HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: ŞEKİLSEL SALAT KUR’ANDA YOK MU? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba.

 

Namazları ya da iki namazı kıl denmiyor. Benim anladığım, deniyor (11:114): "Gündüzün iki ucunda ve gecenin yakın vakitlerinde namaz kıl!" İnananlar, üzerlerine vakten belirlenerek yazılmış olan (4:103) o  iki namazı kılacaklar .

 

Neden bir kerecik namazlar anlamında ESSELAVAT denmemiş? Denmiş (2:238): "Namazlar"ı sürdürün - Hâfizû alâ ESSELAVAT...

 

Bu ESSELAVAT günün her anında yerine getirildiği için sayı ile kayıtlı olmayan salâtı değil, günün iki vaktinde yerine getirildiği için sayı ile kayıtlı oan "namaz"ı dile getiriyor. ESSELAVAT bir inanırın yaşamı boyunca kıldığı "namazlar"ın sayısal toplamıdır.

 

Neden iki namaz anlamına ESSELATEYN denmemiş? Denmiş. Gündüze ait tarafeyn'de kılınan iki salât, elbet esselateyn'dir.

 

…neden bir tek defa "günde", "her gün" gibi, gün hiç zikredilmemiş? Zikredilmiş: gündüzün iki ucunda ile günde iki kez eş anlamlıdır.

 

Size göre namaz Nisa 102'de tarif edilmiş (tarif edildiği de yok ya! 1+1 =2 kıyam 2 secdelik namaz…) Orada uygulama yöntemiyle tarif edilen, "1 kıyam + 1 secde"lik namazdır. O tarifte KIYAM var: Onların bir bölüğü seninle kıyam etsinler (قياما) - fel tekum tâifetun minhum meake… SECDE var: secde ettiklerinde (سجد) - fe izâ secedû.

 

Neden akşam yada sabah, veya vakti girince vs denmemiş de, "sen onların arasında olduğun zaman ve onlara salatı ikame edeceğin/ettiğin zaman" denmiş? Nisâ 102'deki salâtın vakti sorun değil. Çünkü vakitler Hûd 114 ve İsrâ 78'de zaten var. 

 

Nisâ 102'de anılan salât ya  günbatımıyla ilk "gasakıl leyl"in arasında kılınıyor ya da ikinci "gasakıl leyl" ile gündoğumunun arasında. 

 

Düşmanın bir baskınla inananların üzerine çullanabileceği bir an. İnananlar bunun tedirginliği içindeler. O halde vakit büyük olasılıkla ikinci "gasakıl leyl" ile gündoğumunun arasıdır. Çünkü baskınlar genellikle o saatlerde yapılır. Bkz 100:3.

 

Ayrıca size göre "sen onların arasında olduğun zaman", "sen onların arasında isen" anlamına geliyor.  Daha önce bunu öne sürdünüz. Oysa dilbilgisinde öyle bir kural yok. 

 

Yine sizin bir iddianız: Muhammed'e secde etmesi söylenmediğine göre inananlar secde edecek ama o etmiyecek. Sordum: Muhammed'e silahlarını yanına alması da söylenmediğine göre inananlar silahlarını alacak ama o almıyacak mı, her an bir kafir baskını beklenip dururken?

 

Müzakere ettik bunları. 

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba zübeyr kardeşim. Bana yönelttiğiniz sorulara cevabım:

 

secdenin ne anlam ifade ettiğini? ne olduğunu? nasıl edilmesi konusunu bizimle paylaşır mısınız? SECDE: yere kapaklanış demek.  Japon imparatorunun önünde başkan Obama’nın eğilmesi gibi bir saygı ifadesi.

 

              

 

 

,

 

 

 

British müzede sergilenen bir dikilitaş var. Onun üzerine kazınmış olan sağdaki resim Asur Kralı Shalmanaser’in önünde (İÖ 859-824) Yahudi Kralı Yehu’nun  secde edişini gösteriyor. Günümüzden yaklaşık 3 000 (üçbin) yıl önce.

 

Anlaşılan, insanlar ta o zamanlar yalnızca taptıkları Allah’a "teslimiyet"lerini değil ağırladıkları konuklara "saygı"larını da secde ederek gösteriyormuş. SECDE, insanların böylesine sıkça baş vurduğu bir beden dili.

 

Ademe secde edin derken melekler nasıl secde ettiler? 

 

Melekler nasıl secde etti, kesin bir şey söylenemez. Belki yere kapaklandılar, belki "Duyduk, baş üstüne!" anlamında semi’na ve ata’na dediler (5:7); belki ikisini bir arada yaptılar. Allah bilir.

 

…ordaki secde ile sizin yukardaki secde aynımı?

 

Hayır, farklı. Farkın nedeni ise Nisâ 102’deki "secde"nin seçeneksiz olması. Yani  inanırlar o can pazarındaki "salât"larını fiilî kıyam ile başlatıp fiilî secde ile bitirmek suretiyle Allah’a  sığındılar. Aklını işletenler bunu bilir. Aynı salâtın içinde kıyamın fiilî ama secdenin sözel olduğunu düşünmenin lüzumu yok.

 

ve secde ettikleri varlık neden yaratıcı değilde yaratılan ademdi?

 

Benim anladığım, örneğin 7:11’deki  SECDE ''itaat''tır. Melekler ''Secde edin!'' diyen Allah’a itaat ettiler;  İblis Allah’a itaatsizlik etti.  Konu Allah’tı, Adem değil.

 

Meleklere ''Secde edin!'' dedik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı -  lem yekun mines sâcidîn (7:11).

 

Allah İblis’e sordu: Buyurduğum vakit seni secde etmekten alıkoyan nedir? İblis dedi: Ben ondan iyiyim. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan  (7:12).

 

İblis ırkçılık edip kendi yaradılışını üstünlük nedeni saydı. Oysa Allah’ın yasaları çamurdan yaradılana da ateşten yaradılana da eşit uygulanır.

 

Allah sordu: Büyüklendin mi ya da ululardan mı oldun? - estekberte em kunte minel âlîn (38:75).

