Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
|
|
SÜNNET İNKARCILARI VE DİNİNİ…..
Selam size inşallah hepiniz iysinizdir,
Ümmetin! Başının enbüyük belalarından biri olan bu belaya değinelim dedim, tefrikanın en büyük kaynaklarından birisi, şeytanın en sağdan yanaşanı, şirkin en kaliteli İslam elbisesi, Sünnet inkarcılığı ve dinini,,, Sünnet hepinizin bildiği gibi ve en bilindik anlamıyla izlenilen yol demek, ve sünnet deyince herkesin sünnetinin olabileceğine rağmen direk muhammed’in sünneti geliyor akla, ki zaten biz de akla gelen bu yolun inkarcılarını ele almaya çalışacağız,
Muhammed ne diyor bu sünnet inkarcıları ne diyor gelin hep beraber bakalım,
Muhammed;
De ki: "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kur'an vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım. (EN'AM SURESİ / 19)
Ama bizim sünnet inkarcılarına sorsan, : Olur mu ey Muhammed, bununla beraber Allah’ın ortakları yok mu, tarihi olaylar yokmu, buharimiz, müslimiz yok mu, rivayetlerimiz yok mu, ?
Muhammedi bir mesele de hakem kıldık O’nun sünneti,
Allah'tan başka bir hakem mi arıyayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (EN'AM SURESİ / 114)
Ama bizim sünnet inkarcılarına sorsan,: dur Muhammed sen nettin bele, hani nerde bizim fıkıh kitapları, nerde mezhep alimleri, nerde icma nerde kıyas, diye basarlar yaygarayı,
Muhammedin, yüklenerek yürüdüğü yol, sorumlututulacağını bildiği tek şey, hissettiği şey,
Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız. (ZUHRUF SURESİ / 44)
Ve bizim sünnet inkarcıları : dur ya Muhammed bize bele şeyler söyleme, şimdi sırtımızda ki o kadar cilt cilt kitapları, kütüphanemizde ki o kadar külliyatı, ve bunların bizlere sağladığı ayrıcalıklı statüyü, bu kitap yüklerini sırtımızdan indirip, tevratı mı pardon kur’an’ı mı yüklenelim sadece. : ) diye başlarlar ağlamaya,
Muhammed’in tek şikayeti,
Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar." (FURKAN SURESİ / 30)
Sünnet İnkarcıları :Ya biz kendimizle birlikte sana da ayrıcalıklı bir yer ayarlamaya çalışıyoruz, biz zannediyoruz ki, Eğer Allah’ın dinine yüzde bir hisseyle ortak olursak, bu ortaklıktan dolayı, kara da ortak olabiliriz, O’nun için bizim şikayetimiz, eyvah, din gidiyor millet yetişin, eyvah, Muhammedi siliyorlar yetişin, ama sen de çıkmışsın bizi, nasıl şikayet ediyorsun, “ve böylelikle seslerini elçinin sesinden yüksekte tutarlar, bakar kör olmayalım arkadaşlar inşallah, “
Muhammed, tarih hakkında şunu kaynak edinmeyi sünnet edinmişti,
Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın. (YUSUF SURESİ / 3)
Sünnet inkarcıları: Oldumu şimdi biraz zan, biraz zan, biraz daha yğk biraz daha yğk biz alışığız taşımaya zira bizim işimiz bu,
Muhammedin duruşu şöyle idi, yani bu şekilde durmayı ahlak edinmiş, sünnet edinmişti,
Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. (HİCR SURESİ / 93)
Sünnet İnkarcıları; Öhö, Öhö, pardon gıcık tuttu, şimdi şöyle, bazı çaycılar var, ama bazı askerler var, bazı mermular var, ama bazı mamurlar var,
Muhammed tabiyett noktasında şunu sünnet edinmişti kendisine,
De ki: "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim." (AHKAF SURESİ / 9)
Sünnet İnkarcıları : Birde yetmez iki tane, bize sadece sana vahyedilmekte olan yetmez, biz hem vahyedilmeyeni buluruz, hem de atalarımızın sözlerini katarız, hem oldu mu şimdi, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum, demişsin, hani nerde, kaldı, yok şu adamlar çıkacak, yok şu canavarlar çıkacak, deccalimiz, nerde, nerde siyah bayraklılarımız, nerde ahir zamanımız, aman sus kimse duymasın, yoksa sırtımızdaki o yükleri alırlar, ama biz çok seviyoruz onları taşımayı,
Muhammed, haramlar konusunda şunu söylerdi, ve buna uygun davranışları sünnet edinirdi,
De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir. (EN'AM SURESİ / 145)
Sünnet İnkarcıları : Dur bir Dakka ya midyemiz, ya arkadaşlarımızın etleri, şey pardon ehli merkep etleri ne olacak, biz millet arkadaşlarımızı yemesinler diye onları haram kıldık ama sen, bizi kayırmadın,,,
Durun dahası da var bunun, bu sünnet inkarcıları aynı zaman da Allah’a dinini de öğretmeye kalkıyor, yukarda konuşan muhammede karşı kalarak konuşturan allah’a zaten isyan eden bu taife aynı zaman da direkt olarak ta, allah’a alimlik taslıyorlar hani sırtlarında fazla kitapları var ya, nasıl mı, Gelin bakalım hep beraber,
Allah;
De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz." (ZÜMER SURESİ / 44)
