Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Uzun süredir ABD'de bulunan Fethullah Gülen, herkul.org internet sitesinin sorularını yanıtladı.
RADİKAL - İSTANBUL - Türban
tartışmalarına Fethullah Gülen de dahil oldu. Başını örtmeyenin 'kâfir
olmayacağını' söyleyen gülen Gülen, "Başörtüsü Kuran'ın hükmü değil"
diyen kişininse 'iman dairesinde kalamayacağını' savundu. herkul.org
adresli internet sitesinin başörtüsüyle ilgili sorularını yanıtlayan
Fethullah Gülen'in değerlendirmeleri özetle şöyle:
Mesele politize edildi: Tesettür meselesi son zamanlarda
bir yönüyle çok büyütüldü. Biraz da mesele politize edildi. Bir yönüyle
de mülahaza ayağa düşürülmek istendi. İhtisas alanlarına saygısızlıktan
kaynaklanan bir yanı var meselenin; bir de tesettür üzerinden politika
yapma yanı var. Tesettür Kur'an'ın emri. Kur'an'ın emri olduğunda bir
şüphe yok. Mealler onu gösteriyor, tefsirler onu gösteriyor. Bir tanesi
de kalkıp icabında diyor ki; "Türban şehadet kelimesinin yerine
konuldu!" Hiçbir Müslüman onu öyle kabul etmez. Ben bir siyasi partinin
avukatı değilim; öyle bir mülahazada da bulunmam. Çok basit bir
Müslüman bile hiçbir zaman başörtüsünü kelime-i şehadetin yerine
koymaz. İslam'ın beş esası içinde yok: Kaldı ki, o başörtüsü
dediğimiz mesele İslam'ın o beş esası içinde yok. Bu muamelat kısmında
bir şey, ayrı bir farz. Allah ona 'farz' demiş, ayrı bir farz. Bir
insan başı açık gezdiğinden dolayı küfre girmez. "Başı açık gezdiğinden
dolayı bir insan kafir olur" dendiğini hiç duydunuz mu? Kur'an'ın bir
emrini yerine getirmeme başkadır, Kur'an, Kur'an'a ait bir hükmü,
Kur'an'a ait bir ayeti inkâr etme ayrı bir meseledir. "Kur'an'ın şu
ayetini kabul etmiyorum" diyen küfre girer, dinden çıkar; girerse
girer, çıkarsa çıkar; bizi alakadar etmez.. bu, onun tercihidir. Başı
açık gezen kâfir olmaz. Ama Kur'ana ait bir hükmü inkar eden, "Ben bunu
kabul etmiyorum; delaleti ne olursa olsun, dâl bil ibaresiyle (gerçek
manasıyla), dâl bil işaresiyle (işaret ettiği mana ile), dâl bil
iktizasıyla (işaret ettiği gereklilikle), dâl bil iltizamıyla (işaret
ettiği taraftarlıkla) ben bunu kabul etmiyorum" diyen iman dairesinde
kalamaz. Provokasyon uyarısı: Uluorta herkes konuşuyor. Yahu sen
profesör olabilirsin. Ama Kur'an mevzuunda, din mevzuunda ihtisasın
yoksa, senin adın o mevzuda cahildir. Bu türlü meselelerde ipleri çok
germenin hiç yararı yok. Gelecekte bazılarının planlamak istedikleri
bir kısım provokasyonlar var herhalde. Bazıları başlarını örtüp
üniversiteye girince, başları açık olanlarla yaka paça olacaklarmış
gibi ihtimalden bahsediyorlar. Sütçü İmamlığa kalkmayalım: Hani birisi öyle demişti:
"İdareciler'in akılları başlarına geleceği âna kadar biz başı kapalıyı
üniversiteye sokmayız!.." Ben de şöyle diyeyim: Her şeyi birbirine
karıştıran bu insanların akılları başlarına gelinceye kadar, Hazreti
Mevlana gibi kollarımızı açıp bunları bağrımıza basacağımız vaadinde
bulunmalıyız. Katiyen kendi insanımıza karşı Sütçü İmam'lığa
kalkmamalıyız. Sokakta, çarşıda, pazarda meseleyi mülayemetle
(yumuşaklıkla) halletmeye çalışmalıyız. O kanun çıkar ya da çıkmaz ayrı
mesele, bizi alakadar etmez; o parlamentonun meselesi. Siz neyi doğru
olarak görüyorsanız, eğitim sistemi içine onları koyarsınız ama
dayatmazsınız; teklif edersiniz, onlara öğretirsiniz; isteyen kabul
eder, isteyen etmez. İsterseniz üniversiteye gelen insanlara dersiniz
ki, "Bu iyi değil, bu medeni değil, çağdaşça bir giyim değil; bu,
çağdışı bir giyim" dersiniz. İkna ederseniz, onlar da başlarını açarlar
orada. Nitekim bir dönemde ikna odaları icat etmişlerdi.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Meclis'te türban meselesi çözülse bile siyasal sonuçları bitecek gibi
görünmüyor. Tabii bir özgürlük sorunu noktalanmış olacak ama çözmebiçimi daha çok tartışılacak. Çünkü
türban meselesinin demokratikleşme paketinin bir parçası olarak değil
özel ele alınması, sadece laiklerle İslamcı kesimler arasında değil,
demokrat aydınlarla muhafazakar aydınlar arasında da tartışma yarattı. Bu, kısa sürede dinecek gibi de görünmüyor. Şimdi bu tartışmaya bir yanıyla FethullahGülenHoca da katıldı. Siyasete
ve siyasetle iç içe geçmiş meselelere hep mesafeli duran Gülen'in,
önceki gün yaptığı başörtüsüyle ilgili açıklaması siyaset kulislerinde
farklı yankılandı. Konu dini bir konu da olsa kimilerine göre "siyasisimge" olarak tartışılması nedeniyle, siyasetle iç içe geçmiş durumda. Öyle veya böyle çözümü de bir siyasi mücadeleyle gerçekleşiyor. İştebunoktadaGülen'intavrıdikkatçekiyor. FethullahGülen son röportajında çok net ve açık bir tavır koydu ve başörtüsüdininaçıkemridir" açıklamasını yaptı. İçinde bulunduğumuz bu tartışmalı süreçte böylesine net ve kesin açıklama yapılması, 11yılönce yapılan bir söyleşiyi hatırlattı. Şimdi o dönemlere gidelim. 28 Şubat sonrasıydı. O günlerde de türban tartışması vardı ve daha önemlisi post modern bir darbe süreci yaşanıyordu. O sıcak ve gerilimli günlerde FethullahGülen'in Yeni Yüzyıl gazetesinde uzun bir röportajı yayınlandı. Tarih20Temmuz1997...