 

Allah, İblis’in büyüklük tasladığını elbet biliyordu; onaylatmak için sordu.

 

İblis diklenip büyüklendi ve değer bilmeyen  kişilerden oldu -  kâfirîn  (2:34). Allah’ı hakkıyla takdir edemediler; güçlüdür Allah, üstündür - innallâhe le kaviyyun azîz (22:74).

 

Sorun işte bu. Allah’ın değerini bilememek... İtaatsizlik etmek, Allah’ın iyiliklerini görememek ve ilahî iyiliklere beşerî seçenekler kurgulayıp fesat çıkarmak. Örneğin secde etmeyen iblisin yanında olmak ve "Meleklerin secdesi fizikî değildi!" deyip gaybı taşlamak. 

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

 

Merhaba HÜSEYİN kardeşim.

 

Ben Asur Kralıyım ve Yehu geldi benim önümde secde etti. Ancak dediklerimin hiçbirini yapmıyor. Benim çıkarım için değil kendi çıkarı için çabalıyor. Beni öldürtmeye bile çalışıyor. Asur Kralı olarak ona ceza vermez miyim? 

 

Yani namaz kılan bir insan da Allah’ın dediklerini yapmayabilir. Yerden göğe haklısınız. Size katılıyorum. Ama "O halde namaz gereksiz!" diyemeyiz. Tıpkı nasıl "Hastanedeki işine  giden bir doktor da işini savsaklayabilir, o halde doktorların hastanedeki işlerine gitmesi gereksiz!" diyemiyeceğimiz gibi.

 

Zübeyr’in sorularını cevaplamaya çalışırken benim asıl söylediğim şudur: SECDE yaşamın gerçeğidir. Yok sayamayız onu. SECDE 3 000 (üçbin) yıl önce de vardı; şimdi de var.

 

Kuran'da Şuayb nebinin soluk alıp verdiği her an yerine getirdiği salât ta var, inananların üzerine vakten belirlenerek yazılmış olan kıyamlı-secdeli salât ta. İnananlar onu gündüzün iki ucunda ve gecenin yakın vakitlerinde ikame etmekle yükümlüdür.  

 

Bize ikisini de onaylamak düşer.  

 

Artı, HÜSEYİN dost! İnananlar, CEPHE denen o can pazarında düşmanın bir saldırışla üzerlerine çullanmak üzere olduğunu bilmenin tedirginliği içindeydiler. O durumda salâtı hangi anlamda uyguladılar?  "Secde ettikten sonra..." diyen Allah'a inat, "secde"siz bir şey anlamında mı?

 

Lütfen hatırlayın, salâtın kıyamlı-secdeli uygulamasını dışlayanlar Nisâ 102'deki salât hakkında daha önce şu iki açıklamada bulundular:

 

İlkin "Kuran dersidir" dediler. Ama bu tutmadı. Çünkü CEPHE denen CAN PAZARI ders alınıp ders verilen değil, can alınıp can verilen yerdir. İnananlar orda kıyam edip yere kapanarak Allah'a sığınırlar ama ders mers anlamazlar. Koyun can derdinde, kasap et derdinde... Eğer "İlle ders! İlle ders!" diye dayatırsanız kasap siz olursunuz.   

 

Baktılar tutmuyor, bıraktılar. Bu kez de şu açıklamayı denediler: "Nisâ 102'deki salât Allah yolunda savaşmaya hazırlıktır; örneğin isteklendirme (motivasyon)." Ama o da ayet 101 ile çelişiyor. Allah'ın Kitabında çelişki olamıyacağına göre (4:82) o da tutmadı.

 

HÜSEYİN kardeşim, o salât sizce ne idi?



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

(KONU AÇAMADIĞIM İÇİN SİTEMDEKİ YAZIYI BURAYA YAZIYORUM)

DEVE ÜZERİNDE NAMAZ KILAN "HANİF"LER

Gelenekçi müslümanları burada yerden yere vuruyoruz. Zan peşinden gittiklerini bağıra bağıra söylüyoruz ki belki işitiliriz fakat kendilerine hanif diyen ve zanlardan sıyrılamamış kişiler yok mu?

Maalesef yok değil çok. Bu kişiler dogmalarından sıyrılmamak için (belki çıkarları gereğidir bilemem) heralde, biz sesimizi yükselttikçe kulaklarını kapatıp daha fazla bağırıyorlar.

Bu sitenin neyi savunduğu açık. Bazı yazarlar, sitenin görüşlerini bile bile başkasının fikirlerini buraya copy paste yapıyor. İfade özgürlüğüdür, karışmam fakat neden bunu kendi sitelerinde yapmayıp burada kastırdıklarını merak ediyorum.

Neymiş Allah'ın anlattığı namazmış!

Hangi namaz? Hangi ayetlerde anlatıyor, adım adım ver desem, secde rükunun fiziksel bir düşüş olduğunu kanıtla desem sesleri çıkmıyor ama anlatılıyormuş işte bu namaz. Görebilene anlatıyor sanırım. Hani kare bulmaca çözersiniz ya altta da bulmacanın şifresi vardır, bunlar orada "namaz"ı bulmuş, başkalarına göstermeye çalışıyorlar  Gülümseme Yahu bu kitap bu kadar mı karışık, bir namaz çıkarmak için içinden, bir ayetten alıntı yapıyorsunuz sonra alakasız başka bir ayetten sonra da onları hadislerden beslenen sünnetle birleştirip "aha budur" diyorsunuz.

Hadi sünnileri anlarsınız, adamlar herşeye kılıf bulmuş. Onlara sorsam Kuran'da geçen deve üstünde namazı nasıl yapacaksınız diye, anlatır birşeyler. Yatalaklar bile kılabilir ya namazı. Hepsi az çok benzer cevabı verir çünkü onların kocamaaaan ilim, irfan kitapları var. Birinde olmazsa ötekinde vardır. Allah'ın kitabında yok diye yok mu yani!

Aynı soruyu bir de bu tip "hanif"lere sorsam cevap ne olur bilmiyorum. Sanırım yine o kabul etmedikleri hadislerdeki sünneti uygulamamız gerektiğini söyleyeceklerdir (e başka var mı açıklaması). Yani kısacası bu iki grup arasındaki fark; biri tüm hadisleri kabul ediyor, öteki kabul etmiyorum deyip o hadis denen iftiralardaki hayatı yaşarım ben diyor.

2:238'e tekrar göz baktım geçende ve birkaç yerde daha araştırdım. Çok şükür ayetler hakkındaki yorumum sanki daha bir netleşti.

Hâfizû alâs salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn(kânitîne).
Koruyun/devam edin üzerine/üzerini salavatların ve vusta salatının ve durun/dikilin itaat içinde Allah'a.

Bazılarına göre bu "orta salat"ı 3. salattır fakat Kuran'da uygulanacak salatlara belli bir zaman dilimi verilmiştir. Bunda öyle birşey olmaması ilginç artı salavatı koruyun dedikten sonra (salavat, salat'ın çoğuludur) neden vusta salatı diğer salatlara dahil edilmemiş dışlanmıştır? Demek ki bu başka bir salat adı değildir.

Sözlüğün diğer anlamlarına baktığımda sanki kafamdaki resim daha da belirginleşti...

vav sin te: orta, arada, ortada, en iyi, aracı, orta derece, en uygun, dengeli

Öyle ya dedim bütün anlamlar birbirine yakın, ortada olan şey dengelidir de! Bundan sonraki ayetlerde de dengesiz bir durumdaki salattan bahsediyordu. Yürürken veya deve üstündeki salattan. Bence uygun çeviri şu şekilde olmalıydı:



حَافِظُو 75;ْ عَلَى الصَّلَو 14;اتِ والصَّلا 14;ةِ الْوُسْط 14;ى وَقُومُو 75;ْ لِلّهِ قَانِتِي 06;َ
Hâfizû alâs salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn.
Koruyun/devam edin üzerine/üzerini salavatların ve dengeli salatın (AYAKTA YAPILAN) ve durun/dikilin itaat içinde Allah'a.

sonraki ayet bakın ne kadar uyumlu oluyor şimdi:

Bir kaygı ve endişeniz varsa, yaya veya binmiş olarak. Güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi ALLAH'ı anın.



Bana yürüyerek veya deve üzerinde kıldıkları namazı göstermedikçe bu sünnetçi "hanif"lerin ciddiyetinden her daim şüphe içerisinde olacağım.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

SECDE: yere kapaklanış demek. Saygı ifadesi. Japon imparatorunun önünde başkan Obama’nın eğilmesi ve konuk karşılayan Japonların diz çökmesi gibi.

Anlaşılan, insanlar yalnızca Allah’a "teslimiyet"lerini ifade etmek için değil konuklarına saygı beslediklerini göstermek için de secde ettiler.

Ademe secde edin derken melekler nasıl secde ettiler?

Melekler nasıl secde etti, kesin bir şey söylenemez. Belki yere kapaklandılar, belki "Duyduk, baş üstüne!" anlamında semi’na ve ata’na dediler (5:7); belki ikisini bir arada yaptılar. Allah bilir.

…ordaki secde ile sizin yukardaki secde aynımı?

Hayır, farklı. Farkın nedeni ise Nisâ 102’deki "secde"nin seçeneksiz olması. Yani inanırlar o can pazarındaki "salât"larını fiilî kıyam ile başlatıp fiilî secde ile bitirmek suretiyle Allah’a sığındılar. İşleyen akıl bunu gerektirir. Aynı salâtın içinde kıyamın fiilî ama secdenin sözel olduğunu düşünmenin lüzumu yok.

ve secde ettikleri varlık neden yaratıcı değilde yaratılan ademdi?

Benim anladığım, örneğin 7:11’deki SECDE ''itaat''tır. Melekler ''Secde edin!'' diyen Allah’a itaat ettiler; İblis Allah’a itaatsizlik etti. Konu Allah’tı, Adem değil.

Meleklere ''Secde edin!'' dedik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı - lem yekun mines sâcidîn (7:11). (hasakçay)

Hayır, konu meleklerin ademe secde etmesi iblisinse etmemesi. Onca ayyette لآدم gözden kaçar mı!

2/34;7/11;17/61;18/50;20/116; قلنا للملائكة اسجدوا لآدم فسجدفوا Meleklere ademe secde edin dedik . secde ettiler...

قال لم اكن لاسجد لبشر // قال ااسجد لمن خلقت طينا :(İblis) "ben camurdan yarattigina mi secde edeceğim (edemem)" dedi.// İblis "ben bir beşere secde edemem" dedi.

