HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

23/3/2007 - NAMAZI İKAME HUSUSUNDA KISA DEĞİNMELER ve T. C. Diyanet İşleri Mealinin Eleştirisi 3

Kategori: Din

 

9/18. Allah'ın mescidlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler.

 

Yorum:

         Tapınak onarımı için zekât ya da sadaka verilebileceğini hangi ayetten çıkarıyorsunuz?  Kaldı ki “mescid” kelimesi “tapınak” anlamında değil, “itaat hâli” anlamındadır. İşte onun için müşrikler, nefislerinin küfre sapışına tanık olup dururken Allah’ın mescitlerini onarmaya girişmez. Dikkat edin, onarma ayetlerinde sıradan bir mescitten değil “mescidillah”tan söz ediliyor! Oysa biz Müslüman görünümlü birçok müşrikin ne tapınaklar ne mescit ve camiler inşa ettiğini biliriz. Şimdi söyleyin, gerçek yaşam ayetteki ölçütü karşılıyor mu? Ayetteki ölçüt ne?: Allah’ın mescitlerini müşrik olmayanlar onarır.

 

______________________________________

 

9/71. Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir; iyiyi emreder kötülükten alıkorlar;  namaz kılarlar, zekat verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir.

 

Yorum:

         9/71’deki içerik tümüyle genel anlamda emirlere itaat iken, namaz ve zekât gibi yalnızca iki emrin burada ne işi var?  Oysa bizim savunduğumuz gibi (bağlılık ve iyileşme göstermek) anlaşılsa böyle bir tuhaflık oluşmaz.

 

 

 

10/87. Musa ve kardeşine: "Mısır'da milletinize evler hazırlayın; evlerinizi namazgah edinin, namaz kılın" diye vahyettik, "İnananlara müjde et."

 

Yorum:

         Özgün metinde “musallâ” kelimesi anılmaz, buna karşın özgün metindeki “kıble” kelimesi niçin “namazgah” olarak çevrilmiştir? 10/87’deki “kıble” kelimesi kıble ayetlerinde algıladığınız “namaz için dönülecek yön” anlamı ile niye örtüşmüyor? “Evlerinizi kıble edinin!” ne demek? Yoksa Musa’nın kavmi bu emirle namazlarını evlerinin dışında mı kılmıştır? Gerçek şu ki, tasavvurunuza uymadığı için “salât, secde, rükû, hacc, mescid” kelimelerinde olduğu gibi “kıble” kelimesinin de anlamını kaydırmışsınız ve bu nedenle 10/87 ayetini anlamakta zorluk çekiyor, buradaki kıbleyi kiminiz “namazgah” kiminiz “karşılıklı” kiminiz “kıble tarafına” kiminiz de “tapınak” olarak çeviriyorsunuz. Oysa burada “Evlerinizi kıble yapın!” emrinin anlamı, “Evlerinizi odak noktası yapın (yani birbirinizle irtibat hâlinde bulunun) ve böylece salâtınızı ayakta tutun!”dur.

 

 

11/114. Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt kabul edenlere bir öğüttür.

 

Yorum:

Dört ayrı namaz vaktini değil, yalnızca iki vakit salâtını tarif ediyor. Buradaki “ve” bağlacı “ayrılık” değil “izah etme” görevini yüklenmiştir. Yani fecr salâtının sabah vaktine, ‘Işâ’ salâtının ise yatsı vaktine dek uzamaması gerektiğini bildirir bir ayettir. Bu da gösteriyor ki, ‘Işâ’ vakti “yatsı namazı vakti” değil, “akşam namazı vaktidir”. Eski insanlar akşam olduktan kısa bir süre sonra yattıkları için onların yatsı vakti, akşam vaktidir. Hele de sıcak ülkelerde… Zira çöllerde yaşayan insanları sıcak uyuşturur ve fazlaca uyuma gereksinimi duyarlar. Kuran da Anadolu coğrafyasının iklim durumuna göre değil, Arabistan coğrafyasının durumuna göre indirilmiştir.

 

 

14/37. "Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için Senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızıklandır."

 

Yorum:

         Eğer amaç, namaz kılmak olsaydı, bir tek Kâbe’nin çevresinde mi namaz kılınabiliyordu? Kimi çevirmenler ayetteki “muharram” kelimesini “yasak” anlamında çevirmiştir. Bu söz Hz. İbrahim’in ağzından söylenmiştir. Hz. Allah, yalan söylemediğine göre, Beyt’in o zaman ki adının Beyt-i Muharram olması gerekir ki, bu durum başka bir ayetteki “tüm insanlar için yapılan Beyt” kavramıyla çelişir. Oysa Allah’ın indirdiğinde çelişki yoktur. Ayrıca eğer söz konusu olan Kâbe olsaydı, sözün devamında niye “insanların gönüllerinin Hz. İbrahim’in nesline meyletmesi”nden söz edilsin?

Buradaki “muharram” ev, “Kâbe” değildir, zira geleneğin belleğine göre İbrahim ile İsmail, henüz Kâbe’yi inşa etmemişti. Öyleyse buradaki Kutsal Ev’i nasıl oluyor da “Kâbe” olarak algılıyorsunuz? Bize göre 14/37’de Hz. İbrahim, çocuklarından kimini ilahi vahiyle işlenmemiş bir vadiye yerleştirmiştir. “’ınde beytike’l-muharram”ifadesinde “’ınde” kelimesi “Burada. İle. Vasıtasıyla. Nezdinde. Yanında, yakınında. (-in) huzurunda. Hakkında. -den, -dan” anlamlarına gelir. Bu ayetteki “’ınde”yi “ile” anlamında alırsak “Kutsal Sistem’in ile işlenmemiş bir vadi” ifadesi ortaya çıkar. “Muharrem” kelimesini “yasaklanmış” anlamında düşünemeyiz; çünkü geleneğin belleğine göre o dönemde Kâbe yasaklanmamıştı. Bu nedenle Hz. İbrahim “İnsanların gönüllerini onlara meylettir” diye dua ediyor. Yoksa bu duanın Kâbe ile ne ilgisi var? Hattâ nüzul tarihine göre Kâbe, “Mescidi Haram’a dönün!” buyrulurken bile müşriklere “haram” edilmemişti. Gerçekten ilginç değil mi? Zira geleneğin Mescidi Haram algılamasını kendi düzmece kaynakları bile onaylayamıyor.

 

 

14/40. "Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur."

 

Yorum:

         14/41 ile birlikte okursanız salâtı ikamenin genel anlamıyla “bağlılığı ayakta tutma” dışında özel anlamının “şirk koşmadan inanmak” olduğunu anlayabilirsiniz. Zaten daha Bakara S.’nin ilk ayetinde “Onlar, gaybe inanır salâtı ikame ederler” denmesinin hikmeti budur. Zira “gayb” hakkında ileri geri konuşup Allah’ın vahiy yoluyla bildirmediği ve onaylamayacağı hükümlere varmak ve bunu insanlara dayatmak Allah’a ortak koşmaktır.

 

17/78. Güneşin batıya yönelmesinden gecenin kararmasına kadar namaz kıl; sabah vakti de namaz kıl, zira sabah namazına melekler şahit olur.

 

Yorum:

         17/78 ayeti öğleden yatsıya dek olan namazları değil, yalnızca akşam salâtını tanımlamıştır, kesin vaktini belirlemiştir. Görülüyor ki, Hz. Allah kelimelerinin tanımını bile gerek duyduğunda Elçi’nin sünnetine bırakmıyor. Ayrıca bu ayette “melekler” kelimesi zikredilmez. Sözü edilen de her ne kadar fecr salâtı olsa da “Kur’âne’l-fecri”dir ve “Kur’ân” kelimesi bu ayette kök anlamı olan “okuma, kıraat etme” anlamıyla kullanılmıştır. Dolayısıyla salât vakitlerinde namazın kılınmadığı, başlı başına Kuran okunduğu söylenebilir.

 

 

17/79. Geceleyin uyanıp, yalnız sana mahsus olarak fazladan namaz kıl. Belki de Rabbin seni övülecek makama yükseltir.

 

Yorum:

         17/79 ayetinde “namaz kıl” ifadesi anılmamıştır. 17/78’de yapılan son eylem Kur’ân’dır, yani Elçi nafile olarak salâtı ikame etmeyecek, yalnızca Kur’ân okuyacak. “övülen makam” kelimesi soyut olarak “Allah katında değerli konum” anlamındadır ve bunun “şefaat yetkisi” ile bağlantısı olmadığı bu ayetten anlaşılmaktadır.

 

 

17/110. De ki: "İster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O'nundur." Namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut.

 

Yorum:

         Emrin yalnızca Elçi’ye yöneltildiği açık. 17/110 ayetinden her namaz kılanın orta sesle namaz kılması gerektiğini nasıl çıkarıyorsunuz? Kaldı ki, imam okurken cemaatin susması da hiçbir ayette bildirilmemiş ve Kuran’da ibadet bahsinde bildirilmeyen işleri yapmak caizdir. Bu icazete uymak da Müslümanların koro biçiminde namaz kılabileceğini gösterir! Altı çizili yerden önceki tümce 2. çoğul şahıs yüklemiyle inmişken salâttan ses tonunu belirleyen bu tümcenin yalnızca Elçi’ye hitap edecek biçimde 2. tekil şahıs yüklemiyle indirilmesinin hikmeti nedir? Burada (vakitli)  salât eyleminde yalnızca Elçi’nin okuma yaptığı apaçık olarak belli değil mi? Yalnızca Elçi’nin okuma yaptığı bir salâtın da “namaz” olmayıp “Kuran söylevi” olabileceği görünmüyor mu? “Kuran söylevi” derken, yanlış anlamayın; çünkü Kuran henüz tam olarak inmemiştir. Tam olarak inmeyen Kuran ise inananlara beyan edilmek/aynıyla sunulmak durumundadır. Bu iş de gecenin gündüze yakın iki vaktinde yapılan toplantılarla (yani cum’a ile) yapılmaktadır. Dikkat ederseniz, bu ayet namaz olarak da düşünülse yeni yapılacak bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini bildirmez. Bu bakımdan belki de Elçi, salâtında sesini denetleyemeyerek bağırmış ve bunun üzerine de bu ayet inmiştir.

 

_____________________________________

 

19/30-33. Çocuk: "Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun" dedi.

 

Yorum:

         Vahyin bildirdiği Allah’a bağlılığı ayakta tutmak (= salâtı ikame) ve güzel davranışlarla arınma (=zekât) göstermek namaz kılmaktan ve bazen gösteriş için zekat vermekten daha esemeli değil mi? Üstelik zekâtın kimlere, ne kadar ve ne zaman verileceği Kuran’da açıklanmamıştır. Öyleyse gelenekteki İslam’da algılanan biçimiyle bir “yoksula yardım” biçiminin Allah’ın vahyinde var olduğu nereden malum? Genel İslam ulemasına göre sadaka ve zekât ayrı kavramlar. Eğer bu iddianızın arkasındaysanız Hz. Allah, sadakanın kimlere, nasıl verilmesi gerektiğini bildiren 9/60 ayetindeki “sadakalar” kelimesini “zekât malları” olarak çeviriyorsunuz? Hz. Allah, ikisinin ayrı kavramlar olduğunu bilmiyor muydu ya da Rabb’in (hâşâ) dili mi sürçtü? Ne biçim bir Rab anlayışınız var?!  Oysa sadaka ayrıntılı olarak açıklanmıştır: 2/196, 263, 264, 271, 276; 4/114; 9/58, 60, 75, 79, 103, 104; 12/88; 33/35; 57/18; 58/12, 13 vs..

 

 

19/55. Çevresinde bulunanlara namaz kılmalarını, zekat vermelerini emrederdi. Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.
19/56. Kitap'da İdris'i de zikret, çünkü o dosdoğru bir peygamberdi
.

 

Yorum:

         Bir kişinin ailesine ya da çevresine Allah’ın indirdiğine ve tekliğine, yani ehad gerçeğine bağlılığı ayakta tutmalarını ve iyi davranışlar göstererek kötü tinözlerini arıtmalarını buyurması mı daha evlâdır yoksa dua etme eylemini belli kalıplara sokarak tekdüzeleştiren ve insanilikten çıkaran namaz ve Allah’ın bahsetmediği, örfen adaletsizce, çiftçiye parası bol olandan daha fazla vermeyi gerektiren bir zekât mı?  Her şey, açık değil mi?

        

 

20/14. "Şüphesiz Ben Allah'ım, Benden başka tanrı yoktur; Bana kulluk et; Beni anmak için namaz kıl."

 

Yorum:

         Hz. Allah, “Sallâ!” demiyor; çünkü dua etmekten değil, Elçi’nin söylevinden söz ediyor ve yüklem fiili de bu yüzden “ikame”li olarak 2. tekil şahsa sesleniyor.

 

 

20/132. Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık veren Biziz. Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanındır.

 

Yorum:

         “Sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanındır” sözü zaten bu ayetteki salâtı ikamenin “namaz” değil, “tek olan Allah’a bağlılığı ayakta tutma” olduğunu gösteriyor. Bir önceki ayette (20/131) “müşriklere iğreti yaşamın süsü olarak onları sınamak için verilmiş nimetlere göz dikilmemesi”nin buyrulması da bunu gösteriyor. Zira Allah korusun, insan müşriklerin görünüşteki rahatlığına aldanıp tek olan Allah’ı unutabilir ve zina edip içki içerek Allah’a kendi heva ve heveslerini ortak koşabilir.

 

 

21/73. Onları, buyruğumuz altında insanları doğru yola götüren önderler yaptık; onlara, iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar, bize kulluk eden kimselerdi.

 

Yorum:

         Bir yerde yalnızca iyiliklerde bulunmak yetmiyor, tek olan Allah’a bağlılığı ayakta tutarak nefis tezkiyesi yapmak da gerekiyor.

 

 

 

22/34-35. Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin Tanrınız tek bir Tanrı'dır, O'na teslim olun. Allah anıldığı zaman kalbleri titreyen, başlarına gelene sabreden, namaz kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan sarfeden ve Allah'a gönül vermiş olan kimselere müjde et.

 

Yorum:

         Salâtı ikame sabırdan sonra anılmış; çünkü tek olan Allah’a inananlara yöneltilen sözlü ve eylemli saldırılara sabretmeden salâtı ayakta tutmamız olanaksız.

 

 


22/41. Onları biz yeryüzüne yerleştirirsek namaz kılarlar, zekat verirler, uygun olanı emrederler, fenalığı yasak ederler. İşlerin sonucu Allah'a aittir.

 

Yorum:
         Bir insanın en iyi özelliği, tek olan Allah’a bağlılığını koruması ve nefis tezkiyesi yapması değil mi? Niçin çevriliyorsunuz?! Bir önceki ayette bu kişiler “Rabb’imiz Allah’tır” dedikleri için yurtlarından çıkarılmıyor mu? Rableri mekâna sığmayan Kebir Allah olan kişiler niçin manastır, Kâbe, havra gibi tapınaklara gereksinim duysunlar?  

 

 

22/78. Allah uğrunda gereği gibi cihat edin. O, sizi seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kuran'da, peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için size müslüman adını veren O'dur. Artık, namaz kılın, zekat verin, Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. Ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!

 

Yorum:

         Salâtı ayakta tutmak, Müslümanlıkla özdeştir; çünkü Müslüman olmak “tek olan Allah’a teslim olmaktır”. Müslüman olduktan sonra ise en çok dikkat edilmesi gereken husus nasıl “şirke düşmemek” ve bu yolla “zekât  göstermek” olmaz da “namaz kılıp zekat vermek” olur? Dikkat edin; “Artık salâtı ikame edin ve arının” deniyor. Bu da daha önce salâtın ikame edilmediğini gösterir. Oysa geleneğin iddiasına göre önceden de namaz kılınıyordu. Bu çelişki nereden kaynaklanıyor? “Salât” kelimesine sonradan Yüce Allah’ın kastetmediği anlamlar eklendiği burada açıkça görülmüyor mu?

__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

23/3/2007 - NAMAZI İKAME HUSUSUNDA KISA DEĞİNMELER ve T. C. Diyanet İşleri Mealinin Eleştirisi 4

Kategori: Din

 

24/37. Bunları ne ticaret ve ne de alışveriş Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyar. Bunlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.

 

Yorum:

         Allah’ı anmak, hatırlamak tek olan Allah’a bağlılığı ayakta tutmanın ilk şartıdır.

 

 

24/56. Namaz kılın, zekat verin, Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.

 

Yorum:

         24/55’in sonunda “Bana kulluk edecekler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Ama kim(ler) bundan sonra da nankörlük ederse işte onlar, yoldan çıkanlardır” denmesi buradaki “salâtı ikame”nin “namaz kılma” olmadığını gösteriyor. Zira tekrar tekrar “tek olan Allah” vurgulanıyor. Oysa namaz, Zerdüştlükte Güneş’i  tazim için de kılınabilmiştir. Zekatı “yoksula yardım” olarak anlamanın ise bağlamla bir ilgisi yoktur. 

 

 

26/217-220. Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.

 

Yorum:

         Dikkat edin, buradaki kıyamı, “namaz kıyamı” ile karıştırırsanız, “namazı bırakıp secde edenler içinde dolaşan bir peygamber” icat edersiniz! Bunu fark etmiş olacaksınız ki, “Görüyor nasıldır secde edenler içinde dolaşman.” Anlamına gelen ayeti çevirmeyi atlamış, Kuran’dan eksiltmeye cüret etmişsiniz! Görünen o ki, aslında (önceki ayetlere bakarsanız) Elçi, söylevini yapmış, ayakta durmaktadır, yanında da Allah’a ve O’nun emrine saygıyla itaat edenler, yani secde edenler” vardır. 26/215’te “Müminlerin sana uyanlarına kanatlarını indir” denmesi de bundandır.

 

 

27/1. Ta, Sin, Bunlar Kuran'ın, Kitab-ı Mübin'in ayetleridir.

27/2-3. Bunlar, namaz kılan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan müminlere doğruluk rehberi ve müjdedir.

 

Yorum:

         Tam tersine Kuran, namaz kılanların rehberi olamamıştır. Zira ayetlere kulak asmayı unutmuşlardır. Kuran öncelikle tek Allah’a bağlanan kişiler için bir doğruluk kılavuzu ve bir müjdedir. Bunu anlamak çok mu zor?

 

 

 

29/45. Kitap'tan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve fenalıktan alıkor; Allah'ı anmak en büyük şeydir! Allah Yaptıklarınızı bilir.

 

Yorum:

         Namazın insanları hayâsızlık ve fenâlıktan koruyamadığı ortadadır. Ayetleri eğip bükerek “Yok efendim; namazı hakkıyla yerine getireni namaz, fahşâ ve münkerden alıkoyar” demenin hiç lüzumu yok. Öyle olsaydı bunu bizzat Allah ifade ederdi. Oysa tek olan Allah’a bağlılığı ayakta tutmak ve her gün ikişer kez yapılan Kuran söylevi inananlarda vahiy bilinci oluşturduğu ve hükümlerini anlaşılır kıldığı için insanları hayâsızlık ve kötülükten alıkoyma etkisine sahiptir. Bakın; ayet, yine yalnızca Elçi’ye hitap ediyor!

 

 

30/17-18. Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur- tesbih edin, namaz kılın.

 

Yorum:

         Buradaki tesbih namazı bitirince çektiğimiz tesbih değildir; çünkü ifâde tesbihi namazdan önceye almaktadır. Yüce Allah “Bağlılığı ayakta tutarak Ben’ i günün her vakti  yüceltin! Belli bir vakit seçmeyin!” demek istiyor.

 

        

 

30/31-32. Allah'a yönelerek O'na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız.

 

Yorum:

         Bu ayette açıkça görülebileceği gibi O’ na karşı gelmenin karşıtıdır salâtta bulunmak. Bu belginin kendi içindeki bağlamı salâtın vahye tâbi olanların vahye olan bağlılıkta hizipleşmemelerinin sağlayıcısı konumunu açığa çıkarır. Oysa namaz İslam dünyasındaki yüzlerce hizipleşmeye engel olamamıştır. Hattâ işin tuhafı namaz bile 3’tür, 4’tür, 5’tir; rekatlar zorunludur, değildir; elleri göbekte bağlamak sünnettir, değildir vb. tartışmalarla hizipleşmenin nedenlerinden biri olmuştur.

 

 

42/36-38. Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler.

 

Yorum:

         Altı çizili yeri dikkatlice okursanız, “salâtı ikame” Rabbin çağrısına yanıt vermektir. “Rabbin çağrısı” nedir? Elbette “şirk pisliğinden arınmış bir inanç”tır.

        

 

 

62/9. Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah'ı anmaya koşun; alım satımı bırakın; bilseniz, bu sizin için daha iyidir.

 

Yorum:

         62/9 ayeti indiğinde “Cuma günü” adında bir gün yoktu. O dönemde bugünkü “Cuma günü”nün adı “Arube günü”dür. Eğer Hz. Allah bu günü kastediyorsa niçin başka bir isim kullanmıştır?

         “Yevmü’l-cümü’ati”, “toplantı vakti” anlamına gelir. Bu ifade her günün yerine getirilen iki vakit salâtın cemaatle yerine getirildiğini gösterir; ama salâtın cemaatle yerine getirilmesini buyurmaz; çünkü sahabe vakitleri belirlenen salâtın cemaatsiz yerine getirilemeyeceğinin farkındadır. Ne var ki, müminlerin bir kısmının Elçi’nin Kuran salâtını/söylevinin yerine alışverişi geçirmeye söylevi dinlemeye gelmeye başladıkları için bu uyarının yapılmasına gerek duyulmuştur.

__________________________________

 

62/10. Namaz bitince yeryüzüne yayılın; Allah'ın lütfundan rızık isteyin; Allah'ı çok anın ki saadete erişesiniz.

 

Yorum:

         Dikkat ederseniz, “namazı kılınca” denmiyor, “namaz bitince” deniyor çünkü söylev salâtını ikame eden tek kişi Elçi’dir. Salâta katılan müminlerin yaptığı ise dinlemektir.

 

_____________________________

 

70/22-27. Ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.

 

Yorum:

         Altı çizili ifade de ayıktırmıyor kimseyi? Bir insan namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak nasıl tanıyabilir? Bir insan nasıl namazlarında sürekli olabilir?

 

__________________________________

 

72/19. Allah'ın kulu Muhammed, O'na yalvarmak, namaz kılmak için kalkınca, nerdeyse, çevresinde keçeleşirler, birbirlerine girerlerdi.

 

Yorum:

         72/19’un özgün metninde “salât” kelimesi ve kökleri anılmamış. Hattâ “Allah’ın mescitleri” ifadesi anılmasına karşın bağlamında bile “salât” kelimesi anılmamış. Hatırlayın, kıble ayetlerinde de salât ve salâtı ikameden söz edilmemişti. Hz. Allah, “salât” kelimesini “mescid” kelimesinden niçin uzak tutmaya çalışıyor acaba?!  Bu ayette “namaz kılmak” olarak çevrilen yer “dua etmek, çağırmak” anlamına gelir. Bir yerde dua edilmeyeceğini 72/18 ayeti göstermeye yeter. O ayette “Şüphesiz ki, mescitler Allah’ındır” dendikten sonra “Orada Allah’la birlikte başkasını çağırmayın!” denmemiş “Öyleyse Allah’tan başkasını çağırmayın!” buyrulmuştur. “Mescid” kavramı bir “gönüldeki itaat yapısı” ki, “orada” denmeye gerek duyulmuyor. Ayetteki “kâme”, “namazdaki kıyam” anlamına gelmek zorunda değildir. Nitekim Türkçede de “Ben bununla uğraşırken o kalkmış ne yapıyor!” dediğimizde “kalkmak” kelimesini aynı anlamda kullanırız.

__________________________________

 

74/43. Onlar derler ki: "Namaz kılanlardan değildik."

 

Yorum:
         Bu sözü söyleyenler, mücrimler, yani kâfir ve müşrikler. Oysa “namaz” (!), Müslümanlığın bir gereğidir. Kâfirler daha İslam’ı kabul etmeden Cehennem’de olmalarının nedenini niçin namaz kılmamalarına bağlasın? Şehadet  etmemelerine bağlamaları gerekmez mi?  Bu ayetteki “musallî”nin “tek Allah’a bağlılığı ayakta tutan” anlamına geldiği açık. Zira şirk dışında bütün günahlar affedilebilir. Şirk ise insanın öteki âlemde azaptan kurtulmasına engeldir. 

__________________________________________

 

75/31-33. O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.

 

Yorum:

         Peygamber’i doğrulamanın ardından ne gelir? Namaz kılmak mı, yoksa tek olan Allah’a inanmak mı? Bu ayetin hitap ettiği kişinin sorunu “tek olan Allah’a inanmamak” mıydı, yoksa “namaz kılmamak” mıydı? Zaten buradaki “lâ sallâ”, “yüz çevirme” ifadesinin karşıt anlamlısı olarak kullanılmamış mıdır?

__________________________________________

 

87/14-15. Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir.

 

Yorum:
         “Fesallâ” ifadesini niçin “namaz kılmak”la ilişkilendiriyorsunuz? Hani size göre yalnızca “ikame” fiilinin anıldığı ayetler “namaz kılmak” anlamına geliyordu? Siz, bu tavrınızla ehlikitap gibi kendi kıblenize bile uymayanlardan olmuyor musunuz?

__________________________________

 

96/9-10. Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü?

 

Yorum:

         Bu ayet, ilk surede yer aldığına göre Hz. Peygamber’in “el çırpıp ıslık çalmak” olan müşrik namazını devam ettiriyor olması gerekmez mi? Öyleyse bizzat Allah, müşriklerin bu namazını onaylamış olmaz mı? Öyleyse niçin Alevilerin raks biçimindeki salâtına (!) karşı çıkarsınız? Daha kıyam, rükû ve secdeden söz edilmemişken Hz. Peygamber’in bu ayette bugün sizin kıldığınız gibi namaz kıldığını düşünmek yanlış olmaz mı?

__________________________________________

 

107/4. Vay o namaz kılanların haline ki:

107/5. Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.

107/6. Onlar gösteriş yaparlar.

107/7. Onlar basit şeyleri dahi vermezler.

 

Yorum:

         Bu sözler dini yalan sayanadır. Son Nebi’nin tebliğ ettiği İslam’ı yalanlayan da salât ettiğini, yani Allah’a hakkıyla inandığı kuruntusunu taşıyordu. “an salâtihim sâhun” ifadesi “namazlarından gafildirler” anlamına gelmez, “salâtlarında özen göstermezler” anlamına gelir. Gösteriş yapanlar ise salât ile değil, genel anlamda gösteriş yapıyorlar. “Salâtlarıyla gösteriş yapıyorlar” denmiyor, değil mi? Eğer böyle denseydi “salât”a “namaz” anlamı vermek daha uygun olurdu. Ayrıca 107/4 ve 5’te ikame fiili yoktur.

_______________________________________

 

108/2. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes.

 

Yoyum:

         Hani yalnızca “ikâme”li salâtlar “namaz kılmak”tı? Kendisine bolluk ve bereket (Kevser) verilen kişinin namaz kılıp kurban kesmesi mi daha makul, yoksa “tek olan Allah’a bağlılığı ayakta tutup” kendisine verilen “bolluktan bağışta bulunması” mı? “ve’nhar” kelimesinin anlamlarından birinin de “bağışta bulun!” olması size ne anlam ifade ediyor?

 

=================================

 

Diyanet’in “Salât” Kelimesi Anlamlandırmasına Karşı Çıkan Yanıt, Yine Kendi Çevirisinden Çıkmıştır:

 

Buna göre, Kuran’da olmayan namazın ayrıntıları:

 

-          “Bir kişi tek başına namaz kılabilir mi, kılamaz mı?” sorusunun yanıtı Kuran’da yok. Tam tersine ayetlerde vakitli salâtların yalnızca cemaatle yerine getirildiğini gösteren işaretler var.

-          Kuran’da 5 vakit namazın adları geçmemekte ve yalnızca 2 vakit ismi “salât” kelimesiyle tamlama oluşturmaktadır: Salâti’l-Fecr ve Salâti’l-‘Işâ’. Bunlarda gecenin gündüze yakın zamanlarıdır. 

-          Kuran’da belirli vakitlerde kılınması buyrulan salâtlar ayetlerdeki öbür tümcelerin yüklemi 2. Çoğul şahıs olmasına karşın doğrudan Elçi’ye 2. tekil şahıs biçimiyle buyrulmaktadır.

-          Kuran’da “Namazda Kuran okunması farzdır” anlamına gelebilecek bir buyruk yoktur.

-          Kuran’da bayram namazları diye bir uygulamanın dayanağı yoktur.

-          Kuran’da ölen müminin üzerine cenaze namazı kılınmasını buyuran bir ayet yoktur.

-          Kuran’da teravih namazı diye bir uygulama buyrulmamıştır.

-          Kuran’da namazın bırakın öğelerinin tümünü temel rükünleri bile (kıyam, kıraat, rükû, secde, kuud/tahiyyat, namazı bitirirken selâm verme) hiçbir ayette yan yana gelmez. Yalnızca 4/ 102 belgisinde böyle bir izlenim edilir ise de burada rükûun anılmaması ilgi çekici ve durumu kanıtlayıcıdır; çünkü rükûun anlamı “namazda eğilme” değil “alçakgönüllülük” olduğundan harp sırasında rükûdan söz edilmesi anlamsızdır. Bu eksiklik bile kıyam, rükû ve secdenin namazın bir parçası olmadığını büyük oranda gösterir.

-          VS..

 

Sonuç olarak atalar dinine Arap-Fars karışımı bir din anlayışına saplanmış olan Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın insanları namaza teşvik etmesinin, hattâ “namaz”ı İslam’ın beş şartından biri olarak lanse etmesinin hiçbir Kur’ani dayanağı yoktur. 

 

ÂLEMLERİN RABBİ’NE HAMDOLSUN!

__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Çeşitli alıntıları aynen aktardım.

İstedim ki, bu hususta ileri sürülen tüm hususlar bir arada olsun.

Bu hususlarda başka yazılar da var. öncelikle bunlara karşı yapılacak itiraz yahut desteği dinleyelim.

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba,

Sayin Suheyb ,Kuran’in  ilahi korunmasina dair yapilan   taahhut   metafizik alanla alakalidir  diyorum.  Konuyu gundemine goturursek daha iyi anlasilacaktir. Resul Muhammed’in okuyusuna yapilan en buyuk iftiralar sunlardi;

Muhammed bir mecnundu,

Muhammed O’nu uydurmustu,

Muhammede O’nu disardan birileri ogretiyordu,

Muhammedin okuduklari oncekilerin mirasi bir sihirdir.

 

 Kuran butun bu iddialari ayri ayri cevaplandirmistir.Bunlarin icinden Cinler ile iliskilendirilen en yogun saldiri araci olarak kullnilani idi.bu yuzden Cin inancina muteallik sakatliklar Vahyin ilgilendigi konulardan olmustur.

  Kuran’in meshur Allah tarafindan korunmuslugunu ispat icin kullanilan ayet ;

“Zikri biz indirdik ,onun koruyucusuda biziz” Hicr/9

Ustteki ayet alttaki iftiraya verilen bir cevaptir.

 “Ey  kendisine  Zikr indirilen , sen kesinlikle bir mecnunsun- cinlenmissin.” Hicr/6

Benzeri diyalog , “Onu seytanlar indirmedi, onlar buna uygun degildirler ,(bunu yapmaga) gucleride yetmez.( Cunku) onlar O’nu isitmekten uzaklastirilmis-surgun edilmislerdir. ” Suara/210,211,212

“O  kesinlikle degerli-Kerim bir okuyustur-Kurandir, korunan bir   kitaptadir, (bu yuzden) ona mutahhar-temizlerden(meleklerden) baskasi dokunamaz . (Kuran) alemlerin rabbinden bir indirmedir.” Vakia/77,78,79,80

Yuce rabbimiz iddia edilenlerin soz konusu olmayip Vahyin nakli esnasinda O’na hic bir mudahelenin yapilamayacaginin garantisini vermektedir.Vahiy Resule iletilip ondan sudur ettikten sonra,olacaklar tamamen insanlarin kontrolu altinda gelisecektir.  Sozun yaziya donusturulmesi insanlar tarfindan gerceklestirilmistir. Arapcanin o gunlerde oral olarak muhtesem bir dil  yazim olarak da fazla gelismemis oldugu goz onunde tutulmalidir. Yazimda sesli harflerden yoksun olan bu dil ile, ilk yazilan nushalarin, alfabetik olarak gunumuz nushalarinda cok farki vardir. Hemze ve kisa seslilerin ses vermek icin eklendigini ,bunlarin yanisira sembol olarak ayni gorunen bir cok harflerin noktalamalarlarinin ilave edildigini ve sozden yaziya gecen ilk  nushalardaki  ayirt edimi guc benzer harflerin olusturdugu kiraat fakliliklarini, dusunurseniz bu isin fiziksel alemle baglantisini kurmus olursunuz.  Muhammed ve arkadaslarinin ve onlari muteakiben gelen degerli islam aydinlarinin cok itinali bir sekilde Kuran muhafizligini onemsemez  ve bunun kaderi buydu zaten Allah koruyacakti diye

dusunursek   cok isabetsiz hareket etmis oluruz. Cok sukur muthis gayretler sergilenerek Kuran gunumuze degin ulastirilmistir. Ilk orjinal hitabtaki anlamini gayret edenlerin kavrayabilecegi netlikle elimizdedir.

 Daha onceki vahiyler  de  Allah tarafindan kuran gibi korunurak indirilmisken ona varis olanlar koruma gorevini layikiyla yerine getirmemis veya getirememislerdir.

Yoksa Allah’u teala vahiyleri arasinda ayirimcilik yapmis degildir.

 Kuran Allah tarafindan yazili olarak indirilip nurdan barikatlerle korunmadi artik bunu anlayalim. Bu anlayis benim icin Kuran’in hakikatliginden hic bir sey kaybettirmiyor.

 Allah’a emanet

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Sayin Ali Aksoy;

Allah’in Kitabina tahkik ile inanisimi yadirgamaniz cok ilginc. Kuran’i tarihi baglamindan  koparip yalniz gunumuz sartlarinda dusunerek anlamaniz mumkun degildir. Kuran’in bize iletilis seruvenini takip  ederek inanma cesaretimi kinayacaginiza, bunu daha dusuk bir inanis olarak gostereceginize buyrun ayni cureti sizde gosterin. Yoksa bunlari ogrendiginizde salat konusundaki gibi  supheye dusmekten mi korkuyorsunuz.  Ben bazilarinin iddia ettigi gibi ,Kuran’in inisine sahit degilim. Ben , bu Allah’in vahyidir diye   Kuran’i insanliga ileten Muhammed’in   ardindan  yuzyillar gectikten sonra Kuran’a varis olan ve  on yargili olarak onun hak olduguna  inanmis bir kimseyim. Allah’a imani hep tam olarak ama siradan yasamisken, genclik donemimde  gecirdigim  asiri derecede hakikatleri  ogrenme  askim kisa sure icinde beni  Kuran’a iletti. Kuran anlayisim kisa bir sure icinde gelisti,cunku gece gunduz yalniz Kuran okudum. Kuran harici hic bir bilgiye iltimas etmedim. Kuran hakkinda Kuran’da Allah ve Insan haric hic bir akademik kitap okumadim. Seyyid Kutup ve benzerleri  gibi siradan kitaplar okumustum. Sekilsel ibadetlere ozellikle namaza aile  baskisi olmadan pek uygulama sevkim onceden beri  yoktu. Kuran okuyusum ve uygulanan namazi orada tam detayli goremeyisim, beni daha da cesaretlendirdi ve ben ogunden beri uc bes kez haric hic namaz kilmadim.  Bu sebebten oturudur ki benim namaz hakkinda olumlu ifadelerim sizce daha da dusundurucu olmali. Kuran’a gore elzem gormeyisimden oturu 1982 den beri beynamazim. Kuran’da salat kelimesinin yaridan fazlasinin sekli bir tapinis oldugunu soylemem icin beni buna tesvik eden ne olabilir. Bunun tek bir sebebi var cok iyi bir Kuran egitimi ile gecen bir omur. Hakikatin haricinde hic bir guc, beni inanmadigimi soylemeye mecbur edemez.

Son eklediginiz alintilar cok basit ve seviyesiz calismalar. Birk ac dogru haricinde on yargidan baska hic bir unsur icermiyor. Bunlara cevap yazmaga bile degmez.

Kardesim ispata gerek duymayacak netlikte Kuran’da namaz,abdest,teyemmum,hac,kurban,oruc ve benzeri sekli tapinislar mevcut . Akli basinda hic bir kimse bunlarin tersini savunamaz.

Fakat sunlar soylenebilir;Kuran’in tarzinda sekil asil ve rigid  degildir. Bu tapinislar insanlara vahiyle yeni duyurulmamis zaten mevcut olup,insanlar tarafindan olusturulmuslardir.  Bu tapinislari ifade eden kelimelerin degisik anlamlarda kullanimida soz konusudur. Ornegin her S-L-V kokunun degisik fiil ve isim kaliplari  tek bir manayi ifade etmez. Konteksi  ve arap dil teknikleri ile   bunlarin   anlami rahatlikla  tespit  edilir.

 Umidim bir tutku ile yoklar ideolojisine murid olmamanizdir.

Allah’a emanet

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Alıntı yaptığım yazılardan, aşağıda kesitini sunduğum husus bana pek doyurucu gelmedi. Daha açık / uygun bir izah gerrektiğini düşünüyorum.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xx

TEVBE [İ:113.5, R:9.5] O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

 

Yorum:

         Hani Din’de zorlama yoktu? Müslümanlarla açıkça savaşmayan kişiler Müslüman olmak zorunda tutulmazken harp içinde olduklarımız niçin kurtulmak için şiddetle Müslüman yapılmak zorundalar? Bu apaçık tutarsızlıktır. Zekâtı ise İslam Devleti’ne verilen vergi olarak anlamaya imkân yok. 9/5’teki “salâtı ikame”, terminolojik anlamında değil, genel olarak “(antlaşmaya) bağlılığı ayakta tutmak”, zekât verme ise “düzelme gösterme, yani müminlere tacizde bulunmama” anlamındadır.

____________________________________


TEVBE [İ:113.11, R:9.11] Bununla birlikte tövbe eder, namazı kılar, zekâtı verirlerse, artık sizin, dinde kardeşlerinizdirler. Biz ayetlerimizi, bilen bir topluluk için böyle açık seçik ortaya koyarız.

 

Yorum:

Tövbe ettikten sonra namaz kılıp zekât vermek mi gerekir, yoksa “tek olan Allah’a bağlılığı ayakta tutmak ve arınma göstermek mi? Kaldı ki, bu ayet verdiğimiz anlamda da algılansa “Dinde zorlama yoktur” ilkesiyle çelişir. Dinde zorlama ise samimi müminlerden çok İslam toplumuna bolca münafık doluşturur. Bu nedenle buradaki salâtı ikame ve zekât göstermeyi Kuran terminolojisindeki anlamıyla değil, genel anlamıyla ele almak zorundayız. O da “(antlaşma hükümlerine) bağlılığı ayakta tutup düzelme/iyileşme göstermek” olmaktadır. Dinde kardeşlerimiz olmaları meselesi ise “yasalarımıza uyan/isyan etmeyen kişiler” olmalarından kaynaklanır. Din kelimesi Kuran’da pek az yerde “İslam” anlamıyla kullanılmıştır.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Dinde kardeşliğin, yasaya birlikte uyan kimseler olduğu meselesi başka ayetlerle desteklenmelidir.

Fakat açık olan şu ki, buradaki salat ve zekatın bildiğimiz namaz ve zekat olması bir hayli düşük bir ihtimal.



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam Ali kardeşim..

o kadar çok alıntı eklemişsinki bunları benim okumam hepsi üzerinde çabucak düşünüp cevap yazmam imkansız..

aslında bu kadar alıntıyı eklemek ve forumu kalabalığa boğmak ne kadar doğru bu tartışılır..

alıntı yapmadan yada bir kaç paragrafla makul ölçüde alıntı eklemek daha güzel değil mi?oranın sadece linkini versende yeterli olurdu..zaman içinde göz gezdirirdik..bu sebeple alıntıladığınız yazılar hakkında hiçbir yorumum olmayacak..

ben yazmaya sadece kendi anladığımı yazmaya devam edeceğim..ve inan kimse buradaki bir şahsın alıntı yapmadan yazdıklarını karşı olsun olmasın okuyacaktır...

sağlıcakla

Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Yazılanı okuyun veya okumayın. Meselem bu değildir.

Benim için esas olan kişinin ne dediğidir. Kendi fikriymiş, alıntıymış, bilirmiş, bilmezmiş... Bunlar ölçüm değildir. Ben "ne denildiği" ile ilgilenirim. Tabi bu sadece benim duruşumdur. Kimseden de bunu veya benzerini isteme hakkım yoktur.

Alıntılar uzun olmak durumundadır. Zira, görüleceği üzere yazar salat veya zekat kavramının geçtiği tüm ayetleri tetkik ediyor.

İkinci olarak, Muhliskul kardeşim, alıntı yapılan yazılarda pek bir ciddiyet görememiş... Saygı duyarım.

Şu halde siz bana Kabeye (veya Kabe'ye doğru) hangi ayet sebebiyle secde ettiğinizi "CİDDİ"  bir yazı ile anlatın da okuyayım.

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Muhliskul kardeşim;

Gelelim senin iddiana...

Anladığım kadarıyla sen diyorsun ki; Kuran Müşrik arapların yapmakta olduğu bir takım tapınışları kucağında hazır bulmuştur ve insanları bu tapınışlarını sadece Allah'a özgülemek hususunda düzeltmiştir. Önemli olan; var olan bir tapınma ritüelinin Allah'a özgülenmesidir.

Peki sana soruyorum:

1) Müşrik Arapların zaten devam edegeldikleri ve fakat Kuran tarafından Allah'a özgülenmesi emredilen ibadetler, Arap olmayan, ataları böyle bir tapınma benimsememiş olan diğer kavimler için de geçerli midir ?

2) Atalarım olan Türkler, bazı günlerde ateşin üzerinden atlamak gibi bir kısım ritüellerle "nevruz" kutluyorlardı. Şu halde, biz bu gün Kuran vahyinin bu yönünden "ilham" alarak bunu Allah'a özgüleyerek şekilsel bir ibadet haline getirebilir miyiz ?

3) Şu halde, Kuran tüm kavimlere kendi tapınma ritüellerini Allah'a özgüleme şartıyla devam ettirmelerini mi emrediyor ?

4) Eğer böyle ise, müşrik Arapların putlarıyla doldurdukları Kabe'ye doğru namaz kılmamızda bir zorunluluk olmasa gerektir. Mesela, ben Orhun Abideleri'ne doğru - Allah'a özgülemek koşulyla - bir ritüel uydurup  devam ettirebilirm.

Doğru anlamış mıyım ?

Yoksa Allah, müşrik Arapların geleneksel ritüellerini Allah'a özgüledikten sonra bütün diğer kavimler için beğenip tavsiye mi buyurdu ?

İşin doğrusu nedir ?


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
süheyb
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 30 ocak 2008
Gönderilenler: 17
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı süheyb

Bay ali konuyu anlamış ama başka tarafa çekiyor gibi görünüyorsun,  oysa müdrik bir insan bunların “haniflikten” kalma ibadetler olduğunu (ve tabiki zamanla tahrif edildiklerini, islamla bu ibadetlerin asliyetine, olması gereken hale getirildiğini) bilir.

Duğru anlıyor yanlış yorumluyorsun ali bey.... eğer yanlış anlıyor yanlış yorumluyorsan bu tam bir garabet olur,

 

 senin gibi birisine akıl, zeka farkını anlattıma...

 

 

Yukarı dön Göster süheyb's Profil Diğer Mesajlarını Ara: süheyb
 

<< Önceki Sayfa 72 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats