Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KİTABIMIZA YETERİNCE DEĞER VERİYOR MUYUZ?
Dosdoğru yolu gösterici, doğruyu yanlıştan ayırıcı, tüm hayatımıza yön verici, doğru işler yaptığımızda müjdeleyici, yanlış yaptığımızda uyarıcı, vb. özellikleriyle Kuran hayatımızda sürekli kullanacağımız, Rab’bimiz tarafından korunan, pusula gibi bir Kitap. Kuran’ın bu özelliklerini etrafımızdaki hemen hemen herkes kabul ediyor ancak asıl problem bu Kitabın insanların hayatlarında gerçek anlamda ne kadar yer aldığıdır.
Bir kısmımız Kuran’ı alıp duvarlara asıyor, bir resme, süs eşyasına gösterdiği ilgi kadarını ona gösteriyor; bir kısmımız onun içinde ne var ne yok demeden , bunu önemsemeden, kendi tarzında inanıyor.
Bazıları onun kabını, içindeki yazıları, kullanılan alfabeyi, vb. kutsallaştırıyor, kimseye el sürdürmüyor, çocuklarını, çevresindekileri bu Kitaba öyle herkesin dokunamayacağına, herkesin okuyamayacağına ve tabii ki anlayamayacağına inandırıyor.
Çocuklarımız bu değer verildiği sanılan Kitabın gerçek değerini bilmeden yetişiyor, çünkü içeriğini bilmeden, okumadan, içindekileri yaşama geçirmeden ‘’Ben bu Kitaba inanıyorum’’ demenin pek bir anlamı olmuyor. Evimizdeki değerli bir eşyayı değerli yapan nedir? Eğer o eşya gerçek işlevini yerine getirmiyorsa bir değeri kalır mı? Yiyeceklerimizi uzun süre saklayamayacağımız bir buzdolabı, çamaşırlarımızı yıkamayacak ama bir köşede süs olarak duracak bir çamaşır makinesi, içindeki proğramları kullanamayacağımız bir bilgisayar, zamanı göstermeyen bir saat ne kadar değerlidir? Gerçek işlevini yerine getirmeyen bir eşyanın değeri o oranda düşmez mi? Kaç kişi bozulmuş bir dikiş makinesini evinde tutar yada kırık bir bardağı?
Peki ya birileri ‘’Evimdeki çamaşır makinesini süs olarak kullanıyorum, ona çok değer veriyorum, öyle çok değer veriyorum ki, makinem bozulmasın diye çamaşırlarımı elde yıkıyorum’’ demeye kalksa ne yapardınız?
Ya evindeki bilgisayarı çocuğunun eline oyuncak olarak verse ona ‘’Bu oyuncak değil, bir sürü işlevi var, bu bilgisayarla şunları şunları yapabilirsin; bu değerli şeyi çocuğun elinde oyuncak etme’’ demez miydiniz?
Ya gerçekten değer verdiğimizi her fırsatta söyleyip durduğumuz Kuran’ı da asıl değerini bilmeden, işlevini yerine getirecek şekilde kullanmadan, onun tüm özelliklerini bir kenara bırakıp kuru sözle ‘’Ben bu Kitaba çok değer veriyorum, ona söz söyletmem, ona dokundurmam, hatta yıpranmasın diye sayfalarını bile açmam’’ demenin, evdeki çamaşır makinesini kullanmamaktan ne farkı var yada süs gibi bir köşede tutmaktan?
Kuran’a gerçek değerini vermemek asıl onun indiriliş gayesini önemsemeden -aslında sadece kendimizi aldatarak- ‘’Madem bu Rab’bimden gelen Kitap’tır, bildiridir, mesajdır, öyleyse ben de O’nun mesajını dosdoğru algılayıp yaşama geçirmek için elimden geleni yapayım, O’nun benim için çizdiği en doğru yolda gideyim, bu Kitap bana kılavuzluk etsin, ne yaparsam, nasıl yaşarsam O’nun rızasını, hoşnutluğunu kazanırım, nasıl yanlışlarımı düzeltirim, vb.’’ diyemiyorsak, bu Kitaba gerçekten değer vermiş olur muyuz?
Ya O Kitabın Sahibi’ni gerçekten önemsemiş, O’na hak ettiği saygıyı göstermiş olur muyuz? Onun mesajını yeterince önemsemiyorsak, içeriğini anlamaya çalışmıyorsak, hatta açıp okumuyorsak, kılavuzluğundan yararlanmıyorsak, içindeki doğruları yaşamımıza geçirmiyorsak, sözlerimiz slogandan öteye geçmiyorsa, sözlerimiz ve davranışlarımız bir bütün oluşturmuyorsa, hayatımızdaki doğruluk oranını en üste çıkartıp, yanlışları da bir o kadar azaltmıyorsak, , din adına söylenen ne varsa sorgulamaksızın kabul ediyor, doğru yanlış süzgecinden geçirmiyorsak, Kitabımız bize gerçek anlamda kılavuzluk etmiyor demektir.
Ayrıca bu Kitabın Sahibine karşı da saygıda kusur ediyoruz demektir, değil mi?
Kitabı sadece bir süs eşyası gibi kullanıyoruz, gerçek değerini, kadrini kıymetini bilmiyoruz demektir.
Hele bir de ‘’Bize bu Kitap yetmez, din konusunda başka kitaplar da olmalı ki bu Kitabın eksiklerini onlar tamamlasın’’ diyorsak, insanların eserlerini Allah’ın Kitabıyla bir tutuyorsak bu durum nasıl açıklanır?
Bir de ‘’Bu Kitaba inanıyorum, onu hayatıma yön verecek bir kaynak olarak kabul ediyorum, din adına söylenen herşeye inanmam, bu Kitapta varsa inanırım yoksa inanmam’’ dedikleri halde Allah’ın mesajını, ayetlerini yeterince önemsemeyenler, onları yaşama geçirmede başarısız olanlar, doğrularla yanlışları birbirine karıştıranlar, bunlar da dosdoğru pusulayı yanlış kullanmış, bir süs eşyası gibi kullanmış olmazlar mı?
Kitabımızı okuyorsak okuduklarımız bize fayda etmeli, yaptığımız yanlışlardan engellemeli, gerçek fonksiyonunu yerine getirmeli, din konusunda bize tam bir bütünlük, sağlamlık kazandırmalı; ancak o zaman ’’Biz bu Kitaba ve O’nun Sahibi’ne inanıyoruz, değer veriyoruz’’ diyebiliriz.
|