Secde emre/kişiye/otoriteye baş ve boyun eğmek, taat etmek, teslim olmaktır. İbadet, itaat, ruku, kunut da öyle. Dolayısıyla Sâcidîn, râki'în, kânitîn, 'âbidîn kelimeleri müteradif kelimeler olup aşağı yukarı aynı anlama gelirler. Bu kelimeler yürekten inanmış kulların her an taşımaları gerekli olan özelliğidir. Kâim (bi emrillâh), sâcid, râki', 'âbit, kânit olan; ara sıra hazrol duran, secde eden, ruku eden, kunutta bulunan olamaz. Secdeye ister eğilmek, ister önünde yüzüstü yere kapaklanmak deyin, ne derseniz deyin, aynı kapıya çıkar; emre itaat, kişiye saygı. Değer verdiğiniz, büyük bildiğiniz kişi ve nesnelere önlerinde boynunuzu, belinizi bükerek, ellerini öperek, ayaklarına kapaklanarak vs şekli saygınızı gösterirsiniz. Onlar görünen somut varlıklar. Allah da görünen somut bir nesne olsaydı, önünde eğilip bükülmek, elini öpmek, ayaklarına (yerlere) kapaklanmak, arkasını dönünce de O'na arka dönmek doğal sayılacaktı. Önü arkası somut olarak gözle görünür bir şekilde görünmeyen, her zaman ve her mekanda var kabul edilen birinin önünde arkasında nasıl kıyam durup secde edilebilir! Allah'a yakışır mı ki; "önümde el bağlayıp ayakta dikelin / hazırol durun, eğilin, yere kapaklann, sürünün...!" desin. Amacın ne? Niçin bana yat kalk talim ettiriyorsun? Sen zaten büyüksün, bense yanında bir hiç! Kendileri küçük olanların yanında birileri eğilip bükülüp ezilince, küçülünce büyüyorlar da onun için huzurlarında bu tür saygı (belki de korku ile) eğilir bükülürler(!) (Prangasız'ın kulakları çınlasın!). Büyüklüğünün yanında ben bir hiçim, bir hiçin senin önünde eğilip bükülmesi seni ne kadar büyütür! Hem ben sana karşı kibirlenemem ki! Kibirlensem ne çıkar! Senden ne eksilir! Yakışır mı sana benimle yada "lâ" dediklerinle kendini kıyaslaman! Sen ki Allah'sın, önünde eğiliniyorsa, yere kapanılıyorsa, önün de var arkan var demektir. Her gün sabah akşam iki kere ayağına kapanmamı istiyorsun benden. İzin ver de her gün 24 saat kesintisiz eline eğileyim, ayağına kapanayım elin ayağın öpeyim! Yine de sana borcumu ödeyemem, layıkıyla teşekkür etmiş olamam! Tık İki kıyam, iki secde ne ki! Yakışır mı sana? Bana verdiğin bunca nimetlere karşın benden mini mini minnacık ücret/teşekkür bekliyorsun! Ya hiç bekleme, isteme, isteme benden teşekkürü, yada istiyorsan hep iste! Çünkü ne kadar teşekkür etsem az olur!

Ademe secde edin derken melekler nasıl secde ettiler?

Nasıl olacak? Kayıtsız şartsız ademe/insana boyun eğdiler/eğiyorlar/emrindeler o melekler. İblis/şeytan da tam tersi; asla ona itaat etmedi/etmiyor /etmeyecek.

…ordaki secde ile sizin yukardaki secde aynımı?

Niçin aynı olamasın ki? Kuran'da sözü geçen Aallah'a her secde ayetinde durum aynıdır, aynı olamalıdır, değişmez. Nasıl bütün diğer varlıkların secdesi hep aynı ve varlıklarını devam ettirdikleri sürece hep aynıysa, insandan da istenen kulluk hep aynı ve kesintisiz olmalı.

Nisa 102'de de yapılan secde benzer bir secdedir. Siz orada 1 kıyam +1 secde = şekilsel 1 namazı gördünüz! "Deki: Yoksa o (kafir müşrik) kişi, bütün gece sâcit ve qâim, Allah'ın rahmetini/hidayetini umar, ahirete hazırlanır, Allah'a muti' olanla bir mi; anlayanlar ve anlamayanlar eşit mi olur?!" (39/9). Buyurun işte size burada da 1 secde + bir kıyam var. Bu 1 secde ve 1 kıyam neye eşi? Namazsa hangi namaz, 3.cü bir namaz var demek olur. Yok namaz değilse nedir? Sabah akşam deyişine de hiç benzemiyor. Burada da vakit belirlenmiş; vakit gece saatleri-ânâelleyl. Üstelik Nisa 102'deki gibi, söylemde secde ile kıyam arasına bir başka söz de sokuşturulmamış. Buradaki namaz hangi namaz ola acaba! Bakın çeviride buraya "yakın" yakıştırmasını da yapan olmamış.

Hem siz Nisa 102'de "onların bir grubu seninle beraber ayakta dursun" sözünden, hem Resulün hem de o grubun 1 secdesini çıkardınız diyelim, peki ya "onlar secde edince" sözünden Resulün de 1 secdesini nasıl çıkardınız? Sizin anlayışınıza göre namaza birlikte kıyam ettiler, öyleyse birlikte secde de edeceler. Vahiy "secde ettiğinizde" diyeceğine şaşırdı "secde ettiklerinde" mi dedi? Beraber kıyam ettiler, beraber secde edeceklerdi!

Doğru size öğretildiği gibi değil. Sizin, öteden beri kılınagelen mevcut şekilden bildiğiniz, ama ilk siz gerçeği görmüşçesine, üstüne basa basa tekrar tekrar söylemekten geri durmadığınız "1 kıyam + 1 secde"lik namaz da doğru olan değildir. Burada anlatılan sözde kısa namaz 1 kıyam + 1 secdeden oluşuyorsa, uzun namaz kaç kaç kıyam ile kaç secdeden oluşmutu. Siz bu aayetten hareketle kokusuz günlerde namazın aslında daha uzuun olduğunu anladınız! Peki ya sizden önceki o ilk muhataplar bundan önce kıldıkları uzun namazlarını hangi ayet mesajından anladılar da kıldılar? Yoksa namazdan söz eden ilk ayet bu ayet miydir? Namazın kılınışını görmüş bilmiş olmasaydınız, siz ne o keskin zekanızla nede dil bilgisi uzmanlığınızla kıldığınız namazı bu ayetten çıkaramazdınız. Verdiğiniz bu anlamıyla bu ayetten, size "onlara namazı kıldır" emri gelir gelmez, sizinle beraber ayakta iseler, sadece "bölük yere kapaklan!" der, onlar da kapaklanırdı ve namaz da başladığıyla bitişi bir olurdu. Ayakta değilseler, "bölük ayağa kalk, yere kapaklan!" komutuyla önce ayağa kaldırır sonra da yere kapaklandırırdınız. Hepsi bu kadar olurdu kıldıracağınız namaz. Ha! Bu kısa olanı idiyse, ayakta ve secdedeki duruşlarını istediğiniz uzunlukta uzatırdınız., o da uzun namaz olurdu. 

Peki bir grup O'nunla ayakta dururken diğer grup otura mı yazdıydı? "FELTEQUM ME'AKE" NİN ANLAMI: SENİNLE BİRLİKTE MUKİM OLSUNLAR". Yani senin olduğun yerde olsunlar, "seninle ayakta dursunlar" değil. Ve burada da söz konusu olan salat da namaz değil. Diyelim ki namazdır. Bu durumda doğru çeviri şöyle olurdu: " Ve /ama sen onların içinde olduğun zaman vede onlara namazı kıldırdığında, onların bir bölüğü seninle mukim olsunlar, ...., nihayetinde onlar secde edince, ötenizde olsunlar..." Resul namazı kılmıyor, kıldırıyor. Tabir caizse; cemaate saf bağlatmış, kendisi de karşılarına geçmiş sandalyesine oturmuş onlara komutla namaz kıldırıyor, onlar secde edince /onlara secde ettirince " onlara, "siz gidin onların yerine, o namaz kılmamış olan diğer bölük gelsin" diyordu.

"Fe" bağlacına dikkat! Yani, "tık 1 kıyam + tık 1 secde değil. Kıyam ile secdenin arası bayağı uzun tutulmuş olsa gerek. Resul'ün, birliğini ikiye böldüğüne bakılırasa, burada anlatılanın da kısaltılmış 1 kıyam + 1 secdelik namaz olmadığını akledenler anlarlar. "Fe" genellikle araya mesafe korken "Ve"ler daha çok peş peşe sıralıyor.

İddiaya göre "ortalık can pazarı, her yer kan revan içinde, Resul ve askerleri düşman saldırılarından öyle korkmuşlar öyle korkuyorlar ki, koyun misali, onlar can derdinde kasap et derdinde, pardoon kasap namaz derdinde! Burada tabi ki kasap Allah olmuş oluyor. Bu namaz anlayışı ne menemen şeydir ki, Allah'ın bile aklını başından almışr! Haşa ve kella! Biraz tefekkür, biraz tezekkür, biraz taakkul, biraz tefehhüm, biraz taallüm, biraz tedebbür!

Secde, geçtiği her ayette kulak vermek, anlamak, benimsemek, içine sindirmek, nihayetinde itaat etmektir, Hayr'ı işlemektir. Secde kulluktur.- فاسجدوا لله واعبدوا !

Benden bu kadar. Şimdiye kadar saygıda ne kusur ettiysem affola.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba Abdurrahman hocam.

 

Yazınızı kolay görülür, kolay okunur  hale getirip buraya asıyorum. Kırmızı vurgular bana ait. Onları yanlış anlama ihtimalim var da bu, vurgulamadan belli oluyorsa lütfen açıklayın. Allah izin verir de cevaplarsam onların üzerinde özellikle durmam gerekiyor.

 

Örneğin şu paragrafta vurguladığım cümle:

 

Hem siz Nisa 102'de "onların bir grubu seninle beraber ayakta dursun" sözünden, hem Resulün hem de o grubun 1 secdesini çıkardınız diyelim, peki ya "onlar secde edince" sözünden Resulün de 1 secdesini nasıl çıkardınız? Sizin anlayışınıza göre namaza birlikte kıyam ettiler, öyleyse birlikte secde de edeceler. Vahiy "secde ettiğinide" diyeceğine şaşırdı "secde ettiğinizde" mi dedi? Beraber kıyam ettiler, beraber secde edeceklerdi!

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

*

 

SECDE: yere kapaklanış demek. Saygı ifadesi. Japon imparatorunun önünde başkan Obama’nın eğilmesi ve konuk karşılayan Japonların diz çökmesi gibi. Anlaşılan, insanlar yalnızca Allah’a "teslimiyet"lerini ifade etmek için değil konuklarına saygı beslediklerini göstermek için de secde ettiler.

 

Ademe secde edin derken melekler nasıl secde ettiler? Melekler nasıl secde etti, kesin bir şey söylenemez. Belki yere kapaklandılar, belki "Duyduk, baş üstüne!" anlamında semi’na ve ata’na dediler (5:7); belki ikisini bir arada yaptılar. Allah bilir.

 

…ordaki secde ile sizin yukardaki secde aynımı? Hayır, farklı. Farkın nedeni ise Nisâ 102’deki "secde"nin seçeneksiz olması. Yani inanırlar o can pazarındaki "salât"larını fiilî kıyam ile başlatıp fiilî secde ile bitirmek suretiyle Allah’a sığındılar. İşleyen akıl bunu gerektirir. Aynı salâtın içinde kıyamın fiilî ama secdenin sözel olduğunu düşünmenin lüzumu yok.

 

ve secde ettikleri varlık neden yaratıcı değilde yaratılan ademdi? Benim anladığım, örneğin 7:11’deki SECDE ''itaat''tır. Melekler ''Secde edin!'' diyen Allah’a itaat ettiler; İblis Allah’a itaatsizlik etti. Konu Allah’tı, Adem değil. Meleklere ''Secde edin!'' dedik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı - lem yekun mines sâcidîn (7:11). (hasakçay)

 

Hayır, konu meleklerin ademe secde etmesi iblisinse etmemesi. Onca ayyette لآدم gözden kaçar mı! 2/34;7/11;17/61;18/50;20/116; قلنا للملائكة اسجدوا لآدم فسجدفوا Meleklere ademe secde edin dedik . secde ettiler...

 

قال لم اكن لاسجد لبشر // قال ااسجد لمن خلقت طينا : (İblis) "ben camurdan yarattigina mi secde edeceğim (edemem)" dedi.// İblis "ben bir beşere secde edemem" dedi.

