığı ile ALLAH ı öğrenmişlerdir.ALLAH ı doğru öğrenen insanlar da ALLAH ın kendisine Resul seçtiği bu yüce insanları dillerinin döndüğü şekilde övmesi tapmak anlamına gelmiyor.Burada bazı arkadaşlar Kur'an ayetlerini saptırıyorlar.Müslümanların hiçbiri Resulullah(S.A.V.) Efendimize tapmazlar.ALLAH a taparlar.Efendimizinde diğer insanlara göre üstün olduğunu bilirler.İsa peygamberden bahsediliyor bazı yerlerde.Fakat şu an Hıristiyanlık diye bir din yok ki.Sadece İslam dini var.İşte bu ayette bunlardan bahsediliyor.Günümüzde ALLAH tan başka bir çok şeye tapılıyor,o zamanda tapılıyordu.Kur'an kıyamete kadar hükmedecek Kelamullah olduğuna göre kıyamete kadar da olacağını bildiriyor Yüce ALLAH bize.Eskiden ağaca,kuşa,puta,ateşe,firavuna,nemruta,taparlarmış.Günümüzde bunlara para,güç,kadın da girmiş oldu.

Muhiddini Arabi ''Sizin taptığınız ayağımın altındadır''dediğinde şimdi olduğu gibi sırf para için din uleması olanlar idam ettirmiştir.Söylediği sözün anlamını yıllar sonra anlamıştır insanlar.

ALLAH ı doğru tanıyabilmek,doğru iman edebilmek peygamberleri küçümsemekle olmaz.Kendimizle peygamberleri aynı kefeye koyarak''Onlarda bizim gibi insandı''gibi peygamberleri basitleştirerek hiç olmaz.ALLAH ın onları seçmesi bile benim için yeterli.Yaşadıklarını,çektikleri eziyetleri saymıyorum daha.Bu sitede peygamberleri küçümseyen tavırla yazı yazan arkadaşlaradır lafım.Burada yazı yazmak kolayda Kur'an ı gerçekten bütün hayatınızda kullanıyormusunuz?Gerçekten kullansanız hiç kimseye hakaret etmezsiniz,kendi nefsinizi terbiye etmeye bakarsınız.SAYGILAR

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kot pantolonun bir sakıncası mı var? Bunun giyinip giyilmemesiyle ilgili hüküm vermeye ne gerek var? Fetva vermek de ne demek? Fetva'yı zaten Allah ( c.c. ) bizlere vermiş, O'ndan başka bir fetvacı/bir hüküm verici mi arayacağız?

Hükmü veren Allah'tır. Peygamberler Allah'ın koyduğu hükümleri insanlara duyururlar. Bu hükümler de ilahi kitaplarda yer almakta.. Yalnız Tevrat ve İncil'in,  Kur'an indirildikten sonra hükmü  kalmamıştır ( Çünkü bu ilahi kitaplar zamanla tahrif edilip, din insanın elinde oyuncağa çevrilmiştir.. ).  

BAKARA SÛRESİ (213)

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini doğru yola iletir.

NİSÂ SÛRESİ (105)

(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana öğrettikleri ile hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma.   MÂİDE SÛRESİ (43) Yanlarında içinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir.

RA'D SÛRESİ (37)

Böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.

EN'ÂM SÛRESİ (18)

O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.

YÛSUF SÛRESİ (40)

"O'nun yanında nelere kulluk ediyorsunuz? Sadece bir takım isimlere ki, adlarını siz ve atalarınız koymuştur. Onlar hakkında Allah, hiçbir kanıt indirmemiştir. Hüküm yalnız Allah'ındır. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar."

KASAS SÛRESİ (70)

O, Allah'tır. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Dünyada da ahirette de hamd O'na mahsustur. hüküm yalnızca O'nundur. Kesinlikle O'na döndürüleceksiniz.

ANKEBÛT SÛRESİ (42)

Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Yukarda sunduğum ayetler hem hüküm ile ilgili hem de Allah'tan başka şeylere tapınmayla veya bir şeyleri Allah'a eş koşmakla ilgili..

Peygamberimizle ilgili olarak, sayın Birkan kardeşim, benim veya benim gibi düşünenlerin "O da bizim gibi bir insandı" diyerek küçümsediğimiz yok.. Zaten Hz. Muhammed'in bizim gibi bir insan olduğunu söyleyen Allah-u Teala'dır. Fakat Peygamber olduğu için diğer insanlardan üstündür. Bunu inkar edemeyiz zaten..

Lakin şu iyi anlaşılmalı. "Peygamberi/leri sevmek" Bu sevginin derecesi ne kadar olacak? İşte sorun bu.. Meramımız da bundan kaynaklanıyor...

Allah da diyor ki, "başka başka kimseleri/şeyleri beni severcesine  sevmeyin, o başkaca kimseleri/şeyleri ilahlaştırmayın. O başkaca kimseleri/şeyleri Allah sevgisinden ayrı bir sevgi* ile sevin" diyor.. Ayrı bir sevgiden kasıt, derece olarak düşük bir sevgiyi ifade etmektedir. Allah sevgisi ise katman olarak diğer sevgilerden üstün olmalıdır, diğer sevgilerden tamamen farklı bir sevgi olmalıdır ki şirk olmasın.. ("Mü'minlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.")

BAKARA (22)

O ki, yeryüzünü size bir dinlenme yeri, gökyüzünü bir çardak yapmış, gökten su indirmiş ve onunla size rızık olarak meyveler çıkarmıştır: o halde [Bir ve Tek İlah olduğunu] bile bile Allah'a ortaklar koşmayın. (13) 13 - Lafzen, "Allah'a eşler koşmayın" (endâd, nidd'in çoğulu). Bütün müfessirler, "ortak/eş" teriminin, ister "bizâtihî kendi başına" bir tanrı, isterse sözümona bazı ilahî veya yarı-ilahî güçlere sahip bir azîz ( Ermiş ) olarak telakki edilsin, Allah'ın sıfatlarından tümünün veya bir kısmının izafe edildiği herhangi bir tapınma objesini ifade ettiğinde hemfikirdirler.

BAKARA (165)

Ama hâlâ Allah'a eş gördükleri varlıklara inanmayı tercih eden  ve onları [yalnızca] Allah'a özgü [olması gereken] bir sevgi ile seven insanlar var: halbuki imana ermiş olanlar, Allah'ı başka her şeyden daha çok severler. Zulüm yapmaya şartlanmış olanlar, [Kıyamet Günü] azaba uğratıldıkları zaman görecekleri gibi,  bütün kudretin yalnızca Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın cezalandırmada ne çetin olduğunu da keşke görselerdi!

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yasak olarak belirtilmeyenlerin, yasal olduğunu belirten ayet ya da hüküm aramaya ne gerek var.. böyle bir anlayışın içinden çıkılmaz.

Yasaklar apaçıktır. o apaçık yasaklara uymak yeterlidir. insanlar, hezeyanları sonucunda oluşan soruların cevaplarını bulabilmek için kendilerine hüküm koyucu arıyorlar.

Özde Allah'a ortak etmeme çabası, yaşamının her alanına Allah'ı hakim kılma gayreti... Din adına sorulan bu tarz sorular, bunların çook gerisinde kalıyor.

doğruya ulaşmak için çaba harcayanlara Allah'ın yardım etmesi dileğiyle...