Sünnet inkarcıları : Şefaat var ya hani, ümmetinden şu kadar kişiye, ama sende çok zıtlaştın bizimle, muhammed, pardon ya rabbi,
Allah;
Korunan (iffetli) kadınlara (zina suçu) atan, sonra dört şahid getirmeyenlere de seksen değnek vurun ve onların şahidliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fasık olanlardır. (NUR SURESİ / 4)
Allah’a dinini Öğretenler ; Bakın şimdi arkadaşlar, Allah unutkandır ve bizlere sopanın çağı yarı çapı bunları bildirmeyi unutmuştur, bunun gerçek mahiyetini bizde yapamıyoruz, ama bildiğimiz tek şey var o da, bizim kitaplara ihtiyacınız var, ( Farz olan araç değildir, ayetin tek farzı seksen sayısısıdır, diğerleri değişebilen ögelerdir,)
Allah ;
Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit bulunsun. (NUR SURESİ / 2)
Allah’a Dinini Öğretenler : Şimdi, arkadaşlar, Allah’ın sözleri mürekkep ve kağıt yetmezliğinden tükendi iş bize kaldı, burada evli ve bekar ayrımını yapmalıyız ki dolayısıyla keçinin yediği o ayetin aslında bizim elimizde olduğunu bilin, ve ne olur bize ölüm cezasının yarısı nedir, diye sormayın, ( ayet zaten hüküm ayeti ve açık, Allah bekarları evlendirin demeyi bildiği gibi, bekarları ve evlileri de biliyor, ki zaten4/25 bunların foyasını meydana döküyor,Ayrıca, Allah2ın vur dediğini öldürere, nasılda, Yahudi dedelerine benziyorlar değil mi, )
Allah ; Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş". (YASİN SURESİ / 52)
Allah’a Dinini Öğretenler : İşittik ve isyan ettik, bu adamlar uykuda değil, azaptadır, ne olacak o kadar, rivayetimiz ravimiz, ( Allah’ın ölüm ve uyku halini karşılaştırmasına bakın ve azabın bilinç hali olduğunu düşünün, ve fravun ve çevresinin ateşe atılmasını, hem uzak yandan gelen adamın direk gir cennete demesi hem de cehennem tasvirlerini düşünelim, önce azabın tarifi, sonra azabın yeri ve zamanı ve muhatapları )
Allah ; Bizi ayet (mucize)ler göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey alıkoymadı. Semud'a dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu boğazlamakla) zulmetmiş oldular. Oysa biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz. (İSRA SURESİ / 59)
Allah’a Dinini Öğretenler ; İşittik ve isyan ettik, sen unutkan bir ilahsın nerde, ayı yaran, nerde, gökyüzüne çıkan nerde, yemekleri bollaştıran, kendisiyle devenin ve ağacın dahi konuştuğu8 Mucize, ancak, vahyle olur ki, mucize eşyanın tabiatının işleyişinin dışında gerçekleşen olağan üstü durumlardır, İsra suresinin son ayetlerinde bahsedilen müşriklerin isteklerine tek bir ayetle cevap vermiyor Allah ama heyhat, Allah’ın cevap vermediği, isteklerini kabul etmediği adamların isteklerinin aynısını, bu insanlar kendi elleriyle yazıyor, )
Allah;
Dediler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir." De ki: "Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?" (BAKARA SURESİ / 80)
Allah’a Dinini Öğretenler : He işte bu doğru, biz hem böyle söyleriz, bizler yanıp yanıp, bronzlaşıp çıkacaz,ama ikinci kısmını tam anlayamadık, neyse, cennet bahçelerinde, bronzlaşmış halde dolaşmanın hayalini kuralım biz, ( Cehennemin ve Cennetin sahibi sadece ve sadece Allahtır, ama bu insanlar, bu sahipliğe ortka olmuş, hatta sınrılar getirmiştir, yönetim sahip olan aittir, ve tartıyı ve cenneti ve cehennemi yöneten allah’ın tek bir ayetle dahi çıkıştan bahsetmemesi, ama bunların alimlik taslaması ne kadar da hüzün verici)
Allah; muhammede bunu dedirtir, bunlar hem allah'a hem elçiye öğretmeye kalkar neyimi, ortakçılık anlayışını,
• De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" (25) • O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) (26) • Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. (27) • Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve her şeyi sayı olarak da sayıp-tesbit etmiştir. (2
Cin suresi, bu ayetler ışığında Allah açtığı gayp için tek şartın tebliğ olduğunu göstermiş ve söylemiştir, ve tebliği farz olan tel şeyinde kuran olduğunu diğer ayetlerden öğrendik zate, ama buna rağmen,
Allah’a Dinini Öğretenler ; yok efem yok, siz yanlış biliyorsunuz, Muhammed, aslında gelen vahyi saklamıştı, aslında Allah bizi kandırmış bize başka muhammede başka demişti, ya gerçekten bizim kitaplarımızda ele yazıyor, atalarımızı biz bu yol üzre bulduk,
Allah ;
Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet-saatinden başkasını mı gözlüyorlar? (ZUHRUF SURESİ / 66)
Allah’a Dinini Öğretenler; Ansızın değil, sen arada şunları unutmuşsun, Mesih geldikten, haçı kırıp, domuzu öldürdükten sonra, güneş batıdan doğduktan, vesaire vesaire, bunlardan sonra, sen eksiksin ya biz de senin eksik kalan yanlarını bu şekilde tamamlıyoruz,
Evet, o baltayı büyük putun eline vermek, ve insanları kendi nefislerine döndürmekte fayda vardır inşallah, İbrahim dedemiz ne diyor, sorun bakalım belki biliyordur, İbrahim sende bilirsin ki onlar konuşamaz, ve kendi, içlerine dönüş, ve eğer biliyorsanız Allah’ın unutkan olmadığını, lütfen biraz daha düşünün, Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan her şey O'nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir. (MERYEM SURESİ / 64) Allah aşkına, daha denizde bulduğu ölü balıkla, avladığı balığı ayırt edemeyecek yaştaki bu insanlar bu halleriyle, başlarından inen değil seksen değil yüz, hesapsız inen sopaları yemeye daha çok mahkum değil mi, başından aşağı indirilen sopanın çapını yarı çapını hesap ederken, o sopa daha da yenmeye devam edecektir hem de, katlanarak, pis suyun pis kokusu olur, ve ellerini Allah’ın temiz ayetlerinden çekerek kirletenlerin üzerinde bu tür kirli oyunlar hep oynanacaktır, pisliğin içinde yaşayan bu adamlar zaten alışkın oldukları kokuyu artık garipsemeyecektir bile, insanların ağzını dayadığı çeşmeye götürün, hayvanlarınızı suladığınız o yerdeki pis sudan içmeyin diyordu bir çoban kardeşim, işte kur’an ve diğer kaynaklar böyledir. Allah güdülmeyi değil, gözetmeyi ve gözetilmeyi bilen insanlar ister, peki sizce, otobüse çok-oturgaçlı-götürgeç denmesini istenen birisimi, yoksa, otobüs isiminde, hem çokluğu, hem oturgaçlığı hem de götürgeçliği gören birisimi, hangisi gözetiliyor hangisi güdülmek istiyordur, her fırsatta başınızın etni yerler namaz ha namaz, nasıl, şınavlı mı, mekikli mi, işte bu adamlar, güdülmek istenen o adamlardır, her gün kapısından çıkıp bindiği otobüse, çok-oturgaçlı-götürgeç denmesini ister, ne de olsa güdülecek ya, sen başına vuracan ki, rahatlasın, bir ara bir türk filmi kadir inanır köyün ağalığından vaz geçecek ve bunu marabalara duyuruyor, onlarda yok ağam, biz ağasız edemeyiz diye karşı çıkıyordu, İşte bu adamlar gibi, siz bunlara bir gün çok-oturgaçlı-götürgeç demeyin bunlarda unuturlar otobüsün, bu demek olduğunu, al işte namaz, al işte otobüs, al işte abdest, al işte çok otur-gaçlı-götürgeç, bilinenler ve yeni bildirilenler, tanıtanlar ve tanımlayanlar, hepsi budur, ve sözlerimi bırakalım da vahy konuşsun diyerek bitiriyorum, Allah için aşağıdaki ayetleri yukarıdaki, ayetlerle birlikte okuyun,
SELAM SADECE MUHAMMEDE İNDİRİLENE TABİ OLANLARA OLSUN,
• Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan her şey O'nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir . (MERYEM SURESİ / 64) • • Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Hiç şüphesiz o zalimler kurtuluşa eremezler. (EN'AM SURESİ / 21) • • Dediler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir." De ki: "Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz? " (BAKARA SURESİ / 80) • • Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksınız kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar . Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir. (EN'AM SURESİ / 119) • • Onlar, bir ümmetti, gelip geçti; onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz . (BAKARA SURESİ / 141) • • De ki: "Allah'ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz?" De ki: "Allah mı size izin verdi , yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?" (YUNUS SURESİ / 59) • • De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız . (A'RAF SURESİ / 32) • • Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler: "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir. (HUD SURESİ / 1 • • Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (YUSUF SURESİ / 111)
• Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz? (36) • Yoksa (elinizde) ders okumakta olduğunuz bir kitap mı var? (37)İçinde, neyi seçip-beğenirseniz, mutlaka sizin olacak diye. (3 • Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye. (39) • Onlara sor: "Hangisi bunun savunuculuğunu yapacak? (40) • Yoksa onların ortakları mı var? Şu halde eğer doğru sözlü kimselerse, ortaklarını getirsinler. (41) • Ayağın üstünden (örtünün) açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün, artık güç yetiremezler. (42) • Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi. (43) KALEM
|