 

Secde emre/kişiye/otoriteye baş ve boyun eğmek, taat etmek, teslim olmaktır. İbadet, itaat, ruku, kunut da öyle. Dolayısıyla Sâcidîn, râki'în, kânitîn, 'âbidîn kelimeleri müteradif kelimeler olup aşağı yukarı aynı anlama gelirler. Bu kelimeler yürekten inanmış kulların her an taşımaları gerekli olan özelliğidir. Kâim (bi emrillâh), sâcid, râki', 'âbit, kânit olan; ara sıra hazrol duran, secde eden, ruku eden, kunutta bulunan olamaz. Secdeye ister eğilmek, ister önünde yüzüstü yere kapaklanmak deyin, ne derseniz deyin, aynı kapıya çıkar; emre itaat, kişiye saygı. Değer verdiğiniz, büyük bildiğiniz kişi ve nesnelere önlerinde boynunuzu, belinizi bükerek, ellerini öperek, ayaklarına kapaklanarak vs şekli saygınızı gösterirsiniz. Onlar görünen somut varlıklar. Allah da görünen somut bir nesne olsaydı, önünde eğilip bükülmek, elini öpmek, ayaklarına (yerlere) kapaklanmak, arkasını dönünce de O'na arka dönmek doğal sayılacaktı. Önü arkası somut olarak gözle görünür bir şekilde görünmeyen, her zaman ve her mekanda var kabul edilen birinin önünde arkasında nasıl kıyam durup secde edilebilir! Allah'a yakışır mı ki; "önümde el bağlayıp ayakta dikelin / hazırol durun, eğilin, yere kapaklann, sürünün...!" desin. Amacın ne? Niçin bana yat kalk talim ettiriyorsun? Sen zaten büyüksün, bense yanında bir hiç! Kendileri küçük olanların yanında birileri eğilip bükülüp ezilince, küçülünce büyüyorlar da onun için huzurlarında bu tür saygı (belki de korku ile) eğilir bükülürler(!) (Prangasız'ın kulakları çınlasın!). Büyüklüğünün yanında ben bir hiçim, bir hiçin senin önünde eğilip bükülmesi seni ne kadar büyütür! Hem ben sana karşı kibirlenemem ki! Kibirlensem ne çıkar! Senden ne eksilir! Yakışır mı sana benimle yada "lâ" dediklerinle kendini kıyaslaman! Sen ki Allah'sın, önünde eğiliniyorsa, yere kapanılıyorsa, önün de var arkan var demektir. Her gün sabah akşam iki kere ayağına kapanmamı istiyorsun benden. İzin ver de her gün 24 saat kesintisiz eline eğileyim, ayağına kapanayım elin ayağın öpeyim! Yine de sana borcumu ödeyemem, layıkıyla teşekkür etmiş olamam! Tık İki kıyam, iki secde ne ki! Yakışır mı sana? Bana verdiğin bunca nimetlere karşın benden mini mini minnacık ücret/teşekkür bekliyorsun! Ya hiç bekleme, isteme, isteme benden teşekkürü, yada istiyorsan hep iste! Çünkü ne kadar teşekkür etsem az olur!

 

Ademe secde edin derken melekler nasıl secde ettiler? Nasıl olacak? Kayıtsız şartsız ademe/insana boyun eğdiler/eğiyorlar/emrindeler o melekler. İblis/şeytan da tam tersi; asla ona itaat etmedi/etmiyor /etmeyecek. (Fizikî secde yok, H A)

 

…ordaki secde ile sizin yukardaki secde aynımı? Niçin aynı olamasın ki? Kuran'da sözü geçen Aallah'a her secde ayetinde durum aynıdır, aynı olamalıdır, değişmez. Nasıl bütün diğer varlıkların secdesi hep aynı ve varlıklarını devam ettirdikleri sürece hep aynıysa, insandan da istenen kulluk hep aynı ve kesintisiz olmalı. (Fizikî secde yok, H A)

 

Nisa 102'de de yapılan secde benzer bir secdedir. Siz orada 1 kıyam +1 secde = şekilsel 1 namazı gördünüz! "Deki: Yoksa o (kafir müşrik) kişi, bütün gece sâcit ve qâim, Allah'ın rahmetini/hidayetini umar, ahirete hazırlanır, Allah'a muti' olanla bir mi; anlayanlar ve anlamayanlar eşit mi olur?!" (39/9). Buyurun işte size burada da 1 secde + bir kıyam var.

 

Bu 1 secde ve 1 kıyam neye eşi? Namazsa hangi namaz, 3.cü bir namaz var demek olur. Yok namaz değilse nedir? Sabah akşam deyişine de hiç benzemiyor. Burada da vakit belirlenmiş; vakit gece saatleri-ânâelleyl. Üstelik Nisa 102'deki gibi, söylemde secde ile kıyam arasına bir başka söz de sokuşturulmamış. Buradaki namaz hangi namaz ola acaba! Bakın çeviride buraya "yakın" yakıştırmasını da yapan olmamış.

 

Hem siz Nisa 102'de "onların bir grubu seninle beraber ayakta dursun" sözünden, hem Resulün hem de o grubun 1 secdesini çıkardınız diyelim, peki ya "onlar secde edince" sözünden Resulün de 1 secdesini nasıl çıkardınız? Sizin anlayışınıza göre namaza birlikte kıyam ettiler, öyleyse birlikte secde de edeceler. Vahiy "secde ettiğinide" diyeceğine şaşırdı "secde ettiğinizde" mi dedi? Beraber kıyam ettiler, beraber secde edeceklerdi!

 

Doğru size öğretildiği gibi değil. Sizin, öteden beri kılınagelen mevcut şekilden bildiğiniz, ama ilk siz gerçeği görmüşçesine, üstüne basa basa tekrar tekrar söylemekten geri durmadığınız "1 kıyam + 1 secde"lik namaz da doğru olan değildir.

 

Burada anlatılan sözde kısa namaz 1 kıyam + 1 secdeden oluşuyorsa, uzun namaz kaç kaç kıyam ile kaç secdeden oluşmutu. Siz bu aayetten hareketle kokusuz günlerde namazın aslında daha uzuun olduğunu anladınız! Peki ya sizden önceki o ilk muhataplar bundan önce kıldıkları uzun namazlarını hangi ayet mesajından anladılar da kıldılar? Yoksa namazdan söz eden ilk ayet bu ayet miydir? Namazın kılınışını görmüş bilmiş olmasaydınız, siz ne o keskin zekanızla nede dil bilgisi uzmanlığınızla kıldığınız namazı bu ayetten çıkaramazdınız.

 

Verdiğiniz bu anlamıyla bu ayetten, size "onlara namazı kıldır" emri gelir gelmez, sizinle beraber ayakta iseler, sadece "bölük yere kapaklan!" der, onlar da kapaklanırdı ve namaz da başladığıyla bitişi bir olurdu. Ayakta değilseler, "bölük ayağa kalk, yere kapaklan!" komutuyla önce ayağa kaldırır sonra da yere kapaklandırırdınız. Hepsi bu kadar olurdu kıldıracağınız namaz. Ha! Bu kısa olanı idiyse, ayakta ve secdedeki duruşlarını istediğiniz uzunlukta uzatırdınız., o da uzun namaz olurdu.

 

Peki bir grup O'nunla ayakta dururken diğer grup otura mı yazdıydı? "FELTEQUM ME'AKE" NİN ANLAMI: SENİNLE BİRLİKTE MUKİM OLSUNLAR". Yani senin olduğun yerde olsunlar, "seninle ayakta dursunlar" değil. Ve burada da söz konusu olan salat da namaz değil.

 

Diyelim ki namazdır. Bu durumda doğru çeviri şöyle olurdu: " Ve /ama sen onların içinde olduğun zaman vede onlara namazı kıldırdığında, onların bir bölüğü seninle mukim olsunlar, ...., nihayetinde onlar secde edince, ötenizde olsunlar..." Resul namazı kılmıyor, kıldırıyor. Tabir caizse; cemaate saf bağlatmış, kendisi de karşılarına geçmiş sandalyesine oturmuş onlara komutla namaz kıldırıyor, onlar secde edince /onlara secde ettirince " onlara, "siz gidin onların yerine, o namaz kılmamış olan diğer bölük gelsin" diyordu.

 

"Fe" bağlacına dikkat! Yani, "tık 1 kıyam + tık 1 secde değil. Kıyam ile secdenin arası bayağı uzun tutulmuş olsa gerek. Resul'ün, birliğini ikiye böldüğüne bakılırasa, burada anlatılanın da kısaltılmış 1 kıyam + 1 secdelik namaz olmadığını akledenler anlarlar. "Fe" genellikle araya mesafe korken "Ve"ler daha çok peş peşe sıralıyor.

 

İddiaya göre "ortalık can pazarı, her yer kan revan içinde, Resul ve askerleri düşman saldırılarından öyle korkmuşlar öyle korkuyorlar ki, koyun misali, onlar can derdinde kasap et derdinde, pardoon kasap namaz derdinde! Burada tabi ki kasap Allah olmuş oluyor. Bu namaz anlayışı ne menemen şeydir ki, Allah'ın bile aklını başından almışr! Haşa ve kella! Biraz tefekkür, biraz tezekkür, biraz taakkul, biraz tefehhüm, biraz taallüm, biraz tedebbür!

 

Secde, geçtiği her ayette kulak vermek, anlamak, benimsemek, içine sindirmek, nihayetinde itaat etmektir, Hayr'ı işlemektir. Secde kulluktur.- فاسجدوا لله واعبدوا ! (Fizikî secde yok, H A)

 

Benden bu kadar. Şimdiye kadar saygıda ne kusur ettiysem affola.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

"Namaz Kuran’da var mı, yok mu?" sorusuyla ilgili olarak üç önemli iddiada bulunuyorsunuz. Birincisi gece saatleri – ânâelleyl hakkında.

 

Zümer 9: Böyle birisi gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? - Em men huve kânitun ânâel leyli sâciden ve kâimen yahzerul âhırete ve yercû rahmete rabbihî…(Y N Öztürk)

 

İddianız: Madem "güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar" namaz vaktidir (17:78), "gece saatleri" de namaz vaktidir çünkü onlar da "belirli"dir.

 

Sorun galiba BELİRLİ VAKİT kavramımızda. Benim okulda öğrendiğim, bilim ölçmekle başlar. Örneğin vaktin ölçülebileni bilimsel açıdan "belirli"dir, ölçülemeyeni belirsiz. Zümer 39’da anılan "gece saatleri"nin ölçülebilmesi içinse onların başlayış anının ve bitiş anının belli olması gerekir. Belli mi?

 

Yani o gece saatleri ne zaman başlar;

 

güneş batmak üzereyken,

gece kararırken,

gece yarısında,

gece ağarırken?

 

Atıyorum, diyelim ki o vaktin başı gecenin karardığı andır – gasakıl leyl... Peki, ne zaman biter;

 

gece yarısında,

gece ağarırken,

güneş doğmak üzereyken?

 

Eğer anılan vakit, güneş sarktığında başlıyor ve gece karardığında bitiyorsa tamam; ölçülebilir.

 

Bugün İstanbul’da

17.08’de güneş sarkacak,

18.38’de gece kararacak.

 

Anılan vakit 1 saat 30 dakikadır.

 

Farkında mıyız? Yani 17.08’de başlayıp 18.38’de biten zaman dilimi Zümer 9’da değil İsrâ 78’de tanımlanıyor: "Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar salât et - Ekımis salâte li dulûkiş şemsi ilâ gasakıl leyl." Zümer 39’daki ânâel leyl başı-sonu belli olan bir zaman dilimi değil; MEVQÛTA yok orda...

 

"Zulefen minel leyl"e "yakın" yakıştırması yaptığım iddiasını da BELİRLİ VAKİT kavramını göz önünde tutarak okumak gerekiyor. 

 

Öncelikle, kelime olarak "zulef"in kendisi yakınlık anlamını taşıyor. Bu bir. İkincisi, "zulef"in başlangıç ve bitiş noktalarında bir "sabit"e bağlı olmaması denizdeki mayınlar gibi başıboş dolaşması demek olup işleyen akla aykırıdır. Üçüncüsü, İsrâ 78'de ilé gasakıl leyl denerek açıklandığı üzere akşamki zülef, ilk "gasakıl leyl"de biter. Böylece bir ucu "gasakıl leyl"e dayanan "zulef"in öteki ucu elbet gündüze yakın olacaktır. 

 

*

 

İkincisi : feltequm. İddianız o ki FELTEQUM  bulunsunlar demek. O halde FELTEQUM MEAKE seninle kıyam etsinler, dikelsinler değil "seninle birlikte bulunsunlar" anlamına gelir. 

