Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kuransız bir islam anlayışı ve müşrikleşme
(FATIR suresi 5. ayet) Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın.
Rabbimiz ilahi hükmünde önemli bir uyarıya dikkat çekmiştir. Kendi adı ile aldatılma tehtidi ile karşı karşıya kalabileceğimiz, bizlere kendi ilahi hükmü vasıtası ile bildirilmiş bulunmaktadır. RAHMAN ve RAHİM olan ALLAH şüphesiz ki kendi ismi ile aldatanları kuranda uyarmış, aldatılanları da bu tehdide karşı dikkatli olmaları konusunda ikaz etmiştir. Ancak yüce yaradıcımız farklı bir hususa da dikkat çekmektedir,
(BAKARA suresi 7. ayet) Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.
(KEHF suresi 101. ayet) Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
(CÂSİYE suresi 23. ayet) Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?
Anlaşıldığı üzre, Rabbimiz de o aldatıcıları gözlerine bir perde çekmiştir, burdan şöyle bir yorum elde edebiliriz, kişi imanı neticesinde muamele görür, aldatıcılar imanlarının doğurduğu şirk temelleri neticesinde hakktan uzaklaşmışlardır. Bu noktada iş aldananlardadır, onlar-aldatıcılar bir muhakeme,imtihan aracı olmuşlardır.
Tabiki o aldatıcıların da gerçekleri anlayabilmesi adına Rabbimiz gafletten de nasibi ve vicdanı ile kurtulabileceğini, kişinin-aldatıcının da aldanmışın da gözündeki perdeyi kaldırabileceğini,
(KAF suresi 22. ayet) Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin.
ayetinde açıklamıştır. Perde, manası itibari ile örten,gizleyen gibi bir Arapca temelde gelmektedir. Rabbimiz ilmi reddi diretenleri ondan tamamen mahrum bırakır. Kuranı okumamaya diretenleri de o perde ile mahrum kılar. İşte aldatıcı-aldanan bu noktada birleşir ki, onların dostluğu ancak Rabbimizin dilemesi ile bozulur.
Bu noktaya kadar üzerinde durduğum aldatıcı ve aldanan aslında Kurani tabir ile "müşrik" manasındadır. Müşrik tam olarak Allahı reddetmeyen ama şirk koşan demektir.
Şirk bilinçli yada bilinçsiz, Rabbine ortak koşmak mahiyetinde kişi müşrikleşmiş demektir. Bir müslüman nasıl mı şirk koşar, ben neden şirk koşayım derseniz bunun yöntemi çoktur. Türbelere gidip evliyalara el açmak, hocaefendilerden şefaaat dilemek, Rabbinin hakim kıldığı Kuran dışında başka kitapları ön planda tutmak.
Son madde çok önem arz etmektedir. Sebebi açıktır ki, ister yorum olsun ister tefsir, yazanın fikri mevcut ise kurani birtakım temel kavramların dışına çıkma imkanı muhtemeldir. Risaleler,kuttubüsitteler,esbabınüzullar,siyerler,tasavvufi kaynaklar fikriyat olarak kurani gibi görünsede asıl olarak insani yani fanidir.
Bu noktada bu kaynakların geçerli kılındığı İslam inancı basit tabir ile ava giderken avlanmaktan öteye geçmez.
(NAHL suresi 89. ayet) Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki herşey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.
İnsanlık arayışlarını tatmin etmekte her daim aldatıcıların bid-at larına maruz kalmışlardır. Bu bid-at lar maalesef ki müşrikleşme yolunda atılan adımlar olmuş, kişiler bilmeden anlamadan o yolun yolcusu olmuşlardır. İşte bilmeden aldatılanların hali, müşrikliğin ince noktası.
Kurani inanç temel olarak ilahi hükümler doğrultusunda ilerlemek demektir. Bunu göz ardı eden zülmani yapıda bilinçsiz müşrikleşmeye yol almış gemiler gibidirler.
(EN'ÂM suresi 79. ayet) "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben."
(EN'ÂM suresi 161. ayet) De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o."
(NAHL suresi 120. ayet) Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi.
(BEYYİNE suresi 6. ayet) Ehlikitap'ın küfre sapanlarıyla müşrikler, içinde sürekli kalıcılar olarak cehennem ateşindedirler. İşte onlardır yaratılmışların en şerlisi.
