Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
AFFEDİCİLİK ÜZERİNE BİR YAZI
Yalan söyleyenler, iftira atanlar, gıybet yapanlar, haksız yere adam öldürenler, tecavüz edenler, yol kesenler, organ ticareti yapanlar, kadın ticareti yapanlar, uyuşturucu ticareti yapanlar, ülkeleri sömürenler, hortumlayanların hepsi sapıklık yapar, büyük günah işlerler ama bütün bu sapıklığın ürediği yer şirk ortamı olduğu için en büyük suç olarak Şirk suçu görülmüştür.
Lokman suresinde “Şüphesiz Şirk, büyük bir zulümdür” buyurmuş Rabbimiz.Şirkten büyük suç yoktur. Onun da afvı imanla olur.Rabbimiz, Bakara 52’de buzağıya tapınan ben-i İsrail’i afvettiğini, Âl-i İmran 152’de Uhud savaşından kaçan Müslümanları affettiğini haber verir. Puta tapınmak, harpten kaçmak en büyük suç olduğu halde suçu işleyenler pişman olunca Allah onları cezalandırmak yerine afvediyor. Bizlerin de afvedici olmasını istiyor ve insanları afvedenler övülüyor. (Âl-i İmran 134) Yakınlarımızın katilini afvetmemiz tavsiye edilir (Bakara 178)Rabbimiz afvedicidir, afvı sever öyle ise biz de afvedici olmalıyız. Suçluların Tevbe etmelerine, özür dilemelerine yardımcı olmalıyız. “Afvetmek” kelimesi bize Arapça’dan geçmiştir. Araplar bu kelimeyi suyun berrak olduğunu, bulanıklıktan arındığını anlatmak için kullandığı gibi, konup göçtükleri çadır yerinin izlerinin kaybolduğunu anlatmak için de kullanmış. Bu manaları içinde barındırdığından, kişilerin suçunu bağışlamak için de “Afv” kelimesini kullanmışlar. Afveden insan, suç işleyenin arınmasına yardım ettiği gibi, suç işleyene karşı kendi içinde gelişen kin ve kızgınlık izlerinden kurtulur ve kendisini de temizlemiş olur.Rabbimizin güzel isimlerinden biri de el-Afüvv’ dür. “Afveden” anlamına gelen bu ismi cemili Kur’an-ı Kerim’de beş defa tekrarlanmaktadır. “Bir iyiliği açıklar veya gizlerseniz veya bir kötülüğü affederseniz muhakkak Allah affedicidir, her şeye gücü yetendir.” (Nisa 149) Tevbe ettikleri zaman, harpten kaçanları, puta tapanları bile afveden Rabbimizin kuluyuz biz.Eşimizi, çocuklarımızı, akrabalarımızı, dostlarımızı, düşmanlarımızı af gözüyle görmeye çalışalım. Hem kendimize iyilik yapmış oluruz, hem de afvettiklerimize iyilik etmiş oluruz. Halk kendine karşı işlenen suçları afvettiği gibi, devlette kendine karşı işlenen suçları afvederse kendi işini kolaylaştırır. Suçlunun kendisinin, yakınlarının ve suç ortaklarının intikam ateşini soğutmuş olur. Bir zaman sonra da ateşin sönmesine sebep olur. Gerçi Nabi: “Şevki ümidi afv komaz kendi halime Ben her ne denlü meyli günah etmeyim desem” Yani, ben her ne kadar günaha yönelmeyeyim diye karar versem de Allah’ın afvedeceği ümidi beni kendi halime bırakmıyor” dese de Kaniçeli Musa Kazım paşa: “Ümid-i afv ile olma haris-ı isyan kim Ziyan reside eder âdemi hisab-ı ferah” Yani, Allah’ın afvı çok diye isyana yönelme. Hesabı geniş tutanların çoğu zarar ettiler” diyor.Farsça yazılmış bir şiirde de: “Cürm-ü bî endâze mî hâhed atâyı bî şümâr Pîş-i afvet kılleti taksıri ma taksırimast” Yani, Allah’ın sayısız ihsanı, iyiliği, keremi karşısında sayısız günah gerekir ki afvına karşılık olsun.
Afvı karşısında günahlarımızın azlığı da bizim eksikliğimizdendir” diyor.En kolay işleyebildiğimiz şey günahtır. Onda bile Allah’ın afvı karşısında hiç durumdayız derken acizliğimizi ifade etmiş oluyor. Bazılarının anladığı gibi günaha teşvik değil, günahta bile Allah’ın afvını geçemiyoruz öyle ise haddimizi bilip günah işlemeyelim anlamındadır. Türk şairinin biri de yarı Arapça yarı Türkçe şiirinde: “Ger günâhım kûh-ü Kâf olsa ne ğamdır ya Celil, Rahmetin bahrine nisbet innehü şey-ün kalil.” Yani: Eğer günahım Kaf dağı kadar büyük olsa da gam yemem. Çünkü Rabbimizin rahmet denizine oranla çok küçücük bir şeydir.” Diyor. Aynı zamanda insanın günahı ne kadar büyük olursa olsun Allah’ın afvı karşısında küçük kaldığına göre biz de o afvedici Allah’a inandığımızı, bize karşı suç işleyenleri afvederek gösterelim.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
|