 

Kelimeler üzerinde araştırma yaparken benim yararlandığım openburhan - The Quran Browser öyle demiyor. Bakın Nisâ 102’de feltekum, Nisâ 103’te kıyamen kelimeleri var. Bunları tıkladığınızda her birinin kökü önünüze konuyor ve görüyorsunuz ki ikisinin de kökü bir ve aynıdır: qâme - قام.

 

Bakara 20’deki  kâmû – قاموا da öyle:… Şimşeklerin çaktığı zifiri karanlık gecede yol almaya çalışan insanların hali. Şimşek çakıp oldukları yeri aydınlatınca yürürler. "Üzerlerine karanlık binince dikele kalırlar - ve izâ azleme aleyhim kâmû - واذا اظلم عليهم قاموا…"

 

Lütfen tıklayın.

 

Nisâ 102: واذا كنت فيهم فاقمت لهم الصلاة فلتقم طائفة منهم معك.

Nisâ 103: فاذكروا الله قياما وقعودا وعلي جنوبكم

Bakara 20: واذا اظلم عليهم قاموا

 

 

.,

İnsanlar! Düşünün dikelerek, oturarak ve yanlarınızın üzerinde! قياما وقعودا وعلي جنوبكم

 

Ayetlerin gösterdiği bu. Bir de, Arapçanın gramerini tahsil etmiş, anadili Arapça olan kişilere sordunuz mu Nisâ 102'deki "feltaqum" nedir, ne anlama geliyor?

 

Tabir caizse; cemaate saf bağlatmış, kendisi de karşılarına geçmiş sandalyesine oturmuş onlara komutla namaz kıldırıyor, onlar secde edince /onlara secde ettirince " onlara, "siz gidin onların yerine, o namaz kılmamış olan diğer bölük gelsin" diyordu.

 

Ben akla yatanı anlıyorum, inada yarayanı değil:

 

Allah'ın elçisi salât eden bölüğün önünde imamdır. Bölük te imam da aynı yere yönelmiştir. O esnada salât etmeyen bölük en arkada ve aksi yöne bakmakta yani gözcülük etmektedir. Birinci bölük secde ettiğinde ikinci bölüğe yerlerini bırakırlar ve "arkanızda yer alsınlar - vel yekûnû min verâikum" buyruğu gereğince arkaya geçerler. Sesleniş Allah'ın elçisinedir. Arkanızda - min verâikum: (Sen ve seninle salât edenler!) sizin arkanızda... Komutun lüzumu yok. O inanırlar Allah'a sığınıyor. Daha önce benzer ortamlarda yaptıkları gibi.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Örneğin şu paragrafta vurguladığım cümle:

 

Hem siz Nisa 102'de "onların bir grubu seninle beraber ayakta dursun" sözünden, hem Resulün hem de o grubun 1 secdesini çıkardınız diyelim, peki ya "onlar secde edince" sözünden Resulün de 1 secdesini nasıl çıkardınız? Sizin anlayışınıza göre namaza birlikte kıyam ettiler, öyleyse birlikte secde de edeceler. Vahiy "siz  secde edince" diyeceğine şaşırdı "onlar secde edince" mi dedi? Beraber kıyam ettiler, beraber secde edeceklerdi!

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

Merhaba değerli Hasan Hocam,

Teşekkürler, düzelttim.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba hocam,

Dulukuşşems, güneşin batması. Güneş battı ve karanlık yavaş yavaş çöktü. Gündüz Resul ile salatta bulunamayan inananları karanlığın örtüsünden yararlanır gece karanlığında Resulle bir araya gelirler; Salat. Salat birliktelik, bir arada olmak, inanç birliği. İnananların Resul ile salatları başladı, ne kadar süreceti ve ne zaman bitecekti? İlâ ğasaqilleyl: Gece karanlığı boyunca sürecek ve gün ışımadan bitecekti. Gündüz salat yapamıyorlar. Karanlıkta salat yapıyorlar, müşriklerden gizlenerek. Dağılma zamanı, salatın bitiş anı, ğasaqullel/şafakın söküşünden önceki koyu karanlık. Gece sefer yapanlar ve geceden işlerine, ekip biçme işine vs ye gidenler o vakti ve o vaktin karanlığını bilirler. Hani bir fecri kâzip var, yalancı fecir, arkasından koyu bir karanlık, ondan kısa bir müddet sonra fecri sadık dedikleri şafak doğar. 

*  

İkincisi: "Bulunsunlar" dediğim Feltequm,. Yani dursunlar; seninle dursunlar. İkamet bir yerde durmak/oturmak. Örneğin ben Malatya'da mukimim. Karşıtı seferdir. Sizin Bakara 20'deki  قاموا  örneğiniz benim için de geçerlidir.  Orada QÂMÛ, MEŞEV'nin karşıtı. MEŞEV "yürüdüler", QÂMÛ "durdular". Ayakta dikelerek mi durdular, çöktüler mi, o önemli değil. Korkudan oldukları yere çökmüş de olabilirler. Sorun o değil. QÂME her yerde, her kullanışta Kalkmak, dikelmek anlamına gelmiyor. Bir çok anlama geliyor. Onları burada örnekleriyle yeniden yazmak istemiyorum. Arap, oturana QUM deyince "kalk", yürümelkte olana QUM LΠdeyince "dur, beni bekle " demek istiyor. "Ayakta dur, ayakta dikel beni bekle" demek olmuyor. Ondan istediği durmasıdır, beklemesidir. Ayakta da oturarakda durabilir, bekleyebilir. Mesela Maide 6'daki İZ QOMTUM İL -SSALÂTİ cümlesinde QUMTUM İL "...e gittiniz". Salata gittiğinizde...

Saygılar.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

sayın haktansapmaz...

cünüp iseniz iyice temizleniniz ne anlama geliyor...

hasta yahut yolcu iken gaitten geldiğinizde yahut nisaya dokunduğunuzda su bulamadığınızda teyemmüm edin ne demek olabilir...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Sayın Asım, onları daha önce yazdım. Siz teyemmümden ne anlıyorsunuz? Ele yüze meshedilen toprakla temizlik sağlanıyor mu? Aşağı ile yukarıyı bir birinr karıştırmamak lazım.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 15 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats