Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

-

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

1.ZORUNLU OLAN NİKAHTIR.

2.KADINLAR DA CUMA KILABİLİRLER.

KIZLARIMIZ YARININ ANNELERİ,BAYAN DİN ÖĞRETİCİLERİ,DOKTORLARI VS.OLMASIN  MI?ONLARINDA  EĞİTİME  İHTİYAÇLARI VAR.

3.ALAKAYA MAYDONOZ.HİÇ ALAKA.

4.GAYBI ALLAH BİLİR, BAZI HOCALARIN YAPTIĞI YORUMLARDIR.

5.BU DA GAYBİ BİR KONU:KIYAMETE KADAR ALLAH KULUNUN YANINDA ,DUA EDİN, ŞAHDAMARINIZDAN DAHA YAKIN,KUR'AN  OKUYUN MEAL-TEFSİR ZİHNİNİZ AÇILIR.

6.KUR'AN ÖNCE SEMAYA SONRA YERYÜZÜNE İNDİRİLDİ.

7.SORULAR AŞIRI OLURSA İMAN ZEDELENİR,HİÇ OLASA İMAN  YİNE ZEDELENİR.KİTAB ORTADA HADİSLER ORTADA.BİLGİYE ULAŞMAK KOLAY.KİTABDA VE  HADİSLER DE YOKSA GAYBI BİR OLAY ONU  SADECE  ALLAH BİLİR DEMEK  LAZIM.

8.YA KARDEŞ ALLAH BİLDİRMEDİĞİNİ ZORLAMA

TEPE TAKLAK  GİDERSİN VALLA

ALLAH'IN YAP DEDİKLERİNİ YAP

TERKET DEDİKLERİNİ,YAPMA   DEDİKLERNİ YAPMA.

KUR'AN OKU DİNLE TEFEKKÜR ET...

KULLUKTA KOLAYCILIK YOKTUR

ZİRA BEDİÜZZAMANIN DEĞİMİYLE

CENNET UCUZ DEĞİL CEHENNEMDE BOŞUNA...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam sn. dostlar.

1.İmam nikahı zorunlu mu resmi nikahın hükmü ne?

Dini nikahı hristiyanlar yapar.Klisede din adamları tarafından kıyılır.Zannımca bizede onlardan geçmiş olabilir.Burda önemli olan aile birliğinin korunmasıdır.İki tarafın da hak elde edebilmesi için Resmi nikah şarttır.şöyle ki imam nikahı altında müslümanlara giydirilen kisvede kadının boşanma hakkı yoktur.Erkek boş olduğu zaman kadın boşanmış olur.Ama kadın boş ol diyemez.Yine erkek üstünlüğünün bir göstergesidir.İmam nikahı kıydıran tarafların çocuğu olması durumunda kocanın çocuğu kabul etmemesi durumuda mevcuttur.Nikahtan kasıt kişilerin birbirlerinden bağımsız evlenme ve boşanma haklarının,ve boşandıktan sonra nafaka,vb.isteyebilme haklarının olmasıdır..Kuranın bahsettiği nikahta budur.Buda ancak medeni kanun hükümleriyle sabittir.

2.Bayanları imam ve/hatip yapmıyorlar.Cuma namazının kadınlara farz olmadığını söylüyorlar.İmam-hatip liselerinde kız öğrencilerin işi ne?

Cuma 9. Ey inananlar! cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

Burada çağrı hem kadınlara hemde erkeklere yapılmaktadır.Çünkü dikkat ederseniz "ey inananlar"ibaresi var.Bu konu forumda tartışılmış daha önce.O topic i vereyim okuyun.İmam hatipler konusu ise derin bir mevzu,girersek işin içinden çıkamayız.Çokta gerekli bir mevzu değil.

http://www.hanifdostlar.com/forum_posts.asp?TID=2738&PN= 1

http://www.hanifdostlar.com/forum_posts.asp?TID=1059&PN= 3

3.Hızır(Hdr)=yeşil demekmiş.Peki bunun Hızır A.S.'la ne alakası var?

Kuranda açıkça Hızır olarak anılan bir kişi yoktur.

4.Hızır A.S. İlyas A.S.'la aynı kişi mi?Veya şöyle sorıyım:İlyas, Hızır mı?

İlyasın Hızır olduğuna dair Kuranda herhang bir kanıtta yoktur.

5.Hızır'ın ve İlyas'ın karada ve denizde insanların yardımına koştuğu ve Kıyamet'e kadar yaşıyacakları doğru mu?

_

6.Fatiha suresi iki kere inmiş peki kimilerinin şu sözü ne demek olıyormuş?:Kuran iki kere indi:Tenzil ve inzal.

Bu laftan bişey anlamadım.fatiha suresi neden iki kere inmiş. neden diğer surelerde iki kere inmemiştir.Kuranın iki kere inmesinden kasıt önce Levh-i Mahfuzda saklanan ve korunan bir kitap olması sonrasında ise peygamberimize vahy edilmesi olabilir.

7.Hızır'la İlyas fatiha'yı öğrenmek için (S.A.S.)'in devrine (milattan sonra (610) yılına) kadar beklediler mi?

Bunları kim ve neden uyduruyor anlamıyorum.Ayrıca Hızır ve İlyasla,öcülerle,unuklarla neden bu kadar ilgilisiniz onuda anlamıyorum:)

8.Kadr gecesi bence/gerçekten-Allah-u a`lem-Ramedan'ın 15.-30. gecesinden birindedir.Zira 01.09.-13=sanırım 27.07.610-10.08.610'a tekabül eder.

KADR GECESİNİN YILIN HANGİ YILI OLDUĞUNA DAİR GÖRÜŞLERİN TERTİBİ ŞÖYLE YAPILABİLİR

1.Kuran Ramazan ayında indirilmeye başlandı.

2.Ramazan'ın 27. gecesidir.

3.Ramazanın 17. gecesidir.

4.Ramazan'ın 1/2/3/4. haftalarındadır.

5.Bilinmez ancak kalp gözü olanlar bunu anlar.Alamatının ve bereketinin farkına varırlar.

6.Peygambere rüyada gösterilmişl sonra unutturulmuş.

7.1/2/3. on günde olabilir.

8.Öğle vaktine rastlar!www.blogcu.

9.Kadir gecesi;Kuran'ın iki defa indirilmesi sebebiyle yılda 2 kere olur!

10.Kim Kuran'la ne zaman tanışırsa o kişinin kadr gecesi o vakittir!

11.Kadr'in (ramazanın) kaçıncı günü olduğunu bildiren rivayetler, Peygamber zamanındaki kadr gecesine aittir.Peygamber'den sonraki yıllarda bu değişir!

12.İmam Şarani ramazanın girdiği hafta gününe göre kadr gecesini tespit etti.(2006=1427'de son pazar gecesindedir manasına gelir)

13.Yılın herhangi bir gecesi\vakti olabilir!

Dinimizde kandil gecesi diye birşey yoktur.Kuranda bahsedilen Kadir suresinde bahsedilen olay ise sadece bir vurgudur.Kadir Gecesi, Kuran’ın indirilmeye başlandığı ilk gecedir. Peygamberimize elçilik görevi ilk bu gecede verilmiştir ve bu görev, alemlere rahmet içindir.  Alemlerin kurtuluşu da bu Kuranın insanlığa gelişi ile olacağından, herkesin hayatını etkileyen özel anlar gibi, bu gecenin bin aydan daha yararlı olması gerektir.Burada önem verilmesi gereken o gece değil,hayat ışığımız,yolumuz,şifamız,Kuran ımız olmalıdır.önemli olan ondan gerekli dersleri alabilmemizdir.[/QUOTE]

Şüphesiz en doğrusunu bilen Allahtır.Yanılmakta insana mahsustur.hatalarım varsa affola.

Selametle,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Said Nursi hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz?Hiç bir bilginiz yoksa bile tek bir sözü var herşeyi anlamamıza yetecek olan..

"Kuranın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor" demiş.

Said Nursi peygamber mi?Vahiy ancak peygamberlere indirilir.Bu sözü söylemekle kendisini peygamber mi ilan etmiş oldu?Son peygamber Muhammed değil mi?Kuran alemlere rahmettir.Şimdi böyle demekle Risale-i Nur u Kuranın önünemi geçiriyor?

Bırakın Saidi Nursiyi.Bzim işimiz yok sahte mehdilerle,sahte peygamberlerle.Öğüt almamız gereken tek mutlak kaynak Kuranı Kerimdir..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"Kuranın gizli gerçekleri Risale-i Nur ile birlikte bize iniyor" demiş.

Selam şeyma Saidi Nursi sadece bu sözlerle degil bir ton saçmalıkları vardır.

1.        Risale-i Nur, Said-i Nursi ‘ye ait kitaplar koleksiyonuna verilen isimdir. Said-i Nursi, bu kitaplarda Risale-i Nur ‘dan övgüyle söz eder. Ona göre kimse, bu kitaplara itiraz  edememiştir. Herkes bu kitapların büyüklüğünü ve yüceliğini kabul etmiştir. Kur’an ‘ı büyük bir kitap  olarak görmekle beraber, Risale-i Nuru daha fazla değerli bulur. Risale-i Nur ‘u okuyanların, devamlı okuyup yazanların doğruyu bulacaklarını, okumazlarsa gaflet içinde kalacaklarını dile getirir. (Şualar 486,548) (Barla Lâhikası 51,142) (Emirdağ Lâhikası-2 187) (Tarihçe-i Hayat 624) (Asa-yı Musa 250)

2.       Said-i Nursi, kendi kitabına kanıt olarak, kendisinin ve yandaşlarının rüyalarını gösterir. Söylediğine göre, bu rüyalarda özellikle Hz. Ali ve Gavs-ı Azam dediği, Nakşibendi ve Kadirî tarikatı şeyhi Abdulkadir Geylani, rüyasında bu kitapların yüzde yüz doğru olduğunu söylediklerini dile getirir. Hz.Ali ve Nakşibendi tarikatına yakınlığından sık sık söz edilir. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi-16,21-26) (Mektubat 347) (Sikke-i Tasdik-i Gaybî 131,132) (Tarihçe sh.492) (Tarihçe-i Hayat 120) (Lemalar 235)

3.       Peygamberden rüyada izin aldığını, hadis kitaplarında ve Kur’an ‘da Risale-i Nur kitaplarına dair işaretler bulunduğunu söyler. Kur’an ‘da, Risale-i Nur kitaplarından bahseden ayetler varmış. (Şualar 706)

4.       Risale-i Nur kitapları bir çeşit tanrı(ilah) gibidir: Onların insanları ve canlıları koruduğuna, gerekirse zarar verdiğine inanır ve bu  konuda yüzlerce örnek verir. (Barla Lâhikası 166) (Emirdağ Lâhikası-1 162)

5.       Tarikatçı olmadığını söyler. Zamanın tarikat zamanı değil, iman zamanı olduğunu dile getirir. Ama kitaplarındaki görüşleri, tarikatçı ve mezhepçi görüşlerden farklı değildir. Kendisi Şafii mezhebine ve Nakşibendi tarikatına mensuptur. Bunların görüşlerini içtenlikle savunur. Bunlara olan sempatisi de bir çok yerde göze çarpar. (Emirdağ Lâhikası-1 67)

6.       Said-i Nursi ‘ye göre, insanlık; dinsizlik, imansızlık, zındıklık ve masonluk ve komünistlik batağındadır. Tüm mücadelesi bunlara karşıdır. O yüzden Allah ‘ın varlığını ispatlama yoluna gider. Tesadüfün olmadığını anlatmaya çalışır. Örnekler verir. Ama kitaplarında, kendisini ve kitaplarını övmekten başka kaydadeğer yeni bir şey göze çarpmaz. Edebiyatı iyi değildir. Ağdalı, aristokrat ve saray çevresinin kullandığı; kendisini elit göstermek isteyenlerin dilini kullanır. Arapça ve Farsça terkiplerin yoğunluğu yüzünden, Türkçe ‘nin neredeyse hiç kullanılmadığı, anlaşılmaz bir yazın türüne dönüşmüştür. (Emirdağ Lâhikası-2 24,29) (Emirdağ Lâhikası-1 233) (Sözler 759) (Tarihçe-i Hayat 27)

7.       Said-i Nursi, gündemi takip etmediği için yeniliklerden uzaktır. Ona göre dünyada; vaktini geçirdiği medrese eğitimi, buranın gündeminde olan tartışmalar ve bu dönemde okudğu tarikat kitapları vardır. Ne Kur’an ‘ı tanır ve bilir, ne de halkı... Halktan uzak bir gündemi vardır. Kitaplarını halkın anlayabileceği dilde yazmamıştır. Böylelikle eserlerini daha gizemli hale getirmiştir. Halktan bir çoğu da anlamadığı şeylere daha çok inanır olmuştur. (Tarihçe-i Hayat 624)

8.       Kur’an ‘dan verdiği ayetler, Kur’an ‘ın anlaşılması için değil, kendi fikir ve kitaplarını doğrulamak içindir. Bunu, ayetlerdeki sözcüklerin Ebced(Arapça harflerin sayısal) değerini bulup, -kendisi buna cifirce sayma der- bu değerin, Said-i Nursi veya Risale-i Nur sözcükleriyle uyuşup uyuşmadığını ispatlamak için örnekler getirmesinden anlıyoruz. Açıklamaya veya anlatmaya çalıştığı ayet sayısı oldukça azdır. Çoğu, eserini süslemek ve kendi planları için kullanılmıştır. Ayrıca eserlerinde fikir adına ortaya attığı dinsizlik veya imansızlık batağını kurutmak için beyin zorlamalarıyla örneklemeler ve bunları güçlendirmek için ayetler getirir. (Sikke-i Tasdîk-i Gaybî 59,54) (Şualar-6 186) (Kastamonu Lâhikası 206) (Şualar 692)

9.       Risale-i Nur kitaplarında, Allah ‘tan çok Said-i Nursi, Kur’an ‘dan çok Risale-i Nur kitapları övülmüştür veya sık sık bunlardan övgüyle söz edilmiştir. Said-i Nursi, yüceliğini Hz. Ali ile Gavs-ı Azam ‘ın gaybî işaretleriyle aldığını yazmıştır. Risale-i Nur ‘da, Risale-i Nur ‘u okumayanlar cahil diye nitelendirilmiştir. Adeta Hz. Ali ‘yi kendisine Allah ‘tan vahiy getiren bir vahiy meleği gibi ima etmiştir.(Sikke-i Tasdîk-i Gaybî-116-126) (Sikke-i Tasdik-i Gaybî 12)

 selam ile