(NAHL suresi 123. ayet) Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi.
bu noktada bir sonuç çıkartabiliriz. Haniflik-monoteistlik-tektanrıcılık-muvahhidlik inancında tek ilah olan ALLAH a ve onun hükmü olan kurana uymamız gerekliliği apaçık şüphe götürmez şekilde belirtilmiştir. Bunun aksi yönünde düşünenlerinde halleri ortadadır.
Müşrikleşmek bilinçsiz olabileceği kadar, algısızlıktan da kaynaklanır. Hristiyan inancında yozlaşma hüküm sürer iken hanifler mevcut idi, ibadetleri ile küçük gruplar halinde hayatlarını sürdürüyorlardı. İşte bu metabolizmanın gerekliliği vurgulanmıştır. Müşriklere dahil olmayan hanifler peygamberimiz döneminde de Resulullaha tabi oldular. Hayatlarını fanilikten arınmış bir ilahi kudrete, Kurana dayandırdılar. Tevhid bilinci ve şuuru ile yaşadılar. Günümüzdede bu yapı hamd olsun ki devam etmektedir.
Kuransızlaşmış bir islami yapının doğurduğı hassas neticeleri bu kadar düşünmüşken, mümkününü ve de olması gerekenleride muhakak değerlendirmek gerekmektedir.
Şüphesiz Kurani düşünen her hak kulu birer uyarıcıdır. Kuransızlaşmanın doğurduğu hizpler, fırkalar malum şekli ile islami yapıyı hızla hristiyanlaşma yoluna sürüklemektedir. Bu bağlamda ortaya atılan "ılımlı islam" ve benzeri fikirler de bu düşünceyi tasdik eder görünmekte. Çözüm nedir, halka HAKKI kuran ile anlatmak.
Rahman ve Rahim olan Allahı insanlara buyruğu ile anlatmak. Buyruğun gerekliliklerini ve ilkesizleşmiş aldatıcı maskeleri düşürmek.
Aldatıcılar kıyamete kadar bilinçsizce görevlerini devam ettireceklerdir. Bu bağlamda iş aldanmışları kurana çevirmek olsa gerek
(FATIR suresi 5. ayet) Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın.
Rabbimiz ilahi hükmünde önemli bir uyarıya dikkat çekmiştir. Kendi adı ile aldatılma tehtidi ile karşı karşıya kalabileceğimiz, bizlere kendi ilahi hükmü vasıtası ile bildirilmiş bulunmaktadır. RAHMAN ve RAHİM olan ALLAH şüphesiz ki kendi ismi ile aldatanları kuranda uyarmış, aldatılanları da bu tehdide karşı dikkatli olmaları konusunda ikaz etmiştir. Ancak yüce yaradıcımız farklı bir hususa da dikkat çekmektedir,
(BAKARA suresi 7. ayet) Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.
(KEHF suresi 101. ayet) Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
(CÂSİYE suresi 23. ayet) Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?
Anlaşıldığı üzre, Rabbimiz de o aldatıcıları gözlerine bir perde çekmiştir, burdan şöyle bir yorum elde edebiliriz, kişi imanı neticesinde muamele görür, aldatıcılar imanlarının doğurduğu şirk temelleri neticesinde hakktan uzaklaşmışlardır. Bu noktada iş aldananlardadır, onlar-aldatıcılar bir muhakeme,imtihan aracı olmuşlardır.
Tabiki o aldatıcıların da gerçekleri anlayabilmesi adına Rabbimiz gafletten de nasibi ve vicdanı ile kurtulabileceğini, kişinin-aldatıcının da aldanmışın da gözündeki perdeyi kaldırabileceğini,
(KAF suresi 22. ayet) Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin.
ayetinde açıklamıştır. Perde, manası itibari ile örten,gizleyen gibi bir Arapca temelde gelmektedir. Rabbimiz ilmi reddi diretenleri ondan tamamen mahrum bırakır. Kuranı okumamaya diretenleri de o perde ile mahrum kılar. İşte aldatıcı-aldanan bu noktada birleşir ki, onların dostluğu ancak Rabbimizin dilemesi ile bozulur.
Bu noktaya kadar üzerinde durduğum aldatıcı ve aldanan aslında Kurani tabir ile "müşrik" manasındadır. Müşrik tam olarak Allahı reddetmeyen ama şirk koşan demektir.
Selamlar, kişileri şirke götüren yollarda, insan bilincinin Allah'ı yaşamında nasıl da devre dışı bıraktığını çok güzel anlatmışsınız.
"Rabbimiz ilahi hükmünde önemli bir uyarıya dikkat çekmiştir. Kendi adı ile aldatılma tehtidi ile karşı karşıya kalabileceğimiz, bizlere kendi ilahi hükmü vasıtası ile bildirilmiş bulunmaktadır."
"Rabbimiz ilmi reddi diretenleri ondan tamamen mahrum bırakır."
İnsanlar gerçekten attıkları adımlar sonucunda Allah'ın en uygun tepkisini bulacaklarına gerçekten inansalardı; Kuran'da yazan uyarılar da onlar için bir anlam ifade ederdi çünkü kişi diğer yaşadıklarından da öğrendiği gibi bilirdi ki Allah'ın söyledikleri boşuna değil. Her yaptığı seçim, her attığı adımın karşılığını Allah ona en ideal biçimde verir.
"Müşrik tam olarak Allahı reddetmeyen ama şirk koşan demektir."
Gerçekten de sorun Allah' ı reddetmek değil, yaşamında sadece Allah'ın tam denetimde olduğuna, herşeyi görüp, herşeyi bildiğine tam olarak ikna olmamaktır.
Yani eğer kişi Allah'ın herşeyi daima hiç kusursuz biçimde görüp bildiğine inanmıyorsa Alllah'ın işine ortak birileri daha olduğuna kendi kendini inandırmış demektir.
Bu anlamda Allah'ı nasıl algıladığımız, İslam anlayışımızın da temelini oluşturuyor demektir.
Daima herşeyi gören bilen, bize en ideal dönütleri veren mi, ara sıra gören,ara sıra duymayan, işlerini şeyhlere, erenlere, pirlere .... bölüştürüp kendisi atıl olan bir Allah mı hangisi??
__________________ Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine..
Selam kardeşler, müşrikleşmenin temelinde ilahi olanla bağı kopartmadan beşeri olana bağlanma yatar.Eğer bir insan Allah+muhammet,Allah+12 imam,Allah+atatürk,Allah+fethullah Gülen....diyorsa işte o zaman en tehlikeli durum başlamış,konulan her artı ile de beşeri olana bağlılık tapınmaya dönüşmüş ve kırmızı alarm devreye girmiştir.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 19 haziran 2007 Yer: Nauru Gönderilenler: 97
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Samimi inanan kardeşlerimize selamlar
Arkadaşlar acizane olarak şunu hatırlamak (hatırlatmak) istiyorum
Lütfen Kur an ı Kerim imizin ayetlerini yazarken orjinal metinlerinide meal açıklamalarının yanına yazalım Hem arapçasını(admin den de rica ediyorum siteyi buna göre ayarlarsa faydalı olacağını düşünüyorum ve bu durum anlam kargaşalarını da ortadan kaldırabilir diye düşünüyorum), hem de Latin harfler ile okunuşunu ve meallerini yazarsak, Yüce Rabbimiz Hz. Allah CC. nun ayetlerini daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum. Acizane olarak
Katılma Tarihi: 22 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 14
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hey, kendi zanlarını Tanrı edinenleri alim sanıp peşinden giden ve gafletin , kör gözlerin söylemlerinin peşlerine takılan gafiller . Tanrısallığın boyutlarını ve yaptıklarını görmeyecek kadar gaflettemisin. Tanrısallalığın boyutlarına iyice bir bak. Dünyada var olasın, yaşamını idame edesin diye, türlü türlü rızıklar veren, çeşit çeşit ve her renkte sebzeler ve meyveler bitiren . Etinden , sütünden , kılından ve tüyünden faydalanasın diye dünyayı erzak ve hayvanat behçesine döndüren Tanrısallığı görmezden gelenlerin göremediklerini sen görebilecekmisin. Cehennem ritüellerinin korkunçluğu karşısında beynini dumura uğretmiş, düşüncesizlikten aciz kılınmış sen . Gözlerini aç ve tanrısallığın dünya ile ne kadar meşgul olduğuna bir bak ve gör.
Her zaman diri ve ölümsüz olan Tanrısallığın boyutlarını görmezden gelerek ; kainat , evren ve dünya ile sırf senin iyiliğin ve yaşamının kaynağı olan everenle haşır neşir olan Tanrısallığı göremiyormusun. Sizmi kainat ve dünya ile daha haşır neşirsiniz , yoksa sizi yaradan Tanrı mı ? Bu gafletinizle Tanrısallığı şeytanlıkla evlendirenlerden olmayacakmısınız ? Bir gün bu gaflet sürüsünün ; Tanrısallığı şeytanlık boyutuna indirenleri görüp , elinin tersiyle itmesi dilek ve temenilerimle.
Katılma Tarihi: 22 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 14
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
KADERİNİZ DÜŞÜNCE KALIPLARINIZCA BELİRLENİR ...
İnsan düşünceleri belirli kalıplardan oluşur, yani kendi düşünceleriniz bir müddet sonra prensip haline gelen proğrağları vucuda getirler.Bilinç ve bilinçaltınızı ona göre proğlamlayarak önce sözlerinizle dilinizi , sonrada bilincinizi oluşturarak eylemlerini yönlendirirler...
İçinde bulunduğunuz toplumun sosyo kültürel değerleri, inanç sisteminiz, ebeveyn ve çevre ilişkileri ve edindiğiniz tecrübe , başınızdan geçen olumlu ve olumsuz deneyimler, bu düşünce kalıplarınızın oluşumuna katkıda bulunurlar. Geçmişteki yaşamlarınızın çocukluktan başlayan süreçleri içinde önce kıkırdaklaşırlar, sonra kemikleşirler ve daha sonra da çelikleşerek sizi yöneten, bilinç ve bilinçaltınızı ele geçirip mahkumiyet derecelerine kadar sizi teslim alırlar.
İşte bu düşünce kalıplarınız sizi hayatınız boyunca etkileyerek, yaşamınıza yön verirler. Bu düşünce kalıplarınız ; sizi seven ve sevilen, başarılı ve yaratıcı, mutlu ve her işin üstesinden gelen biri yapabileceği gibi...Olumsuz düşünce , sert ve değişmez kalıplarınızda ; sizi mutsuz ve bedbaht , çekingen ve düşük benlikli, pasif ve yönetilen gibi farklı yapılara da sürükleyebilir.
O nedenle düşünce kalplarnızı tahlil ve irdeleyerek, yeniden yön ve şekil vererek proğlamlayabilir , olumsuz düşünce kalıplarınızı değiştirerek ; hayatınıza yeniden yön verebilir ve kaderinizin şekillendirilmesini kendi aklınızın elleriyle yeniden yoğurarak istediğiniz biçime sokabilirsiniz.
KALİPLAŞMIŞ DÜŞÜNCE TARZLARINIZ BUNLARDAN BİRİSİ OLABİLİR
1- YA HEP YA HİÇ ,AK-KARA DÜŞÜNCE TARZI : Bu düşünce tarzını ve kalıplarını benimseyenler için sadece iki renk vardır. Ak- Kara ; kendi düşüncelerinin ak, diğerlerinin düşüncelerini kara görürler. Akları yüceltirken, karaları yerşn dibine batırılar. Kendi düşüncerine yakın olanlara karşı övgü dolu sözlerle iştirak halindeyken, karşı düşüncelere kin ve nefretle yaklaşırlar. Ayrıntılara dikkat ederler ve en küçük yanlışı abartarak doğruları bile görmeksizin toptan reddederler...Hayatın çok rekliliğinin ve tonlarının farkında değillerdir. Aşırı genellemeler yapan tipler bu kalıbın ürünlerini sunarlar.
2-FİLTRELER OLUŞTURMAK : Toptancı , Ak-Kara şeklinde düşünce tarzının ürünleriyle yakın bağları vardır. Sadece kendi benimsediği düşünce kalıplarının sesini duymak, benimsediği eylemleri görmek istemek gibi filitreler oluştururlar. Kişilerde ve olaylarda kendi benimsedikleri yönleri görmeyi ve duymayı tercih ederken , diğerlerini ne duymaya ne de görmeye tahammül gösretemezler. Benimsedikleri çok küçük bile olsalar , mikroskobik bakış açılarıyla devleştirmeyi tercih ederler... Beğenmedikleine dürbünün tersiyle bakıp küçültür ve uzaklaştırırlar...
3-DÜŞÜNCE VE RUHLARI OKUYANLAR : Kendilerinin özel yetenekleri olduğuna inandırmışlardır. Kişilerin düşüncelerini ve eylemlerini yorumlayarak tasnifleme ve kalıba sokup çerçevelendirirler...Kendilerine öyle inanmişlardır ki , karşılarındaki kişilerin kendi düşüncesine , çerçevisine uygun söz ve eylemde bulunmasını , en küçük olayları değerlendirerek, " ben dememişmiydim " süzünü teyid etme arayışındadırlar. Çervelediği ve tasniflediği kişiler için kendini haklı çıkaracak filitreler oluşturup , bunları bulma çabası içinde kendi filitreledikleri hususların arayışı içindedirler. Sevdiklerinin hatalarını görmezden gelirken, olumsuz çerçevelerin en ufak hareketini büyüterek " ben dememişmiydim" demenin yönlerini görmeye çalışıp yerden yere vururlar. Bu kişilerin karşılarındaki hakkında ön yargılarını kırmak çok zordur.
4-EN OLUMSUZLUKLARI SENARYOLAŞTIRMAK: Olumsuz düşünce tarzının tezahürleridir. Hayata karşı ; hep kuşgu ve kaygu içinde bakarlar, her siyin asltından bir çapanoğlu çıkacağının endişesi içindedirler. Kolay kolay güven duymazlar, kendilerine olan güvensizlikleri nedeniyle başkalrınında güvensiz olacağı içindeki düşünce kalıplarını benimserler. Komplo teorileri üreticeleri bu düşünce kalıpları içinde olanlardan çıkar. Bir damla bal yapmak yerine , zift ve karalama kampanyası içindeki işlerini çok önemserler.
5-ALINGAN VE KİŞELLEŞTİRİCİLER : Düşük benlikli , aşağılık komplekleri olan bireylerin düşünce kalıplarıdır. Kendilerini ve yaptıklarını bile benimsemeyen, kendilerini aciz ve itilmiş gören tiplerin özelliklerini sergilerler. Gördüklerinden ve duyduklarından kendileri için anlamlar çıkararak , alınganlıklarına neden olacak duyarlılık içindedirler. "Havadan nem kapmak" tabiri bu türler için yakıştırılmış bir deyimdir. duyduklarından ve gördüklerinden hem kendileri hemde başkaları için kişişelleştirmeler yapma eğilimindedirler. Fikir ve düşünceleri kişisellestirerek ya severler ya da saldırıya geçerler. Genellemeleri kişiselleştirme ustalarıdır.
6- KONTROL ODAKLI DÜŞÜNCE KALIPLARI : Kendilerine aşırı güvenen , kibirli ve mükemmeliyetçi tiplerin ana özelliğidir. Ayrıntılara çok önem verirler, her şeyi kontrollerinin altında olmasını isterlerken, genelde tek alternatifli tiplerdir. Tek doğru ve tek yol onların yoludur. İnsiyatif vermezler, başkalrına fazlaca güven duymazlar, emir ve talimat verip sonuçlarının kendilerine mutlaka bildirilmesi ve kaberdar edilmesi taraftarıdırlar. Konrolleri dışında gelişen olaylara aşırı tepki gösterirler...Bunun tam tersi durum ise ; hep birileri ve başkaları tarafından yönlendirildiğini, kontrol alındığını ve gözetlendiğini zaneden tiplerdir. Bu kişiler de çoğunlukla isyankar ve suçlu arayıcı tipleri oluştururlar. Bütün engellenme durmlarında başkalarını suçlayacak bahaneler üretme ustasıdırlar.
7- KENDİNDEN ZİYADE BAŞKALARINI DEĞİŞTİRME DÜŞÜNCE KALIPLARI : Bu sınıfa girenler ise ; Kontrol odaklı, mükemmelliyetçi tiplerde çok görülen özelliktir. Kendilerini süpermen görecek kadar abartılı özgüven içinde , kibirli ve bencil tiplerin karakterlerini yansıtırlar. " Dünyayı ben yarattım" deyimi tam da bunlar için söylenmiştir. Herkesi kendine benzetme , değiştirme ve sadece onay sözleri duymaya proğramlandırılmışlardır. Eleştiriye tahammülsüzdürler, " asla - imkansız - kesinlikle " gibi söylemleri oldukça çok kullanırlar.
8-DOĞRULUK ABİDESİ OLMA DÜŞÜNCE KALIPLARI : Devamlı kendi fikirlerini ve hareket tarzlarının haklılığını ispata yönelik savunma davranışı içinde olan düşünce ve eylem tarzıdır.Farlı görüş ve düşüncelere itibar edilmediği gibi, kendi fikirlerinin değişmezliğini savunup değiştirilemezliğini ve haklılığını savunma tarzıdır. Hatasız olunduğunan inancı çok kuvvetli olan kişiliktir. Sabit fikirlilik bu kişilerin belirgin özelliğidir.Görüşler; babadan oğula aktarılan bir yöntemle işlerlik kazandırlırken fikirlerin yüceltilmesi önem kazanır. Dünyayın merkezine kendilerini oturtan ve dünyayı şekillendirmeye çalışan özellikler bu karakterin önemli özelliğidir.
9-ÖDÜLLENDİRME BEKLEYEN ANLAYIŞ KALIPLARI : Bu düşünce şeklinde insanlara ve çevreye öylesine fedakar olacaksınız ki,insanların gözünde çok yükseklere çıkacaksınızdır. Gerekli gereksiz fedakarlılarda bulunursunuz. Böylelikle gereksiz fedakarlılarda bulunursunuz. Böylelikle daha iyi karşılık bulma, daha çok sevilme, ilgi görme beklentisindeki kişiler yüksek beklentilerine uygun karşılık göremediklerinde hayal kırıklığına uğrarlar; insanları nankör, soğuk kişiler olarak görebilirler. Bu tür ödüllendirme beklentisiyle hareket etmekkişiyi başkaları üzerinde bazı haklara sahip olduları açısına sokabilir. " Saçımı süpürge ettim " deyip sızlanan tipler bunlardan çıkar.
10-AŞIRI İYİMSER VE POLYANNACI DÜŞÜNCE KALPLARI : Herkese ve herşeye karşı aşırı iyimserlik duyma , meleksi ve yardımsever , karşılıksız sevme ve sevilme düşünce kalıpları olan tiplerdir. En kötü ve olumsuz şartlarda dahi bir olumlu yön bulmakta zorlanmasız tiplerdir. İnançları güçlü ve kuvvetli, görünmez bir elin kendilerini koruyup kolladığını düşünürler.
11- UMARSIZ VE HAYAL DÜNYASINDA YAŞAYAN DÜŞÜNCE KALIPLARI : Kendi hayal dünyalarında ve hayal kahramanlarıyla yaşama alışkanlığı içinde olanlardır. Yaşamını ve çevresindekileri hayal dünyasına yansıtır ve bunlardan büyük hoşnutluk duyarlar. Sık sık hayal dünyasına dalar, gerçeklerden uzak ve umursamayan bir yaşamı benimserler. Sık sık gerçeklerden sıyrılıp kendi hayal alemlerine sığınıp ,mutlulukarını o hayal aleminde bulurlar...
EVET SİZLERDE DE BU DÜŞÜNCE KALIPLARININ BİRİ VEYA BİRKAÇI BULUNABİLİR. KÖTÜ VE BEĞENMEDİĞİNİZ DÜŞÜNCE KALIPLARINI DEĞİŞTİREBİLER, YERİNE İYİLERİNİ KOYABİLİRSİNİZ. VEYA KARMA ESNEK BİR DÜŞÜNCE KALIBI OLUŞTURABİLMEK YİNE SİZE BAĞLIDIR. YETERKİ DÜŞÜNCE KALIPLARINIZI ÖĞRENİN , BİLİRSENİZ DEĞİŞTİRMEKTE KOLAYDIR.
Katılma Tarihi: 20 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 262
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba Beyazmelek:
yol birdir menzil birdir
demişsin, ne de güzel demişsin. Peki neden 4 hak mezhep var deniyor, bu soruya verecek cevabın var mı, ehli sünnet kişilerden de yararlanabilirsin tabi.
Hepiniz Allaha emanet olasınız...
__________________ benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm bütün alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.
Kuransız bir İslam anlayışı ve müşrikleşme temayülü.....
Evet, asıl sorun
1-Dinin kaynağının ne olduğu
2-Kendini islam sandığı halde şirk içinde olma durumu....
Zaten birinci şart doğru bir şekilde algılanırsa ikincisine gerek kalmayacak sanırız. Ama bunu yaşadıkça bu sözün içeriğinin tam anlaşılmadığını görebiliriz.
Öncelikle kuranı dindeki kaynağımız yapmadığımızda bir inanır olmayız ve şirk batağından da çıkmayız.
Ama ikinci sorun Kuran'ı hayatının temeline aldığını sanıp Kuran'ı hayatında hakim kılmayanların yanılgıları.
Bilmek ve içten inanmak farklı kavrarlar.
Siz doğrunun ne olduğunu bilirsiniz ancak bildiklerinizi içselleştirmedi iseniz gerçek anlamda bir devrim yaşamamış ve dahası inancınızı sözde yaşıyorsunuz demektir.
Kuranı hangi sıklıkla okuduğunuz ya da Allah adını günde kaç kere ağzınıza aldığını değildir ölçüt.
Eğer kurandaki bakışı kazanmamış, orada anlatılan erdemli insanın vasıflarına sahip değilseniz kendinizi kandırabilirsiniz ancak Allah'ı kandıramazsınız.
Allah kitabında müslümanların yani Allah'a ortaklar edinmemeye söz verenlerin ve klitabın tek kaynak olması gerektiğini bilenlerin cennete gideceğini yazmaz kitabın hiç bir yerinde. İman edip salih amellerde bulunanları layık görür cennete.
Samimi Allah inancını şekilde ziyade özde görüyoruz. Daha açık bir ifade ile ALLAH İLE İLGİLİ KONULARDA DUYARLILIK GÖSTERME DERECESİNDE
Siz müslüman olduğunuzu söyleyeceksiniz ve AllaH'ın emrettiği, vurguladı temel konulrda yeterince duyarlı olmaycaksınız. O zaman sizin inancının dilinizde kalmış demektir.
Neden bu konuya vurgu yaptığıma gelince KURAN'SIZ BİR İSLAM YAŞANDIĞI SANILDIĞI GİBİ KURANLA DA İSLAMSIZ YAŞAYANLAR VAR. YANİ KURANA İNANDIĞINI SANIP KURNAI TEK REHBER EDİNDİĞİNİ SÖYLEYİP BU SÖZLEİRN İÇİNİ DOLDURMAYANLAR. BU NOKTADA HER İNANIRIN KENDİ ÖZ BENLİĞİNİ ALLAH KARŞISINDA HESAP VERİR GİBİ SORGULAMASI GEREKİR EN ACIMASIZ BİR ŞEKİLDE....
ALLAH İLE İLGİLİ KONULARDA DUYARLI OLMAK DERKEN bu hafifi bir sözcük gibi algılanmasın . Aşağıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere Allah' a karşı içinde derin bir korku, saygı, minnettarlık beslemekten bahsediyorum aslında.
Allah ile ilgili her konuda hiç bir konuya göstermediği kadar özen göstermeli bir inanır.
Daha somutlaştırmak gerekirse;
Bizim bir sevdiğimiz olsun ve bizden bazı şeyleri yapmamızı istesin. Eğer içten seviyorsak onun dedikleri bize başlangıçta zor gelse de içtenlikle yaparız. Onun yüzündeki tek bir ifade değişikliğini es geçmeyiz. Dediği ve yaptığı her şeyi önemseriz, ona ayrıcalıklı davranırız.
Allah bizim koruyanımız kollayanımız doğru yol göstericimi ise ve biz de onun yardımına her an muhtaçsak ve bizden hep en doğru ve güzelini sitediğine ima ediyorsak;
-Hiç onun emrettikleri hakkında tereddüt eder miyiz?
-Hiç biri bizi Allah ile uyardığında saldırgan ve savunucu davranır mıyız?
-O'nun özen gösterin dediği ibadetlerimizde kolaya kaçma, kafamıza göre hareket etmeyi yaşar mıyız?
-Ona olan dualarımız içten olmaz mı?
-Ona karşı kendimizi sorumlu hissetmez miyiz, bildiğimiz doğruları tüm dünyaya ile paylaşmak istemez miyiz?
-Din günü yargılanmadan kendimizi yargılar mıyız
-Hiç Allah'ı kendimizi ve sevdiklerimizi kandırıma yoluna gider miyiz?
İşte bu liste uzar da gider.....
KURANSIZ İSLAM NASIL OLMAZSA VE BİZİ ŞİRKE SÜRÜKLERSE AYNI ŞEKİLDE KURANLI ANCAK SAMİMİYET VE DUYARLILIKTAN UZAK BİR YAKLAŞIM DA SADECE SÖZDE KALAN BİR İNANCIN ÖTESİNE GEÇMEZ VE BÖYLESİ BİR ANLAYIŞ HER ZAMAN UÇURUMA GÖZ KIRPAR....
İlk başta kendimize sonra da Allah'a karşı dürüst inanırlar olanların artması dileğiyle
TÂHÂ [İ:45.3, R:20.3]Saygıyla ürperene bir hatırlatma/düşündürme/öğüt verme olsun diye indirdik.
ENBİYA [İ:73.90, R:21.90] Kendisine hemen cevap vermiş. Yahya'yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi.
BAKARA SURESİ: 238 Namazları/duaları ve orta namazı/orta duayı koruyun. Tam bir
saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam edin.
2/74
G. Onan
Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı. Çünkü taşlardan öyleleri var ki onlardan nehirler fışkırır (yetefeccerü). Bazıları yarılır, bağrından su çıkarır. Öyleleri de vardır ki Tanrı'ya olan saygılarından (haşyetillah) dolayı yuvarlanır. Tanrı yaptıklarınızdan / işlerinizden (tamelun) habersiz (gafilin) değildir.
3/199Ehlikitap'tan öyleleri var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar. Allah karşısında ürperirler; Allah'ın ayetlerini basit bir ücret karşılığı satmazlar. İşte bunlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Allah, hesabı, çabucak görüverir.
17/109Ağlayarak yüz üstü kapanırlar; çünkü o (ayetler) onların saygısını arttırır.
(ENBİYÂ suresi 28. ayet)
Y.N. Öztürk
O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler.
(ENBİYÂ suresi 90. ayet)
Y.N. Öztürk
Kendisine hemen cevap vermiş. Yahya'yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi.
(MÜ'MİNÛN suresi 2. ayet)
Y.N. Öztürk
Namazlarında huşû sahipleridir onlar.
__________________ Doğruluk uğruna gemileri yakacağınız bir hedefiniz olmasıdır....Sonra yalnız da kalsanız emin olduğunu konusunda ısrarcı olmanız...Yolunu her zaman güllerle bezeli olmayacak...
Arkadaslar, Allah'i anlama ve tanima asamalarinda bircok soru isaretleri ile karsilastim. Yüce Rabbim konuya egilirsen anlama ünitelerini yavas yavas aciyor. Kuran'i okumayi bitirip tekrar tekrar bastan baslamama ragmen Allah'in varliginin ve esyanin hakikatinin ne oldugu konusunda kendimi tam hissedemiyordum. Benim kadar cok okuyan, özellikle Kuran'i (türkce) cok okuyan birinin kendini tam hissedememesi cok kötüdür. En sonunda kendimi tam hissetmemi saglayacak bilgilere ulastim.Ben bu kadar arastiran biri olarak bu denli güc ulasabiliyorsam bazi seylere, arastirmayan, okumayan, caba harcamayan birinin kandiran veya kandirilan olmasi o kadar kolay ki. Allah'in nasil bir varlik oldugu anlasildigi an Allah'a es kosmanin, Allah'in yaninda baskalarina da el acmanin ne kadar komik bir sey oldugu anlasilir. Bütün mesele bunu anlamakta ve anlatmakta.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma