HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Cenab-ı Hakk Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
elmuh
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 435
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı elmuh

===============================

"Cenâb-ı Hakk"

Allah’a “Cenâb-ı Hakk” demişiz…

Ne büyük , ne muhteşem bir söz!

“Cenâb”: Saygınlık, yücelik ve ululuk ifade eden bir deyim.

“Hakk”: 1- Gerçek, gerçeğin ta kendisi 2- Doğruluk, hak, adalet…

“Cenâb-ı Hakk”: Büyük, Saygın, Yüce Gerçek, Doğruluk, Hak, Adalet…

Esmaü’l-Hüsna’dan olan el-Hakk Kur’an’da on yerde doğrudan Allah yerine, 218 yerde gerçek, doğru, adalet, hak anlamında Kur’an, İslam ve tevhid yerine, hisse, pay, borç, borçlu anlamında da insan (kul) hakkı yerine kullanıyor.

***

“Hakk” kelimesinin, Batı dillerindeki realite” (gerçek, gerçeklik), “right” (doğruluk, dürüstlük) ve “justice” (adalet, doğruluk) sözcüklerinin karışımına tekabül ettiği söylenebilir.

Hint-Avrupa dil kökünde varlık (re), Latince’de varlık, nesne, şey (res), Orta Latince’de gerçek, nesnel (realis) olarak kullanılıyormuş, buradan Fransızca’ya ve İngilizce’ye gerçeklik, hakikat (realite) olarak geçmiş… Türkçe’de de bu manada kullanılıyor; realite, realize, realizm, reel, sürreel vs…

Arapça’da ise hak, gerçek, doğruluk, görev (haqq), gerçekleşmek, kesinleşmek (tahaqquq), hak etmek, müstahak olmak, hak kazanmak (istihqâq), araştırma, soruşturma, anket (tahqîqât), insan hakları (huqûqu’l-insâni), geçer, doğru, sağlam, kanuni, hakça (haqqanî), doğruluk, adalet, (haqqâniyet), dört yaşına giren deve ( hıqqa), gerçek, realite, hakikat, gerçeklik (haqiqat), gerçek, reel (haqîqî), esasen, gerçekten (fi’l-hagîga), haklı (muhıq) kelimeleri bu kökten…

***

Bu durumda hakk, soyut (verite) olanla somut (realite) olanın mutabakatını ifade ediyor. (Rağıp, Elmalılı).

Diyelim ki zihninizde soyut bir şeye inanıyorsunuz. Bunun gerçek ve doğru olduğunu nasıl anlayacağız? Zihinde olanı (verite), tarihte, hayatta ve tabiatta (realite) olanla test edeceğiz. Realitede olanla mutabık (uyumlu) ise işte o gerçektir, doğrudur.

Yani hayali olanı (umnî), sözlü olanı (kavlî) ve oluş halinde olanı (kevnî), birbiriri ile test edeceğiz. Gerçek olan (hakk) bunların mutabakatından çıkacak…

Bu durumda Allah’a el-Hakk (Gerçek) demek realitede olan/görünen değil; realite ile uyumlu olan Tanrı demektir. Kur’an ayetlerinin Hakk olması da realitede yaşanan sorunlarla uyumlu, onları çözmek için gelen, onlara gerçekçi çözüm yolları gösteren Kitap demek olur.

“Zihinlerde (verite) olan Allah’ı realitede göster, hani yok!” itirazı bu nedenle yanlıştır. Çünkü zihinde olanın realitede görülmesinden değil; realite ile uyumundan bahsediyoruz. Bu durumda Kur’an’ın realitedeki karşılığı demek, realite ile uyumu demektir. Kur’an’ın realitede görünmesi 7. yüzyılda yaşanmış bitmiştir ve biz o çağlarda yoktuk. Fakat Kur’an’ın realite ile uyumu örneğin “Bu kız çocukları hangi suçundan dolayı gömüldü?” sorusudur. Çünkü bu o günkü realitede görülen ve bugünkü realite ile de uyumlu olan bir sorudur. Nice kız çocuğunun hayatı hala diri diri mahvedilmiyor mu? Gelecekleri karartılmıyor mu? Uyuşturucudan tutun, fuhuş mafyalarına kadar nice kızın hayatı söndürülmüyor mu?

Realite ile uyumluluk derken bunu kastediyoruz.

Bu nedenledir ki İslam’ın bir gerçek hayat dini, Kur’an’ın da bir gerçek hayat kitabı olduğunu söyleyip duruyoruz. Buna uymayan İslam ve Kur’an yorumları ile yüzleşmeye girişiyoruz.

***

Demek ki biz adı Gerçek, Hak, Adalet olan bir saygınlığa ve yüceliğe (Cenâb) inanıyoruz.

Hal böyle olunca yeryüzünün en “gerçekçi” insanlarının Müslümanlar olması, dahası gerçekçiliği onların insanlığa öğretmesi gerekmiyor mu? Çünkü Tanrılarına “Cenâb-ı Hakk” (Büyük, Yüce Gerçek) diyorlar…

Hal böyle olunca yeryüzünün en hakka hukuka riayet eden, hak konusunda kılı kırk yaran insanlarının Müslümanlar olması, dahası hakkı ve hukuku onların insanlığa öğretmesi gerekmiyor mu? Çünkü Tanrılarına “Cenâb-ı Hakk” (Büyük, Yüce Hak) diyorlar…

Hal böyle olunca yeryüzünün en adaletli insanlarının Müslümanlar olması, dahası adaleti onların insanlığa öğretmesi gerekmiyor mu? Çünkü Tanrılarına “Cenâb-ı Hakk” (Büyük, Yüce Adalet) diyorlar…

İslam inancının mihverinde bunlarr olduğuna göre, tepeden tırnağa bütün dinin bu bakış açısı ile ele alınması, yaşanması ve insanlığa öylece sunulması gerekmiyor mu?

Fakat heyhat!

Yeryüzünün neredeyse en “gerçeklikten” (tarihten, hayattan ve tabiattan) kopmuş, hak, hukuk ve adaletten bihaber milletleri Tanrılarına “Cenâb-ı Hakk” diyenler…

Kalkmış “gavur” dedikleri milletlerden “gerçekçilik” (realizm) öğrenir, onlardan hak, hukuk, adalet dilenir hale gelmişler.

Yetmiyormuş gibi “Nereye gidiyorsunuz? Siz “Cenâb-ı Hakk’a” inanmıyor muydunuz? Demek inandığınız başka bir şeydi ya da galiba aslında inanmıyorsunuz. Gelin “Cenâb-ı Hakk’a” (gerçeğe, hakka, adalete) adam gibi inanalım, yaşayalım ve yaşatalım…” diyenleri de, Batıdaki realizmden etkilenmekle, modernist mülahazalar içinde olmakla suçlamazlar mı?

“Ne sırıtıyorsun, anlattığım senin hikayen” demiş şair…

Ben de diyorum ki: “Neden şaşırıyorsun, anlattığım senin iddian, davan: Cenâb-ı Hakk; Gerçek, Hakk, Adalet…”

Buna inananın doğrudan doğruya gerçekçi olması; tarihe, hayata ve tabiata yaslanması gerekmez mi?

Buna inananın dininin direğinin doğruluk, dürüstlük, hak, adalet olması gerektiği gayet normal değil mi?

Buna inananın “En büyük günah kul hakkı yemektir” demesi son derece doğal değil mi?

Merkez öyle olunca periferinin de böyle olması gayet tabiî değil mi?

Kaptan öyle olunca mürettebatın da böyle olması gerekmez mi?

Bir dinin tanrısı öyle olunca, inananlarının da böyle olması gerekmiyor mu?

***

Bakın Kur’an nerelerde Allah’a “el-Hakk” diyor. Aynı ayetler içinde el-Hakk nasıl tefsir ediliyor. Meal okumayı bıktırıcı hale getirenlere inat lütfen dikkatlice okuyun, bundan sıkılmayacaksınız…

* “Biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik. Onda her tür uyarıyı apaçık yaptık ki belki onu okuyan Allah’ın öfkesini çekmekten sakınır veya titreyip kendine döner. Demek ki egemen olan Allah GERÇEĞİN TA KENDİSİDİR; yüceler yücesidir! Dolayısıyla vahyi bütünüyle okumadan Kur’an’dan sonuç çıkarmada acele etme ve ‘Rabbim bilgimi artır’ de.” (Taha; 20/113-114)

Yani: Kur’an’ı teberrüken okuyarak, içinde ne dediğini anlamadan, gerçeklik (tarih, insan, hayat ve tabiat) hakkında bilgi sahibi olmadan, kulaktan dolma, ayaküstü bilgi kırıntıları ile ayetleri yorumlamaya kalkma. “Rabbim bilgimi artır” de. “Gerçeği bana öğret, gerçeklikten beni koparma” de. Çünkü senin Rabbin ve apaçık ayetleri gerçeğin ta kendisi (el-Hakk) tır. O’na yaslanan yıkılmaz…

* “Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten kuşkuda iseniz; bilin ki, Biz sizi topraktan, sonra atılıp saçılandan, sonra ilişip yapışandan, sonra da belli belirsiz bir çiğnem et parçasından yarattık ki olacak olanı ortaya çıkaralım. Böylece dilediğimizi belirli bir süreye kadar rahîmlerde tutar sonra bir bebek olarak çıkarırız. Artık kiminiz ergenlik çağına erişir, kiminize ölüm erken gelir, kiminiz de ne dediğini bilmez bunak bir ihtiyar oluncaya kadar yaşar… Yine yeryüzünü de kupkuru görürsün ama üzerine su yağdırdığımız zaman harekete geçer; kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir. İşte bütün bunlar gösteriyor ki Allah GERÇEĞİN TA KENDİSİDİR. O, ölüleri kesinlikle diriltecektir! O’nun her şeye gücü yeter; bundan hiç şüpheniz olmasın. Kıyamet kesinlikle kopacak! Onda hiç şüphe yok. Allah mezarlarda yatan herkesi kaldıracak; bundan asla şüpheniz olmasın.” (Hacc:22/5- 7).

Yani: Ey insanlar! Eğer Allah’ın gerçeğin ta kendisi olduğunu anlamak istiyorsanız, bizzat yaşanan gerçekliğe bakın. Kendi doğumunuza, hayatınıza, ölümünüze bakın. Doğada yaşanan gerçekliğe bakın. Yağmurlar nasıl yağıyor, kuru toprak nasıl yeşeriyor, bitkiler nasıl bitiyor bakın… Bunlar nasıl gerçekse, yazdan sonra sonbahar, sonbahardan sonra kış nasıl geliyorsa, dünya hayatından sonra da ahiret hayatı öyle gelecektir. Bebek nasıl yaşlanıyor, doğururken ölen annenin bebeği nasıl yaşıyorsa, sizden sonra nasıl yeni insanlar yeryüzüne geliyorsa, yeryüzünden sonra da ahiret hayatı öyle gelecektir. Yalnızca ve sadece GERÇEK’tir hep yaşayan…

* “Onlara ‘Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan hiç şüphen olmasın ‘Allah’ diyecekler. De ki: ‘Bütün övgüler Allah’a aittir.’ Fakat çoğu bunun ne demek olduğunu bilmez. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Yegane övülmeye layık olan O’dur; bundan hiç şüpheniz olmasın. Eğer yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsa, deniz de mürekkep, sonra buna yedi deniz daha eklense Allah’ın sözleri tükenmez. Allah çok güçlüdür, bilgedir; bundan hiç şüpheniz olmasın. Sizin yaratılmanız da, tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir; bundan hiç şüpheniz olmasın. Allah’ın geceyi gündüze, gündüzü de geceye çevirdiğini görmüyor musun? Güneş ile ayı da emrine amade kılmış. Her biri belirli süreye doğru akıp gidiyor. Allah yaptıklarınızdan haberdardır; bundan hiç şüpheniz olmasın. Bu şundan: Allah GERÇEĞİN TA KENDİSİDİR. O’ndan başka çağırdıklarınız hepsi sahtedir. Ulu ve büyük olan yalnızca Allah’tır; hiç kuşku yok! Allah’ın lütfuyla gemilerin denizde nasıl akıp gittiklerini görmüyor musun? Böylece Allah size varlığına dair işaretleri gösteriyor. Bunda güçlüklere göğüs germesini bilen ve şükrünü eda etmek isteyenler için büyük dersler vardır; hiç kuşku yok! Bakın, denizde kimilerini dağ gibi dalgalar sardığında, hemen dine sarılıp Allah’a yalvarıp yakarırlar. Tehlike geçip de sağ salim kıyıya ulaştırdığında ise içlerinden kimileri hala kararsızdır. Zaten hiç kimse haince bir nankörlüğe kapılmadıkça ayetlerimizi bile bile inkâr etmez” (Lokman: 31/25-32).

Ayetleri böyle yoğun bir şekilde vermeme bakarak üzerinize bıkkınlık çökmesin. Dikkatle okuyun. İnsanı, hayatı ve doğayı nasıl tasvir ediyor, neye gerçeklik diyor görün. Yerleri ve gökleri yaratanın “Allah” olduğunu söylediği halde hepsi apaçık ayetler (gerçekler) olan insan, hayat ve doğadan kopmuş olanları anlatılıyor bu ayetler…

Onlar bir Allah’a inanırlar ama gerçeklikten kopmuşturlar. Gözlerinin önündeki gerçekliğe karşı sağır, dilsiz ve kör olmuşlardır. Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsa, deniz de mürekkep, sonra buna yedi deniz daha eklense anlatmakla, öğrenmekle, bilmekle tükenmeyecek olan yaşayan gerçeklikten habersizdirler. Allah’ı, gecenin gündüze, gündüzün de geceye çevrilmesinde, güneş ile ayı emre amade kılmasında ve her birinin belirli süreye doğru akıp gitmesinde, gemilerin denizde nasıl akıp gittiklerinde yani açık tabiatta, yaşayan doğada ayetlerini göstermesinde aramazlar da cinde, peride, sırda, büyüde, tılsımda, kırklarda, yedilerde vs. ararlar. O inandıklarına da Allah derler. “Cenâb-ı Hakk” yani gözlerinin önünde ayetleriyle kendini gösteren gerçeğin ta kendisinden habersizdirler.

* “Hiç bir şeyden habersiz, kendi halinde namusuyla yaşayan mümin kadınlara zina iftirası atanlar dünyada ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onları büyük bir azap bekliyor. Dilleri, elleri ve ayaklarının yaptıklarını dile gelip anlatacağı gün…O gün Allah onlara hak ettikleri cezayı verecektir. Böylece onlar, Allah’ın her şeyi açığa çıkaran GERÇEĞİN TA KENDİSİ olduğunu bileceklerdir. (NUR: 24/23-25).

Yani: Namuslu kadınlara iftira atarak, insanları başka türlü göstererek, gerçeği saptırarak, apaçık gerçeği sahte (batıl) iddialarla görünmez hale getirmeye çalışarak gerçeklikten kopanlar boşuna uğraşırlar. Bir gün diller, eller, ayaklar dile gelip konuşacak ve gerçeği olanca yalınlığı ile ortaya dökecektir. Kimse gerçek neyse ondan kaçamayacak. Bütün ömrünü sahtekarlık (batıl) üzerine kurduğu halde gerçekmiş gibi kendini gösterenlerin foyası ortaya çıkacak, hak (gerçek) gelince batıl (sahte) yok olup gidecek, maskeler düşecek ve gerçek yüzlerine yüzlerine vurulacaktır. Bundan kaçış imkansızdır. Çünkü O’nun adı “Cenâb-ı Hakk’tır.

Neye inandığınızı iyi düşünün…

* “İman edenlerin Allah’ı ve O’nun katından inen GERÇEĞİN TA KENDİSİNİ hatırlamaları için titreyip kendilerine gelme zamanı gelmedi mi? Yoksa önceki çağlarda kendilerine kitap verilip de sonra üzerlerinden uzun zaman geçince günaha dalarak kalpleri katılaşanlar gibi mi olacaklar? (HADİD: 57/16)

Yani; iman iddiasında bulunanların “Cenâb-ı Hakk’ı” (gerçeği, hakkı ve adaleti) ve O’nun katından gelen gerçeğin, hakkın ve adaletin evrensel sesi Kur’an’ı hatırlamaları, ona dönmeleri ve onunla titreyip kendilerine gelme zamanı gelmedi mi? Yoksa önceki çağlarda kendilerine kitap verilenler gibi, aradan uzun zaman geçince gerçeklikten (tarih, insan, hayat ve tabiattan) koparak dinlerini tapınak dinine çevirenler, kitaplarını terk edenler, duvarlara asanlar, ölüler kitabı haline getirenler, cenaze ritüeli haline sokanlar, haktan ve adaletten sapanlar, günaha dalanlar, inançlarını hurafe çöplüğüne döndürenler, sanki Allah yokmuş gibi yaşayanlar, sanki Kur’an bize seslenmiyormuş gibi arkasına bakınıp duranlar, sanki Kur’an bize değil de duvarlara okunuyormuş gibi kalpleri kaskatı kesinler gibi mi olacaklar?

***

Kur’an ondört asır önce soruyor bu soruyu, dikkat ediniz.

“Ya bunlar da öncekiler gibi olursa?” diye soruyor. “Bu Kitap yine mi terkedilecek, yine mi boşlukta kalacak, yine mi “ölü metin” haline gelecek” diye endişelerek soruyor.

“Yoksa siz de mi, yine mi?”

Şu soruya bakar mısınız!

Ne yazık ki öyle…

Yine öncekiler gibi oldu, yine terk edildi, yine boşlukta kaldı, yine ölü metin haline geldi.

Yine gerçeklikten koptu.

***

Gelin “Cenâb-Hakk’a” (Gerçeğe, Hakka, Adalete) yeni baştan iman edelim. İmanımızın mihverine bunu koyalım ve buna göre tepeden tırnağa Allah, kitap, peygamber ve din anlayışımızı yenileyelim. İnsana, tarihe, hayata ve tabiata dönelim.

Gelin dönelim gerçeğe, adalete, hakka

Mecburdur bütün geceler çıkar sabaha

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol…



__________________
O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.
Yukarı dön Göster elmuh's Profil Diğer Mesajlarını Ara: elmuh
 
gercekci-dost
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 nisan 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gercekci-dost

Yüreğine sağlık. okurken etkilenmemek elde değil. inşaAllah biz öyle olmayacağız.  Yüce Rabbimizin bizi dosdoğru yola iletmesi için gönderdiği Yüce Kitab'a sıkı sıkı sarılacağız. Kur'an asla ölü bir metin olmayacak, bilakis her an içimizde hissedeceğiz.

sevgilerle...



__________________
43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Yukarı dön Göster gercekci-dost's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gercekci-dost
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats