Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Emri bil ma'ruf, nehyi anil münker: iyiliği emretmek-işlemek, kötülüğü yasaklamak:
Kuranın işaret ettiği temel bir kavramdır. Esasen iman ve salih amel mesajı ile Kuranın doğrudan önerdiği temel bir mesajdır.
Buradaki “maruf”, herkesçe tanınan - bilinen anlamındadır.
Dünya üzerinde yaşayan Her kesin "hangi dinden olursa olsun" bir kavramın “iyi olduğu” üzerinde ittifak ettiği yani iyi, doğru ve güzel olduğunu kabul ettiği evrensel değerlerdir. Örnek: ana babaya iyi davranmak (buna örnekler çoğaltılabilir)
münker ise, "hangi dinden olursa olsun" her kesin kesin olarak “bu kötüdür” dediği eylemlerdir.
Örnek: küçük bir kızı öldürmek. ister ateist ister en bozuk dinden olsun her insan Buna “kötü” der.
Fakat cahillik ve zalimlikte şeytanlaşan (haddini çok aşan) insan, “marufu” örfe,
oradanda “töreye” getirip,
uydurdukları zalim töreler gereği;
masum kızları öldürür duruma çevirebilmiştir. :(
üstelik, kurandaki savaş kavramını da,
iyi insan olmak-zulmetmemek temeli üzerinde, iyiliği yer yüzünde hakim kılmak konusundan saptırarak, zulme karşı verilmesi gereken mücadele gerçeğinden çarpıtarak, Allah adına zulmü tahsis etmeye kadar vardırmıştır. :(
sayısız nimetlerin bulunduğu güzel dünyayı cehenneme çeviren insan, elbette kuran gibi büyük bir nimeti ve öğretiyi de tam tersi bir öğretiye çevirebilmiştir.
Burada gerçeği görebilen insanların Hayat, insanlık, ve Kur'an gibi yüksek değerlere sahip çıkarak, bu yüce emanetlere vefa ile, zulme ve cehle karşı savaş vermesi,
insanlığının, aklının ve fıtratının en başta gelen gereği ve borcudur derim.
Sorun; evrensel dil varken, tüm insanlık adına ortak değerler varken, ve hatta insan içinde yaratılıştan gelen iyi ve kötü bilgisi varken, insaf ve görüş sahibi gerçek insana gerçek bir rehber olan kuranın ne kadar çarpıtıldığı değil, veya ne kadar gerekli olup olmadığı değil, yada ne kadar ulaşıp ulaşmadığından çok;
Hangi nimet olursa olsun tersine çevirmeye pek mahir olan insanın, elindeki nimetlere nasıl nankörlük ettiği gerçeği, onlara ve kendine nasıl zulmettiğidir derim.
Sevgi ve selam ile,
Turgut Sak
|