'Füruat'mı,'dininemri'mi? NevvalSevindi'nin yaptığı ve birçok konuda "ezber bozan" röportajın en çok yankı yaratan bölümü ise başörtüsüyle ilgiliydi. Sevindi soruyor: "..Yani kadınların başını örtmesi şart mıdır? Gülen gerçekten şoke edecek bir cevap veriyordu: "Kadının
başını örtmesi meselesi bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir.
Allah'a karşı kulluk, umumi manada kulluk meselesi ölçüsünde önem arz
etmez bunlar. Başörtüsüfüruataaitmeselelerdir
. Nitekim yani Allah'a iman meselesi ta Mekke'de efendimize tebliğ
edilmiş. Namaz meselesi orada bize farz kılınmış, daha sonra zekat farz
kılınmış. Ama tesettür meselesine gelince biraz farklı. Zannediyorumpeygamberliğin16'ncı,17'ncisenesindeMüslümankadınlarınbaşlarıaçıktır." Gülen'in bu yaklaşımı döneme damgasını vuran "hoşgörü" sürecine de önemli katkı sunan bir yaklaşımdı. Ama aynı zamanda İslami cemaatler arasında ciddi bir tartışma da yaratmıştı. Özellikle
başörtüsünü "Füruata ait mesele" diye nitelemesi, sadece kendi
cemaatinde dalgalanma yaratmamış öteki cemaatlerin de hışmına uğramıştı. Aradan tam 11 yıl geçti. Birkaç gün önce bir internet sitesinde Fethullah Gülen aynen şöyle diyordu: "Tesettür,
gerçi dinin esasını teşkil eden imani meselelerden değildir; İslam'ın
beş şartı arasında da yer almaz. Fakat, Kur'an'ın açık emridir.
Farziyeti, hem Kur'an'la, hem Sünneti sahiha ile, hem de 14 asırlık
İslam tarihindeki uygulamalarla sabittir. Nur Suresi'nin 31. ayetinde
mü'min kadınların başlarını, boyunlarından ve göğüslerinden açık bir
yer bırakmayacak şekilde örtmeleri emredilmektedir. Dinin bu konudaki
emirleri mezkur ayetle de sınırlı kalmamıştır." İki yaklaşım arasında benzerlikler olduğu kadar önemli farklar olduğu da kesin. Peki, ne oldu da o gün başörtüsü "Füruata ait" sözü öne çıkarken bugün "Başörtüsü dinin açık emridir" sözü başlığa çıkıyor? Gülen Hareketi'ni de yakından bilen bir siyasetçi bu değişimi şöyle yorumluyor: "Hareketin
içinde AKP'nin kuyruğuna girenler var. Seçim döneminde de ciddi destek
verdiler. Bu siyasallaşmadır. Hoca buna hep direndi ve hareketi
siyasetten uzak tuttu. Ama gördüğüm kadarıyla şimdi etkili oldular. Bu
çok tehlikeli bir durum. Çünkü yarın, bir gün AKP seçim yenilgisi
alırsa cemaat de mi devrilecek?" (Alıntı)
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
kendisini hiç samimi bulmuyorum yapmacık geliyor bana. Kuranda başörtüsü yoktur. Örtünme vardır. Ayrıca kimin iman dairesinde kalıp kalmayacağını sen bilemezsin.
Bunların "din" anlayışları iguana gibi... Şartlara hemen uyum sağlıyor.
Dün; resim, müzik, faiz vs.vs.vs. haram idi.
Bu gün, Allah ne verdiyse...
Elbette herkes Rahman'ın huzuruna tek başına çıkacak ta hesap verecek.
Kendi "şakirt"lerine bile "takıyye" kod adlı "münafıklığı" reva gören bunlar gibisinin şerrinden her şeyi işiten, gören Allah'a sığınırım.
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma